Uzun yıllar odun kaynağı olarak algılanan ormanların, gelişen çevre anlayışla
önem kazanan fonksiyonel yararlarının da toplumun ilgi alanına girmesi
sağlanmalıdır.
Bilimsel araştırma sonuçları doğrultusunda; periyodik aralıklarla, kurum içi halkla
ilişkiler konusunda eğitim çalışmaları, imaj geliştirme ve pekiştirme çalışmaları,
halkla bütünleşme ve kaynaşma faaliyetleri yapılmalıdır.
Çevreyi tehdit edebilecek yatırımların planlanmasında, halkın söz sahibi olması,
demokratik süreçlerin ve çevre korunmasının öncelikli hedeflerinden biri
olmalıdır.
Uluslararası ormancılık sürecinde, sürdürülebilir orman yönetiminin
sağlanmasına yönelik olarak halkın; sosyo-ekonomik durumunun
iyileştirilmesi, bilinçlendirilmesi, yönetime ve planlamaya katılımı,
Türkiye'nin taahhütlerine ve şartlarına uyumlu olarak hayata geçirilmelidir.
STK'ların çevre ve orman halk ilişkilerine aktif katılımlarını sağlamak için, AB
uyum sürecinde çevre ve orman mevzuatında değişiklikler yapılarak varolan
mekanizmalar (yasal, kurumsal ve finansal) geliştirilmeli ya da yeni
mekanizmalar oluşturulmalıdır.
STK'ların etkinliklerini artırmak, bağımsız karar almalarını ve parasal kaynaklara
ulaşabilmelerini sağlayabilmek amacıyla, gerek duydukları her türlü bilgi ve
destek sağlanmalıdır.
Çevresel konularda bilinçlenme, aktif katılımın sağlanması ve bireysel çıkarların
toplumsal çıkarlardan ayrı düşünülemeyeceği gerçeği konularında etkili bir
eğitim yöntemi uygulanmalıdır. Bu amaç doğrultusunda, yaygın ve örgün eğitim
kurumları, yazılı, işitsel ve görsel basının yanısıra STK'larla işbirliğine
gidilmelidir.
Her kademede kamuoyu ve STK'larla ortak politikalar geliştirilmeli, bunların
yaşama geçirilmesine çalışılmalıdır.
Ülkemizde yaşayan farklı kesimlerden insanların, orman hakkındaki tutum,
değer ve beklentilerini, yerel ve ülke bazında tespit edecek bilimsel
araştırmalar ivedilikle yapılmalıdır. Bu araştırmaların sonuçları halkla
ilişkiler çalışma ve kampanyalarına yol göstermelidir.
Ormanların korunmasına yönelik olarak ORKÖY'ün fonksiyonunu yerine
getirebilmesi için, mülga Orman Köylüleri Kalkınma Fonu geliri olarak
tahsiline devam edilen gelirlerinin ve genel bütçeden ayrılacak % 0.1 payın
orman köylülerinin kalkındırılmasında kullandırılması sağlanmalıdır.
Son yıllarda personel alımı yapılmaması nedeniyle taşra ve merkezdeki
bakanlık birimlerinin alt kademelerinde bir boşalma mevcuttur. Hizmet
veriminin düşmemesi için alt kadroların doldurulması ve bu kadrolara
atanan teknik elemanların yetiştirilmesi sağlanmalıdır.
Sürdürülebilir ormancılık yönetiminde, başta orman köylüsü ve örgütleri olmak
üzere tarafların karar alma, planlama, uygulama ve denetleme süreçlerine etkin
katılımı sağlanmalıdır.
Orman köylüsünün tarım dışı alternatif faaliyetlerden gelir elde etmesi
desteklenmelidir.
Türkiye'de yaklaşık 10 milyon hektarı bulan bozuk orman alanlarındaki
zengin odun dışı orman ürünü potansiyeli, ekosistem dengesi korunarak
değerlendirilmelidir. Özel Ağaçlandırma Yönetmeliğine uygun olarak, bu
yerler köy tüzel kişilikleri eliyle orman köylüsüne tahsis edilmelidir. Her
yöredeki odun dışı orman ürünlerinin aşılanması ve sürdürülebilir üretimi
konusunda ilgili devlet birimlerince teknik destek sağlanmalıdır.
Odunun enerji kaynağı olarak kullanılması en az düzeye indirilmeli, alternatif
enerji kaynaklan etkili bir şekilde devreye sokulmalıdır.
Orman köylerindeki kooperatiflerin, pazar ekonomisi koşullarında rekabet edecek
güce ulaşabilmeleri için, yatay ve dikey örgütlenmeleri, bölge birliklerinin
tabanına eğitim, denetim konularında hizmet verebilecek düzeye getirilmesi,
yeterli uzman kadro, donanım ve sermayeye sahip olmaları ile kurumsallaşması
konusunda desteklenmelidir.
Orman köylerinin dağınık ve küçük yerleşim birimlerinden oluştuğu düşünülerek
eğitim, sağlık, ulaşım vb. hizmetlerden daha iyi yararlanabilmeleri için ilgili
kurumlarla gerekli koordinasyon kurulmalıdır.
Orman köylerinde yaşayan kadınların ve gençlerin, yapıcı ve üretken yönlerini ön
plana çıkarmak amacıyla, köylerdeki eğitim çalışmalarında bu kesime ağırlık
verilmelidir.
Orman köylerindeki mülkiyet sorununun çözülmesi için Tapu-Kadastro
Genel Müdürlüğü ile beraber en kısa sürede orman kadastrosu
tamamlanmalıdır. Mevcut 2/B alanlarıyla ilgili yerlerin değerlendirilmesiyle
elde edilecek gelirler orman köylülerinin kalkındırılmasında kullanılmalıdır.
Bu konudaki hukuki boşluk en kısa sürede doldurulmalıdır.
Kamuoyu oluşumuna katkıda bulunan her türlü medyanın çevre ve ormancılık
konusundaki bilgi ve açıklama talepleri, en yetkili birimlerce ve en hızlı biçimde
karşılanmalıdır.
Orman yangınlarını ve çevrenin tahribatım önlemek amacıyla, Çevre ve Orman
Bakanlığının ilgili birimlerince hazırlanacak programların Radyo ve Televizyon
Üst Kurulu (RTÜK) marifetiyle yayınlanması konusunda işbirliği yapılmalıdır.
Orman-köy ilişkilerini sağlıklı yapıya kavuşturmak amacıyla gerçekleştirilen
faaliyetlerde uygulamacıların politik baskıdan uzak, yasa ve yönetmeliklerle
belirlenen objektif kriterlere göre çalışmaları sağlanmalıdır.
Sosyal ormancılık çalışmaları ORKÖY'ün de katılacağı entegre havza projeleri
olarak ele alınmalı ve uygulanmalıdır.
10.ARAŞTIRMA-GELİŞTİRME VE EĞİTİM
İstikrarlı ve liyakat esaslarına dayanan bir insan kaynakları yönetimi oluşturulmalıdır.
Uygulamaların bilimsel bilgiye dayalı yapılmasını teşvik eden ölçme ve değerlendirme sistemi oluşturulmalıdır.
Sürdürülebilir kalkınma çerçevesinde çevre ve orman yönetiminde karşılaşılan sorunlara bilimsel bilgiye dayalı çözümler üretmek için uygulama birimleri ile araştırma birimleri arasında diyalog ve işbirliği sağlanmalı ve geliştirilmelidir
AR-GE faaliyetleri etkin bir şekilde tanıtılmalı, araştırma sonuçlarının uygulamaya aktarımını izleyen ve kolaylaştıran bir sistem geliştirmelidir. Yurt dışında yayınlanan ve bilhassa SCI (Science Citation Index)’de yer alanlarının Türkçe olarak yurt içinde yayınlanması sağlanmalıdır.
Ormancılık Araştırma Müdürlüklerinde alışılagelmiş bölüm yapılanması yerine, bölgelerin ihtiyaçlarını dikkate alan ve uluslar arası standartlara uygun (araştırma enstitüsü) bir yapılanmaya gidilmeli, bu yapılanma ile Avrupa Ormancılık Enstitüsünün (EFI) proje merkezlerinden birinin ülkemizde kurulması sağlanmalıdır.
Dünya standartlarına uygun hakemli, ortak ve kaliteli ulusal ve uluslararası saygınlığa sahip “Türk Ormancılık Bilimleri Dergisi” çıkartılmalıdır.
Temiz teknoloji, enerji ve ürün ilkesine dayalı AR-GE projelerine öncelik verilmelidir. Aynı şekilde özel ve kamu işletmelerinde kirlilik üretimini ve enerji tüketimini azaltmayı hedefleyen AR-GE çalışmaları desteklenmelidir.
Su kaynaklarının korunmasına ilişkin AR-GE çalışmaları desteklenmelidir.
Genetik kirlenme risklerini değerlendirebilecek ve kontrol edebilecek teknik ve kurumsal girişimler desteklenmelidir.
Çevre ve Ormancılık Teknolojileri için AR-GE Fonu kurulmalıdır,
Çevre ve Orman Bakanlığı bünyesindeki AR-GE Daire Başkanlığının görev ve hizmetlerinin yerine getirilmesinde gerekli altyapı ve personel desteği sağlanmalıdır.
ÇOB, mezunlarından faydalandığı yüksek öğretim programlarındaki eğitim öğretim faaliyetlerini izlemeli, mevcut ve yeni programların geliştirilmesine yardımcı öneriler üretmeli, staj ve araştırma çalışmaları ile kendi çalışanlarının bu kurumlarda yapacakları lisansüstü çalışmalara en üst düzeyde destek olmayı temel eğitim politikası olarak görmeli personelin eğitim alanına uygun istihdam edilmesine yönelik önlemler alınmalıdır.
ÇOB, hizmetiçi eğitim düzenler ve yürütürken ilgili fakülte ve araştırma kurumlarıyla işbirliği içerisinde hareket etmeyi ilke edinmelidir. Hizmetiçi Eğitim programlarının planlanmasına ve uygulanmasına, eğiticilerin seçimine gereken önem verilmeli ve bir eğitici kitle oluşturulmalıdır.
ÇOB ile ilgili yüksek öğretim kurumlarının müfredatları hazırlanırken, teşkilatın özellik ve ihtiyaçlarının dikkate alınması için gerekli katılım sağlanmalıdır.
Kamuoyunun bilgilendirilmesi ve yönlendirilmesi eğitimine önem verilmeli, çevre ve orman sevgisinin artırılması amacıyla her türlü iletişim araçlarından etkin bir şekilde yararlanılmalıdır.
Kırsal kesimin gelir düzeyinin yükseltilmesi ve böylece orman kaynaklarının sürdürülebilir yönetimine katkı sağlanması amacıyla, köylüyü eğitici ve gelir getirici bazı projeler hayata geçirilmeli, bilimsel, teknik ve maddi destek sağlanmalıdır.
ÇOB ile Yükseköğretim Kurulu arasında gerekli koordinasyon sağlanmalı, mevcut programlar ile yeni açılacak programların ihtiyaçlar doğrultusunda düzenlenmesi gerçekleştirilmelidir.
MYO’ların ara düzeydeki eleman gereksinimini karşılayabilme derecesi tekrar ele alınmalı, ÇOB’nın eğitimden sorumlu birimleri bu konudaki ihtiyaçları net bir şekilde ortaya koymalıdır. ÇOB ile ilgili bölüm mezunlarının işlendirilmesine önem verilmelidir.
ÇOB yayınlarının toplumun ilgisini çekme ve geniş kitlelere ulaşmada karşılaşılan sorunlar ortadan kaldırılmalı, bütün illerde küçük çapta da olsa o yörenin kültürel ve biyolojik zenginliklerinin sergilendiği müzeler, botanik bahçeleri, arberatumlar ve hayvanat bahçeleri kurulmasına destek verilmelidir.
Üniversiteler, ormancılık kuruluşları, sivil toplum örgütleri ve Orman Mühendisleri Oda’sı temsilcisinden oluşan, çalışma esasları, görev ve sorumluluklar ile yetkileri tanımlanmış bir “Ormancılık Eğitim Öğretimini İzleme ve Değerlendirme Kurulu” kurulmalı, gerekli kaynaklar katılımcılarca karşılanmalıdır. Ormancılık Eğitim Öğretimini İzleme ve Değerlendirme Kurulu’nun her türlü eğitim öğretim programının yurt içi ve yurt dışı akreditasyonunu sağlayacak bir kurum haline getirilmesi desteklenmelidir.
Çevre ve ormancılık eğitimi çalışmaları için Çevre ve Orman Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığının liderlik ettiği ve diğer ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının ve sivil toplum örgütlerinin katıldığı bir platformda "Ulusal Çevre ve Ormancılık Eğitim Stratejisi" oluşturulmalıdır.
Çevre ve ormancılık konularıyla ilgilenen yazılı ve görsel basın mensupları bir program dâhilinde bilgilendirilmelidir.
Özellikle ilköğretim öğrencileri için çevre ve ormancılık konularına ilgi ve merak uyandıracak nitelikte çeşitli etkinlikler düzenlenmelidir.
İlk ve orta öğretimde belli dersler içerisinde çevre ve ormancılık konuları ayrıca işlenmeli ve bununla ilgili müfredat çalışmaları yapılmalıdır.
Yeni neslin okul öncesi eğitimini veren kadınların mümkün olan en üst düzeyde çevre ve ormancılık eğitim programlarına katılımı sağlanmalıdır.
Sivil toplum kuruluşlarının üyeleri çevre eğitimine tabi tutulmalı, yetişkin kitleyi hedefleyen yaygın eğitimin özellikle STK’ca yapılması sağlanmalıdır.
Bilgilendirme, yönlendirme ve şikayet hizmetlerinde kullanılmak üzere ücretsiz ALO ÇEVRE hattı tesis edilmelidir.
Çevre Araştırmaları için Master Planı hazırlanmalıdır.