3.3.11. Türkiye Çalışma Yaşamındaki Eğilimler
Günümüzde endüstri ilişkileri yeni boyutlar kazanmakta, bunun sonucu olarak da çalışma hayatının dinamizmi artmaktadır. Bu dinamizmin izlenmesi, irdelenmesi geleceğe yönelik tutarlı hedeflere ulaşabilmek için önem taşımaktadır. Bunun izlenebilmesi için; beş temel veri grubunda sağlıklı verilerin bulunması ve bu verilerin analiz edilmesi gerekmektedir. Bu veri grupları: i- İstihdam ve işsizlik, ii- Ücret, kazanç ve işgücü maliyeti, iii- Verimlilik, iv- Çalışma süreleri (normal çalışma süreleri, fiili çalışma süreleri, fazla çalışma süreleri), v- Fiyatlar ve fiyat indeksleridir.
Bu beş grup birbiri ile iç içe ve etkileşim içindedir. Verimlilik ve ücret ilişkileri, istihdam, işsizlik ve ücret ilişkileri, çalışma süreleri ve verimlilik ilişkileri gibi konular analizlere konu olabilecek ilişkiler içermektedir (Şahabettinoğlu, 1999:95). Bu tez çalışmasında, yukarıdaki beş ana veri grubundan ilk dördü ile ilgili çeşitli analizler yapılacaktır.
3.3.11.1. Türkiye’de İstihdam ve İşsizlik
Üretken yaşa (12 yaş üzeri) gelmiş insanların gelir getiren bir iş yapmalarına istihdam, çalışma gücüne sahip ve çalışmak isteyen, fakat yürürlükteki ücrette ve çalışma koşullarında iş bulamayan kimselere de işsiz denilmektedir.
İşsizliğin uluslararası standart tanımı ILO'ya (1983) göre, üç kritere dayanmaktadır: Bunlar; işi olmama, işbaşı yapmaya hazır olma ve iş arıyor olma kriterleridir. Kişinin işsiz olarak kabul edilmesi için, bu kriterlerin üçünün de aynı anda oluşması gerekmektedir.
İş ve İşçi Bulma Kurumu kayıtlarında, iş bekleyenlerden (kayıtlı işgücünden) yalnızca belli bir işyerinde çalışmak isteyenleri, diğer işyerlerinde sağlanabilecek iş olanaklarını kabul etmeyeceklerini bildirmiş bulunanları, bir işte çalışırken daha uygun bir işe geçmeyi isteyenleri ve emekli olup da iş arayanlar, ay sonlarında ayıklandıktan sonra geri kalanlar işsiz sayılmaktadır (Aktürk, 1999:190).
İstihdam ve işsizlik, Türkiye'nin ekonomik ve sosyal yapısı yanında, uygulanmakta olan makro-ekonomik politikalara bağlı olarak ortaya çıkan bir sorundur. Türkiye’de, nüfusun son yıllarda (her ne kadar % 2’nin altına düşmüş olsa da) yüksek bir hızla artması ve kırdan kente yoğun bir göç olgusunun yaşanması, işsizlik sorununu daha da ağırlaştırmaktadır.
Türkiye’de işsizliğin özellikleri üç başlıkta toplanabilir. Bunlar; yapısallık, genç işsizliği ve kadın işsizliğidir. Türkiye’de işsizliğin en belirgin özelliği, yapısal bir nitelik taşımasıdır. Bu tür işsizlik, faktör dengesizliğinden kaynaklanmaktadır. Hızlı nüfus artışı ve işgücüne katılma oranlarındaki düşme, işgücü talebinin sürekli olarak işgücü arzının altında kalmasına ve işsizliğin sürekli olarak büyümesine neden olmaktadır. Sermaye birikiminin yetersizliği ve ekonomik yapının özellikleri de işsizliğin artmasında önemli rol oynamaktadır. Özellikle, dünyada yaşanan küresel ekonomik krizler yanında, Türkiye'deki siyasi ve ekonomik krizler de işsizliğin artmasında, en azından azalmamasında etkili olmaktadır.
Türkiye’nin tarım ülkesi olma niteliğini koruması, tarımın hala çok yüksek istihdam yaratan kesim olmayı sürdürmesi, tarımda istihdam edilenlerin büyük çoğunluğunun ücretsiz aile işçisi statüsünde çalışması, ciddi bir tarım ve toprak reformunun gerçekleştirilememesi gibi faktörler de işsizlikte etkili olmaktadır.
Türkiye’de işsizliğin yapısallığının diğer bir yönü de kırsal kesimden kente göç ile ilgilidir. !970’lerin ortasında % 60 dolayında olan tarım kesimi istihdamı, 1995 yılında % 46 dolayına inmiştir. Tarım kesiminden sanayi ve hizmet kesimine göç olgusu, işsizlik oranını artırıcı bir etki yaratmaktadır. Türkiye genelinde % 7 olarak hesaplanan işsizlik oranı; kentsel kesimde yükselmekte, kırsal kesimde ise düşmektedir.
Genç işsizliği, Türkiye’nin önde gelen ekonomik sorunlarından bir tanesidir. İşsizliğin yaş boyutunun incelenmesi, işsizlikle mücadele politikalarının belirlenmesinde önemlidir. Çocuk yaş grubunun işgücü içindeki payı % 3 düzeyindedir. Bu grubun % 64 gibi büyük bir çoğunluğu tarımda istihdam edilmektedir. Tarım kesiminde çocuk işsizlik oranı, istatistiklerde yaklaşık sıfır olarak görülmektedir. 12-24 yaş grubu arasında işsizlik kentsel bir olgudur. DİE verilerine göre, 15-24 yaş grubundaki işgücü, işsizlikten en çok etkilenen kesimdir. Türkiye’de 15-24 yaş grubundaki işsizler, 1990’lı yıllarda, işsizliğin aşağı yukarı yarısını oluşturmaktadır. 1991’den bu yana genç işsizlik oranı % 25 dolayındadır. Son yıllarda genç işsizliği, durağan seyretmektedir.
Gençlerde işsizliğin toplam işsizlikten yüksek olmasının çeşitli nedenleri bulunmaktadır. Bunlardan en önemlisi; genç işsizlerin çok büyük bölümünün, ilk kez iş arayanlar kategorisine girmeleri ve nitelik uyumsuzluğudur. 1990’lı yıllarda, ilk kez iş arayanların % 70-75’ini 15-24 yaş grubundakiler oluşturmuştur (Parasız, 2002:340).
Kadın işsizliği, tarım kesiminde çok düşük iken, tarım dışı kesimde oldukça yüksektir. Ayrıca, Türkiye’de ücretsiz aile işçileri, tarım dışı işgücü içinde çok büyük bir paya sahiptir.
Türkiye’de, özellikle ilk üç plan döneminde yurt dışına gönderilen işgücü, istihdam probleminin daha büyük boyutlara çıkmasını engelleyen en önemli faktör olmuştur. Beşinci Plan döneminde ilk defa, yabancı sermaye akışının hızlandırılması yoluyla istihdam yaratılması hedeflenmiştir. Altıncı Plan döneminde ise; uluslararası entegrasyona olanak verecek bir ekonomik yapının oluşturulması amaçlanmıştır. Yedinci Plan döneminde, küreselleşmenin avantajlarından en fazla şekilde faydalanılacağı belirtilerek; üretken istihdamın artırılması, sanayileşmenin hızlandırılması ve teknolojik atılım yapılması hedeflenmiştir. Özelleştirme yoluyla devletin, üretim alanından çekilmesi amaçlanmıştır (Cömert, 2000:24).
Çizelge 35: Türkiye'de Yıllar İtibarıyla Toplam ve Ekonomik Faaliyet Koluna Göre İstihdam Edilenler (Bin Kişi)
Yıllar
|
Toplam
|
Tarım
|
Sanayi
|
Hizmetler
|
1991
|
19,735
|
9,556
|
3,992
|
6,187
|
1992
|
19,769
|
8,772
|
4,326
|
6,670
|
1993
|
18,600
|
8,016
|
4,164
|
6,420
|
1994
|
20,078
|
8,941
|
4,484
|
6,654
|
1995
|
20,548
|
9,099
|
4,526
|
6,923
|
1996
|
21,015
|
9,201
|
4,753
|
7,062
|
1997
|
20,900
|
8,657
|
5,011
|
7,233
|
1998
|
21,374
|
8,824
|
5,007
|
7,543
|
1999
|
21,860
|
9,185
|
4,936
|
7,739
|
2000
|
20,934
|
7,449
|
5,107
|
8,378
|
Kaynak: - 1991-1992 Verileri DİE, 1996. Türkiye İstatistik Yıllığı, 1995, s. 271-273
- 1993 Yılından İtibaren DİE, 2002(d). Türkiye İstatistik Yıllığı, 2001, s. 244-246.
Yukarıdaki Çizelge 35'de; Türkiye'de yıllar itibarıyla toplam ve ekonomik faaliyet koluna göre, yani sektörlere göre istihdam edilenler verilmiştir. Bu on yıllık dönem içinde toplam işgücü yaklaşık olarak % 6 artmıştır. Aşağıdaki Şekil 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21 ve 22'de Türkiye'de toplam, tarım, sanayi ve hizmetler kesiminde istihdam edilenlerin grafikleri ve trend analizleri verilecektir.
Şekil 14: Türkiye'de Yıllar İtibarıyla Toplam İstihdam Edilenler (Bin Kişi)
Yukarıdaki Şekil 14'de; Türkiye'de yıllar itibarıyla toplam istihdam edilenler verilmiştir. Şekilden görüleceği üzere; 1993, 1997 ve 2000 yıllarında bir önceki yıla göre istihdam edilenlerin sayısında azalma yaşanmıştır. Türkiye ekonomisi göz önüne alındığında, istihdam azalmalarının ekonomik kriz habercisi olduğu söylenebilir.
Şekil 15: Türkiye'de Yıllar İtibarıyla Tarım Sektöründe İstihdam Edilenler (Bin Kişi)
Yukarıdaki Şekil 15 incelendiğinde; 1993, 1997 ve 2000 yıllarında bir önceki yıla göre tarım kesiminde istihdam edilen kişi sayısının azaldığı görülmektedir. Bu durum; aynı yıllardaki Türkiye toplam istihdamındaki seyir ile benzerlik göstermektedir.
Şekil 16: Türkiye'de Yıllar İtibarıyla Sanayi Kesiminde İstihdam Edilenler (Bin Kişi)
Yukarıdaki Şekil 16 incelendiğinde; Türkiye'de sanayi kesimi istihdamının ekonomik kriz yaşandığı yıllarda arttığı görülmektedir. Bunu; ekonominin krizden çıkış refleksi olarak ve sanayi kesiminin krizlerin aşılmasında öncü sektör olduğu şeklinde yorumlayabiliriz.
Şekil 17: Türkiye'de Yıllar İtibarıyla Hizmet Sektöründe İstihdam Edilenler (Bin Kişi)
Yukarıdaki Şekil 17 incelendiğinde; Türkiye'deki hizmet sektörü istihdamının 1993 yılı dışındaki bütün yıllarda, düzenli şekilde artış gösterdiği görülebilir. Bu artışın, dünyadaki genel eğilimle örtüştüğü söylenebilir. 1993 yılında, hizmet sektöründe görülen istihdam azalışı, 1994 krizinin habercilerinden yalnızca bir tanesi olarak yorumlanabilir.
Şekil 18: Türkiye'de Yıllar İtibarıyla İstihdam Edilebilecek Toplam İşgücü (Bin Kişi) (Trend denklemi: y=19073,533+255,994x)
Yukarıdaki Şekil 18'de; Türkiye'deki toplam istihdamla ilgili trend analizi çerçevesinde elde edilen trend denklemi ve bu denklem sonucunda elde edilen grafik görülmektedir. Analiz değerlendirildiğinde; Türkiye'deki toplam istihdamın yıllara göre kararlı bir şekilde artacağı ve 2015 yılında 30 milyona yakın işgücünün istihdam edilebileceği sonucu çıkmaktadır (trend analiziyle; 2015 yılında Türkiye'de 29 milyon 57 bin kişinin istihdam edilebileceği hesaplanmıştır). Yani, 2000 yılı toplam istihdamı göz önüne alındığında, istihdamın 2015 yılında yaklaşık olarak % 39 artacağı tahmin edilmektedir.
Şekil 19: Türkiye'de Yıllar İtibarıyla Tarım Kesiminde İstihdam Edilebilecek Toplam İşgücü (Bin Kişi) (Trend denklemi: y =9196,067-77,467x)
Yukarıdaki Şekil 19 incelendiğinde; yapılan trend analizi sonucunda Türkiye'de tarım kesiminde istihdam edilebilecek olanların sayısının, zaman içinde giderek azalacağı tahmin edilmektedir (2015 yılında toplam 6,174,000 kişi tarımda istihdam edilebilecektir. Kabaca hesaplandığında, 2015 yılında toplam istihdamın yaklaşık % 20'sinin tarım sektöründe gerçekleşebileceği görülmektedir). Bu düşüş trendi, dünyadaki genel eğilimle aynıdır. Ancak, buna karşın, tarım kesiminde istihdam edilebilecek olanların sayısı ve oransal büyüklüğü hala, sanayileşmiş Batılı ülkelerin çok üzerinde gerçekleşecektir.
Şekil 20: Türkiye'de Yıllar İtibarıyla Sanayi Kesiminde İstihdam Edilebilecek Toplam İşgücü (Bin Kişi) (Trend denklemi: y = 3953+123,2x)
Yukarıdaki Şekil 20'de; Türkiye'de sanayi kesiminde yıllar itibarıyla istihdam edilebilecek işgücü sayıları verilmiştir. Yapılan hesaplamalara göre; 2015 yılında yaklaşık 8.5 milyon kişi sanayi sektöründe istihdam edileceği tahmin edilmektedir ki bu sayı % 28 gibi bir oransal büyüklüğe tekabül etmektedir. Birçok sanayileşmiş ülkede istihdam, sanayi kesiminden hizmetler sektörüne doğru kaymaktadır. Bu durumun gelecekte de aynı şekilde gelişeceğini öngörmek yanlış olmayacaktır. Ancak, toplam istihdam içinde sanayi kesiminin oransal olarak artıyor olması, Türkiye'de gelecekte de Birinci Sanayi Devrimi ürünlerinin üretileceği, ileri teknoloji ve yüksek vasıflı işgücü gerektiren alanlarda istihdamın yeterince artırılamayacağı şeklinde yorumlanabilir.
Şekil 21: Türkiye'de Yıllar İtibarıyla Hizmet Sektöründe İstihdam Edilebilecek Toplam İşgücü (Bin Kişi) (Trend denklemi: y =5924,467+210,262x).
Yukarıdaki Şekil 21'de, Türkiye'de önümüzdeki 15 yıl içinde hizmetler sektöründe istihdam edilebilecek işgücü sayısı verilmiştir. Hizmet sektöründe istihdam edilecek işgücü sayısının artma trendi içinde bulunması, dünyadaki genel eğilimle aynıdır. Fakat, 2015 yılındaki toplam istihdam edilecekler dikkate alındığında, oransal olarak hizmet sektörünün yaklaşık % 50'lerde olacağı söylenebilir. Bu oranın, gelişmiş ülkelerin altında olacağı açıktır. Yukarıdaki analizler bir arada değerlendirildiğinde, 2015 yılına kadar Türkiye işgücü piyasasındaki istihdam hareketliliğinin, tarım kesiminde düşme, sanayi ve hizmetler kesiminde ise yükselme şeklinde görüleceği ortaya çıkmaktadır.
Şekil 22: Türkiye'de Yıllar İtibarıyla Toplam, Tarım, Sanayi, ve Hizmetler Kesiminde İstihdam Edilebilecek İşgücü (Bin Kişi).
Yukarıdaki Şekil 22; Türkiye'de 2015 yılına kadar toplam istihdamın ve tarım, sanayi, hizmetler sektöründeki istihdamın seyrini vermektedir. Şekilden anlaşılacağı üzere; tarım kesimi dışında toplam istihdamın, sanayi ve hizmetler sektörü istihdamının artacağı tahmin edilmektedir. Dünyadaki birçok ülkede ve gelişmiş ülkelerin tamamında istihdam, hem tarım hem de sanayi kesiminde azalırken, hizmet sektöründe artmaktadır. Türkiye'de, sanayi kesimim istihdamının artacağının hesap edilmesi oldukça normal görülmelidir. Batının, yüzyıllar önce geliştirdiği Sanayi Devrimini Türkiye, oldukça geriden izlemektedir. Hizmetler kesimindeki trend, dünyadaki genel trend ile uyumludur.
Çizelge 36: Türkiye’de Sektörlere Göre İstihdam Edilenler (Yüzde)
Yıllar
|
Tarım (%)
|
Sanayi (%)
|
İnşaat (%)
|
Hizmetler (%)
|
1975
|
59.3
|
13.8
|
5.2
|
21.7
|
1976
|
58.0
|
13.9
|
5.4
|
22.7
|
1977
|
56.6
|
14.7
|
5.4
|
23.3
|
1978
|
55.8
|
14.5
|
5.5
|
24.2
|
1979
|
55.0
|
14.5
|
5.6
|
25.0
|
1980
|
54.2
|
14.5
|
5.5
|
25.8
|
1981
|
53.7
|
14.4
|
5.5
|
26.4
|
1982
|
53.0
|
14.7
|
5.5
|
26.8
|
1983
|
52.3
|
15.0
|
5.4
|
27.3
|
1984
|
51.4
|
15.1
|
5.5
|
28.0
|
1985
|
50.4
|
15.5
|
5.6
|
28.5
|
1986
|
49.3
|
15.5
|
5.8
|
29.4
|
1987
|
48.1
|
15.6
|
6.0
|
30.3
|
1988
|
47.4
|
15.9
|
6.1
|
30.6
|
1989
|
48.3
|
15.8
|
5.5
|
30.4
|
1990
|
47.8
|
15.6
|
5.2
|
31.5
|
1991
|
48.4
|
15.7
|
5.3
|
30.6
|
1992
|
44.4
|
16.8
|
5.4
|
33.4
|
1993
|
45.4
|
15.7
|
6.0
|
32.8
|
1994
|
45.7
|
16.3
|
5.7
|
32.3
|
1995
|
47.6
|
15.2
|
5.6
|
31.6
|
1996
|
45.8
|
15.8
|
5.9
|
32.5
|
1997
|
42.4
|
17.2
|
6.1
|
34.3
|
1998*
|
40.4
|
17.5
|
6.2
|
35.9
|
1999
|
41.5
|
16.8
|
6.1
|
35.8
|
2000
|
34.9
|
18.1
|
6.5
|
40.5
|
2001**
|
35.4
|
18.3
|
5.3
|
41.0
|
2002/1
|
30.5
|
19.8
|
4.2
|
45.6
|
Dostları ilə paylaş: |