ANKARA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ HÂKİMLİĞİ’NE
DAVACI : 1- TMMOB Mimarlar Odası (Ankara Şubesi)
VEKİLİ : Av. Gökçe BOLAT
Konur Sokak 4/3 Kızılay ANKARA
DAVACI : 2 -TMMOB Şehir Plancıları Odası (Ankara Şubesi)
VEKİLİ : Av. Koray CENGİZ
Cinnah Cad. Farabi Sok. No:38/4 Çankaya ANKARA
DAVACI : 3 - TMMOB Peyzaj Mimarları Odası
4 - TMMOB Çevre Mühendisleri Odası
VEKİLİ : Av. Emre Baturay ALTINOK
Uğur Mumcu’nun Sok. No: 54/8 GOP- Çankaya/ANKARA
DAVACI : 5 - TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası
VEKİLİ : Av. Zuhal SİRKECİOĞLU DÖNMEZ
Bestekâr Sok. 49/5 Kavaklıdere/ANKARA
DAVACI : 6- Ankara Barosu Başkanlığı
VEKİLİ : Av. Mehtap Cevizci
Adliye Sarayı 5. Kat Sıhhiye/ANKARA
DAVALILAR :1. Başbakanlık (Hazine Müsteşarlığı)
2. Ankara Büyükşehir Belediyesi
3. Maliye Bakanlığı
KONU : Mustafa Kemal Atatürk’ün Atatürk Orman Çiftliği arazilerinin kullanımına ilişkin vasiyetnamesinin ve bağış senedinin ihlal edildiğinin tespiti ile müdahalenin meni talebimizin sunulmasıdır.
AÇIKLAMALAR :
I. Mustafa Kemal Atatürk'ün kişisel mal varlığı içinde olan AOÇ, 1937 yılında Atatürk tarafından şartlı olarak Hazine'ye bağışlanmıştır. (EK-1) Bağışla ilgili pek çok resmi belgeye göre; AOÇ üzerindeki bütün zirai işletmeler, donanımları birlikte bir zirai üretim birimi olarak korunması ve işlerliğinin devamı şartı ile Hazine'ye devredilmiştir. Bağış senedinde ayrıca, çiftlikte arazi ıslahı ve düzenlenmesi yapılması, çevrenin güzelleştirilmesi, halka gezecek-eğlenecek ve dinlenecek sağlıklı yerler sağlanması, halka nefis ve katıksız gıda maddeleri üretilmesi ve temini amacı açıkça belirtilerek bunların gerçekleştirilmesi yükümlülüğü konulmuştur. Atatürk'ün kişisel mülkünü bağışladığı Hazine, AOÇ'nin mülkiyetini yukarıdaki yükümlülükleri ile birlikte devralmıştır.
II. Anayasanın 35. maddesi, anayasada yer alan belirli sınırlamalar dışında mutlak bir mülkiyet ve miras hakkını öngörmektedir. Bunun konumuz açısından anlamı şudur:
a) Kimsenin mülkiyetine, sahip olduğu bir mülke (kamulaştırma dışında) devletçe dokunulamaz. Özel ve tüzel kişilerce el konulamaz. Özel mülkiyet, anayasa tarafından, hem devlete hem de özel kişilere karşı korunur.
Anayasanın sözleşme serbestini tanıyan kuralına göre de, herkes kendi malı üzerinde istediği gibi tasarruf edebilir. Mülkiyeti altında bulunan bir taşınmaz üzerinde bu taşınmazın geleceği hakkında her türlü tasarrufta bulunabilir. Yasalarla objektif bir biçimde düzenlenmiş kurallar çerçevesinde taşınmazını istediği gibi kullanabilir, rehin edebilir, üzerinde irtifak hakları kurabilir ve satabilir. Ölüme bağlı olan ya da olmayan bir tasarrufla bağışlayabilir. Kısaca mal varlığının geleceğini belirleyebilir.
b) Mülkiyetle ilgili olarak özel kişilere yönelik olarak özel kurallar konulamaz. Mustafa Kemal Atatürk'ün 1937 yılında, tasarrufu altındaki AOÇ'yi Hazine'ye bağışlaması da herkes için geçerli olan objektif kurallar çerçevesinde gerçekleşmiştir. Bu bağış işlemleri, hukuken bugün de yürürlükte olan yasa kurallarına göre yapılmıştır. Yani Medeni Kanun ve Borçlar Kanunu kurallarına göre bu bağış gerçekleşmiştir.
Bu bağış, bağış senedinde açıkça yazıldığı ve 1937 yılında düzenlenen resmi yazışmalarda da teyit edildiği üzere şarta bağlı ve mükellefiyetli bir bağıştır. Bu nedenlerle, Mustafa Kemal Atatürk'ün Hazine'ye bağışladığı çiftlik arazisi Mustafa Kemal'in Atatürk'ün bağış senedinde yer alan iradesi ve buyruğu yönünde kullanılabilir. Mustafa Kemal, AOÇ'yi bir tarım işletmesi olarak bir bütünlük içinde kullanılmak ve işletmek üzere Hazine'ye bağışlamıştır. Ancak aşağıda açıklandığı üzere 1938 yılından itibaren vasiyetnameye aykırı olarak AOÇ arazileri talan süreci, kanun çıkarma, devir, kiralama yöntemleri ile başlamış ve günümüzde idarelerin idari tasarruflarıyla da devam etmektedir.
c) B.K.nun 291 maddesinde (Eski B.K. Md. 241) olayımıza uygulanması gereken şu hüküm yer almaktadır:
“Bağışlayan bağışlanmasına yüklemeler koyabilir.
Bağışlayan sözleşme gereğince bağışlanan tarafından kabul edilmiş olan yüklemelerin yerine getirilmesini isteyebilir.
Kamu yararına olarak bağışlamaya konulmuş olan bir yüklemenin yerine getirilmesini isteme yetkisi, bağışlayanın ölümünden sonra ilgili kamu kuruluna geçer”
Görülüyor ki yasa koyucu, bağışlayanın iradesine onun ölümünden sonra da uygun hareket edilmesini sağlamanın çarelerini düşünmüştür. Bağış için öngörülen yükleme (koşul veya yükümlülük) evleviyetle mirasçı mevcut olsaydı, onun tarafından da talep edilebilecekti.
3.fıkradaki “bağışlamanın kamu yararına yapılmış olması” koşulu olayımızda gerçekleşmiştir. Yüklemeye aykırı hareketlerin varlığı da tartışmasızdır. O kadar ki bunların varlığı “yargı kararlarıyla saptanmıştır”
B.K. 295/3 md. göre “Bağışlanan yüklemeli bağışlamada haklı bir sebep olmaksızın yüklemeyi yerine getirmemişse, BAĞIŞLAMA ORTADAN KALKAR VE BAĞIŞLAMA GERİ ALINABİLİR.”
Olayımızda ise “bağışlanan” ile 291/3 maddedeki “ilgili kamu kuruluşu” aynı kimseler olduğundan ve de bir mirasçı bulunmadığından, davalılar bu ağır yaptırımdan hak etmedikleri halde kurtulmaktadırlar. Ama 291/3 maddedeki yükümlülükten “ilgili kamu kuruluşu” hiçbir surette kurtulamamaktadır.
Onun ihmali halinde yükümlülüğü yerine getirmek mahkeme kararı ile zorunlu hale gelecektir.
d)YÜKÜMÜN YERİNE GETİRİLMESİNİ İSTEMEYE YETKİLİ OLAN KAMU KURULUŞLARI İLE İLGİLİ HERHANGİ BİR İDDİA VEYA ANLAŞMAZLIK DOĞARSA -Kİ BİZCE OLASI DEĞİLDİR- KONUNUN AYDINLANMASINA YARDIMCI OLACAK BİLİMSEL GÖRÜŞÜ PEŞİNEN AŞAĞIYA ÇIKARIYORUZ:
“MK. 539. Nihayet bağışlayan öldükten sonra, mirasçılar yanında yetkili resmi makamlar da yükümün yerine getirilmesini isteyebilir. Yalnız bunun için yükümün yerine getirilmesinde, bir kamu çıkarı olmalı, yani hükümle ulaşılmak istenen amaç kamu organlarının görevi içinde bulunmalıdır. Yer itibariyle hangi kamu yöneticinin yetkili bulunduğu noktası, vakfın denetimini düzenleyen MK. 77’nin 903 sayılı yasa ile değiştirilmesinden önceki biçimi örnek tutularak çözülmelidir. Şu halde, kamu yönetiminin (devlet, il, belediye veya köyün) yükümün yerine getirilmesine doğrudan doğruya katılmış bulunması gerekli olmayıp, topluma yararlı hayırlı amaçlar güden yükümler için de yetkili kamu yönetimi harekete geçebilir. Kamu yönetimine (idaresine) BK. 241/II’ye göre tanınmış olan bu dava hakkının niteliği çelişmelidir. Doğrusu, burada bir dayanışmalı (müteselsil) alacağın varlığını kabul etmektir.”
(Prof.Kenan Tunçomağ, T.Borçlar Hukuk C.II, 1977, s.400)
e) Sonuç itibariyle bu hüküm (B.K. Md.291/3), mülkiyet hakkının ölümden sonraki uygulamasıyla ilgilidir. Mülkiyet hakkının Anayasanın 90. maddesinin yollamasıyla A.İ.H. Sözleşmesinde de düzenlendiği bilinmektedir.
Ek Protokolün 1. maddesine göre, “Her gerçek ve tüzel kişinin mal ve mülk dokunulmazlığına saygı gösterilmesini isteme hakkı vardır”
Ayrıca Sözleşmenin 13.maddesine göre de “Bu sözleşmede tanınmış olan hak ve özgürlükleri ihlal edilen herkes, ihlal fiili, resmi görev yapan kimseler tarafından bu sıfatlarına dayanılarak yapılmış olsa da, ulusal bir makama etkili bir başvuru yapabilme hakkına sahiptir.”
Bu hakkın onbinlerce üyeleri adına davacılar tarafından kullanıldığı da açıktır.
AOÇ’NİN MİSYONU, VİZYONU, ÜLKE BAKIMINDAN ÖNEMİ
Atatürk Orman Çiftliği, bir özgürleşme hareketinin, özellikle tarımı ve tarımsal emeği dönüştürme hareketinin deney alanı olmuştur. Bu örnek çiftlik yalnızca tarımsal üretimle sınırlı bir tasarı olmayıp Cumhuriyetin kuruluş yıllarında izlenen kentleşme siyasalarının, toplumsallaşma ve ilerleme düşüncesinin önemli bir halkasını oluşturması,
İktisadi bağımsızlık temelinde, sanayi ve ticaret ile tarımın, kır ile kentin bütünleştirilmesi, kooperatifler ve devlet çiftlikleri yoluyla örgütlenme, sanayi kentlerinin yaratılması, sanayi kentleri ile tarımsal gelişme bölgelerinin bütünleştirilmesine dayanan kapsamlı kentleşme ve bölgesel gelişme siyasaları ile birlikte ele alınması gereken bir yapılaşma örneği olması,
Tarım merkezleri, devlet çiftlikleri, tarım bankacılığı, kooperatifleşme, topraklandırma ve toplu üretim ve örgütlenmesi,
Çiftlik kamusal hizmet kapsamını sürekli geliştirmekte ve çeşitlendirmektedir.
Örneğin,
-
Çiftliğin fidanlığı ile yalnızca Çiftliğin değil o tarihlerde 'Ankara Çölleri" olarak adlandırılan bütün Ankara ve çevresinin ağaçlandırılması
-
Değirmen yalnızca Çiftliğe değil, aynı zamanda çevredeki köylere de hizmet vermesi, fırında üretilen ekmekler Ankara piyasasına da sunulması,
-
Benzer şekilde Çiftliğin kendi çalışanlarına yönelik hizmet veren birimleri de dahil olmak üzere tüm birimleri yakın çevredeki kırsal kesime ve Ankara kentine de hizmet sunmaktadır. Tüm çalışanların çocuklarının okutulması Çiftlik İdaresi tarafından üstlenilmiştir. On Yıl adlı bir yatılı ilkokul kurulmuştur. Okula yalnızca Çiftlik çalışanlarının çocukları değil aynı zamanda çevre köylerdeki çocuklar da kabul edilmesi,
-
Ziraat, koyunculuk, inekçilik, atçılık, tavukçuluk, sütçülük, peynircilik, yoğurtçuluk iş kolları
-
Meyvecilik, ağaçlama, bağcılık, tarım kolu
-
Şarapçılık, ziraat aletleri makineleri, yapağı ve tiftik üretim tesisi, bira fabrikası, endüstri kolu
-
Stajyerlik, ticaret işleri, modern gazi çiftliği ürünleri satış mağazaları,
-
Memur ve işçiler için lojmanlar ve otuz kişilik bir bekâr apartmanı inşa edilmesi,
-
Büyük bir hamamı
-
Hastaların ilaç ve hastane giderlerini Çiftlik üstlenmesi,
-
Bunların dışında Posta, Telgraf ve Telefon Merkezi vardır.
-
Çiftlik Çalışanları için bir Yardım Sandığı oluşturulmuştur. Çiftliğin tarım ve havyacılıkla ilgili bir de müzesi bulunmaktadır.
Atatürk Orman Çiftliği, örnek çiftlik olmasının yanı sıra aynı zamanda bir okul, eğitim- araştırma kuruluşu niteliğinde olması sebebi ile Atatürk Orman Çiftliği, Cumhuriyetin kuruluş döneminin temel şehircilik siyasalarının oluşumu açısından da önemli bir girişim olması sebebi ile de önemli bir toplumsal hafıza ve ulusal bir bellektir.
Çiftlik üretim etkinliklerinin yanı sıra Ankaralıların önemli toplumsallaşma mekânlarından biridir aynı zamanda. Kent halkının dinlenme ve diğer kültürel etkinliklerine uygun mekânlar yaratılmıştır.
Çiftlik içindeki köşk, bahçe, gazino vbmekânlar halkın kullanımına açıktır. Örnek olarak Gazi Köşkü, Marmara Köşkü ve Çiftlik Köşkü gazinosu ve parkları o tarihlerde Ankara halkı tarafından yoğun olarak kullanılmaktadır. Bu park, bahçe ve gazinolar Ankara'da eksikliği hissedilen çağdaş yaşama özgü mekânlar olarak yerlerini almaktadır o tarihlerde. Karadeniz, Marmara Yüzme Havuzu, eğlence, dinlenme etkinlikleri yanı sıra yüzme ve kürek su sporları etkinliklerine sahne olmuş, Marmara Köşkü uluslar arası konukların ağırlandığı bir yer olmuştur. Ülke bağımsızlığının, toplumsal üretimin başarısının ve onurunun yaşandığı Orman Çiftliği’nde Marmara Köşkü, Türk Hamamı, Bira Fabrikası, 10.Yıl Okulu, işçiler için lojman, Mustafa Kemal’in manevi kızı Ülkü için bir ev de modern mimarlık anlayışı çerçevesinde İsviçre’li mimar ErnstEgli tarafından tasarlanmıştır.1
Tarımsal üretime yabancılaşmayan bir kent kültürü ile kent kültürünü içselleştiren bir tarımsal üretim kültürünün yaratılması açısından Atatürk Orman Çiftliği'nin örnek oluşturduğu Devlet Çiftlikleri tıpkı devlet fabrikaları gibi önemli işlevler görmüşlerdir. Yakınında bulundukları kentlerde ve yörelerde yerleşmelerle organik ilişkiler geliştirmişler, yalnızca ekonomik açıdan değil üretim süreci ile ilişkilendirilmiş bir kent kültürünün oluşumuna katkıda bulunmuşlardır. Gerek devlet çiftlikleri gerekse devlet fabrikaları örneğinde bu büyük devlet işletmeleri kent ekonomilerine katkıları yanı sıra yarattıkları mekânsal ve toplumsal düzen ve ilişkiler dizgesi ile kentlere kamusal hizmet sunumu, çevre düzenleme ve planlı bir kentsel çevrenin yaratılması konularında örnek oluşturmuşlardır.
Çiftlik, zaman içinde ana üretim işlevinin yanı sıra bu işlevlerle insanları bir araya getiren dinlenme ve eğlence işlevlerinin yaratıldığı bir mekâna dönüşmüştür. Bu, üretim kültürüne yabancılaşmayan bir kent yaşamı açısından son derece önemlidir. Bireyleri edilgen tüketiciler durumuna indirgeyen, insanın doğaya ve üretime yabancılaşmasına yol açan günümüzün tüketime dayalı kültürüne karşı hala güçlü bir seçenek oluşturmaktadır.
Yaratılan bu mekânlarda halka kamusal ortamda uygar davranış biçimi, yeni bir ortak yaşama ve kamusal mekânları kullanma kültürü kazandırılmaya çalışılmaktadır. Bu mekânlar, kaybolan geleneksel bağ ve bağ evi yaşantısının ve mesire kültürünün yerine çağdaş bir yaşam biçiminin mekânları olarak biçimlenmektedir. Çiftlikte yalnızca çalışan işgücünün ve çevre köylerdeki tarımla uğraşan kesimin değil, Çiftliğin parklarını, bahçelerini kullanan kentliler de bir anlamda eğitilmektedir. Ankara’nın geleneksel piknik mekânları Kayaş ve Mamak Osmanlı İmparatorluğu’nun sürekliliğinde anılırken, Orman Çiftliği’nin modern rekreatif ortamı Cumhuriyet’i ve yeni başkenti temsil etmektedir. O nedenle, Ankara halkının, liderleri Mustafa Kemal’i birebir izlemek ve takip etmek imkânı bulduğu Çiftlik ortamı, modern vatandaşın yaratılmasında en önemli mekânlardan biri olmuştur.2
AOÇ, kentsel tarım alanı karakteri dışında tarihsel bellek olarak da;
-
Cumhuriyetin kuruluş yıllarındaki şehircilik uygulamaları, yurttaşın çağdaş bir yaşam biçimi ile şekillenen bir çevrede kamusal mekanlarınınvurgulandığı, yaratıldığı ve geliştiği,
-
Devlet Çiftlikleri yarattıkları mekânsal ve toplumsal düzen ve ilişkiler dizgesi ile kentlere kamusal hizmet sunumu, çevre düzenleme ve planlı bir kentsel peyzajın yaratılması konularında ki özel bir örnek olduğu,
-
Tarım ve hayvancılıkta modern yöntemlerle elde edilen ürünü kendi fabrika ve atölyelerinde işlenmesi ve pazarlanması da içeren tümleşik bir model oluşturduğu,
-
İktisadi bir kuruluş olarak Çiftlik, Sanayi Planlarında öngörülmüş olan sanayi- tarım ve ticaret bütünleşmesini, kendi bünyesinde geliştirdiği birimleri ile gerçekleştirdiği,
-
Çiftlik, teknolojik gelişme ve sanayileşme ile tarımsal üretim arasındaki ilişkiyi geliştirerek devlet çiftlikleri sisteminin oluşturulmasına öncülük ettiği,
-
Verimsiz bir alanın seçilmiş olmasında, topluma, özellikle de kırsal kesime yaşadığı koşulları dönüştürme yeteneğinin kazandırılması amacı açıkça taşımasıyla,
-
Özgürleşme kavramı, tarımdaki üretim ilişkilerinin makineleşme ve ileri üretim tekniklerinin kullanımı ile en önemli üretici güç olarak görülen köylünün eğitilmesi ve dönüştürülmesini içermesiyle,
-
Tarımı ve tarımsal emeği dönüştürme hareketinin deney alanı olmasıyla,
-
Atatürk Orman Çiftliğinin kamusal bir değer olarak yaratılmasının temelinde, Cumhuriyetin kuruluş döneminin, kırsal emeğin ortaçağ bağımlılıklarından kurtarılması ve özgürleştirilmesi siyasaları ile halkçılık ve devletçilik ilkeleri yatmasıyla,
-
Çiftlik, üretici güç insanın dönüştürülmesi, tarımın ilişkili olabileceği sanayi üretimi ile birlikte geliştirilmesi, halkın gereksinmelerinin sağlanması, temiz ve sağlıklı gıda üretimi gibi hedeflere birlikte ulaşmaya yönelik kapsamlı bir tasarının ürünü olmasıyla,
-
Çiftlikte yalnızca ziraat makinelerinin üretimi ve onarımı yapılmamakta, bu makineleri kullanacak ve onarabilecek işçi ve makinistler yetiştirilmesiyle,.
-
Çiftlik, üretim etkinliklerinin yanı sıra Ankaralıların önemli toplumsallaşmamekânlarından birini oluşturmasıyla,
-
Marmara Köşkü ve Çiftlik Köşkü gazinosu ve parkları o tarihlerde Ankara halkı tarafından yoğun olarak kullanılmaktadır. Bu park, bahçe ve gazinolar Ankara'da eksikliği hissedilen çağdaş yaşama özgü mekânların ilk örnekleri olmasıyla,
-
Çağdaş bir başkent", "çağdaş bir yurttaş" yaratılacaktır. Halkın toplumsallaşması yüceltilmektedir. Halkın uygar bir topluma dönüştürülmesi ve kamusallığın ve toplumsallaşmanın mekanlarının yaratılması şehircilik etkinliklerinin en önemli hedeflerinden biri olması ile,
-
Çiftliğin halka açık mekânlarında halka kamusal ortamda uygar davranış biçimi, ortak yaşama kültürü ve kamusal mekânlarıkullanma kültürü kazandırılmaya çalışılması ile de;
AOÇ ‘nin ulusal mesajı “ Çiftlik şehirdir, çiftlik çağdaştır, bir ülkenin gelişmişlik örneğidir.
VASİYETNAMENİN İHLALİ
Mustafa Kemal 1925 yılında, Ankara’nın tarımsal üretim için uygun bir zemin sağlamayan, bataklık ve kıraç arazilerinde, yurttaştan gerçekleştirdiği satın almalarla, bugünkü adıyla Atatürk Orman Çiftliğini kurmuştur. İlk adı Orman Çiftliği olan, Atatürk Orman Çiftliği, 5/5/1925 tarihinde 20 bin dekar, daha sonra Balgat, Etimesgut, Çakırlar, Macun, Güvercinlik, Tatar ve Yağmurbaba gibi arazilerin satın alınmasıyla 52 bin dekar arazi üzerine kurulmuştur. Mustafa Kemal, Çiftliği, 13 yıl bizzat işlettikten sonra 11 Haziran 1937 tarihinde yazmış olduğu vasiyet mektubu ile Türkiye Cumhuriyeti hazinesine hediye etmiştir. Mustafa Kemal Atatürk, 11.06.1937 tarihli vasiyetnamesinde, “tasarrufum altındaki bu çiftlikleri bütün tesisat, hayvanat ve demirbaşları ile beraber hazineye emanet ediyorum” ifadesini kullanmıştır. Ancak, 1938-1950 arası dönemde, “Devlet Ziraat İşletmeleri Kurumu İdare Meclisi” kararlarıyla Çiftlik arazisinin amaç dışı kullanımının yolu açılmıştır. 1938-1950 yılları arasında Çiftliğin 7372 dekar arazisi, değişik yöntemlerle, çeşitli kuruluşlara devredilmiştir.3Çiftliğin korunması ve yaşanan hızlı arazi kayıplarının önlenmesi amacıyla, 25.03.1950 tarihinde 5659 sayılı “Atatürk Orman Çiftliği Kuruluş Kanunu” çıkarılmıştır. Buna karşın kent açısından son derece değerli bu toprakları bu yasa da korumakta yeterli olmamıştır. 5659 sayılı Yasanın 10’uncu maddesine4 göre çıkarılan 6000, 62385, 69476, 73107 sayılı yasalar ile AOÇ arazisi tarım dışı kullanıma açılmıştır. 1976 yılında çıkarılan 2015 ve 1983 yılında çıkarılan 2823 sayılı8 yasalar çerçevesinde toplam 14.541 dekar çiftlik alanı daha çeşitli kuruluşlara satılmıştır. Ayrıca, mahkeme kararı ile çeşitli şahıslara verilen araziler de, AOÇ arazisini daraltmıştır.
Diğer taraftan 27.11.1994 tarihinde çıkarılan 4046 sayılı “Özelleştirme Uygulamalarının Düzenlenmesine ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” çerçevesinde özelleştirilen ve çiftlik arazisinden özel kanunlarla yer verilen, Sümerbank, Tekel Genel Müdürlüğü ve Zirai Donatım Kurumu gibi kuruluşların çiftlikten almış olduğu bu araziler de özel şahısların eline geçmiştir. Böylece Atatürk Orman Çiftliği arazileri içinde yeni özel mülkiyet adacıkları meydana gelmiştir.9
2005 yıl sonu itibarıyla çeşitli nedenlerle çiftlik arazilerinde ortaya çıkan arazi kaybı toplamı 22.078 dekardır. Bu miktarın, Mustafa Kemal’in vasiyetiyle hazineye hediye etmiş olduğu toplam arazinin % 42’sine eşit olduğu bir diğer gerçektir. 10
Bu bağlamda Atatürk Orman Çiftliği, 02.06.1992 tarih ve 2436 sayılı Kurul Kararı ile doğal ve tarihi SİT alanı ilan edilmiş, 27.07.1993 tarih ve 3097 sayılı Kurul Kararı ile sınırları belirlenmiştir. Buna ilave olarak Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 07.05.1998 tarih ve 5742 sayılı Kararı ile de birinci derece SİT alanı olarak ilan edilmiştir.11
Bu kararlar bile AOÇ arazisinin bütünlüğünü korumaya yetmemiştir. Atatürk Orman Çiftliği arazisinde yaşanan yağma, arazi kaybı ile çiftlik arazisinde mülkiyet sorunlarını da doğurmuştur.12 2006 yılında 5524 sayılı Atatürk Orman Çiftliği Kuruluş Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun ile 5659 sayılı Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğü Kuruluş Kanunu’na eklenen madde ile Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne Atatürk Orman Çiftliğinin (AOÇ) “..öncelikle üst ölçekli plan ve Koruma Amaçlı İmar Planı ve bunlara uygun her türlü imar planlarını yapma..” yetkisi verilmiştir.Ankara Büyükşehir Belediyesince AOÇ arazilerine ilişkin 2007 yılında yapılan imar planları Ankara 13.İdare Mahkemesi tarafından 28.11.2008 gün ve 2007/2394 E. 2008/1795 K. sayılı kararla “…dava konusu planların ve adı geçen işlemlerin birçok farklı konuda planlama esaslarına, şehircilik ilkelerine ve üstün kamu yararına, ulusal çıkarlara ve çeşitli yasa ve yönetmeliklere uygun olmadığı...” gerekçeleriyle iptaline karar verilmiştir. (EK-2)
Bu mahkeme kararının ardından Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi’nin 13.08.2010 gün ve 2494 sayılı kararıyla yeni bir AOÇ arazileri koruma amaçlı nazım imar planı onaylanmış ve dava konusu edilen koruma amaçlı imar planı AOÇ’nin amacına, misyonuna, vizyonuna aykırı olduğu, şehircilik ve planlama ilkelerine aykırı olduğu gerekçeleriyle Ankara 5.İdare Mahkemesi’nce 2011/879E. sayılı dosya üzerinden yürütmesi durdurulmuştur. (EK-3)
27 Nisan 2012 tarih ve 28276 sayılı Resmi Gazetede “T.C. Başbakanlık Gazi Yerleşkesi (OGM) Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı” ilan edilmesine ilişkin 2012/3074 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı yayımlanmıştır. Bu kentsel dönüşüm kararı Başbakanlık Hizmet Binası yapılması için alınmış (EK-4) ve Ankara Büyükşehir Belediyesince tesis edilen 17.07.2012 tarih ve 167/1012 sayılı ruhsat (EK-5) ile Başbakanlık hizmet binası yapımı başlamıştır, tamamlanmak üzeredir.
09.09.2012 tarihli ve 28406 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan2012/3547 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile koordinatları belirlenen alan Atatürk Orman Çiftliği Hayvanat Bahçesi Yenileme Alanı olarak kabul edilmiştir. (EK-6) Bu karar ile yine vasiyetnamedeki amaçlar ile örtüşmeyen yapılaşma getiren Ankapark yapımına başlanmıştır.
Yukarıda anlatılan vasiyetnameye aykırı gelişen tüm süreç Sayıştay Başkanlığı’nın 2011 ve 2012 yıllarında hazırladığı AOÇ Müdürlüğü 2011-2012 yılı raporlarında (EK-7) açıkça yer almaktadır. 2012 yılı AOÇ Müdürlüğü Sayıştay raporunun 2.sayfasında “Son yıllarda arazi ve arsaların yönetimi, kiracıların takibi, satışı yapılan arazilerin satış amaçları doğrultusunda kullanımının izlenmesi gibi konular ehemmiyetli hale gelmiş ama teşkilat yapısı bu ihtiyaçlara cevap verecek hale dönüştürülememiştir. Bağış mektubunda arazinin yeşillendirilerek korunması ve geliştirilmesi temel amaç olmasına rağmen, zaman içinde çok değerlenen boş arazilere yönelik talepler ve tecavüzlerin artmasına engel olunamamıştır. Bu sakıncaları giderebilmek amacıyla kuruluş kanununda değişiklik yapılması amacıyla; kanun tasarı ve taslakları, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nca geçmiş yıllarda birkaç defa hazırlanmış, ancak kanunlaşmasımümkün olamamıştır. Bağış mektubu ile Atatürk bağıştan beklentilerini ve çiftlik arazilerinin hangi amaçlarla kullanılması gerektiğini açıklamıştır.” denilmektedir.
2012 yılı AOÇ Sayıştay raporunun 8.sayfasında vasiyetnamenin amacını gerçekleştirmek üzere AOÇ’den koparılan arazilerin geri alınması gerektiği, Bağış Mektubunda belirlenmiş amaçların gerçekleştirilebilmesi için yatırım yapılması gereği ve finansman imkanları da dikkate alınarak uygulanması gerektiği vurgulanmıştır.
Raporun ÖNERİLER kısmında;
“ Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğünün 2012 yılındaki çalışmaları üzerinde Sayıştay tarafından yapılan incelemeler sonucunda getirilen öneriler aşağıdadır.
1- Kanunlarla ve Devlet Zirai İşletmeleri Yönetim Kurulu Kararları ile kamu kurumlarına devredilen ve amacı dışında kullanılan Atatürk Orman Çiftliği arazileriyle ilgili olarak:
- Tohum ıslah istasyonunun kurulması için Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına aktarılan ve bakanlıkça daha sonra Türkiye Zirai Donatım Kurumuna devredilen, Kurumun özelleştirilmesi aşamasında da, Özelleştirme Yüksek Kurulu kararıyla Devlet Personel Başkanlığı, Ankara Üniversitesi Rektörlüğü ve Sakarya Vilayeti Özel İdare Müdürlüğünün kullanımına verilen, Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğünce atıl durumda olduğu ve/veya amaç dışı kullanıldığı tespit edilen arazilerin,
- Ankara Bira Fabrikası’nın kurulması için TEKEL Genel Müdürlüğüne devredilen, özelleştirme nedeniyle alkol üretimi ile dağıtımı sona eren ve halen Gayrimenkul Anonim Şirketi mülkiyetinde bulunan arazi ve tesislerin, Mülkiyet devrinde belirtilen kullanım amaçlarının ortadan kalktığı, arazilerin bulunduğu bölgenin birinci derece tarihi ve doğal SİT alanı olduğu, ayrıca Atatürk`ün büyük öneme sahip mirasının korunması ve bir bütün halinde çiftliğin kuruluş amacına uygun olarak yönetilmesinin daha uygun olacağı da dikkate alınarak, Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğüne iade edilmesi için başlatılan çalışmaların sürdürülerek, arazilerin geri alınmasının sağlanması (Sayfa: 7-9),
2- Kuruluşun geçmiş yıllar karları ile ilgili olarak;
- Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğü`nün geçmiş yıllardaki faaliyetlerinden oluşan kârlarının Atatürk`ün bağış mektubu ve Ankara halkının ihtiyaçları çerçevesinde yatırımlara dönüştürülebilmesi için proje üretilmesi ve üretilen projelerin gerekli ödenek ve izinleri alınarak hayata geçirilmesi,
- 2013 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanununun E cetvelinin 10 uncu sırasında yer alan, Kuruluşun 2012 yılı bilançosunun geçmiş yıl karlarından Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakanca belirlenecek kısmın Hazineye aktarılmasına ilişkin hükmün; Bağış Mektubunda belirlenmiş amaçların gerçekleştirilebilmesi için yatırım yapılması gereği ve finansman imkanları da dikkate alınarak uygulanmasını teminen, ilgili merciler nezdinde girişimde bulunulması, (Sayfa: 32,33,128,129),
3- Bakanlar Kurulu’nun 2007/13058 sayılı Kararı ile kabul edilerek 22.01.2008 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren “Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğü Alım-Satım-Kiralama ve Kiraya Verme İhale Yönetmeliği” yerine hazırlanan ve bu yönetmelikteki eksikliklerin giderilmesi ile kapsam olarak 4734 sayılı Kamu İhale Kanunundan istisna edilmiş alımlar ile satış ve kiraya verme işlerini kapsayan “4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 3 üncü Maddesinin (a) Bendi Kapsamında Yapılacak Olan Alım İşleri ile Satım ve Kiraya Verme İşlerine Ait Yönetmelik Taslağı”`nın yürürlüğe girmesi için yapılan çalışmaların biran önce tamamlanması (Sayfa: 35-38),
4- Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğü Su Üretimine Ait İsim ve Marka Kullanımı Karşılığı Kar Payı Ortaklığı İhalesini alan yüklenicinin yükümlülüklerini tam olarak ve zamanında yerine getirmediği, idareye teslim etmesi gereken bilgi ve belgeleri zamanında ulaştırmadığı dolayısıyla sözleşme hükümlerine aykırı davrandığından yine sözleşme hükümleri gereği ihtar çekilmesi, ihtara rağmen yüklenicinin aynı durumu devam ettirmesi halinde sözleşmesinin fesih edilmesi, yüklenicinin idareye vereceği kar payının doğru belirlenebilmesi için sözleşmede belirlenen fonksiyonların tamamının yüklenici tarafından yerine getirilmesi ve dönem karının belirlenmesi hususlarının idarece oluşturulacak bir heyet tarafından sözleşme
süresince her yıl incelenmesi (Sayfa: 38-40),
5- Zincir marketler ile diğer alıcılardan alacakların artmaya devam etmesi halinde, Kuruluş finansman sıkıntısı ile karşı karşıya geleceğinden; etkin bir alacak takip sisteminin kurulması, borcunu vadesinde ödemeyen marketlere mal vermeme vb. yaptırımlar uygulanması ve alıcılardan alacakların tahsilat oranının yükseltilmesi için azami çabanın gösterilmesi (Sayfa:109,110),
6-Kira bedeli dava konusu olmuş olan AŞTİ kompleksi arazisi ile ilgili olarak; Ankara 24. Asliye Hukuk Mahkemesi Kararının bozulmasına ilişkin Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin Kararı doğrultusunda, gerekli muhasebe kayıtlarının yapılması ile, 1.7.2012 tarihinden öncesine ilişkin 6.436.588 TL tutarlı kira alacağı ve bu tarihten sonrası için hesaplanacak fark kira alacağının takip edilmesi ve tahsilinin gerçekleştirilmesi (Sayfa: 111,112),
7-Raporun ilgili bölümlerinde yer alan ve rapor ekinde (Ek:16) listesi verilen diğer öneri ve tavsiyelerin de yerine getirilmesi” gereği ifade edilmiştir.
III. Yukarıda açıklandığı ve 2011-2012 yılı Sayıştay Raporları ve dilekçemizde bahsedilen ve dilekçemiz ekinde sunulan idare mahkemesi kararları ile sabit olduğu üzere AOÇ arazileri Mustafa Kemal Atatürk’ün Atatürk Orman Çiftliği arazilerinin kullanımına ilişkin vasiyetnamesine aykırı olarak kullanılmış ve halen kullanılmaktadır. Mahkemenizden vasiyetnameye uygun hale getirilmesini teminen vasiyetnamenin ihlalinin tespiti ile müdahalenin menine karar verilmesini talep etme zorunluluğu doğmuştur.
HUKUKİ NEDENLER : Anayasa, Medeni Kanun, Borçlar Kanunu ve ilgili tüm mevzuat.
DELİLLER : Mustafa Kemal Atatürk’ün bağış senedi, tapu kayıtları, Sayıştay raporları, imar planları, idari işlemler, keşif, bilirkişi incelemesi ve yasal her türlü delil.
SONUÇ VE İSTEM : Açıklanan nedenlerle; Mustafa Kemal Atatürk’ün Atatürk Orman Çiftliği arazilerinin kullanımına ilişkin vasiyetnamesinin ve bağış senedinin ihlal edildiğinin tespiti ile müdahalenin menine karara verilmesi ile yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini vekâleten arz ve talep ederiz.
05.05.2014
TMMOB Mimarlar Odası (Ankara Şubesi)
vekiliAv. Gökçe BOLAT
|
TMMOB Peyzaj Mimarları Odası ve
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası vekili
Av. Emre Baturay ALTINOK
|
TMMOB Şehir Plancıları Odası (Ankara Şubesi)
vekili Av. Koray CENGİZ
|
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası
vekili Av. Zuhal SİRKECİOĞLU DÖNMEZ
|
ANKARA BAROSU BAŞKANLIĞI
vekili Av. Mehtap Cevizci
|
|
EKLER :
-
Vasiyetname
-
Ankara 13.İdare Mahkemesi iptal kararı, Danıştay 6.Daire onama kararı
-
Ankara 5.İdare Mahkemesi yürütmenin durdurulması kararı
-
27 Nisan 2012 tarih ve 28276 sayılı Resmi Gazetede “T.C. Başbakanlık Gazi Yerleşkesi (OGM) Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı” ilan edilmesine ilişkin 2012/3074 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı
-
Başbakanlık Hizmet Binası ruhsatı
-
09.09.2012 tarihli ve 28406 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan2012/3547 sayılı AOÇ Hayvanat Bahçesi Yenileme Alanı Bakanlar Kurulu Kararı
-
2011-2012 yılı AOÇ Müdürlüğü Sayıştay raporları
Dostları ilə paylaş: |