3 Moğol diplomatikası için bkz. A. P. Grigor’ev, Mongol’skaya Diplomatika XIII-XV vv (Çingizidskie jalovannıe gramotı), İzdatel’stvo Leningradskogo Universiteta, Leningrad 1978.
4 István Vásáry, Az Arany Horda Kancellárıáya, Keleti Értekezések 3., Körösi Csoma Társaság, Budapest 1987, s. 22-23.
5 M. Fuat Köprülü, Türk Edebiyatı Tarihi, Ötüken yayın evi, İstanbul 1986, s. 298-299.
6 Jan Reychman, A. Zajaczkowski, Osmanlı Türk Diplomatikası El Kitabı, Çev. Mehmet Fethi Atay, T. C. Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı yayın nu: 10, İstanbul 1993, s. 177.
7 M. Fuat Köprülü, Türk Edebiyatı Tarihi, Ötüken yayınevi, İstanbul 1986, s. 299.
8 M. Fuat Köprülü, “Bibliyografya Tenkidiyle-Altınordu’ya Ait Yeni Araştırmalar”, Belleten V/19, Türk Tarih Kurumu, Ankara, 1941, s. 398.
9 M. A. Usmanov, Jalovannıe Aktı Djuçieva Ulusa XIV-XVI vv, İzdatel’stvo Kazanskogo Universiteta, Kazan 1979.
10 István Vásáry, Az Arany Horda Kancellárıáya, Keleti Értekezések 3., Körösi Csoma Társaság, Budapest 1987, s. 22-23.
11 István Vásáry, a.g.e., s. 12-17.
12 Kelimenin etimolojisi ile ilgili bkz. ED966b yarlıg; TMEN IV1849 yarlıg; Özyetgin, A. Melek, a.g.e., s. 73-74. Ayrıca bkz. Vásáry, István, a.g.e., s. 23-27.
13 İbrahim Kafesoğlu, Türk Milli Kültürü, Ötüken Neşriyat, İstanbul 1997, s. 243.
14 A. Zeki Velidî Togan, Umumî Türk Tarihi’ne Giriş, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları: 1534, Enderun Kitabevi, 3. Baskı, İstanbul 1981, s. 97.
15 H. F. Schurmann, “Mongolian Tributary Practices of The Thirteenth Century”, Harvard Journal of Asiatic. Studies, Volume 19, İssue 3/4 (Dec., 1956), s. 353-355.
16 M. D. Priselkov, Xanskie Yarlıki Russkim’ Mitropolitam’, Tipografiya “Nauçnoe Delo” Zagorodnıy pr. 74, Petrograd, 1916, 116s.
17 H. F. Schurmann, a.g.m., s. 341.
18 Hasan Ortekin, “Birinci Mengli Girey Han Yarlığı”, Türkiyat Mecmuası, C. IV, İstanbul 1934, s. 100.
19 Akdes Nimet Kurat, Rusya Tarihi Başlangıçtan 1917’ye Kadar, Türk Tarihi Kurumu Basımevi, Ankara 1948, s. 132-133.
20 Akdes Nimet Kurat, a.g.e., s. 135-139.
21 Jan Reychman, A. Zajaczkowski, Osmanlı Türk Diplomatikası El Kitabı, Çev. Mehmet Fethi Atay, T. C. Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı yayn nu: 10, İstanbul 1993, s. 179.
22 Jan Reychman, A. Zjaczkowski, a.g.e., s. 179.
23 István Vásáry, Az Arany Horda Kancellárıáya, Keleti Értekezések 3., Körösi Csoma Társaság, Budapest 1987, s. 67.
24 Hasan Abdullahoğlu, “Temir Kutluk Yarlığı”, Türkiyat Mecmuası, C. III, (1926-1933), İstanbul, s. 209.
25 A. Melek Özyetgin, Altınordu, Kırım ve Kazan Sahasına Ait Yarlık ve Bitiklerin Dil ve Üslûp İncelemesi, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Türk Dil Kurumu Yayınlar: 658, Ankara, 1996, s. 106, 136.
26 A. Melek Özyetgin, Altınordu, Kırım ve Kazan Sahasına Ait Yarlık ve Bitiklerin Dil ve Üslûp İncelemesi, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Türk Dil Kurumu Yayınlar: 658, Ankara, 1996, s. 112-113, 143.
27 Sir G. Clauson, An Etymological Dictionary of Pre-thirteenth-Century Turkish, Oxford, 1972, 556a (ED).
28 G. Doerfer, Türkische und mongolische Elemente im Neupersischen, 4 c., Wiesbaden, (1963-75), 1963, I. C, s. 351-353 (TMEN).
29 A. Zeki Velidî Togan, Umumî Türk Tarihi’ne Giriş, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları: 1534, Enderun Kitabevi, 3. Baskı, İstanbul 1981, s. 287.
30 A. Melek Özyetgin, Altınordu, Kırım ve Kazan Sahasına Ait Yarlık ve Bitiklerin Dil ve Üslûp İncelemesi, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Türk Dil Kurumu Yayınlar: 658, Ankara, 1996, s. 106.
31 A. Melek Özyetgin, a.g.e., s. 114.
32 A. Melek Özyetgin, a.g.e., s. 115.
33 A. Melek Özyetgin,a.g.e., s. 129.
34 Etimolojisi için bkz. Clauson ED299b, Doerfer TMEN I 717; A. Melek Özyetgin, a.g.e., 74-75. Ayrıca bkz., István Vásáry a.g.e., s. 23-27.
35 Mehmet İpşirli, “Bitik”, Türk Diyanet Vakfı, İslâm Ansiklopedisi, C. VI, İstanbul 1992, s. 225.
36 Mehmet Zeki Pakalın, Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü, I. C., Milli Eğitim Basımevi, İstanbul 1983, s. 237; Mehmet İpşirli, a.g.m., s. 225.
37 A. Melek Özyetgin, Altınordu, Kırım ve Kazan Sahasına Ait Yarlık ve Bitiklerin Dil ve Üslûp İncelemesi, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Türk Dil Kurumu Yayınları: 658, Ankara, 1996, s. 117-118.
38 A. Melek Özyetgin, Altınordu, Kırım ve Kazan Sahasına Ait Yarlık ve Bitiklerin Dil ve Üslûp İncelemesi, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Türk Dil Kurumu Yayınları: 658, Ankara, 1996, s. 91-93.
39 István Vásáry, Az Arany Horda Kancellárıáya, Keleti Értekezések 3., Körösi Csoma Társaság, Budapest 1987, s. 29-38.
40 Mehmet İpşirli, “Bitik”, Türk Diyanet Vakfı, İslâm Ansiklopedisi, C. VI, İstanbul 1992, s. 225.
41 Orhan F. Köprülü, “Bahşı”, Türk Diyanet Vakfı, İslâm Ansiklopedisi, C. IV, İstanbul 1991, s. 520-521.
42 İ. H. Uzunçarşılı, Osmanlı Devleti Teşkilâtına Medhal, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Türk Tarih Kurumu Yayınları VIII. Dizi-Sa. 10a2, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara, 1988, 219-220.
43 A. Melek Özyetgin, a.g.e., s. 115.
44 A. Melek Özyetgin, a.g.e.,s. 130.
45 Daha geniş bilgi için bkz. István Vásáry, a.g.e., s. 46-61; M. A. Usmanov, Jalovannıe Aktı Djuçieva Ulusa XIV-XVI vv, İzdatel’stvo Kazanskogo Universiteta, Kazan 1979, s. 140-167.
46 A. Melek Özyetgin, Altınordu, Kırım ve Kazan Sahasına Ait Yarlık ve Bitiklerin Dil ve Üslûp İncelemesi, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Türk Dil Kurumu Yayınlar: 658, Ankara, 1996, s. 107, 116.
47 A. N. Samoyloviç, “Cucu Ulusu’nda Payza ve Baysaya Dair”, Türk Hukuk ve İktisat Tarihi Mecmuası, C. II, 1932-39, İstanbul-Bürhaneddin Matbaası, 1939, s. 60-62.
48 A. N. Samoyloviç, a.g.e., s. 60-61.
49 G. Doerfer, p#yza “Täfelchen mit einer Inschrift des Chans als Ausweis von Autoritätsträgern” kelimesinin Çinceden Moğolcaya ve Moğolcadan da Türkçeye geçtiğini söyler. Yine G. Doerfer, kelimenin modern Türk dili sahasında Tuva Türkçesinde bayza “pograniçnıy stolb” olarak yaşadığını kaydeder (TMEN I, 116). Çin’de Tang ve Sung hanedanı devrinde kullanılan payza’nın en yoğun olarak geçtiği devir Çin’deki Moğol devri olan Yüan dönemidir (Uzunçarşılı, 1988: 202-203n). Marco Polo, Kubilay devrine ait bilgiler verdiği seyahatnamesinde, askerî teşkilât içinde özellikle terfî eden askerlere verilen hediyeler ile birlikte genel bir âdet olarak nüfuz ve asalet simgesi olan levhaların, yani payzaların verildiğinden bahsetmektedir. Marco Polo, bu ödüllendirmede, yüzbaşılara gümüş, binbaşılara altın veya altın yaldızlı gümüş, onbin askere kumanda edene ise üzerinde aslan başı olan altın payza verildiğini kaydeder (Ortekin 1939: 67).
50 A. N. Samoyloviç, a.g.e., s. 63-64; daha geniş bilgi için bkz. István Vásáry, Az Arany Horda Kancellárıáya, Keleti Értekezések 3., Körösi Csoma Társaság, Budapest 1987, s. 61-66.
51 M. A. Usmanov, Jalovannıe Aktı Djuçieva Ulusa XIV-XVI vv, İzdatel’stvo Kazanskogo Universiteta, Kazan 1979, s. 140-167.
52 Akdes Nimet Kurat, Topkapı Sarayı Müzesi Arşivindeki Altınordu, Kırım ve Türkistan Hanlarına Ait Yarlık ve Bitikler, Burhaneddin Matbaası, İstanbul 1940, s. 15.
53 O. Akçoraklı, İsmail Otar, Kırım’da Tatar Tamgaları, Yay. hazırlayan: Ünver Sel, Kırım Dergisi Kültür yayını, Ankara, 1996, s. 11.
54 István Vásáry, Az Arany Horda Kancellárıáya, Keleti Értekezések 3., Körösi Csoma Társaság, Budapest 1987, s. 54.
ABDULLAHOĞLU, Hasan, (1926-1933). “Temir Kutluk Yarlığı”, Türkiyat Mecmuası, C. III, İstanbul, 207-219.
BATTAL, Abdullah., (1926). “Kazan Yurdunda Bulunmuş Tarihî Bir Vesika: Sahip Girey Han Yarlığı”, Türkiyat Mecmuası, C. II., 85-101.
BEREZİN, I. N., (1850). “Chanskie Yarlıki I. Yarlık Tochtamış Chana k Yagaylu”, Kazan.
–––, (1850). Vnutrennee Ustroystvo Zolotoy Ordı (Po hanskim yarlıkam), SPb.
–––, (1852). “Tarhannıe Yarlıki dannıe zanami Zolotoy Ordı russkomu duhovenstvu”, Kazanskie gubernskie vedomosti, No: 22.
–––, (1872). “Yarlıki Kırımskix Hanov Mengli Girey i Muhammed Girey”, Zapiski Odessokogo Obşçestva İstorii i Drevnostey, T. 8 1872, Prilojenie No: 22, 10-23.
–––, (1872) “Tarhannıe Yarlıki Krımskix hanov”, ZOOİD, T. 8, Prilojenie no: 22, 1-9.
CLAUSON, Sir G., (1972). An Etymological Dictionary of Pre-thirteenth-Century Turkish, Oxford (ED).
DESİMONİ, C., (1887). “Trattato dei Genovesi col chan dei Tartari nel 1380-1381 scritto in lingua volgare”, Archivio Storico Italian Hammer-o, quarta serie, XX, 161-165.
DOERFER, G., (1963-75). Türkische und mongolische Elemente im Neupersischen, 4 c., Wiesbaden (TMEN).
ED: Bkz. CLAUSON (1972).
GRİGOR’YEV, V., (O. Ya. YARTSOV), (1844). “Yarlıki Toktamışa i Seadet Gireya”, Zapiski Odesskogo Obşçestva İstorii i Drevnostey, T. 1, 337-346.
–––, (1842). O Dostovernosti Yarlıkov, Dannıh Hanami Zolotoy Ordı Russkomu duhovenstvu.
GRİGOR’YEV, A. P. (1979). “Data Vıdaçi Yarlıka Toktamışa”, Uçenıe Zapiski Leningradskoy Universiteta, Vostokovedenie 6, Vıp. 22, 168-188.
–––, (1978). Mongol’skaya Diplomatika XIII-XV vv (Çingizidskie jalovannıe gramotı), İzdatel’stvo Leningradskogo Universiteta, Leningrad.
–––, (1981). “Pojalovanie v Yarlıke Toktamışa”, İstoçnikovedenie i İstoriya Kul’turı, Seriya Vostokovedçeskix Nauk, Vıp. 24, Uçeniya Zapiski, No: 405, 126-136.
HAMMER-PURGSTALL, J von, (1840). Geschichte der Goldenen Horde in Kiptschak, der Mongolen in Russland, Pesth.
–––, (1818). “Uigurisches Diplom Kutlugh Timur’s vom Jahre 800 (1397) beiligend lithographisch nahgestochen und übersetz”, Fundgruben des Orients, VI, b. Wien, 359-363.
HALAÇOĞLU, Yusuf, “Damga”, Türk Diyanet Vakfı, İslâm Ansiklopedisi, C. 8, 454-455.
HALASİ-KUN, T., (1949). “Philologica III, Kazan Türkçesine ait dil yadigarları”, Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi, C. VII, 603-644.
İPŞİRLİ, Mehmet, (1992). “Bitik”, Türk Diyanet Vakfı, İslâm Ansiklopedisi, C. VI, İstanbul, 225.
KAFALI, Mustafa, (1976). Altın Orda Hanlığı’nın Kuruluş ve Yükseliş Devirleri, İstanbul Üniv. Edebiyat Fakültesi Yayın no. 2085, Edebiyat Fakültesi Matbaası, İstanbul.
KAFESOĞLU, İbrahim, (1997). Türk Milli Kültürü, Ötüken Neşriyat, İstanbul.
KÖPRÜLÜ, M. Fuat, (1941). “Bibliyografya Tenkidiyle-Altınordu’ya Ait Yeni Araştırmalar”, Belleten V/19, Türk Tarih Kurumu, Ankara, 397-440.
–––, (1986). Türk Edebiyatı Tarihi, Ötüken Yayınevi, İstanbul.
KÖPRÜLÜ, Orhan F., (1991). “Bahşı”, Türk Diyanet Vakfı, İslâm Ansiklopedisi, C. IV, İstanbul, 520-521.
KURAT, Akdes Nimet, (1937). “Kazan Hanı İbrahim Han Yarlığı”, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi, Sayı: 182, Ankara 1972, 354-356.
–––, (1940). Topkapı Sarayı Müzesi Arşivindeki Altınordu, Kırım ve Türkistan Hanlarına Ait Yarlık ve Bitikler, Burhaneddin Matbaası, İstanbul.
–––, (1948). Rusya Tarihi, Başlangıçtan 1917’ye Kadar, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara.
KURTOĞLU, Fevzi, (1937). “İlk Kırım Hanlarının Mektupları”, Belleten C. I/3-4, 641-655, Levha IX-XVI.
LAŞKOV, F., “Sbornik dokumentov po istorii Krımsko-Tatarskogo Zemlevladeniya”, Simferopol, 1897.
MALOV, S. E., (1953). “İzuçenie Yarlıkov i Vostoçnıh Gramot”, Akademiku Vladimir Aleksandroviçu Gordlevskomu, Moskva, 187-195.
MAS LAİTRE, L. de, (1868). “Priviléges commerciaux accordés à la république de Venise par les princes de Crimée et les empereurs mongols du Kiptchak”, Bibliothéque de l’école des chartes XXIX, 6. sor, 4 köt., 581-595.
MİRZAKEVİÇ, N., (1840). “Pis’mennıe Pamyatniki Toxtamış-xana”, Jurnal Ministerstva Narodnogo Prosveşçeniya, Ç. 27, Otd. 2, Avgust, St. Petersburg, 143-148.
MUHAMMEDYAROV, F. Ş., (1967). “Tarhannıy Yarlık Kazanskogo Hana Sahip Gireya 1523g.: Novoe o proşlom naşey stranı. Pmyati akademika M. N. Tihomirova, M., 104-109.
ORTEKİN, Hasan, (1934). “Birinci Mengli Girey Han Yarlığı”, Türkiyat Mecmuası, C. IV, İstanbul, 99-109.
–––, (1939). “Basma’ya ve Baysa’ya Dair”, Türk Hukuk ve İktisat Tarihi Mecmuası, C. II, (1932-39), İstanbul-Bürhaneddin Matbaası, 65-73.
ÖZYETGİN, A. Melek, (1996). Altınordu, Kırım ve Kazan Sahasına Ait Yarlık ve Bitiklerin Dil ve Üslûp İncelemesi, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Türk Dil Kurumu Yayınlar: 658, Ankara.
–––, (1999). “Altınordu Diplomasi Geleneğine Bir Bakış”, KÖK Araştırmalar, C. I, S. 2, (Güz), KÖK Sosyal ve Stratejik Araştırmalar Vakfı, Ankara, 97-112.
--, (2000). “Altınordu Hanı Toktamış’ın Bik Hacı Adlı Kişiye Verdiği 1381 Tarihli Tarhanlık Yarlığı”, Türkoloji Dergisi, Cilt: XIII, 1. Sayı, Dil ve Edebiyat Derneği Yayınları: No: 1, Ankara, 167-192.
PAKALIN, Mehmet Zeki, (1983). Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü, III C., Milli Eğitim Basımevi, İstanbul.
PRİSELKOV, M. D., (1916). Xanskie Yarlıki Russkim’ Mitropolitam’, Tipografiya “Nauçnoe Delo” Zagorodnıy pr. 74, Petrograd.
REYCHMAN, Jan, A. ZAJACZKOWSKİ, (1968). Handbook of Ottoman-Turkish Diplomatics, Paris.
–––, (1993). Osmanlı Türk Diplomatikası El Kitabı, Çev. Mehmet Fethi ATAY, T. C. Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı yayn nu: 10, İstanbul.
SAMOYLOVİÇ, A. N., (1927). “Neskol’ko Popravok k izdaniyu i Perevodu Yarlıkov Toxtamış-Xana”, İzvestiya Tavriçeskovo Obşçestva İstorii, Arxeologii i Etnografii, T. I (58), Simferopol’, 141-144.
–––, (1918). “Neskol’ko Popravok k yarlıku Timur-Kutluga”, İzvestiya Akademiya Nauk, No: 11, 1109-1124.
–––, (1939). “Cucu Ulusu’nda Payza ve Baysaya Dair”, Türk Hukuk ve İktisat Tarihi Mecmuası, C. II, İstanbul-Burhaneddin Matbaası, 53-65.
SCHURMANN, H. F., (1956). “Mongolian Tributary Practices of The Thirteenth Century”, Harvard Journal of Asiatic Studies, Volume 19, İssue 3/4 (Dec. ), 304-389.
SMİRNOV, V., “Tatarsko-Xanskie Yarlıki”, iz Kollektsii Tavriçeskoy Uçenoy Arxivnoy Komissii, (ITUAK), no: 54, 198, 1-19.
–––, (1913). “Krımsko-Xanskie Gramotı”, iz Kollektsii Tavriçeskoy Uçenoy Arxivnoy Komissii, (ITUAK), No: 50, 140-178.
TOGAN, A. Zeki Velidî, (1981). Umumî Türk Tarihi’ne Giriş, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları: 1534, Enderun Kitabevi, 3. Baskı, İstanbul.
TMEN: Bkz. DOERFER (1963-1975).
USMANOV, M. A., (1979). Jalovannıe Aktı Djuçieva Ulusa XIV-XVI vv, İzdatel’stvo Kazanskogo Universiteta, Kazan.
–––, Ş. MUHAMMEDYAROV, R. STEPANOV, (1965). “Ya]a Yarlık”, Kazan Utları, No: 8, 146-150.
VAHİDOV, S. G., (1925). “İssledovanie Yarlıka Sahip Gireya”, İzvestiya Obşçestva Arheologii, istorii i etnografii, T XXXIII, vıp. 1, 61-92.
–––, (1925a). “Yarlık Sahip Gireya”, Vestnik Nauçnogo Obşçestva Tatarovedeniya, No: 1-2, Kazan, 29-37.
VLADİMİRTSOV, B. Y., (1987). Moğolların İçtimaî Teşkilâtı, Moğol Göçebe Feodalizmi, Çev. Abdülkadir İnan, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Türk Tarih Kurumu Yayınları IV. Dizi-Sa. 2a, Ankara.
YAKUBOVSKİY, A. Yu., (1992). Altınordu ve Çöküşü, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Türk Tarih Kurumu Yayınları X. Dizi-Sa. 15, Türk Tarih Kurumu Basım Evi, Ankara.
YARTSOV, Ya. O., (1850). “Yarlıki Krımskix Hanov”, Zapiski Odessokogo Obşçestva İstorii i Drevnostey, (ZOOİD), T. 11, 675-679..
Tarih Boyunca
Anadolu ve Orta Asya Kültür
Çevreleri Arasındaki İlişkiler
Prof. Dr. Cemâl Kurnaz
Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi / Türkiye
nadolu, Orta Asya ve diğer coğrafyalardaki Türk kültür çevreleri arasında XVI. yüzyılın sonuna kadar yoğun şekilde süren ve daha sonraki yüzyıllarda gitgide kaybolan ve hatta eşine bir daha rastlanmayan bir kültür ilişkisi yaşanmıştır.1
Timurlular devrinden başlayarak önemli bir kültür merkezi haline gelen Herat, Ali Şir Nevâî ve Hüseyin Baykara zamanında altın çağını yaşamış; burada yetişen bilim adamları, şairler, yazarlar, mûsikişinaslar, hattatlar, nakkaşlar, tezhip, cilt ve minyatür ustaları ile, başta Anadolu olmak üzere diğer kültür coğrafyalarını etkileyen önemli merkezlerden biri olmuştur.
Fatih Mehmed zamanından başlayarak İstanbul da bilim, kültür ve sanatın önemli merkezlerinden birisi haline gelmiştir. Fatih ve oğlu II. Bayezid dönemlerinde, Herat, Akkoyunlu ve hatta Hint saraylarıyla Anadolu arasında fikrî ve edebî ilişkiler bulunmaktadır. Bu iki padişah, başka ülkelerdeki tanınmış ilim adamı ve şairleri kendi saraylarına davet etmişler, gelmeyenlere hediyeler, câizeler ve mektuplar yollayarak, Türk-İslâm dünyasındaki mânevî etkilerini artırmaya çalışmışlardır. Fatih ve sadrazamı şair Mahmud Paşa’nın Hâce Cihan, Molla Câmî ve Celâl Devvânî ile mektuplaştıkları bilinmektedir. II. Bayezid de babası gibi Molla Câmî ile mektuplaşır, ona her yıl bin altın gönderirdi.2
Bu münasebetler XVI. yüzyılda da devam etmiştir. Bu yüzyılda İstanbul sarayı ile Safevîler, Şeybânîler, hatta Hindistan’daki Babürlüler sarayları arasında kültür ilişkileri hiç eksik olmamıştır. Bu coğrafyalardan edebî faaliyet diğer coğrafyalarda da yakından takip edilmiştir. Şair Nihâlî’nin Ekber Şah’a kasideler göndermesi, Şah Tahmasb’ın Osmanlı şairlerinden Hayâlî ve Rahmî’yi takdir etmesi, Safevî tezkirecisi Sâdıkî’nin Bâkî ile şahsen tanışıyor olması,3 Kanunî Süleyman ile Şah Tahmasb’ın birbirlerine karşı nazireler söylemeleri bu ilişkinin boyutlarını gösteren dikkate değer örneklerdir.4
Sehî ve Latifî’nin belirttiklerine göre, şiirde Şeyhî mahlasını kullanan Yusuf Sinaneddin (ö. 1431?), tasavvuf ve tıp öğrenimi için İran’a gitmiş, hatta meşhur mutasavvıf Seyyid Şerif Cürcanî ile sınıf arkadaşı olmuştur.5 Ali Şîr Nevâî’ye nazireleri bulunan Ahmed Paşa (ö. 1496)’nın şiirleri Hüseyin Baykara’nın sarayında tanınmakta, hatta Molla Câmî (1414-1492) tarafından da takdir edilmektedir. Riyâzî’nin anlattığı şu olay, bu bakımdan ilgi çekicidir:
“Mervîdür ki Sultan Hüseyin Baykara zamanında diyâr-ı Horasan menba’-ı ahâlî-i ilm ü irfan ve menşe’-i ashâb-ı belâgat u beyân olup vezîri olan Mîr Ali Şîr Nevâî bir meclis-i hâsü’l-hâsda dârü’l-eyâletinün şu’arâsı bihterîn-i merzubûm olan mülk-i Rûm’un ulemâ ve şu’arâsına gâlib olmasın iddi’â ider. Hazret-i Mahdûmî (Molla Câmî) ol meclisde hâzır bulunup tıynet-i Rûmiyânda olan vüfûr-ı ehliyet ve kemâl-i kâbiliyyet dahı inkâr olınmaz buyururlar. Bu mu’âdele esnâsında cânib-i derden bir murakka’-pûş zâhir olup kûşe-i meclisde mütemessil olur. Ahvâlinden suâl olundukda Rûm’dan geldiği zuhûr bulur. Şu’ârâ-yı Rûm’un nev-peydâ eş’ârından istifsâr iderler. Sâhib-i tercemenün bu birkaç beytini okur:
Çîn-i zülfin miske benzetdüm hatâsın bilmedüm
Key perîşân söyledüm bu yüz karasın bilmedüm
Kad kıyâmet gamze âfet zülf fitne hat belâ
Âh kim ben hüsninün bunca belâsın bilmedüm
Hazret-i Mahdûmî, bu terâne-i dilkeşi istimâ’ itdükde bî-ihtiyâr ser-âgâz-ı raks u semâ idüp müdde’âmuz sâbit oldı buyururlar.”6
Nakşibendîliği Anadolu’ya ilk getiren Simavlı Molla Abdullah İlâhî (ö. 1491), İstanbul’da Zeyrek Medresesi’nde bir süre öğrenim gördükten sonra ilim ve irfanını artırmak için doğuya, Horasan’a gitmiş, Mevlânâ Ali Tûsî’den zâhirî ilimler okuduktan sonra tasavvufa ilgi duymuş, Semerkant’a Nakşibendî mürşidlerinden Ubeydullah Ahrâr’a bağlanmıştır. Seyr ü sülûkunu tamamlayarak Buhara’ya geçmiş, bir yıl burada kaldıktan sonra yeniden şeyhinin yanına dönmüştür. Görevli olarak memleketi Simav’a dönerken Herat’ta Molla Câmî ile de görüşmüştür.7
XV. yy. şairlerinden Melîhî, gençliğinde İran’a giderek Arapça ve Farsça bilgisini ilerletmiş, Horasan’da Molla Câmî ve Aydınlı Dede Ömer Rûşenî ile ders arkadaşlığı etmiştir. Anadolu’ya dönünce alkolik duruma düşen Melîhî, Molla Câmî’nin kendisine gönderdiği bazı risalelerini, “bizde bu makule nesneyi almağa liyâkat kalmamışdur” diye kabul etmemiş, kendisi için dua talep etmiştir.8
XVI. yy. şairlerinden olan Kastamonulu Câmî de, Molla Câmî’nin hizmetinde bulunarak ondan el almıştır.9
Aydınlı Dede Ömer Rûşenî (ö. 892/1486), Bakü’ye giderek Halvetîliğin ikinci piri sayılan Seyyid Yahya Şirvanî’ye bağlanmış, onun baş halifesi olmuştur. Şeyhînin vefatından sonra yerine geçmiş, Karabağ ve Gence havalisinde irşad hizmetini sürdürmüş, Uzun Hasan’ın daveti üzerine Tebriz’e gelmiş ve burada vefat etmiştir.10 Uzun Hasan, Rûşenî’yi davet için, öğrenim amacıyla Tebriz’de bulunan Diyarbakırlı mutasavvıf şair İbrahim Gülşenî’yi (ö. 940/1533) görevlendirmiştir. Bu görüşme sırasında çok etkilenen Gülşenî, Dede Ömer Rûşenî’ye bağlanarak ondan hilafet almıştır.11
Adnî mahlasıyla şiirler yazan Mahmud Paşa (ö. 1474), Ali Şir Nevâî ile mektuplaşmıştır. Âşık Çelebi, bu konuda şu bilgiyi vermektedir:
“Merhûmun eş’ârı nefîs ve edâsı selîsdür. Ammâ inşâsı şi’rinden a’lâ ve kinâyât ve istiârât ve letâyif ü nikâtı, mebâdî ve mebânîsi, fahâvî ve ma’ânîsi pûhte ve üstâdânedür. Husûsâ Nevâî ile mükâtebâtı bî-bahânedür.”12
Bursalı Kandî (ö. 961/1554), gençliğinde İran taraflarına seyahat etmiş, Ali Şir Nevâî ve Molla Câmî ile de görüşmüştür:13
“Zamân-ı hadâsetinde vilâyet-i Acem seyrânın itmiş ve Mevlânâ Câmî’ye ve huzûr-ı Nevâî’ye irişmişdür.”14
Osmanlı kaynaklarının, imparatorluğun doğu sınırının ötesinde kalan ülkeleri, genellikle diyâr-ı Acem, Acemistan şeklinde tanımlamaları ve Kandî’nin Nevâî ile de görüştüğü göz önüne alınırsa, bu seyahatin İran ile sınırlı kalmayıp, en azından Herat’a kadar uzandığı anlaşılmaktadır.
Behiştî mahlasıyla şiirler yazan Ahmed Sinan (XV. yy.), yakışıksız bir davranışı yüzünden padişahı kızdırmış, korkusundan “Acemistan”a, daha doğrusu Herat’a Hüseyin Baykara’nın yanına kaçmıştır.15 Burada Molla Câmî ve Ali Şir Nevâî ile tanışıp sohbetlerinde bulunmuş, bir süre sonra Hüseyin Baykara, onu bir elçi ve hediyelerle birlikte II. Bayezid’e göndererek affettirmiştir:16 Latifî, onun Câmî ve Nevâî ile olan ilişkisini şöyle anlatır:
“Sultan Bâyezid zamanında beşeriyyet muktezâsınca bir vaz’-ı nâ-şâyeste sâdır olup, galebe-i bîm ü bâkden bîm-nâk ve ters-nâk çıkup vilâyet-i Acem’e gitmişdi. Ve anda varup Mevlânâ Câmî ve Nevâî hıdmetin itmişdi. Ba’de zamân anlar şefâ’at-nâme virüp bunun içün tazarru’ ve i’tizâr idüp sehv ü hatâ ve nisyân hâssa-i nev’-i insân ve afv-ı zünûb u isyân sıfat-ı Hazret-i Rahmân olduğın beyân ile ve’l-kâzımîne’l-gayze ve âfîne ani’n-nâs mefhûmın îmâ ve îhâm idüp mûmâ ileyh içün i’tizâr u me’âzîre müte’allık emsâl ve âsârdan vâfir nikât u kinâyât irâd ve ibrâz itmişler.
(…) Âhir ol nâme-i nâmî ve mektûb-ı kirâmı mevkî’-i kabûlde vâkî’ olup geçen hatâ vü sehvin afv idüp mansıbın mukarrer kıldılar.”17
Latifî’nin verdiği bu bilgi birçok bakımdan ilgi çekicidir. Biz bu bilgi sayesinde, Nevâî’nin Anadolu sahasında ne kadar saygın ve tanınmış olduğunu öğrenmekteyiz. Genç bir şair, padişahı kızdıracak bir suç işleyince korkuya kapılmış, Nakşibendiliğin ulularından âlim ve şair Molla Câmî ve yine devlet adamı, âlim ve şair Ali Şir Nevâî’ye sığınmıştır. Daha sonra da, bu ikisinin mektuplarının gücünden emin olarak ülkesine dönebilmiştir.
Orta Asya ile ilişkisi olan şairlerden birisi de Cemîlî’dir (870/1465-66- 950/1643-44?).18 Bir rivayete göre, 1465-66 yıllarında Diyarbakır’da doğmuştur.19 Akkoyunluların hâkim olduğu dönemde Tebriz’e gitmiş, 1494-95 yıllarında Herat’a geçmiş, burada Sultan Hüseyin Baykara’nın veziri meşhur şair Ali Şir Nevâî’nin şiirlerine nazireler söylemiştir. Latifî’ye göre bu nazireler, Nevâî’nin üç ciltlik divanına “külliyen kafiye be-kafiye” meydana getirilmiştir. 1500-1501 yıllarında Nevâî’nin, 1503-1504 yıllarında da Hüseyin Baykara’nın vefatın
dan sonra tekrar Tebriz’e dönmüş, Akkoyunluların çöküp, Şah İsmail-i Safevî’nin Azerbaycan’ı istilâsı üzerine memleketi olan Diyarbakır’a gelmiştir. 1508-1509’da Şah İsmail orayı da işgâl edince, İstanbul’a gitmiş, 1543-44’te vefatına kadar burada şairlerle sohbetlerde bulunarak vakit geçirmiştir.20
Cemîlî, şiirlerinin değerinden daha çok, hayat macerasıyla Anadolu ile Herat kültür çevreleri arasındaki sıkı ilişkiyi göstermesi bakımından önemli bir kişi olarak karşımıza çıkmaktadır.
Dostları ilə paylaş: |