Antalya yöresiNİn doğal çevre koşullari, tarimsal üretiM ve turiZM


Tablo 1. Antalya Yöresinde Tarımsal Kullanım Table 1. Agricultural Usage at the Antalya Subregion



Yüklə 198,99 Kb.
səhifə2/3
tarix28.10.2017
ölçüsü198,99 Kb.
#18528
1   2   3

Tablo 1. Antalya Yöresinde Tarımsal Kullanım Table 1. Agricultural Usage at the Antalya Subregion




Ekili Alanlar (da)

Dikili Alanlar (da)




Tarla Alanı

Sebzelikler ve Süs Bitkileri

Meyvelikler

Bağlar

Zeytinlikler

Tarla Tarımı

Nadas

Tarımsal Alan

Olup Kullanılmayan Arazi



ANTALYA MERKEZ

259160

1741

31240

86339

40080

1770

28610

SERİK

176270

80000

89618

75522

15890

260

15800

MANAVGAT

235600

50000

57140

53299

13680

1050

12590

TOPLAM

671030

131741

177998

215160

69650

3080

57000

Kaynak: Tarım ve Köyişleri Bakanlığı İl Müdürlüğü, Antalya, 2005


Toplam olarak 5591000 dekarı bulan çalışma sahamızda 1325660 dekar alan tarımsal kullanım alanıdır. Bu tarımsal olarak kullanılan alanın 980.769 dekarlık alanı ekili alanlara ayrılmışken 344890 dekar alan dikili alanlardır.(Tablo 1)

Tarımsal kullanım alanının en fazla olduğu kesim Serik olurken (453360 da) Antalya merkez ve Manavgat daha sonra gelirler. Çalışma alanında 980769 dekar alan kaplayan ekili alanlarda diğer bir deyişle tarla tarımının yapıldığı alanlarda ilk sırayı buğday alır. Buğdayı arpa ve mısır izler diğer ekilişler içinde pamuk ve susam 4. ve 5. sıralarda gelirler.

Dikili alanlar en fazla Antalya merkez kesimindedir (156799 da) Merkezi Serik ve Manavgat izler. 344890 saha kaplayan dikili alanlar içinde sebzelikler 215160 dekar ile başta gelir. Sebzelikleri meyvelikler ve zeytinlikler izler (Tablo 1). Hemen her çeşit yaz ve kış sebzesinin yetiştiği sahada en fazla kırmızı lahana, hıyar, domates, bakla, biber, havuç üretimi dikkat çeker. Meyveler içinde ise ağaç sayısı olarak turunçgiller (Portakal, mandalina, limon, greyfurt) başta gelirken ikinci sırayı nar ağaçları, üçüncü sırayı da elma alır.

Diğer taraftan dikili alanlar içinde yer alan ancak örtü altı tarımı olarak adlandırılan ve tarla tarımının yapıldığı alanlar içindeki konumu ile dikkat çeken seracılık faaliyetleri de çalışma alanımızda önemli bir yere sahiptir.

İklim ve çevre koşullarına kısmen bağlı kalarak nem, ışık, sıcaklık ve havalandırma gibi faktörleri kontrol altına alarak bütün yıl boyunca çeşitli kültür bitkilerini üstü ışık geçirebilen maddelerle kapalı değişik yapı şekillerinde inşa edilen sistemler içinde yapılan üretim olarak tanımlanan seracılık ülkemiz genelinde ilk defa 1940 yıllarda araştırma alanımızda gerçekleştirilen bir faaliyet olması bakımından büyük önem taşır. Yapay bir iklim yaratılarak yapılan üretim için araştırma alanımız (Antalya merkez, Serik ve Manavgat) özellikle doğal ısı ve ışık yönünden ülkemiz coğrafi bölgelerinde çok önemli bir konumdadır. Önceleri pek fazla bir gelişme göstermeyen bu faaliyet 1970'li yıllarda plastik malzemenin ortaya çıkışı ile büyük ölçüde atak yapmıştır ve geniş alanlara yayılmaya başlamıştır. Bu bakımdan ülkemiz genelinde 2004 yılından itibaren yürütülmeye başlanan kontrollü örtü altı üretiminin uygulanması projesinin merkezi yine Antalya ili ve özellikle araştırma sahamız olmuş, örnek bilimsel çalışmalar burada başlamıştır. Araştırma alanımızda örtülü alan diğer bir deyişle sera üretimi plastik, cam, alçak ve yüksek plastik tünellerde olmak üzere üç sistem içinde yapılmaktadır.

Konuya bu açıdan baktığımızda araştırma alanımızda (Antalya Merkez, Serik ve Manavgat) toplam 147 köyde 17855 hane 52100 dekar alanda örtü altı tarımı yapmaktadır. Çalışma sahamızda genelde cam ve plastik kullanırken çok az bir kesimde de tünel sera kullanılmıştır.52100 dekarlık sera alanında 23244 dekar alan cam sera olurken 22036 dekar plastik seradır (Kaynak:Tarım Köyişleri Bakanlığı İl Müdürlüğü, Antalya).




Foto S.Çeşitli Turfanda Sebze Üretiminin Yapıldığı Seralardan Bir Görünüm. Photo 5.A View of Greenhouses in vvhich a Variety of Early Vegetable Production is being Done.




Foto 6. Seralarda Kesme Çiçek Üretimi. Photo 6.Production of Flowers in Greenhouses.

Çalışma sahamızda kırsal kesimde yaşayanların uğraşı düzenleri içinde yer alan ve gelir temininde getirişi fazla olan örtü altı tarım olarak adlandırdığımız seracılık faaliyetleri genelde küçük aile işletmeleri şeklinde karşımıza çıkar. Mevcut seralarda üretimi yapılan türlerin hemen tamamı ticari değer ifade ederler. En fazla yetiştirilen sebze türleri arasında domates, salatalık, biber, patlıcan ve fasulyedir. Sahada ayrıca tamamen ticari anlamda turfanda olarak kavun, karpuz, çilek, muz üretimi yanında özellikle son yıllarda süs bitkileri ve çiçekçilikte önem kazanmıştır.

(Foto5,6). Bu bakımdan yetiştirilen ürünlerinin diğer tarımsal ürünlerle beraber ülkemizin büyük şehirleri yanında Batı Avrupa ülkelerine kargo uçakları ile günlük olarak satışları da yapılır.

Diğer taraftan ekonomiye sağladığı katkı bakımından büyük değer ifade eden turizm olgusu yörede, çalışma sahamızda çok önemlidir. Öncelikle yörenin doğal ve tarihsel yönden ülkemizin en yoğun turizm değerlerine sahip köşesi olduğunu vurgulamamız gerekir. Kültür, tarih, deniz, güneş, sanat, spor, eğlence ile iç içe kaynaşmış çok boyutlu bir olay olarak tanımlayabileceğimiz turizm bu yeni görüntüsüyle özellikle gelişmekte olan ülkelerde bölgesel ve yöresel boyutlarda sosyal, kültürel ve ekonomik kalkınmayı hızlandırmayı başarmıştır.

Araştırma alanımız turizm amaçlı kullanılabilecek kaynak potansiyeli açısından çok zengindir. Bu durumu şöyle ifade edebiliriz; Diğer bölgelerimizdeki turistik yörelerde tek tek veya bir kaçının bir arada ortaya çıktığı turizm potansiyeline araştırma alanımız bütünüyle sahiptir. Bu bakımdan yörede ve hemen yakın çevresinde çok sayıda birbirinden farklı özellikler (flora ve fauna) içeren milli parklar (Termessos-Güllük dağı Milli Parkı, Olimpos Beydağları Milli Parkı, Köprülü Kanyon Milli Parkı, Altınbeşik Mağarası Milli Parkı, Kurşunlu Şelalesi Tabiat Parkı) doğa harikası olanlar (Manavgat, Kurşunlu, Düden Şelaleleri) ile geniş kumsallar (Konyaaltı, Lara, Kundu, Belek) yanında eski uygarlıklar merkezi ve tarihi sit kalıntıları (Termessos, Perge, Syllion, Aspendos, Side, Phaselis, Olympos, Selge, Myra) müzeler (Antalya, Side, Termessos, Perge, Aspendos, Karain, Phaselis) bunlar içinde 1922 yılında kurulan Antalya Müzesi ülkemizin en eski müzelerinden olup Avrupa Konseyi tarafından 1988 yılı "Yılın Müzesi Jüri Özel Ödülü"ne sahiptir. İşte bütün bunlar özellikle dış ülkelerden gelen tatilcilerin diğer bir deyişle turistlerin çalışma alanımıza odaklanmalarının nedenleridir. Gerçektende Dünya Turizm Örgütünün 2005 yılı verilerine göre çeşitli ülkelere gelen turist sayısı içinde ülkemize gelen sayının 20 milyon 300 kişi olarak belirtilmesi ve bu değerin yerküre üzerinde yer alan ülkeler içinde turistin en fazla gittiği ülkeler sıralamasında ülkemizin 9.sıraya yerleşmesinde en büyük katkı pek tabidir ki araştırma alanımızındır. Ayrıca araştırma alanımızın bu konudaki bir başka önemini yine Dünya Turizm Örgütünün verilerine göre vurguladığımızda ülkemizin yıllık 18.2 milyon dolar turizm gelirleri ile dünya ülkeleri içinde 8.sırada olmasında şüphesiz araştırma sahamızın önemli yeri vardır.

Bütün bunlardan sonra araştırma sahasını tarihi ve doğal zenginlikleri yanında klimatik ortamındaki uygunluğu nedeniyle yılın dokuz ayını kapsayan deniz ve alternatif turizm etkinlikleriyle ülkemiz genelinde önemi gün geçtikçe artan bir turizm alanı, Antalya şehrini de ülkemizin Turizm başkenti olarak kabul etmemiz yerinde olacaktır.

Geçmiş tarihte birçok uygarlığa merkezlik etmiş olan yöre gerek bu kültürlerin geride bıraktığı eserler gerekse coğrafi konumundaki morfolojik yapısının ortaya koyduğu eşsiz doğa güzellikleri ile son yıllarda iç ve dış yatırımcıların da dikkatini çekmiştir.

Yörenin bugünkü konumuna (özellikle turizm konusunda) gelmesi yaklaşık otuzbeş yıllık bir süreç içinde ülke genelinde ilk pilot bölge seçilmesi yanında farklı yıllarda çıkartılan çeşitli projeler ve planlar neticesinde olmuştur. Bu projeler içinde en önemlisi 1982 tarihli Turizm Teşvik Kanunu ile daha fazla bir ivme kazanan ve Dünya Turizm Örgütünün dünyanın en başarılı 6 Entegre Turizm Gelişim Projelerinden biri seçilen "Güney Antalya Turizm Gelişim Projesi"dir.Turizm, Orman, Tarım ve Çevre bakanlıklarının müşterek hazırladıkları bu proje ve planlarda yörede doğal, sosyal ve ekonomik özellikler dikkate alınarak çevre düzenlemesi esas alınmaktadır. Doğal çevre korunarak dengeli bir yöresel kalkınma sağlanırken ayrıca çıkartılan Eski Eserler Kanunu , Çevre Kanunu, Kıyı Kanunu, Turizm Teşvik Kanunu, Çevresel Etki Değerlendirme Yönetmeliği gibi kanunlar sahadaki çalışmaların bir düzen içinde olmasını yeğlemiştir. Özellikle turizm amaçlı yatırımlar için çıkartılan 2634 sayılı Turizm Teşvik Kanunu turizm sektörünün planlı bir disiplin içinde gelişmesini yönlendirmek için sahada Turizm Merkezleri (Side Turizm Merkezi, Konyaaltı Turizm Merkezi, Kaleiçi Turizm Merkezi, Belek Turizm Merkezi, Serik Manavgat Kıyı Kesimi.

Turizm Merkezi, Serik Çolaklı Turizm Merkezi, Perge Kongre ve Fuar Turizm Merkezi) ile çok sayıda ileri düzeyde turistik tesisin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Bu bakımdan yörede Antalya merkez, Kundu, Belek ve Manavgat'ta Tablo 2'de görüldüğü gibi bir görüntü ortaya çıkmıştır.

Gerçekten de yurdumuzun en önemli Turizm Merkezlerinden biri olarak gösterilen Antalya ilinin 692 turistik tesisteki 255216 yatak sayısının Türkiye genelinde var olan tesis ve yatak sayılarının hemen yarılarına sahip olduğunu ve bu değerleri çalışma sahamızdaki 265 tesis sayısı ve 114399 yatak kapasitesi değerleri ile karşılaştırdığımızda ise bu defa yörenin öneminin bu konudaki değerini daha net ortaya koymuş oluruz.

Yöredeki turistik tesisler başlıca dört (Antalya merkez, Kundu, Serik-Belek, Manavgat-Side) yerde toplanmıştır (Tablo 2). Buradaki tüm tesis sayısı 265 olurken yatak kapasitesi de 114399'dur. Tabloda görüldüğü gibi Manavgat-Side alanı tesis ve yatak bakımından en yüksek değerler ile karşımıza çıkar. Manavgat-Side alanını Antalya merkez ve Serik-Belek alanları izler. Kundu ise son iki yılda Lara-Kadriye arasında tesisleşmeye yeni açılan bir alandır (Şekil 2). Bütün bunlar ise bize yörenin diğer bir deyişle çalışma alanımızın turizm yönünden ne kadar değerli olduğunu gösterir.




Tablo 2. Araştırma Sahasında Yer Alan Turizm İşletme Belgeli ve Yatırım Belgeli İşletmelerdeki Tesis ve Yatak Sayısı

Table 2. The Number of İnstalllations and Beds in Touristic Establisments in the Study Area







ANTALYA MERKEZ

SERİK- BELEK

MANAVGAT

KUNDU

TOPLAM

1. Sınıf Tatil Köyü

T

-

4

5

-

9

Y

-

2132

4899

-

703

5 Yıldızlı Tatil Köyü

T

-

9

5

-

14

Y

-

6282

3204

-

9486

4 Yıldızlı Tatil Köyü

T

-

-

2

-

2

Y

-

-

1940

-

1940

5 Yıldızlı Otel

T

12

23

34

3

72

Y

8646

18566

26123

4831

58166

4 Yıldızlı Otel

T

15

7

40

1

63

Y

8687

3729

21005

1096

34517

3 Yıldızlı Otel

T

22

2

13

-

37

Y

3507

355

5473

3?

9335

2 Yıldızlı Otel

T

22

-

6

-

28

Y

1198

-

864

-

2062

1 Yıldızlı Otel

T

4

-

-

-

4

Y

248

-

-

-

248

Motel

T

-

T

2

-

2

Y

-

-

292

-

292

Pansiyon

T

6

*

-

-

6

Y

166

-

-

-

166

Kamping

T

-

1

-

-

1

Y

-

Al

-

-

47

Apart Otel

T

3

f:

-

-

3

Y

347

-

-

-

347

Müstakil Apart Otel

T

-

-

1

-

1

Y

-

-

336

-

336

Golf Tesisi

T

-

5

-

-

5

Y

-

488

-

-

488

Özel Tesis

T

16

1

-




17

Y

410

62

-

-

472

Turizm Kompleksi

T

-

1

-

-

1

Y

-

1745

-

-

1745

TOPLAM

T

100

52

109

4

265

Y

10930

33344

64198

5927

114399

Kaynak:Turizm İl Müdürlüğü, Antalya, 2006 T: Tesis sayısı Y: Yatak sayısı


SONUÇ

Ülkemizin farklı coğrafi bölgelerindeki yüzlerce yöresinden biri olan ve çalışma alanı olarak seçtiğimiz Antalya yöresi Anadolu Yarımadasının Akdeniz kıyıları boyunca uzanan bölgemizin batısında Antalya Körfezini çevreleyen kesimini içine alır.

Yöre doğal güzellikleri, tarihsel kültürü, elverişli toprak ve klimatik özelliklere bağlı olarak gelişmiş tarımsal faaliyetleri ürün çeşitliliği yanında son yıllarda yenilenen deniz ve hava liman tesisleri ile yurdumuzun ve Doğu Akdeniz'in en önemli turist giriş merkezlerinden biri olması bakımından büyük önem taşır.

Yöre gözlemlerimize göre son çeyrek asır içinde nüfus, kentleşme, tarım, turizm, sanayi yönünden çok hızlı bir gelişme göstermiştir. Önceki yıllarda zengin tarihsel kaynakları, eşsiz doğa güzellikleri, ünlü narenciye bahçeleri, sakin görüntüsü ile yerli tatilcilere kucak açarken günümüzde sadece güneş, kum ve deniz için tatil alanı olmaktan çıkmıştır. Yörenin artan nüfusu kentleşmeyi de beraberinde getirmiştir. Çalışma alanının hemen merkezi kesiminde yer alan Antalya şehri metropol haline gelen bir kent görünümünü almıştır.

Şehrin mekansal gelişmesiyle çevrede kırsal alanlar kentsel alanlara dönüşmüş, idari değişiklikler ile kırsal yerleşmeler kentin mahalleri haline gelmiştir. Önceleri planlı bir görüntü veren bu gelişme sonraları plansız denetimsiz olarak örtülü örtüsüz tarım alanlarını, meraları, doğal bitki örtüsünü tahrip ederek yeni konut alanlarını ortaya çıkartmıştır. Özellikle son on yıl içinde gerçekleştirilen çevre yolları ve hava meydanı genişleme çalışmaları yanında daha çok yatak, daha çok döviz anlayışıyla yeni inşa edilen ve geniş alanlar kaplayan dört-beş yıldızlı oteller büyük ölçüde tarım alanları ve doğal bitki örtüsü içerisinde yapılanmalarını gerçekleştirmişler, özellikle kıyı bandında koruma kullanma dengesini ihlal etmişler, ekolojik dengeyi bozmuşlardır. Bu durum hiç şüphesiz ki ileriki yıllarda da devam edecektir. Bu bakımdan ekolojik dengeyi ve doğal çevreyi koruyarak yapılacak olan planlar ile projelerin geçmiş yıllarda olduğu gibi türlü nedenlerle ortaya çıkan yetki dağınıklığı ve karmaşasına meydan vermeden sağlıklı bir şekilde uygulanması sağlanmalıdır.

Bu bakımdan son olarak farklı bakanlıkların çalışmaları sonunda ortaya konan yürütülmekte olan organize turizm gelişim ve yatırım alanları projesinin parçalarını oluşturan ve çalışma alanımız içinde olan Antalya kent merkezi, Lara, Belek, Serik-Manavgat, Side turizm yatırım alanları gelişim projeleri yanında Antalya şehirsel yerleşkesinin gelişmesine yön verecek olan 1/50.000 ölçekli çevre düzeni imar planı çok titiz bir şekilde takip edilip sonuçlandırılmalıdır. Güneyde körfez kıyısı ile sınırlanmış olan kentin batı ve doğudaki gelişmesi hemen hemen tamamlanmış durumdadır. Yeni plana göre ancak kuzeye doğru bir gelişme öngörülüyor. Bu bakımdan şehir içinde dağınıklık gösteren parçalı kentsel alanların doldurulması yanında tarım, orman, mera ve doğal sit alanlarının korunarak kuzeydeki Döşemealtı yerleşkesine doğru yönelmenin en doğru uygulama olacağını önemle vurgulamalıyız.

Diğer taraftan tarımsal yönden de gelişmiş, ürettiği çok çeşitli ürünlerle birim alandan alınan yüksek verimle yörenin ülke dışına çıkan bir üne sahip olduğu da bir gerçektir. Bu bakımdan yörenin örtülü ve örtüsüz tarım alanlarında ürettiği tarımsal ürünler günümüzde 48 dış ülkede alıcı bulur. Ayrıca yöre kesme çiçekte ülkemizin lideri konumundadır. Dört mevsim yöreden dış ülkelere gönderilen yaş sebze ve meyve yanında 42 ülkeye de uçaklarla kesme çiçek yollanır. Bu bakımdan yöre marka olmuş durumdadır.

Yöre önümüzdeki yıllarda kanımızca gelişmesinde çok önemli olan üç T olarak belirlediğimiz (Turizm, Tarım, Tarih) T'lere bir yenisini, Teknolojiyi de ekleyerek yeni kurulmakta olan organize sanayi bölgesinde her türlü imalatın yanında gelişen mobilya, tekstil, konserve, gıda gibi sanayi kuruluşları ile çok daha etkili olarak ülke genelindeki yerini alacaktır.

Kaynakça



Yüklə 198,99 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin