Aydınlanma (Enlightenment): Akıllılık, yardımseverlik ülkülerine ve özgürlük, adalet ve eşitliğin insanın doğal hakları olduğu inancına odaklanmış 18inci yüzyıl akımı.
Ayrılıkçılar (Separatists): 16’ıncı ve 17’inci yüzyıllar arasında reform hareketine katılmaktansa İngiliz Kilisesi'nden ayrılmayı tercih eden bir Püriten mezhebi. Amerika’da ilk yerleşenlerin çoğu ayrılıkçıydı.
Beatnik: 1950’ler ve 1960’ların ilk yıllarında kurulu düzene karşı Jack Kerouac, Allen Ginsberg ve diğerleri ile bağlantılı sanatsal ve edebi başkaldırı. “Beat” kutsallığı (beatification" – ölmüş bir kimsenin Papa tarafından azizlik derecesine çıkartılması) ve acı çekmeyi ("beaten down" - perişan) çağrıştırır.
Boston’lu Brahminler (Boston Brahmins):19’uncu yüzyılda New England yaşayan, sözü geçen ve saygı gören ve zenginler sınıfı değerlerinden olan soyluluk geleneklerini koruyan yazarlar.
Bölgesel yazı (Regional writing): Birleşik Devletler'in bir bölgesine ait adetleri ve peyzajı inceleyen yazı.
Çok kültürlü (Multicultural): Birden fazla etnik ve ırksal alt-kültür arasındaki yaratıcı değiş tokuş.
Çökmüşler (Decadents): Sonlar, çürüme ve yapaylık gibi “yeni yüzyıl” fikirleriyle uğraşan 19’uncu yüzyıl sonu ve 20’nci yüzyıl başındaki başlıca İngiliz ve Fransız “estetik” sanatçıları ve yazarları.
Deizm (Deism): Mucizeler yerine aklı vurgulayan ve biraz Kalvinizm ve dinsel hurafelere tepki olarak ortaya çıkan 18’inci yüzyıl Aydınlatma dini.
Destansı taşlama (Mock-epic): Destansı biçimde yazılmış parodi.
Devrimci Savaş (Revolutionary War): Amerikan sömürgelerinin 1775-1783 arasında Britanya’ya karşı yürüttüğü Bağımsızlık Savaşı.
Dışavurumculuk (Expressionism): İç duygusal durumu anlatabilmek için dış görünüşleri çarpıtan Alman kökenli Birinci Dünya Savaşı sonrası ortaya çıkan bir sanat akımı.
Doğacılık (Naturalism): 19’uncu yüzyıl sonunda ve 20’nci yüzyıl başında Fransa’da ortaya çıkmış, sosyal sorunları canlı biri biçimde tanımlayan ve insanları kendilerinden daha büyük sosyal ve ekonomik güçlerin kurbanı olarak gören edebi yaklaşım.
Dönüşlü (Reflexive): Kendine yönelik. Edebi bir eser kendine gönderme yaptığında dönüşlü olur.
Ellipsis: Bir metinden yapısının dilbilgisi açısından doğru olması için konması gereken ama anlamı bozulmadığı için bir veya birden fazla kelimenin çıkartılması.
Eski İskandinavya Dili (Old Norse): Eski İskandinav masallarının dili olan ve hemen hemen çağdaş İzlanda diliyle aynı olan eski zamandan kalma Norveç dili.
Fantezi Kavram (Conceit): Genişletilmiş metafor. İngiltere’de Rönesans dönemindeki metafizik şiirleri ve Amerika’da sömürgeler dönemine ait Anne Bradstreet gibi şairlerin yazdığı şiirleri anlatmak için kullanılan terim.
Faust: Tanrısal olabilmek için ruhunu şeytana satan edebi karakter; İngiliz Rönesans oyun yazarı Christopher Marlowe (1564-1593) ve Alman Romantik yazar Johann Wolfgang von Goethe (1749-1832) tarafından yazılmış oyunların baş kahramanı.
Feminizm (Feminism):19’uncu yüzyılda ortaya konan, kadınların erkeklerle doğuştan eşit olduğunu ve eşit haklar ve fırsatları hakkettiklerini savunan görüş. Daha yakın zamanda, 1960’ların sonlarında Amerika Birleşik Devletleri'nde başlayarak bütün dünyaya yayılan sosyal ve siyasal akım.
Gerçeküstücülük (Surrealism): Bilinçdışı izlenimini vermek için mantıksız, rüyamsı şekiller ve olaylar kullanan Avrupa kökenli edebi ve sanatsal akım.
Güney (South): A.B.D.'de Maryland, Virginia, Kuzey Carolina, Güney Carolina, Georgia, Kentucky, Tennessee, Louisiana, Mississippi, Alabama, Missouri, Arkansas, Florida, West Virginia, ve Doğu Teksas’ı içine alan bölge.
“Hafif” edebiyat (“Light” literature): Eğlence için yazılmış popüler edebiyat.
Haksızlıkların Peşine Düşmek (Muckrakers ): İş dünyası ve hükümetteki yozlaşmayı vurgulayarak sosyal reforma yol açan Amerikalı gazeteci ve yazarlar (1900-1912).
Hartford Wits: Connecticut’taki Yale Üniversitesi'nde 18’inci yüzyıl sonlarında ortaya çıkan yurtsever ama tutucu edebiyat grubu (Connecticut Wits olarak da tanınırlar).
Hece vezni (Syllabic versification): Bir mısradaki hecelerin sayısına dayanan şiir ölçüsü.
Hudibras: İngiliz yazar Samuel Butler (1612-1680) tarafından yazılmış destansı taşlama. Hudibras erken Devrim dönemi hicivcileri tarafından taklit edilmiştir.
İç Savaş (Civil War): Birliğe bağlı kalan kuzey eyaletleri ve birlikten ayrılarak Konfederasyon kuran güney eyaletleri arasındaki savaş (1861-1865). Kuzeyin zaferi köleliğe son vererek birliği korudu.
İlahi Takdir (Providence): Yeryüzünde gerçekleşen olaylarla ifade edilen Tanrı buyruğu. Kader vahiy olarak algılanır.
İmge (Image): Bir cismin veya görünen şeyin somut anlatımı.
İmgeciler (Imagists): 1912 ve 1914 yılları arasında içlerinde Ezra Pound ve Amy Lowell’in de bulunduğu, çoğu Amerikalı şairlerden oluşan, keskin görsel biçimler ve konuşma dili kullanan bir grup.
İroni (Irony): Bir kelime veya cümlenin bilinen anlamı ardında saklı (genellikle aykırı) anlam.
Kalvinizm (Calvinism): Püriten toplumun temeli olan Fransız Protestan kilisesi reformisti John Calvin’in (1509-1564) katı Tanrıbilim öğretisi. Calvin bütün insanların günahkar olarak doğduğunu ve kişiyi sadece Tanrının (kilisenin değil) merhametinin cehennemden kurtarabileceğini savundu.
Karakter Yazıları (Character Writing): 17’nci ve 18’inci yüzyıllarda popüler olan ve bir grup veya bir tipi temsil eden edebi karakter skeçleri.
Kendi Kendine Yetme Kitabı (Self-help book): Okuyucularına yaşamlarını kendi çabalarıyla nasıl iyileştirebileceklerini anlatan kitap. 19’uncu yüzyıl ortasından günümüze kadar popüler olmuş bir Amerikan tarzı.
Knickerbocker Okulu (Knickerbocker School): 1800’lerin başlarında İngiliz ve Avrupa’nın edebi üslubunu taklit eden New York şehri kökenli yazarlar.
Köle hikayeleri (Slave narrative): Amerika Birleşik Devletler'deki ilk siyah edebi düzyazıları; Afrikalı-Amerikalıların kölelik altındaki yaşamlarının anlatımı.
Köleliğin Kaldırılması Hareketi (Abolitionism): 1860larda Sivil Savaş'tan önce Kuzey Amerika’da köleliğin kaldırılması için sürdürülen hareket.
Madrabaz (Trickster): Kabilelerin (özellikle Afrikalı-Amerikalıların ve Amerikan Yerlilerinin) halk hikayelerinde kültürel davranış kurallarını çiğneyen kurnaz karakter; genellikle kültürel kahraman sayılırlar.
McCarthy Dönemi (McCarthy Era): Soğuk Savaş sırasında (1940’ların sonu 1950’lerin başı) A.B.D. Senatörü Joseph McCarthy ve taraftarlarının Komünist Parti üyesi, eski üyesi veya sempatizanı olduğundan kuşkulandıkları kişilerin peşine düştükleri dönem. Çeşitli iş kollarında “kara listeler” oluşturarak – bu işlerde listelerde yar alanların çalışmasını önlemek onun çabaları arasındaydı. Sonunda McCarthy Senato'daki çalışma arkadaşları tarafından dışlandı.
Metafizik şiirl (Metaphysical poetry): 17’nci yüzyılda nükte ve şaşırtıcı şekiller kullanan karmaşık bir İngiliz şiir biçimi.
Milenyializm (Millennialism): Yeni Ahit’te önceden haber verildiği gibi Hazreti İsa’nın Dünyaya dönerek 1000 yıllık barış ve esenliği başlatacağına ilişkin 17’nci yüzyıl Püriten inancı.
Mit / Söylence (Myth): Genellikle tanrılara veya kahramanlara ait efsanevi hikayeler veya bir kültürün ideolojisini anlatan tema.
Modernizm (Modernism): Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra gelenekler konusunda hayal kırıklığı dile getiren ve yeni teknolojiler ve vizyonlara açık uluslararası kültür akımı.
Motif: Tekrarlanan görüntü, tema veya olay gibi öğe.
Neoklasizm (Neoclassicism): Aydınlanma ile ilişkili, klasik modellerden ilham alan ve akıl, uyumluluk ve sınırlamayı vurgulayan 18inci yüzyıl sanat akımı.
New England: Günümüzde Maine, Vermont, New Hampshire, Massachusetts, Rhode Island, ve Connecticut’ı içine alan ve erken sanayileşmesi ve entelektüel yaşantısı ile tanınan A.B.D. bölgesi. Geleneksel olarak, açıkgöz, bağımsız, eli sıkı “Kuzeyli” tüccarın evi.
Objectivist: Biçimleri ve günlük konuşma tarzını vurgulayan William Carlos Williams ile ilişkilendirilen 20’nci yüzyıl ortalarına ait şiir akımı.
Orta Sömürgeler (Middle Colonies): Günümüzdeki Atlantik kıyısındaki veya doğudaki A.B.D. eyaletleri – merkezi New York şehri ve Philadelphia olan ticari etkinliklerle tanınan sömürgeler dönemindeki New York, New Jersey, Pennsylvania ve bazen Delaware.
Ortabatı (Midwest): Birleşik Devletler'in Ohio Nehri'nden Kayalık Dağları'na kadar uzanan ve Prairie (ova) ve Great Plains bölgelerini içine alan orta kısmı.
Plains Bölgesi (Plains Region): Birleşik Devletler'in Kayalık Dağları'ndan Prairie’ye kadar uzanan doğuya doğru eğimli orta bölgesi.
Post-modernizm (Post-modernism): 20’nci yüzyılın sonuca bağlanmamış olmak ve kolajla tanımlanan ve medyadan etkilenmiş estetik anlayışı. Post-modernizm kültürel ve sanatsal formların temelini kendine yönelik ironi ve popüler kültür ve elektronik teknoloji öğelerini yan yana getirerek sorgular.
Prairie: Birleşik Devletler'in ortabatısındaki düz, çorak çiftlik bölgesi.
Primitivism: Tabiatın kültüre kıyasla daha gerçek ve sağlıklı modeller ürettiğine ilişkin inanış. “Soylu vahşi” miti buna bir örnektir.
Püritenler (Puritans): 17’nci yüzyılda dinsel özgürlükleri için anavatanlarından kaçarak New England bölgesinde yerleşen ve sömürge kuran İngiliz dinsel ve siyasal reformcular.
Reformasyon (Reformation): 15’inci ve 17’nci yüzyıllar arasında kuzey Avrupa’da ortaya çıkarak Katolik'liği düzeltmek isteyen ve sonunda Protestanlığın doğuşuna yol açan siyasal ve dinsel akım.
Romans (Romance): Romantik dönemle ilişkilendirilen duygusal açıdan zengin, sembolik Amerikan romanları.
Romantisizm (Romanticism): Neoklasizm'e karşı tepki. 19’uncu yüzyılın başlarında ortaya çıkan bu akım bireyi, tutkuları ve içsel dünyayı yüceltti. Güçlü duygular, hayal gücü, sanatsal biçimlerde alışılmış doğruculuktan kurtulma, sosyal geleneklere karşı çıkma.
Saga: Eskiden kalma tarihsel veya efsanevi İskandinav hikayesi.
Salem Cadılarının Yargılanması (Salem Witch Trials): 1692’de Salem, Massachusetts’te büyücülük iddiaları üzerine yapılan yargılamalar. On dokuz kişi asılırken çok sayıda diğerleri de büyücü olduklarını itiraf etmeye veya başkalarını büyücülükle suçlamaya zorlandılar.
Seçim (Election): Onun ilahi isteğine göre cennete girecek bireyleri Tanrının “seçtiği” Püriten bir öğreti.
Sentez (Synthesis): Edgar Allan Poe ve diğerleri tarafından saklı iletişimleri akla getirmek ve egzotik etkiler yaratmak için kullanılan iki duyunun harmanlanması.
Sözlü gelenek (Oral tradition): Sözlü olarak aktarım; kuşaklar boyunca aktarılan gelenek; sözlü halk geleneği.
Tarz (Genre): Edebi biçimler kategorisi (örn. roman, lirik şiir, epik)
Tema (Theme): Edebi bir eserde kapsanan soyut fikir.
Tory: 1700lerin sonlarında Devrimci Savaş sırasında Amerika’daki zengin İngiliz yanlısı hizip.
Transandantalizm (Transcendentalism): 1835 ve 1845 yılları arasında en yüksek noktasına ulaşan New England’da Romantik dönemdeki geniş kapsamlı, felsefi akım. Tabiatta Tanrıbilimin rolünü ve bireyin sezgilerini vurguladı ve aklın karşısında duyguları yüceltti.
Tutsaklık Hikayeleri (Captivity Narrative): Sömürgeler döneminde Mary Rowlandson ve John Williams gibi yazarlar tarafından yaratılan ve Yerli Amerikan kabileleri tarafından tutsak edilmeyi anlatan hikayeler.
Uzun hikaye (Tall tale): Genellikle insanüstü güçleri içeren olaylara odaklanan, Amerika'nın batı sınırı bölgelerinde rastlanan gülünç, abartılmış hikaye.
Üstü örtülü söz etme (Allusion): Edebi bir metinde bir başka metne üstü kapalı yada dolaylı bir başvuru.
Varoluşçuluk (Existentialism): Acı çeken bireyin bilinemez, karmakarışık ve görünüşte boş bir evrende bir anlam yaratması gerektiği görüşünü savunan felsefi bir akım.
Yapıyı Bozma (Deconstruction): Gizli ideolojik varsayımları ortaya çıkarmak için metinler üzerinde yapılan tartışmalı inceleme yöntemi. Bir terimin öbürüne kıyasla kayrıldığı (örneğin tabiata karşı kültür, kadına karşı erkek) hiyerarşik düşünme yöntemini sorgular. Dilbilimci Ferdinand de Saussure’in dili bir farklılıklar sistemi olarak gören bakış açısını geliştiren Fransız kuramcı Jacques Derrida’nın düşüncesinden yola çıkar.