ANLATIM BİÇİMLERİ
1. Dergilerin hemen hepsi şiirle dolu, çoğu da doğrusu çekiyor insanı. Tatlı tatlı söylüyor yeni şairlerimiz, rahatça diyorlar diyeceklerini, süssüz, sâde... Nesre geldi mi Öyle değil. Bilginler, okkalı okkalı kelimelerle uzun uzun, yamru yumru cümleler kuruyorlar. Kesin, İri lakırdılara döküyorlar işi.
Yukarıdaki parçada aşağıdaki anlatım tekniklerinden hangileri kullanılmıştır?
A) Karşılaştırma-tartışma
B) Tartışma-öyküleme
C) Açıklama-örnekleme
D) Tanımlama-örnekleme
E) Örneklendirme-öyküleme
2. Yeni sözcükler uydururken veya eski Türkçe sözcükleri diriltmeye çalışırken dikkatli olmak gerekir. Araştırıcı, anlayışlı bir şekilde eğilmek zorundadır konuya. Yoksa, yerinde uydurmaya ve yerinde zorlamaya muhtaç olmayan ve yabancı otlar gibi kendi kendine boy atan ot tarlasına döner dil.
Bu parçanın anlatımında aşağıda kilerin hangisi ağır basmaktadır?
A) Örneklendirme B) Açıklama
C) Tartışma D) Tanımlama
E) Betimleme
3. Her akşam bu vakitler karşı dağlar kızıl gelinliğini giyer. Dağın eteklerindeki gölde bir çırpınış, bir hazırlık... Yeni bir dünyaya yolculuk var. Ama kuşların boynu bükülür nedense. Bir hüzündür alır onları.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisinden yararlanılmıştır?
A) Betimleme B) Açıklama
C) Tanımlama D) Karşılaştırma
E) Tanık gösterme
4. Kafiye; şiiri hapseder, çerçevelermiş. İnsan dilediği gibi söyleyemezmiş kafiye yüzünden; peki, kafiyeli (uyaklı) şiir yazanlar dilemedikleri, istemedikleri gibi mi aktarıyor duygularını? İçten, doğal olmamışlar mı, olamamışlar mı? öyleyse çok şairimiz, ki bu görüşü savunanlara göre sair değiller, yapmacık, uyduruk duygularla bizi kandırmışlar. Bunu kabul etsek bile kim bir Sessiz Gemi'yi okurken sonsuz yolculuğa çıkmaz ya da kimin Gün Eksilmesin Penceremden’i dinlerken yaşam sevgisi ve ölüm korkusu bir kat daha artmaz? Bunlar elbet doğaldır, içtendir ve kafiyelidir.
Bu paragrafta aşağıdaki anlatım tekniklerinin hangilerine başvurulmuştur?
A) Tanık Gösterme - örneklendirme
B) Açıklama-Tanık Gösterme
C) Tartışma - örneklendirme
D) Tartışma-Tanık Gösterme
E) Açıklama- Tartışma
5. Yüzlerce şiir tanımı vardır. Belki binlerce daha yapılacak. Bu, şiirin güzelliğini, estetiğini, enginliğini gösterir; şiir, öyle bir çırpıda kalıba dökülecek bir kavram değildir. Nitekim Ahmet Haşim: "Şiiri tarif etmek, bülbülü üç dirhem eti için öldürmektir." der. Ne kadar şiir, şair; o kadar tanım...
Bu paragrafın anlatımında hangi anlatım tekniği ağır basmaktadır?
A) Açıklama B) Tanık gösterme
C) Örneklendirme D) Karşılaştırma
E) Tartışma
6. Dünyaca ünlü klasiklere ve yazarlara karşı bende bir imrenme; ondan da öte kıskançlık var. Şiirde öyle değil. Hatta tam aksine bizdeki şairlerin daha üstün olduğuna inanırım. Ne bileyim, bir Yahya Kemal, bir Nazım Hikmet, Cahit Sıtkı Tarancı beni tatmin eder, ruhumu doyurur. Ama hangi yazarımızTolstoy, Dostoyevski veya Victor Hugo’ya boy ölçüşebilir?
Bu parçanın anlatımında hangi anlatım tekniklerinden yararlanılmıştır?
A) Açıklama - Karşılaştırma
B) Tanık Gösterme - örneklendirme
C) Karşılaştırma - Örneklendirme
D) Tanık Gösterme - Karşılaştırma
E) Tartışma - Açıklama
7. O gece uyuyamadı. Kitap okudu, sayı saydı, yıldız saydı. Gündüz yok yere kırdığı arkadaşının bakışları gitmiyordu gözlerinin önünden. Bir ara kalkıp onu uyandırmayı ve ondan özür dilemeyi geçirdi aklından; başaramadı. O şimdi unutmuştur bile, diye düşündü. Ama sonra ya o da bu kırıcı sözlerin acısıyla kıvranıyorsa...
Bu parçada aşağıdaki anlatım biçimlerinden hangisi kullanılmıştır?
A) Açıklama B) Öyküleme
C) Tartışma D) Örneklendirme
E) Betimleme
8. Komşu bahçeden balkonumuza hücum eden erikler beni âdeta hırsızlığa davet ediyor. Buna hırsızlık denir mi, bilemiyorum. Bir ara kafam gürledi. Şunları kırmayayım dedim, belki de kendimi! Yemyeşil salkım söğüt... Alıp birkaç tane bakayım tadına. Gerçi güneşin de etkisiyle zümrütü andırırcasına parıl parıl parlayan yanakları ekşi olduklarını haykırıyordu. İçerden çocuğun feryadıyla kendime geldim. Böylece suç dosyamın kabarmasını ertelemiş oldum.
Bu parçanın anlatımı İçin aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Kişileştirme yapılmıştır.
B) Karşılaştırma ağır basmaktadır.
C) Benzetme yapılmıştır.
D) Betimlemelere yer verilmiştir.
E) Tatma duyusundan yararlanılmıştır.
9. (I) Kırmızı eski model, Avrupa markalı bir arabaydı. (II) Betti ki canı sıkılan üstüne adını yazmış, küçüklü büyüklü kalpler çizmişti. (III) Biraz daha yaklaşınca kılıflara isyan etmiş süngerler çekti dikkatimizi. (IV) Camdan uzanıp kornasına bastık, çalıyordu! (V) Patlak tekerleri ve kırık camlarıyla yılların yorgunluğunu atmaya çalıştığı anlaşılan arabayı kendi hâline bırakıp uzaklaştık.
Yukarıdaki numaralı cümlelerin hangisinde betimlemeye yer verilmemiştir?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
10. Hep piyasada kitabı olana şair ya da yazar gözüyle bakılır. Bu etiketi kazanmak için bu o kadar zorunlu mu ki? Bu ölçünün sağlığından şüpheliyim ben. Şüpheden de Öte yanlış; hatta gülünç bulurum bunu. Ben nice insanlar gördüm ki, özet sohbetlerde bana okudukları şiirler ya da hikâyeler ortalıkta olsaydı piyasadakiler onların etlerine su bile dökemezdi. Kaldı ki duygu ya da düşünce, kalitesini, kitaba dökülmüş olmakla değil, kalbi titretmek veya ufku açmakla kanıtlar.
Bu paragrafta hangi anlatım tekniği kullanılmıştır?
A) Betimleme B) Tartışma
C) Öyküleme D) Açıklama
E) Örneklendirme
11. .Bu sabah vakti sevgidir beni tren garında bekleten. Sevgi mi? O, uğruna her şeylerin feda edilebileceği yüce bir duygudur. Kara tren nihayet çuf çuflayarak yanaştı gara. Yolcular birer ikişer indi. Herkesin herkesleri gelmişti, ben yine kimsesizdim; yine beklenen gelmemişti. Belki yarın, diyerek nereye gittiğimi bilemeden uzaklaştım. Yıkık binalar, yamalı yollar ve yerinden kalkmaya bile üşenen köpekler beni anlatır gibiydi.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangilerinden yararlanılmıştır?
A) Açıklama - Betimleme - Örneklendirme
B) Öyküleme - Açıklama - Betimleme
C) Öyküleme - Tanımlama - Betimleme
D) Açıklama - Tanımlama - Öyküleme
E) Tanımlama - Tartışma - Tanık gösterme
12. Bir zamanlar bir şiir yarışmasında jüri üyesi idim. Yeterli miktarda oy aldığı hâlde kendisine birincilik verilmeyen bir şiiri desteklemiştim. Şair, bir şehidin dilinden konuşuyordu. "Ey bu topraklar İçin toprağa düşmüş askeri" seslenişini duyar duymaz bedenimin, kızgın tavada eriyen yağ misali zevk ve gururla yok olduğunu hissettim.
Bu parçada aşağıdaki anlatım tekniklerinden hangilerine başvurulmuştur?
A) Tanık gösterme - Betimleme
B) Öyküleme - Benzetme
C) Açıklama - Tanımlama
D) Tartışma - Betimleme
E) Tanık gösterme - Benzetme
13. Boyacı çocuk, Coşkun'un ayakkabılarını Doyuyordu. Coşkun, son aldığı arabasını seyrediyordu. Özgül, Coşkun'un önünden de geçti. Coşkun bakışlarını elinde olmayarak, ona yöneltti. Ama ona bakan kimdi?
Bu paragrafta aşağıdaki anlatım biçimlerinden hangisi kullanılmıştır?
A) Öyküleme B) Betimleme
C) Tanık Gösterme D) Açıklama
E) Karşılaştırma
14. Toprak olmak, nice insanların korkuyla; hatta dehşetle düşündükleri gibi, mutlaka korkunç ve karanlık bir son mudur? Anadolu'da bunun aksine düşünen nice insan bilirim: Yunus, toprak olmak aşkıyla bir ömür yanmıştır; Mevlâna, ölümü düğün gecesine benzetmiştir. Ve daha adını sayamadığım niceleri...
Bu paragrafta aşağıdaki anlatım tekniklerinin hangileri söz konusudur?
A) Benzetme-Tanık Gösterme
B) Açıklama-Örneklendirme
C) Örneklendirme-Tartışma
D) Tartışma-Aç ıklama
E) Tanık gösterme-Örneklendirme
15. Akşamın mora çalan lacivert tülleri açık dükkân kapısı önünde kayısı kokan rüzgârlara kapılıp dalgalanmaya durdu. Orada, tezgâhın üzerinde yarısı yenmiş bir armut vardı. Bir kutu nakış ipliği raflardan yuvarlanmış, zemine altı yeşilli yayılmıştı.
Bu paragrafta hangi anlatım tekniği kullanılmıştır?
A) Karşılaştırma B) Örneklendirme
C) Açıklama D) Betimleme
E) Tanımlama
16. O mavi kuş, yanardöner kuş, su kıyılarındaki yarları yılan deliği gibi deler, çok derinlere kadar deler; ta dibine, toprağın altına gider, oraya yuvasını yapar. Yuvalarının ağzında da her zaman bir çiçek biter. O kuş çiçeksiz edemez, işte o kuştan bir tane tutmalı. Tutulmaz. O kuşu tutsa tutsa bir tek Koca Halil tutardı. O da iyice yaşlandı gayrı.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Öznel yaklaşımlardan yararlanma
B) Benzetmeye başvurma
C) Betimlemeye başvurma
D) İşitsel öğelere yer verme
E) Olayları oluş sırasına göre verme
17. Kimi yazarlar vardır; bildiğimiz, sıradan olayları ilk kez başkalarından farklı anlatırlar. Kimi yazarlar vardır; rahattır, zorlamaz kendini de, sizi de. Diline gelen kalemine dökülmüştür. Kimi yazarlar vardır;atasözü gibidir yazdıkları; üç sözcüğe koca bir yazının içeriğini yükler. Yukarıda sözü edilen yazarların anlatımı için doğru adlandırmalar aşağıdakilerin hangisinde verilmiştir?
A) Doğallık, özgünlük, akıcılık
B) Özgünlük, özlülük, duruluk
C) Özgünlük, doğallık, özlülük
D) Özlülük, açıklık, doğallık
E) Akıcılık, doğallık, özlülük
18. Romanda 1940'lı yıllar anlatılıyor. Dünyanın savaşla boğuştuğu yıllarda ülkemizin iki büyük kentinde (İstanbul ve Ankara) geçen olaylar romanın iskeletini oluşturuyor. Yazar bu olaylardan hareketle çok yönlü insan gerçekliğini çarpıcı bir biçimde gözler önüne seriyor. Yazar, anlattıklarını tarihsel olaylarla temellendiriyor. Bu da inandırıcılığı artırmış.
Bu paragrafın anlatım biçimi aşağıdakilerden hangisidir?
A) Tartışma B) Açıklama
C) Öyküleme D) Tanımlama
E) Betimleme
19. Toprak gittikçe nemleniyor, gölgeler koyulaşıyor. Dönemeçte karşıma ansızın, araba genişliğinde bir su çıkıyor: Kumlu yatağında yüzü kırışa kırışa akan bir su... İncecik de bir şırıltı duyuluyor ara ara. Prina fabrikasının altında, zeytin sularıyla katran gibi oluyor. Batak kokuyor, zeytinyağı kokuyor.
Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) İzlenim kazandırma amaçlanmıştır.
B) Kişileştirmeye başvurulmuştur.
C) Benzetmeye yer verilmiştir.
D) Farklı duyulara seslenen unsurlar kullanılmıştır.
E) Deyimler kullanılarak anlatıma güç kazandırılmıştır.
20. Yaşadığımız bir 'gün' ne ise, bir gazete yazısı da odur aslında. İkisinin de kaderi aynıdır. Gün doğumu ile gün batımı arasında süren bir ömür... Rengi soluyor ikisinin de, gün sarısına boyanıyor. Üstünde yaşanmışlık işaretleri, sayısız öykülerle dünler arasına katılıyor eskittiğimiz her 'gün'... Bir güne özgü yazılar da öyle; o günün fotoğrafı, o günün 'oğlu' olarak doğup onunla gömülüyor mazinin sarı bahçesine.
Bu parçada aşağıdaki düşünceyi geliştirme yollarından hangisi daha belirgindir?
A) Açıklama B) Tanımlama
C) Karşılaştırma D) Tartışma
E) Örneklendirme
21. Gecenin karanlığı yeryüzüne abanalı çok olmuştu. Bulutsuz gökyüzü, koyu lacivert bir renge bürünmüştü. İri ve çakır yıldızlar, yörelerindeki küçük yıldızları boğarcasına parlıyordu. Yağlı bir kandilin ara sıra titreyen isli alevi, odayı dalgalı bir ışıkla dolduruyordu. Işığın titreşimi, duvarlarda açıklı koyulu gölgeler çiziyor, insana sesleniyor, gecenin ürpertisini duvarlara yansıtıyordu.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisi söz konusu değildir?
A) Benzetmelere yer verilmesi
B) Varlıkların niteliklerinin belirtilmesi
C) Sözcük tekrarlarının yapılması
D) Kişileştirmelerin yapılması
E) Karşıt kavramların bir arada kullanılması
22. Onun yapıtlarında sanatlı bir söyleyiş kaygısı yoktur. Şiirlerinde yazınsal sanatlara rastlamanız oldukça güçtür.
Bu parçada konu edilen sanatçının şiirlerinde görülen en önemli özellik aşağıdakilerden hangisidir?
A) Duruluk B) Özgünlük
C) Yalınlık D) Özlülük
E) Akıcılık
23. Serin bir sonbahar akşamıydı. Bin bir zorlukla Maraş'tan Elbistan'a kadar gelmeyi başarmış bir yolcu, kendini mahalle kahvesinden içeri attı. Sigara dumanının bir sis gibi çöktüğü dar mekân, kapıdan içeri dolan havayla serinledi. İçerde oturanlar, başlarını çevirip nefes nefese kalmış, yorgun yolcuya baktılar.
Bu parçanın anlatımında aşağıdaki anlatım biçimlerinin hangilerinden yararlanılmıştır?
A) Açıklama - Örnekleme
B) Tartışma - Açıklama
C) Öyküleme - Betimleme
D) Öyküleme - Karşılaştırma
E) Açıklama - Öyküleme
24. Geçmiş günlere dair yazıları okumak, iyisinden bir emniyet duygusu verir insana. Tehlikesiz bir yolda yürüme rahatlığına benzer bu. Elden çıkmıştır ve zararsızdır o günlerde olup bitenler. Nasıl olsa geçmiştir acılar, kırılmalar, savrulmalar. Elemler gitmiş, lezzetler kalmıştır geride.
Bu parçada yazar, düşüncesini aşağıdaki yöntemle-den hangisiyle geliştirmiştir?
A) Örnekleme B) Benzetme
C) Tanık Gösterme D) Karşılaştırma
E) Tanımlama
25. 70 milyonluk bir ülkeyiz; ama 5 milyonluk Norveç kadar üretemiyoruz. 70 milyonluk ülkenin yıllık 220 milyar dolar üretimi var. 35 bin kişilik Microsoft'un üretimi ise 440 milyon dolar. Çok az üretiyoruz.
Bu paragrafta yazar düşüncesini inandırıcı kılmak için aşağıdakilerden hangisine başvurmuştur?
A) Tanık gösterme
B) Betimleme
C) Sayısal verilerden yararlanma
D) Öyküleme
E) Örnekleme
26. Ne rahat okunuyor. Su içer gibi, ninni söyler gibi... Dilimi zorlamıyor hiçbir sözcük, hiçbir ses ötekinin önüne taş koymuyor, set çekmiyor. Onun yazıları tam anlamıyla bir... örneğidir.
Yukarıdaki paragrafta boş bırakılan yere konulacak en uygun sözcük aşağıdakilerin hangisidir?
A) yalınlık B) duruluk
C) akıcılık D) özgünlük
E) özlülük
27. Derine inmeyi başarıyor öykülerinde Fatma Gürel. "Akşam Yürüyüşü"nde okuru da katıyor gezisine. Okura da seyrettiriyor ustaca betimlemeleriyle Van Gogh'un tarlasını, okur da göz göze geliyor ressamın kendisiyle, Sütçü Traye'nin karısıyla...
Bu parçada sözü edilen yazarın anlatım özellikleri aşağıdakilerin hangisinde verilmiştir?
A) Özgünlük - yalınlık
B) Yoğunluk - etkileyicilik
C) Sürükleyicilik - arılık
D) Doğallık - duruluk
E) Akıcılık - doğallık
28. Her yıl karlar eriyip de bahar gözünü açınca, Ağrı Dağı'nda bir ulu tazelik patlayınca, gölün kıyıları, ince kar çizgisinin üstü keskin, kısa küt çiçeklerle dolar. Çiçeklerin rengi alabildiğine parlaktır. En küçük çiçek bile mavi, kırmızı, sarı, mor kendi renginde çok uzaklardan bir renk pırıltısı olarak parlar ve keskin kokar.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisine başvurulmamıştır?
A) Birden çok duyuyla ilgili ayrıntıya
B) Gözlem gücüyle ayrıntılara inmeye
C) Varlıkları niteleyici özellikleriyle belirtmeye
D) Cansız varlıklara insan kişiliği kazandırmaya
E) Varlıklar arasında benzetmeye
29. Aşağıdakilerden hangisinde betimleme yoktur?
A) Burası en yakın kasabaya iki gün uzaklıkta, çıplak, yolsuz, viran bir köydü.
B) Kasabayı kuşatan dik, sivri dağlar çoktan uykuya dalmışlardı.
C) Köyün ne pencerelerinde bir ışık, ne yollarında bir ses vardı; karanlıkta öylece bekliyordu.
D) Köydekiler, dünyada olup biteni haftada bir kasabadan köylerine gelen postacıdan öğrenirlerdi.
E) Güneş batmak üzereydi, sular güneşin kızıllığında yanıyordu sanki.
30. Tarih, insanların yaptığı tarihi, insanlardan soyutlayarak anlatır; bir bilimdir tarih. Oysa roman bir edebiyat türüdür; tarihi, tarihsel olaylar olarak değil olayların insanlar üzerindeki etkileriyle anlatır. Yani insanları anlatır, insan çatışmalarını anlatır. Roman bunun dışına çıkarsa edebiyatın da dışına çıkar.
Parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?
A) Tanımlama B) Betimleme
C) Açıklama D) Örneklendirme
E) Karşılaştırma
31. Guguk ilginç bir kuştur, bilimsel adı "cuculus"tur, ama bu ad genellikle kül rengi olanı için kullanılır. ' Gugukgillerin çoğu tropik bölgelerde, Güney Amerika'da, Afrika'da yaşar. Uzun kuyruklu, sivri pençeli, kıvrık gagalı kuşlardır gugukgiller. Ağaçta yaşayanların bacakları kısa, yerde yaşayanların uzundur. Değişik renkte guguklara dünyanın değişik bölgelerinde rastlanabilir. Guguk kuşları yuva yapmaz.
Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) Bazı kavramlar tanımlanmıştır.
B) Bilimsel bilgilere yer verilmiştir.
C) Karşılaştırmalı örneklerden yararlanılmıştır.
D) Guguk kuşunun yaşadığı bölgeler betimlenmiştir.
E) Guguk kuşunun yaşantısı anlatılmıştır.
32. Sınıfın yerden tavana kadar uzanan geniş penceresinden görünen gökyüzünü seyrediyordum. Tam karşımda bir de balkon vardı. Oturduğum sıradan öğretmene belli etmeden balkonu seyredebilirdim. Sınıfın sol duvarı yanındaki beşinci sıradaydı yerim. Arkamda Metin'le Ahmet'in oturdukları bir sıra daha vardı. Pencere sağdaydı, öğretmenin gerisine düşerdi.
Bu parçanın anlatımında ağır basan anlatım tekniği aşağıdakilerden hangisidir?
A) Betimleme B) Açıklama
C) Tartışma D) Öyküleme
E) Örneklendirme
33. Ege Bölgesi'nde nüfus artışı, Türkiye ortalamasının biraz üzerindedir. Bölge genelinde kent nüfusundaki artış, kır nüfusundaki artıştan fazladır. Kent nüfus artışı ortalama binde 32 iken, bu değer kırsal alanlarda binde 14 dolayındadır. Bu durum, bölgenin kırsal alanlarından şehirlere doğru az da olsa bir göçün olduğunu ortaya koymaktadır.
Bu parçanın anlatımında, aşağıdakilerin hangisinden yararlanılmıştır?
A) Açıklama B) Betimleme
C) Öyküleme D) Tartışma
E) Karşılaştırma
34. "Sahnelenme" bir metnin tiyatro sanatının araçlarıyla sahnede değerlendirilmesidir. Sözcüklerle kurulan bir yapımın, sahne diliyle anlatımıdır. İnsan gövdesi, insan sesi, dekor, ışık, müzik gibi araçlarla yazının sahnede başka türden bir yaşama kavuşturulmasıdır. Sinemada ise senaryodan ne kalabilir? Bir senaryo metninin doğrudan doğruya, eksiksiz, sinemaya aktarılması düşünülmez bile. Senaryo, 'beyaz perdedeki görünümü tanımlar, görünümün kendisi değildir.
Bu parçanın anlatımında özellikle aşağıdakilerin hangilerinden yararlanılmıştır?
A) Tanımlama - karşılaştırma
B) Açıklama - öyküleme
C) Karşılaştırma - betimleme
D) Örneklendirme - tanık gösterme
E) Betimleme - açıklama
35. Bolu'nun el değmemiş cennet köşelerinden biri de Gölcük. Aladağlar eteğinde, çam ve köknar ağaçlarının ortasında yapay bir göletten adını alan Gölcük'ün doğal yapısı Abant'ı andırıyor. Denizden yüksekliği bin metreyi bulan Gölcük, kış aylarında karla örtülerek muhteşem bir görüntü sunuyor.
Parçanın anlatımı ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
A) Benzetmelerden yararlanılmıştır.
B) Betimlemeye beğeni duygusu katılmıştır.
C) Gözleme dayalı ayrıntılara yer verilmiştir.
D) Yargılar örneklerle güçlendirilmiştir.
E) Niteleyici sözcüklere yer verilmiştir.
36. Kıştan bahara geçerken en çok nisan ayında görülen ve halsizlik, isteksizlik, eklem ağrıları, uyku isteği gibi belirtilerle ortaya çıkan rahatsızlığa bahar yorgunluğu denir. Bu durum birkaç hafta sürebilir. Başka bir deyişle, kış aylarından sonra vücut ilk kez içeriden bahar temizliği yapmaktadır ve bu organizmayı zorlar. Önlem alınmazsa ve bahar yorgunluğu bir aydan fazla sürerse kronik yorgunluk sendromuna dönüşebilir.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisinden yararlanılmıştır?
A) Tanımlama - öyküleme
B) Açıklama - karşılaştırma
C) Tanımlama - betimleme
D) Açıklama - öyküleme
E) Tanımlama - açıklama
37. Kalktığımda yağmur dinmişti. Geceleyin yağmurun, evin teneke damına hızlı hızlı düşmesi beni epey korkutmuştu. Üç-dört gün kapıdan dışarıya çıkamayacağımı sanmıştım. Ama durmuştu işte, bir de sıcak rüzgâr esiyordu, lodos falan olmalıydı. Okul, İstanbul' dan gelecek iki öğretmeni beklediği için, bir hafta kadar kapatılmıştı. Evde oturmak, canımı çok sıkıyordu.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin özellikle hangisinden yararlanılmıştır?
A) Betimleme B) Karşılaştırma
C) Örneklendirme D) Tartışma
E) Öyküleme
Dostları ilə paylaş: |