İnsanoğlunun kurumsal anlamda yönetim süreçlerini yürütmeye başladığı ilk günden beri çeşitli nedenlerle geleceği öngörümlemek ve bu doğrultuda gelecekteki faaliyetlerini yönetmek için yoğun çaba göstermiş ve bunu yapabilmek için çeşitli stratejiler geliştir- meye gayret etmiştir. İlk başlarda irrasyonel süreçler çerçevesinde yapılmaya çalışılan bu stratejiler, zamanla rasyonel temeller üzerine inşa edilmeye başlanmıştır. Bugün artık si- yasetten iş yaşantısına kadar tüm alanlarında stratejik düşünme ve davranmanın önemi tartışılamaz bir noktaya gelmiştir. Özellikle halkla ilişkilerin dahil olduğu hemen hemen tüm alanlarda rekabet artmış ve yoğunlaşmıştır. Yeni teknolojiler, bir çok ürün ve hizme- tin, çok sayıda üretici tarafından değişik marka adları altında, hemen hemen aynı kalite ve fiyatta satılabilmesine olanak sağlamıştır. Rakipleri arasında üstünlük sağlayamayan, öne geçemeyen firmalar, ekonomik yaşamda da varlıklarını sürdürememekte, finansal güçlerini koruyamayarak yok olmaktadırlar. Bu nedenle günümüz kurumları rekabet güçlerini koruyabilmek adına bir taraftan, farklılaşabilmek adına neler yapabilecekleri- ni düşünürken diğer taraftan da rakiplerini gözlemleyerek, onlar karşısında tüketicileri nezrinde neler yapabileceklerini planlamak zorunda kalmışlardır. Bugün yaşanan yoğun değişim ve gelişmeler ile birlikte tüketici davranışları büyük bir hızla değişmeye başla- mıştır. Günümüz tüketicisinin belirli bir ürün ya da markaları tercih etme nedenleri çok değişmiş, kurumlarda buna paralel olarak ürün ya da markalarını tüketicilerine tercih ettirebilmek adına izleyeceği stratejilerde değişik stratejiler kullanmaya başlamışlardır. Dolayısıyla kurumlarında iş yapma biçimleri yeniden şekillenmiş, bütün bu değişmelerle birlikte klasik araç ve yöntemler bırakılarak yeni araç ve yöntemler geliştirilmiştir. Bütün bu gelişmeler paralelinde kurumlar açısından önemli bir unsur olan stratejik düşünme ve stratejik yönetim felsefesi gibi kavramlar doğmuştur. Kurumların hedeflerine ulaşabil- mek için belirlemesi gereken vizyon ve misyon ifadeleri, kullanılabilecek öngörülmeme metotları, bunların üzerine kurulacak stratejiler ve strateji üretme sürecinin nasıl yerine getirilebileceği bu kavramlar üzerine temellendirilmiştir.
Bugün artık kurumlar için rekabetle başa çıkabilmek adına, strateji geliştirilmesinin gerekli olduğu birçok işletme fonksiyonu bulunmaktadır. Bu fonksiyonlardan birisi de halkla ilişkilerdir. Bir yönetim fonksiyonu olan halkla ilişkiler uygulamaları, kurumla- rın yürüttüğü pazarlama iletişimi faaliyetlerinin en önemli elemanıdır ve çeşitli strate- jilerin geliştirilip uygulanması gereken bir alanıdır. Günümüzde çeşitliliği artan iletişim ortamlarında son derce karmaşık iletişim süreçleri yürütülmektedir. Artık iletişime konu olan her mesajın, her uygulamanın profesyonelce, hedef ve amaç odaklı, strate-
jik bir bütünlük içinde, planlı olarak uygulanması ve sonuçlarının değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu nedenle, kurumların halkla ilişkiler çalışmalarının her adımında neyin, nasıl, niçin, ne şekilde ve ne zaman yapılacağını detaylı planlaması, diğer tüm iletişim çalışmaları ile bütünleştirerek kurumsal hedefe yönlendirmesi vazgeçilmez bir uygulama haline gelmiştir. Bu ünite kapsamında halkla ilişkilerde stratejik uygulamalar çerçevesinde kriz yönetimi, itibar yönetimi, kurumsal sosyal sorumluluk, sponsorluk ve lobicilik faaliyetleri ele alınmaktadır.