ARAŞTIRMALARDA RAPOR HAZIRLAMA
Herhangi bir konuyu veya problemi belirli bir amaç için inceleyen bir kişi çalışması sonunda faaliyet ve intibalarını, istek, görüş, bulgu ve önerilerini formal bir yazı dili ile ifade etme; bir projenin geliştirilmesi ile ilgili görevli bir kişi, konunun bütün yönlerini bir mimar hassasiyeti ile ele alarak, bir rapor halinde ilgililere sunmak durumunda olabilir.
Bilimsel nitelikli bir rapor, tezleri, dönem ödevlerini, bilimsel makaleleri içerir. Bir lisans, yüksek lisans ya da doktora öğrencisi amaçladığı akademik dereceyi alabilmek için bir araştırma yapmak ve bununla ilgili çalışmasını "tez" adı verilen bir rapor halinde ilgililere sunmak zorunda kalabilir, hatta zorundadır. Raporlar içerik ve biçimleri bakımından belli özellikleri taşımak ve standartlara uygun olmak durumundadır. Genelde bilimsel raporların biçim ve içerikleri aynı olmakla birlikte, aşağıda tezlerin yazım özellikleri temel alınmıştır.
Ülkemizde, rapor yazma konusunda farklı uygulamalara rastlanmaktadır. Bu farklılıklar, farklı disiplin ya da bilim alanlarından kaynaklanabildiği gibi rapor yazma konusunda henüz ortak standartlar geliştirilememiş olmasından da kaynaklanmaktadır. Bu bölümde bir bilimsel raporun kapsam, içerik ve şekil yönlerinden nasıl olması gerektiği verilmeye çalışılmıştır. Bu konuda genel kabul gören standartlar verilmekle birlikte, farklı uygulamalara da zaman zaman değinilmiştir.
Raporda Amaç
Bilimsel bilgi üretmek ya da problem çözmek amacına yönelik bir araştırma çabası olan bilimsel yöntem sürecinde, tüm kavramsal ve işlevsel ilişkilerin sergilendiği bir ürün içinde bütünleştirilmesi zorunluluğu doğmaktadır. Bilimin birikimliliği, yani kendinden öncekiler üzerinde yükseldiği, gelişmenin büyüklü küçüklü katkıların bütünleşik bir ürünü kabul edilirse, her bilimsel çabanın ayrıntılarıyla raporlaştırılması ussal bir sonuç sayılmalıdır. Bilgideki birikimler, insan zihninin sınırlarını aşarak, uygun ve gelişmiş kayıt sistemlerini zorunlu kılmaktadır artık. En geniş anlamda rapor, bir araştırma, inceleme ve faaliyetin yazı diliyle açıklanmasıdır.
Bilimsel yazı yazmada amaç, bilgi ve görüşlerin en etkili biçimde başkalarına iletişimini sağlamaktır. Bunun dışındaki herşey ancak bu amaca hazırlık niteliğindedir. Araştırmacının çalışması ne kadar özgün görüş veya sonuçlar içerse de hitap ettiği kişi ya da çevrelerde yeterli ilgi uyandırabilmesi onun düzgün bir biçimde yazılmış olmasına bağlıdır.
Araştırmanın ilk somut ürünü olan araştırma raporlarının hazırlanmasını amacı, araştırma ile varılan sonuçları başkalarına duyurarak bilgide birikimi, iletişimi ve denetlenebilirliği sağlamaktır.
Bir araştırma raporunda temel amaç, okuyuculara araştırma problemi ve bu problemin çözümü ile ilgili olarak yapılmış olan işler, araştırma sonuçları, araştırmacının önkestirme ve genellemeleri hakkında bilgi vermektir. Araştırma raporunda birinci derecede dikkate alınacak hedeflerden biri, raporun açık ve anlaşılır olarak yazılması; bu sayede herhangi bir meslektaşın aynı yolları izleyip uygulayarak tüm çalışmayı tekrar edebilme fırsatını elde etmesine zemin hazırlanmalıdır. İkinci hedef, araştırma aşamalarını ve bulguları bütün açıklığı ile belirterek okuyucuya bunlardan kendine göre yargılar çıkarabilme imkânı sağlamaktır. Başka bir hedef, araştırma sonuçları hakkındaki yorumlama ve genellemelerini okuyucunun dikkatine sunarken, önermeye değer yeni araştırmaların neler olabileceğini açıkça belirtmektir. Araştırma raporu, araştırmayı yapan ile meslektaşlar ve okuyucular arasındaki iletişimi sağlayacak bir araç durumundadır.
Bir araştırma raporunun hedef kitlesi farklıdır. Bu nedenle, araştırma raporu, araştırma sonuçlarından yararlanacaklara hitap edebilecek bir dille yazılmalıdır.
Raporun İçerik Yönü
Raporun yazılması araştırma ya da inceleme sürecinin bir parçasıdır. Raporu yazılmamış bir araştırmaya veya çalışmaya bitmiş gözüyle bakılmamalıdır. Bulgularını meslektaşlarının ya da ilgililerin bilgisine ve hizmetine sunmak, bilim adamının, araştırmacının veya ilgilinin görevlerinden biridir. Araştırmalara verilecek değer, onların sağladığı yararlarla doğru orantılı görülmektedir. Başkalarının bilgisine sunulmayan bir araştırmadan yararlanabilmek oldukça sınırlı kalmaktadır.
Hangi amaçla olursa olsun, rapor diğer yazım türlerinden ayrılan, kendine göre şekli, anlatımı, ilke ve hedefleri olan formal bir dokümandır. Araştırma raporlarının da içerik, biçim ve anlatım bakımlarından kendine özgü kuralları vardır.
Yazı, önemli bir iletişim aracıdır. Yazı türlerini genel olarak iki grupta ele almak mümkündür. Bunlardan biri, "yaratıcı" yönü ağırlık taşıyan roman, öykü şiir v.b. gibi daha çok duyarlık ve yetenek gerektiren ve sanat tarafı büyük önem taşıyan yazma türleridir. İkincisi ise, "öğretici" yönü daha büyük önem taşıyan ödev, kitap, makale, tez ya da rapor cinsinden olan yazı çeşitleridir. Öğretici türden yazıları yazmada, yazmayla ilgili belirli bilgi ve becerileri kazanan herkes başarı gösterebilir. Ancak, özgün içerik, biçim ve anlatımı olan rapor yazma, klasik "kompozisyon" derslerinde öğretilen ya da öğretilmek istenen kompozisyon yazmaktan öte bazı bilgi ve beceriler gerektirir. Bu nedenle, kompozisyon dersleri yararlı fakat yeterli değildir.
Aslında etkin yazı yazmak bir yetenek işidir. Ancak çoğu yetenekler gibi yazı yazma yeteneği de sonradan öğrenilip geliştirilebilecek türdendir. Bu nedenle araştırma raporlarının hazırlanmasında akıcılığın ve iyi bir anlatımın sağlanması için araştırmacının, bu konularda kendini yetiştirmesi büyük önem taşır. Bir bilimsel metin ne kadar kolaylıkla okunabiliyorsa o kadar etkili bir üslupla yazılmıştır. Nitelikli yazı yazma becerisinin kazanılmasında bu tür raporların okunması da araştırmacıya çalışmalarında katkılar getirecektir.
Araştırma raporunun yazılmasına daha araştırmanın planlanması aşamasında başlanmalı, araştırma ile birlikte buna devam edilmelidir. Bu, hem araştırmacıya zaman kazandırmış olacak, hem de planlamanın olgunlaşmasına, eksiklerin görülmesine hizmet edecektir.
Bir araştırmanın raporlaştırılmasında, içeriğin üç koşulu karşılaması istenir:
1. Öz, fakat yeterince ayrıntı.
2. Okuyucuya bağımsız yorum ve yargıda bulunabilme olanağı
3. Araştırmacının kendi yorum, yargı ve önerilerinde açıklıktır.
Raporda Dil
Raporun kendine özgü bir biçimi vardır. Yazar birçok kurala uymak zorundadır. Bu kurallar yazının biçimi, tablo ve grafiklerin şekli, bunların sayfalara yerleştirilmesi; konuların sırası vb. noktalarla ilgilidir. Araştırma metni bir edebiyat metni değildir. Anlatımın parlak ve çekici olmasından çok, açık ve anlaşılır olması tercih edilmelidir. Bir araştırma raporunda aranacak en önemli özellikler sadelik, açıklık, yalınlıktır.
Bir rapor, söylenmesi gerekli her şeyi tam olarak söylemeli, hiçbir noktanın tamamlanmasını okuyucuya bırakmamalıdır. Bu sağlanmadığı takdirde, çalışmalar hakkında yanlış anlamalara yol açılması olasılığı büyüktür.
Raporda amaç, bilgi verme olduğuna göre, konu anlamayı kolaylaştıracak sade ve kesin bir dille açıklanmalıdır. Bu, raporun zevksiz bir yazı parçası haline getirilmesi anlamını taşımamalıdır. Araştırma raporunun aynı zamanda zevkle izlenebilir bir metin ve okuyucunun ilgi ve dikkatini üzerine çekebilir bir yazı olması da gerekmektedir. Anlatımdaki başarı cümlelerin doğru seçilmesi ve yapısındaki sağlamlıkla yakından ilgilidir.
Raporda dil ya da üslupla ilgili olarak dikkate alınması zorunlu diğer noktalardan bazıları, paragrafların okumayı kolaylaştıracak tarzda olması, çok kısa ve çok uzun paragraflardan kaçınılması, her paragrafın başında ve sonunda o paragrafı özetleyecek kapsamda bir cümle bulundurulması, cümlelerin kısa olması ve sade kavramların kullanılması, kısaca, zevkle okunabilir, anlaşılabilir olması gerekir. Uzun cümlelerde, cümlenin başı ile sonu arasında bağlantı kurulması ve cümlenin özne, yüklem nesne gibi öğelerinin anlaşılması güçleşir. Fikirlerin uzun ve dolambaçlı yollardan anlatılması okuyucuyu yorar ve bıkkınlık yaratabilir. Kısa cümleler ise dikkatleri uyanık tutar ve anlatıma canlılık katar.
Araştırma dili edebiyat dilinden farklıdır ve sadelik, yalınlık ve açıklık esastır. Cümlelerin yazımında gereksiz kelime ve cümlelerden kaçınılmalıdır. Cümleden bir sözcük alındığında anlam daralıyor ya da bozuluyorsa o sözcük gerekli; yok anlam bozulmuyor ya da daralmıyorsa o sözcüğün kullanılması gereksizdir. Raporun yazılmasında kısa ve özlü (kanonik) anlatım esas olmalıdır.
Raporda, "güzel", "çok", "az", "şey" vb. kelimelerin kullanılmamasına özellikle dikkat edilmelidir. Ayrıca "ben", "biz", "benim" gibi birinci şahısla ilgili ifadelere yer verilmemelidir. Eğer kişi kendisinden sözetmek zorunda ise, "ben" yerine "araştırmacı" ifadesini kullanmalıdır. Bilimsel raporlarda anlatım genellikle yazarın ağızından yapılmaz. Bunun yerine daha pasif ve çoğul ekli anlatımlara gidilir. Örneğin, "...yukarıda da belirttiğim gibi..." yerine, "...yukarıda da belirtildiği gibi..." türünden bir ifade kullanılır. Böyle bir anlatım, bilimde öznellikten uzaklaşma ve bilim adamının tarafsızlığı düşüncesinin de yansıtılması olarak düşünülebilir.
Rapor, bitmiş bir çalışmanın açıklaması olduğundan, gramer bakımında geçmiş zaman kipi kullanılmalıdır. Sadece eldeki rapor değil, bütün raporlar bitirilmiş bir çalışmaya ait olduklarından, bir raporda başka bir rapordan örnek verildiği ya da bahsedildiği durumlarda da yine geçmiş zaman ifadesi kullanmak gerekir. Raporlarda ifade genellikle pasif ve yumuşak olmalı, okuyucuya yapılan işlerin ancak ve ancak o yolda yapılabileceği, başka seçenek olmadığı izlenimi verilmemelidir.
Raporlarda şimdiki ya da geniş zaman şekli sadece araştırma içindeki bir kısma gönderme yapılırken kullanılmalıdır. Örneğin, bir tablonun açıklanması yapılırken ya da tabloya gönderme yapılırken "sekiz numaralı tablo ..... göstermektedir." ya da "gösterir" şeklinde bir ifade kullanılması uygun olacaktır.
Ancak, araştırma önerilerinin yazılmasında giriş bölümünde geniş zaman ifadeleri kullanılmakla birlikte, "yöntem" bölümünde, bu bölümün geleceğe yönelik planlama olması sebebiyle, gelecek zaman şeklinde bir ifadelendirmeye gitmek gerekir.
Raporlarda dikkat edilecek bir başka nokta da sayılarla ilgilidir. On'a kadar olan sayıları kelime olarak; ondan büyük olan sayıları ise rakamla yazmak gerekir. Başka bir kural, paragrafın sayı ve sayı kelimesi ile başlamamasıdır. Sayılara ait bir kural da yüzdelerin yazılması ile ilgilidir. Yüzdelerin yazılışının en iyi şekli "yüzde 30" gibi kelime ve rakamla olan olanıdır. Buradaki açıklamalar, metin içindeki sayıların yazılışına aittir. Kuşkusuz, tablolarda on'dan küçük sayılar da rakam ile yazılır.
Bilimsel bir araştırmanın ürünü olan bilimsel raporların bütün sorumluluğu yazarına aittir. Bir konudaki yanliş bilgisi ya da kendine bir konunun yanlış gösterilmiş olması araştırmacıyı yüklendiği sorumluluktan kurtarmaz. Örneğin, bir kelimenin yazım ya da anlatımının kendisine yanlış anlamda verilmesi, raporun bir başkasına yazdırılması gibi yanlışların sorumluluktan kurtarmaz. Araştırmacı kullanacağı kelimelerin mutlaka anlamlarını ana kaynağından denetlemelidir. Bu konuda başvuracağı temel kaynaklar ise, TDK Türkçe sözlüğü ve imla kılavuzlarıdır. Raporlar başkalarına yazdırılabilir ama rapordaki yazım hataları da mutlaka araştırmacı tarafından denetlenmeli ve gerekli düzeltmeler yapılmalıdır.
Raporda Uyum
Bir araştırma raporunun yazılışında, daha yazmaya başlamadan önce, raporun şekli, tablo ve cetvellerin biçimi, dipnot ve kaynakların yazılması, kavramların tanımları ve istatistik işlemlerde izlenecek yollar ve varsa denenceleri test etmede kullanılacak anlamlılık düzeyi gibi noktalarla ilgili bir takım kararlar verilmeli ve bu kararlara raporun başından sonuna kadar aynen uyulmalıdır. Buna "raporda uyum ve paralellik" denir. Kavramlarda uygunluk en önemli noktalardan biridir. Herhangi bir kavram, değişik yerlerde başka anlamlarda kullanılmış ise, böyle bir raporu doğru olarak anlamak zordur.
Uygunluğun arandığı başka bir nokta, raporun şekli ile ilgilidir. Tablolar, cetveller, grafikler ve şekiller bütün raporda aynı modele uymalıdır. Uyum sadece tablonun şeklinde değil, açıklanmasında da dikkate alınmalıdır.
Aritmetik işlemlerin uygulanış ve seçilecek istatistik yöntemlerin kullanılış biçimleri de uygunluğun aranacağı alanlardır. Örneğin, eğer araştırmada, ortalama hesaplarında, bir kesir ve standart sapma hesaplarında iki kesir kullanmaya karar verilmiş; denencelerin ise yüzde bir ya da yüzde beş anlamlılık düzeyinde test edilmesi uygun görülmüş ise, bu iş bütün raporda aynı şekilde bulunmalıdır.
Rapor, işin başından sonuna kadar geçen işlemleri bir devamlılık içinde verebilmelidir. Bu devamlılık, bir konudan ya da bir kısımdan başka bir kısma geçerken sağlanmış olan ilişki ve uygunluk ile ilgilidir. Okuyucu, bir kısmın bitiminden sonraikinci bir kısma geçtiğinde arada bir kopukluk hissetmemeli, aynı yolda yürümeye devam ettiğini görebilmelidir. Kısımlar arasındaki ilişki ve devamlılığın sağlanmasının yollarından birisi, her kısmın sonuna okuyucuyu bir sonraki kısma hazırlayan bir ilişki, bir açıklama cümlesinin bulundurulmasıdır.
Raporun Biçimsel Yönü
Araştırmanın yazılması sırasında uyulması gereken bazı kurallar vardır (Balcı,1995; Kaptan, 1982; Karasar, 1984; Seyidoğlu, 1983). Araştıma raporları için uygun bir biçim, en az şu dört özelliği taşımalıdır:
1. Yalın ve kolay anlaşılırlık,
2. Usa (mantığa) uygunluk,
3. Denge ve simetriklik,
4. Birörneklik.
Yazı Kâğıdı ve Sayfa Düzeni
Araştırma raporlarında yazı kağıdı olarak, A-4 formunda, 210 X 297 mm. ebadında, 75 gramajlı birinci hamur, beyaz çizgisiz kağıt kullanılır. Yazı kâğıdın sadece bir yüzüne yazılır.
Yazı Alanı
Bir yazı kâğıdının yazı alanı ile ilgili farklı uygulamalar bulunmaktadır. Yapılacak çalışmada kullanılacak yazı alanı için;
a) alt ve üst kenarlardan üçer (3'er) cm.,
b) sol kenardan 3.5 cm.,
c) sağ kenardan ise 2,5 cm. yan boşluklar bırakılacaktır. Kâğıdın yüzünde bu sınırlar arasında kalan kısma yazı yazılacaktır.
Sayfaların Numaralanması
Raporun ön bölümünün numaralanmasında, Romen rakamları (i, ii, iii, iv...), ana ve arka bölümlerde ise Arap rakamları (1, 2, 3...) kullanılacaktır. Başlık sayfası raporun Romen rakamlarıyla yazılan ilk sayfasıdır. Ön bölümdeki bütün sayfalar, kâğıdın alt kenarından 2 cm. yukarıya ve tam ortaya yazılır. Ön bölümdeki başlık sayfalarına (kapak sayfası, önsöz ve içindekilerin birinci sayfası) numara konulmaz. Ana bölümlerde ise, sayfa numarası kâğıdın üst kenarından 2 cm. aşağıya ve sağ kenarından 2,5 cm. içeriye yazılır. Ancak, ana bölümlerin herbirinin ilk sayfalarının numaraları, kâğıdın alt kenarından 2 cm yukarıya ve sayfanın ortasına gelecek şekilde yazılır. Sayfa numaralarının yanına nokta, çizgi vb. hiçbir işaret koyulmaz.
Satır Aralıkları.
Eğer yazı bilgisayarda yazılacak ise, 1,5 satır aralığı seçilir. 1,5 satır aralığı yazı için normal aralıktır. Üç satırdan fazla olan aynen aktarmalarda, dipnot ve kaynakça biçimlerinde, bazı çizelge ve şekillerde, özette, eklerde verilen kısa rapor ve yazılarda vb. özel durumlarda sıkışık satır aralıkları (1 aralık) kullanılır. Raporun müsvedde yazımında ise, düzeltmelerin ve eklemelerin yapılabilmesi için geniş satır aralığının (2-3 aralık) seçilmesinde yarar vardır.
Satırbaşı
Araştırma raporunda satırbaşı, sayfa yazı kenarının altı (6) ya da yedi (7) vuruş içerisinden başlatılabilir. Araştırmacı bunlardan birini kullanmada serbesttir, ancak, kaç satır içeriden başlanmışsa, tüm rapor o kadar içeriden başlanarak yazılmalıdır.
Paragraflar
Bir araştırmada fikirler paragraflar halinde sunulur. Paragraflar arasında üstten ve alttan 6 nk aralık bırakılır.
Raporda Başlıklar
Raporun başlıkları, şekil ve mantık bakımından birbiriyle uyum gösterecek şekilde kullanılmalıdır. Başlıkların kullanılmasında ardışık altbölüm başlıkları sırası izlenir. Raporlaştırmada değişik başlık türleri kullanılmaktadır. Aşağıda, bölüm-alt bölüm; rakam-harf ve ondalık sistem başlık türleri verilmiştir.
Bölüm ve Alt Bölüm Başlıkları Sistemi.- Bu tür başlıklandırmada, başlığın yeri, harfin yazılış şekline (büyük - küçük) göre biçimlendirilir. Bölüm başlıkları, o bölümde açıklanan fikirlerin özünü belirtecek şekilde olmalıdır. Başlıklarda gereksiz kelimelere yer verilmemeli, çok uzun başlıklardan kaçınılmalıdır. Başlıkların sonuna herhangi bir noktalama işareti koyulmaz. Bu tür başlıklandırma türleri şunlardır:
1. Bölüm Başlığı: Yazı alanı üst kenar çizgisinin üç normal satır aralığı aşağıdan başlar ve yazı alanı ortalanarak, örneğin "BÖLÜM I" veya "BİRİNCİ BÖLÜM" şeklinde büyük harflerle yazılır. Onun altına da, varsa, bölüm adı (örneğin, "GİRİŞ") normal satır aralığı ile yazılır. Satıra sığmayan başlıklar, normal satır aralıkları ve giderek azalan satır uzunluklarıyla, ortalanarak ters piramit şeklinde alt alta sıralanır. Bölüm başlığı ile metnin, onu izleyen ilk satırı arasında 12 nk ara bırakılır.
2. Orta Ana Başlık: Ortada, büyük harflerle, kendisinden önceki satırla 12 nk, kendisinden sonrakiyle 6 nk boşluk kalacak şekilde yerleştirilir.
3. Orta Başlık: En büyük altbölüm başlığıdır. Yazı alanı ortalanarak, kelimelerin ilk harfleri büyük diğerleri küçük, koyu harflerle yazılır. Koyu yazma imkânı yoksa başlığın altı çizilir. Alt başlıklarda bağlaç kelimelerin tümü küçük yazılır. Bir satıra sığmayan başlıklar, ters piramit şeklinde yazılır. Başlık ile kendinden önce yer alan metinden 6 nk, kendisinden sonra yer alan metin arasında ise 6 nk satır aralığı boşluk bırakılır. 4. Yan Başlık: Sayfa yazı alanının en sonunda, kelimelerin ilk harfleri büyük, diğerleri küçük, koyu harflerle (yoksa altı çizilerek) yazılır. Başlık metninin yazılmasına bir normal satır aralığı aşağıdan ve satır başı yapılarak başlanır. Kendisinden önce gelen metin ile ise 6 nk satır aralığı boşluk bırakılır.
5. Paragraf Başlığı: En küçük başlıktır. Paragraf başından başlanarak, koyu (veya altı çizilerek), ilk harfi büyük, diğerleri küçük yazılır. Başlıktan sonra nokta ve kesme çizgisi ( .- ) yer alır. Metnin yazımına paragraf başlığının yanından başlanır. Başlıkla, kendisinden önceki metin arasında paragraflar arasındaki kadar 6 nk boşluk bulunur.
Bir metnin yazılmasında bu başlıkların kullanılması yeterli olmazsa, aynı düzenleme esas alınarak başlıkların altı çizilerek başlıklandırmalara da gidilebilir. Böylece başlık türleri iki katına çıkarılmış olur. Aşağıda, başlıkların sayfa düzeninde yer alış ve harflerin yazılış şekillerine göre örnekleri verilmiştir.
BÖLÜM BAŞLIĞI
ORTA ANA BAŞLIK
Orta Başlık
Yan Başlık
Paragraf Başlığı.-
Rakam ve Harflerle Numaralandırma Sistemi.- Raporlamada, eğer harf ve rakamlarla numaralandırma yapılacak ise, bunun uygun bir şekilde olması gerekir. Bu şekilde numaralandırma "rakam-harf" ya da "harf-rakam" şeklinde yapılabilir. Başlıkların herbiri koyu yazılır. "Rakam- harf sistemi"nde altbölümler, büyüklük sırasına göre, Romen rakamı ile başlayıp büyük harf, Arap rakamı, küçük harfler, tek parantezli ve çift parantezli rakam ve küçük harflerle belirlenir.Harfli-rakamlı maddeleştirme aşağıdaki biçimde yapılabilir:
I. Romen rakamı ve nokta
A. Büyük harf ve nokta
1. Arap rakamı ve nokta
a) Küçük harf ve parantez
(1) Arap rakamı ve çift parantez
(a) Küçük harf ve çift parantez
ı) Küçük Romen rakamı ve parantez
II. Romen rakamı ve nokta
.........
Eğer numaralama fazla detayda değilse, numaralama işine Arap rakamı ile başlanarak o noktadan altta kalan şekil kullanılmalıdır. "Harf-rakam Sistemi" şu şekilde numaralandırılır:
A. Büyük harf ve nokta
1. Arap rakamı ve nokta
a. Küçük harf ve nokta
1) Tek ayraçlı Arap rakamı
a) Tek ayraçlı küçk harf
(1) Çift ayraçlı Arap rakamı
(a) Çift ayraçlı küçük harf
B. Büyük harf ve nokta
.........
Ondalık (Zincirleme Numaralama) Sistemi.- Her bölüm ve alt bölümün, büyüklük ve yer sırasına göre numaralandırıldığı sistemdir. Alt bölüm numaraları, bağlı oldukları bölüm içinde, kendinden daha önce gelen ve daha büyük olan bölüm ve alt bölüm numaralarıyla birlikte verilir. Numaralandırma Arap rakamlarıyla yapılır ve aralarına nokta konulur.
1. Birinci Bölüm
1.1. Birinci Bölümün Birinci Alt Bölümü
1.2. Birinci Bölümün İkinci Alt Bölümü
1.2.1. Birinci Bölümün, İkinci Alt Bölümünün, Birinci Alt Bölümü
1.2.2. Birinci Bölümün, İkinci Alt Bölümünün, İkinci Alt Bölümü
2. İkinci Bölüm
2.1. İkinci Bölümün, Birinci Alt Bölümü
2.2. İkinci Bölümün, İkinci Alt Bölümü
.........
Aktarmalar
Araştırmacı, üzerinde çalıştığı konuyu zenginleştirmek için, diğer araştırmacıların, eser sahiplerinin ve uzmanların neler yazdıklarını, söylediklerini, konuyu hangi yönleriyle incelediklerini, ulaştıkları sonuçları raporuna aktarır. Bu işleme aktarma, aktarılan bilgiye ise alıntı denir. Raporda ele alınış şekillerine göre aktarmalar, doğrudan ve dolaylı olmak üzere, iki şekilde yapılır.
Doğrudan Aktarmalar.- Doğrudan aktarmalarda metin, bütün ayrıntılarına kadar, özgün biçim ve içeriği ile aynen alınır. Doğrudan aktarmalar genellikle, yasalar, yönetmelikler, hükümet kararları, formüller, hipotezler, karşıt görüşleri savunan açıklamalar, özgünlük taşıyan ifadelerde yapılır.
Doğrudan aktarmalar, alıntının uzunluğuna göre, tırnak ( " ") içinde ya da sıkıştırılmış paragraf biçiminde alınır. Üç ve daha az satır olan alıntılar tırnak işaretleri içinde ve normal satır aralıklarıyla yazılır. Daha uzunlar ise sıkıştırılmış paragraf şeklinde verilir. Sıkıştırılmış paragrafın birinci satırı ana metinden ayrı, ancak ana metin paragraf satırından başlar, alt satırlarında, dört harf boşluğu içerden başlanır ve dört harf boşluğu içeriden bitirilir.
ÖRNEK 1
Bursalıoğlu'na göre, "Eğitim ve öğretimi kontrol edebilmenin en etkili yolu, bu süreçlerin meydana geldiği çevreyi kontrol edebilmektir." (1991: 47).
ÖRNEK 2
Dönemin Milli Eğitim Bakanı Tevfik İleri, Şurayı açış konuşmasının "öğretmen yetiştirme" bölümünde şunları söylemiştir:
Bilindiği gibi memleketimizde ilkokul öğretmenleri şehir öğretmen okulları ile köy enstitülerinden yetiştirilmektedir. Şehir öğretmen okullarının programları uzun yıllardan beri ele alınmamış, köy enstitüleri programları ise, bir iki tadile uğramış olmakla beraber, ihtiyaca cevap verir hale gelememişti (MEB, 1953).
Günümüzde de öğretmen yetiştirme ve öğretmen ihtiyacının karşılanmasında sıkıntılar ve sorunlar devam etmektedir.
Çıkartmalar.- Alıntıların kullanılmasında temel ilke, alıntının az ve öz olmasıdır. Anlamı bozmamak kaydıyla, alıntı yapılacak parçadan bazı kelime, cümle veya paragraflar çıkarılabilir. Alıntı yapılan metinde yapılan her türlü değişiklik mutlaka belirtilir. Çıkarma yapılan yere üç nokta (...); eğer çıkartma cümle sonundan yapılmışsa dört nokta (....) koyulur. Paragraf halinde yapılan alıntılarda atlanan paragraf varsa, sıkıştırılmış satır uzunluğunda ve aralıklı sıra noktalarla gösterilir.
ÖRNEK
... işgücü niteliğinin yükseltilmesi, verimliliğin artırılması amacıyla eğitime ağırlık verilmesi, işgücü piyasasının esnekliğini arttırmak bakımından önem arzetmektedir.
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
1993 yılında, bir önceki yıl yüzde 26.6 olan toplam kamu gelirinin GSMH'ya oranının ... yüzde 29.6'ya çıkarılması hedef alınmıştır.... (DPT,1992: 3).
Eklemeler.- Alıntılara, metni bütünleştirerek anlaşılırlığını sağlamak, gerektiğinde vurgulamalar yapmak, varsa yanlışları düzeltmek için eklemeler yapılabilir. Anlam kaymasına yol açmadan, eklemeler yapılabilir, vurgulanmak istenen ifadenin altı çizilebilir, yanlışlar düzeltilebilir.
Aktarılan parçada bir yanlış varsa, kaynaktaki bilgi veya anlatım aynen alınır, fakat doğrusu [ ] (köşeli parantez) içinde gösterilir.
ÖRNEK
"Mustafa Kemal'in 19 Mayıs 1918'de [1919] Samsun'a çıkmasıyla başlayan milli mücadele..."
Alıntı, araştırmacının başlattığı bir cümlenin devamına giriyorsa, özel isimler dışında, alıntı yapılan yerde büyük olsa bile küçük yazarak devam edilir.
Eğer aktarılan bir şiir ise, şiirin bir mısraı veya mısraın bir parçası tırnak işareti içine alınarak metne yerleştirilir. Bağlandığı cümlenin gramer yapısına bakılmaksızın, mısraın ilk kelimesi daima büyük harf yazılır. Eğer iki mısra aktarılmaktaysa mısralar bir kesme işareti ile birbirinden ayrılarak metne yerleştirilirler.
ÖRNEK
"Kar beyaz, / Kış karadır Erzurum'da"
İki mısradan daha uzun şiir aktarmaları ise, metinden ayrı yazılır ve eğer orijinalinde yoksa tırnak işareti kullanılmaz.
Dolaylı Aktarmalar.- Aktarmalar, alıntı yapılan metnin ana düşüncesini değiştirmeden, araştırmacının kendi ifadelerini kullanarak yapılabilir. Dikkat edilmesi gereken nokta, alıntının kaynaktaki bilgiyi doğru olarak yansıtmasıdır. Dolaylı aktarmalarda tırnak ve sıkıştırılmış paragraflara yer verilmez, alıntı yazarın ifadeleri ile verilir.
Gerek dolaylı, gerek dolaysız tüm alıntılarda uyulması gereken bir kısım ilkeler vardır. Alıntılarda, özellikle bilgi doğru yansıtılmalı, anlam kayması olmamalı; alıntıların miktarı mümkün olduğunca az olmalı ve alıntıların kaynağı mutlaka gösterilmelidir. Aksi belirtilmedikçe, alıntı yapılan metnin fikrini araştırmacının da kabul ettiği düşünülür. Araştırmacı alıntıdaki fikre katılmıyorsa, bunu belirtmelidir.
KAYNAKLARIN GÖSTERİLMESİ
Araştırmacının, raporuna başka kaynaklardan bilgi alırken, neyi nereden, nasıl aldığını belirtmesine “kaynak gösterme” denir. Kaynak gösterme, bir yasal zorunluluk (5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu) ve bilimsel ahlak kuralıdır. Kaynak gösterilmeyen alıntılar "kopye çekmiş" işlemi görür (Balcı, 1995: 331). Kaynak göstermenin dört temel amacı vardır (Karasar, 1984; Seyidoğlu, 1983):
1. Yararlanılan kaynakların asıl sahiplerinin haklarını vererek, ahlaki ve yasal kurallara uymak,
2. Okuyucuya, alıntıların asıl kaynağa uygunluğunu, doğruluk ve tarafsızlığını denetleme olanağı sağlamak,
3. Araştırmada ileri sürülen görüş ve olgulara paralel ya da karşıt görüş ve olguların varlığını belirterek, araştırmacının bunları göz önüne aldığını kanıtlamak,
4. Okuyucuya, ilgili konularda başvurabilecekleri kaynakları tanıtmaktır.
Yararlanılan kaynaklar, metin içinde "Dipnot" ve "Kaynakça Bağlaçları" olarak iki şekilde gösterilebilir.
Dipnot ve Kaynakça Bağlaçları
Rapor metninde aktarılan bir bilginin kaynağını göstermede ya dipnotları ya da kaynakça bağlacından biri kullanılır. Çalışmalarımızda kaynakça bağlaçlı gösterme kullanılacak olmakla birlikte, her ikisini de açıklamakta yarar vardır.
Dipnot.- Sayfa içinde geçen herhangi bir düşünce veya bilgi ile ilgili olarak sayfa altına konulan açıklamalara dipnot denir. Dipnot göstermede, alıntı yapılan metnin bitimine, satırın yarım aralık üzerinde, Arap rakamıyla dipnot numarası yazılır. Numaranın etrafına parantez, nokta vb. işaretler koyulmaz. Metin içinde numaralandırılan alıntının tanıtıcı bilgileri sayfanın altında verilir. Dipnot bilgileri bir çizgi ile asıl mtinden ayrılır. Dipnot çizgisi, yazı alanı sol kenarından başlayan, yaklaşık dört cm.. uzunluğunda yatay bir çizgidir. Çizgi metin ve dipnot yazılarının arasında birer normal satır aralığı boşluk bırakılır.
Dipnot numaralandırılması her bölümün başında başlar ve ardışık bir sıra izler. Kısa raporlarda tüm bölümler için ardışık tek numaralama yapılabilir. Sık satır ve küçük puntolu (8 punto) olarak yazılacak olan dipnotta sırasıyla şu bilgiler yer alır: Yazarın Adı ve Soyadı, Eserin Adı (Yazılış ve Baskı Sayıları. Yayın Yeri: Yayınevi, Yayın tarihi), sayfa numarası.
ÖRNEK ________________________
1 Ziya Bursalıoğlu. Okul Yönetiminde Yeni Yapı ve Davranış. (Sekizinci Baskı, Ankara: Pegem Yayınları, 1991), s. 35.
Dipnotlar; Yazar Adı ve Soyadı, Kitap Adı. Basıldığı Şehir: Yayımlayan,Yayın Tarihi, Sayfa Numarası. şeklinde de yazılabilir.
ÖRNEK
------------------------
1 Ziya Bursalıoğlu. Okul Yönetiminde Yeni Yapı ve Davranış. Ankara: Pegem Yayınları, 1991, ss. 55-59.
Dipnotlar sayfanın altında gösterilebileceği gibi, bölüm sonlarında da gösterilebilir. Bölüm sonunda göstermelerde de aynı uygulama yapılır.
Dipnot Örnekleri.- Bir bölümde, kaynağa ilk ya da tekrar başvurma özelliklerine göre dipnot gösterme uygulamalarında farklılılklar bulunur. Aşağıda farklı uygulama örnekleri verilmiştir.
1. Ayrıntılı olarak verilen bir kaynağa, araya başka kaynaklar girmeden tekrar başvurulması halinde, ayrıntılı bilgi verilmeden "Aynı" (veya İbid. ) ifadesi kullanılır ve sayfa numarası yazılır.
2. Bir kaynağa, araya başka kaynaklar girdikten sonra tekrar başvurulması durumunda, "Yazar Soyadı, Ön. ver." ve sayfa numarası yazılır. Başvurulan kaynaklarda aynı soy isimde başka yazarlar da varsa, yazarın adı veya ilk harfi de yazılır. Yazarın birden fazla eseri bulunuyorsa, soyadından sonra eserin basım tarihi de yazılır. "Ön. ver." Latince'deki "Op. cit." ve "Loc. cit." karşılığıdır. "Loc. cit." aynı zamanda alıntının sayfasının da aynı olduğunu ifade eder.
ÖRNEK
------------------------
1 İ. Ethem Başaran, Yönetim (2. Baskı. Ankara: Gül Yayınevi, 1992) s. 35.
2 Aynı. ss. 54-57.
3 İ. Ethem Başaran, Örgütsel Davranış. (3. Baskı. Ankara: 1993) s. 4.
4 Başaran, Ön. ver., 1992 s. 8.
5 Aytaç Açıkalın, Okul Yöneticiliği (Ankara: Pegem Yayını, 1994) s.44.
6 Fatma Başaran, Eğitim Psikolojisi (Ankara: 1976) s. 19.
7 Aynı. s. 24.
8 Başaran İ. E., 1993 Ön. ver., s. 56.
Kaynakça Bağlaçları
Alıntı yapılan kaynak, alıntı cümle ya da paragrafının devamına yazılarak da belirtilebilir. Kaynakça bağlaçları denilen bu uygulamada cümle veya paragrafın devamına parantez içinde yazarın soyadı, basım yılı: sayfası yazılır ve paragraf kapatılarak, eğer cümle bitmişse, sona nokta koyulur. Örneğin, "(Kaya, 1989: 45)." gibi. Kaynakça bağlaçları alıntı yapılan cümlelerin sonunda olabileceği gibi, metinde akıcılığı sağlamak için, cümle başında veya ortasında ya da birden fazla kaynak bir arada verilebilir. Bu tür kaynak göstermelerde farklı durumlardaki uygulamaların örnekleri aşağıda verilmiştir:
1. Cümle sonunda kaynakça bağlacı kullanılması.
... ülkelerin kalkınmaları için belli plan faaliyetlerine girişmeleri ve bunu bir sistem bütünlüğü içinde ele almaları planlamanın önemini artırmıştır (Bircan, 1986: 99).
2. Cümle başında kaynakça bağlacı kullanılması.
Bursalıoğlu (1991), yönetim süreçlerini şöyle sıralamaktadır:...
3. Cümle ortasında kaynakça bağlacı kullanılması.
....özellikle, planlı çalışmanın etkili olduğu (Kulaksızoğlu, 1987: 23); fakat genelde öğrencilerin ...
4. Bir kaynakça bağlacı ile birden fazla kaynağın gösterilmesi.
Eğitim birimlerinde hizmet gören işgörenler ve bunların nitelikleri şöyle sıralanabilir (Açıkalın, 1994a; Demirel ve Ün, 1987; Kalkandelen, 1979: 35; TDK, 1981:56):
5. Yazarın aynı yıl içinde basılmış birden fazla eseri var ve bunlardan yararlanılmış ise, eserin basım tarihinin hemen ardından (a), (b) gibi harfler koyularak ayrımı yapılır; kaynakçada da aynı şekilde gösterilir.
(Açıkalın, 1984a: 35) (Açıkalın, 1984b) (Açıkalın, 1984a; 1984b)
6. Birden çok yazarlı eserlerde kaynakça bağlacı kullanılması.
(Demirel ve Ün, 1987: 56)
(Karasar ve diğerleri, 1989: 65)
7. Aynı soyadı taşıyan ve aynı yıl basılmış eserlerin sahipleri olan yazarların kaynakça bağlacında gösterilmesi
(Başar, H., 1992: 78)
(Başar, M. A., 1992)
8. Alıntı belli bir sayfadan değil de, kitabın bir bölümü ya da tümünden elde edilen bir fikri açıklıyorsa, sayfa belirtilmesine gerek yoktur.
(Başaran, 1989) (Akhun, 1986)
9. Alıntı birden fazla sayfaya ait ise, başlama ve bitiş sayfaları aralarına ( - ) koyularak belirtilir.
(Yörükoğlu, 1988: 45-46)
Tablo, Çizelge, Şekil ve Grafikler
Araştırmalarda elde edilen verilere ilişkin yazılı açıklamalar yapıldığı gibi, bu bilgiler tablo, grafik, çizelge ve şekiller gibi araçlarla da açıklanabilmektedir. Bu araçlar rakamlara dayanan ve genellikle çok karmaşık bir nitelik gösteren orijinal verilerin belirttikleri ilişkilerin okuyucuya açıklıkla sunulması imkanını sağlar. Belli bir konuya ilişkin veriler bir arada özetlendiği için, verilerin, kavramların ve olayların anlaşılması kolaylaşır.
Raporda, yazıda olduğu gibi, bu araçların hazırlanması ve kullanılmasında da belli kurallara uyulması ve gereken önemin gösterilmesi zorunludur.
Tablolar.- Öne sürülen görüşleri desteklemek veya ulaşılan sonuçları kanıtlamak için metinde, tablolar halinde düzenlenmiş sayısal bilgilere gerek duyulur. Özellikle uzun ve karmaşık istatistikleri düz yazı ile bütünleştirmek olanaksızdır. Bu tür verilerin tablolar halinde düzenlenmesinde zorunluluk vardır.
Metnin tablolar ile ilişkilendirilmesini sağlamak için, tabloların, okuyucunun kolayca anlayabileceği ve metne başvurmadan yorumlayabileceği şekilde düzenlenmelidir. Ayrıca metin, tabloya bağlı kalmadan kendi içinde bütünlüğe sahip olmalıdır. Yani fikirlerin akışı, tablo veya şekillerle kesintiye uğratılmadan izlenebilmelidir.
Tablolar, genel olarak metin açıklamalarının ardından yerleştirilir. Eğer tablo sayfaya sığmıyorsa, anlam ve ilişki bütünlüğünü bozmayacak şekilde bir sonraki sayfaya ya da tablo ile ilgili açıklamaların yapıldığı paragrafın arasına yerleştirilir. Bir sayfaya sığmayan tabloların bir bölümü bir sonraki sayfaya aktarılabilir ya da fotokopi ile küçültülerek sayfaya sığması sağlanabilir.
Düzenlenen her tabloya bir numara verilir. Numaralandırma baştan sona sıralandırılarak yapılabileceği gibi, her bölüm için ayrı ayrı da yapılabilir. Tablo numaraları Arap rakamlarıyla, tablo isimleri de büyük harflerle ve ortalanarak yazılır. Bir satırdan uzun tablo isimleri de ortalanarak ve piramit ya da ters piramit şeklinde yazılır.
TABLO 15
BAĞLI KURULUŞLARIN EĞİTİM BİRİMLERİNİN BAĞLI BULUNDUKLARI ÜST YÖNETİM BİRİMLERİNE GÖRE DAĞILIMI
TABLO 16
EĞİTİM BİRİMİ DIŞINDA PERSONELİN YETİŞTİRİLMESİNE, GELİŞTİRİLMESİNE
YÖNELİK KARARLARI ALAN, HAZIRLAYAN
VE UYGULAYAN BİRİMLER
Eğer tablo bir başka eserden alınmışsa, tablonun altına, sık satır olarak eserin alındığı yazar ya da kurum adı, yılı ve sayfası yazılır.
Sunulan bilgilerin birbiriyle karıştırılmaması için, her tablonun açık ya da kapalı bir çerçevesi vardır. Tablonun, çizgilerle belirlenen kenarları tablonun çerçevesini oluşturur. Açık çerçeve yalnız üç yatay çizgiden oluşur ve her tabloda bulunur. Kapalı çerçevede, çok sayıda yatay ve dikey çizgi vardır. Çerçevenin açık ya da kapalı oluşu, sunulan bilgilerin çokluğuna bağlıdır. Çalışmalarda mümkün olduğunca açık tablolara başvurulmalıdır. Ekte sunulan araştırma örneğinde tablo örnekleri verilmiştir.
Şekil ve Grafikler.- Araştırma raporlarında, tablo dışında kalan tüm çizim veya resimler "şekiller" adı altında toplanabilir. Grafikler, haritalar, diyagramlar, planlar, fotoğraflar vb. bu gruba girerler. Eğer bir araştırmada bunların herbirinden çok sayıda bulunuyorsa, bunlar ayrı ayrı numaralanabilirler. Bunların da isimlendirilmesi, saayfaya yerleştirilmesinde tablolardaki düzenlemelere uyulur.
ARAŞTIRMA RAPORUNUN BÖLÜMLERİ
Araştırma raporları üç ana bölümden oluşur: Ön bölüm, ana bölümler ve arka bölümler.
Ön Bölüm
Kapak.- Araştırma raporunun konu, araştırmacı, çalışma türü, ders adı, sorumlu öğretim elemanı, çalışmanın yapıldığı yer ve zamanı kapakta belirtilir. Araştırma konusunun ifadelendirilmesinde seçilecek başlığın çok uzun olmamasına dikkat edilmeli (mümkünse 50 harften fazla olmamalı), fakat başlık araştırma konusunu kapsar nitelikte olmalıdır.
Kapağın en üstüne araştırma konusu büyük harflerle ve ortalanarak yazılır. Altına ise çalışmayı yapanın adı soyadı ilk harfleri büyük, diğerleri küçük olarak yazılır. Bir alt bölüme de raporun niteliği (ders ödevi, araştırma önerisi, tez vb. açıklamalar ile, ders ödevi ise, dersin adı ve öğretim elemanının adı yazılır. En alt bölüme ise, Araştırmanın yapıldığı il, kurum adı (üniversite) ve teslim edilen ay ile yıl yazılır. Kapak bilgileri sayfaya ortalanarak yazılır ve estetik bir görünüme özen gösterilir.
Boş Bir Sayfa
Onay
Tezlerde, çalışmaların bir jürinin değerlendirilmesinden geçmesi sözkonusudur. Tezin kabulünün onaylandığı bu sayfada şu bilgiler bulunur.
ONAY
Değerlendirme Kurulu Üyeleri
Başkan: Prof.Dr. Sudi BÜLBÜL (İmza)
Üye : Doç.Dr. Hüseyin BAŞAR (Danışman) (İmza)
Üye : Doç.Dr. Yüksel KAVAK (İmza)
Bu çalışma, yüksek lisans tezi olarak kabul edilmiştir.
(Tarih ve İmza)
Prof.Dr. Hüsnü ARICI
Enstitü Müdürü
İthaf
Araştırmacı yaptığı çalışmasını, kendisine çalışmalarında katkılar getirmiş birine, bir yakınına, bir kuruma vb. armağan edebilir. Böyle durumlarda bir sayfa ithaf için ayrılır ve sayfanın sağ üst köşesine ithaf edilen kişi ya da kurum yazılır.
"Annen ve Babama."
ÖZET
Bu başlık altında çalışmanın kısa bir özeti verilir. Özet iki sayfayı kesinlikle geçmemelidir. Lisansüstü çalışmalarda, çalışmanın özeti bir yabancı dille de yazılır.
İÇİNDEKİLER
Araştırma raporlarının ön, ana ve arka bölümlerindeki bütün bölüm ve alt bölüm başlıkları ile bunların başlangıç sayfa numaraları, rapordaki sıralarına göre "İÇİNDEKİLER" bölümünde yer alır. İçindekiler bölümü yeni bir sayfada başlar ve başlıktan bir geniş satır aralığı aşağıya ve sağ kenara "Sayfa" yazılır ve altı çizilir.
Bir normal satır aralığı boşluk bırakılarak ön bölüm bilgilerinden başlanarak metnin başlıkları sırasıyla yazılır ve sayfaların gösterildiği sütuna kadar noktalarla (.....) gidilir ve sayfa sütunu altına sayfa başlangıç numarası yazılır.
Alt bölüm başlıkları ana bölüm başlığından bir normal satır aralığı aşağıdan başlar ve kendi aralarında sıkışık satır aralıkları bırakılarak yazılır. Bir bölümdeki en son alt bölüm ile daha sonraki ana bölüm başlığı arasında da bir normal satır aralığı boşluk bırakılır. Böylece her ana bölümdeki alt bölümler kümelendirilir.
Başlıkların yazılmasına sayfa normal başlama kenarından başlanır. Her başlık da, kendisinin bir üst derecesine göre iki harf boşluğu içeriden başlatılır. Başlığın bir satıra sığmadığı durumlarda, başlık sayfa sütununa on harf kala kesilir ve alttan yazılmaya devam edilir. Başlıklar değiştirme ya da kısaltma yapılmadan, mutlaka metindeki şekliyle yazılır.
TABLOLAR VE ŞEKİLLER LİSTESİ
Raporda, varsa içindekiler sayfasının ardından "TABLOLAR VE ŞEKİLLER LİSTESİ" düzenlenir. Her ikisinin olduğu durumlarda ayrı alt başlıklar altında birinin bitmesiyle diğerine geçilir. Herbiri için ayrı sayfa ayrılmaz. Bu sayfanın düzeninde de içindekiler gibi bir düzenlemeye gidilir, ancak başlıklar mutlaka metinde geçtiği şakilde (büyük ya da küçük) yazılır.
ÖNSÖZ ya da TEŞEKKÜR
Araştırmanın genel çizgilerle tanıtıldığı, okuyucuya çalışma hakkında uygun bir bakış açısı kazandırıldığı bölümdür. Bu bölümde, ayrıca çalışmaya katkıları olanlara teşekkür ifadelerine yer verilir. Açıklamaların altına, sağ alt köşeye araştırmacının adı yazılır. Genellikle "Önsöz" başlığı kullanılmakla birlikte, sadece teşekkürlere yer verildiği durumlarda, "Teşekkür" başlığı kullanılır.
BÖLÜM I
GİRİŞ
Araştırma konusunun genel bir açıklamasının yapıldığı ya da bölümdeki ele alınan konuların tanıtıldığı kısımdır. Raporlaştırmada dikkat edilmesi gereken önemli bir husus, her başlığın altında mutlaka kısa da olsa bir açıklamaya yer verilmesidir.
Problem Durumu
Bu başlık altında, araştırmaya konu olan durum bütün ayrıntılarıyla ortaya koyulur. Araştırmacı, iyi bir kaynak taramasıyla çalışmasını zenginleştirmeli, yapılan başka çalışmalarla desteklemeli ve temellendirmelidir. Genellikle bu bölümlerde olması gereken ideal durum ortaya koyulur, mevcut durumun sıkıntıları ortaya koyularak araştırma gerekçesi açıklanır.
Problem Cümlesi (Amaç)
Araştırmanın amacı üç şekilde ifade edilebilir: Amaç cümlesi, soru cümlesi ve denenceler şeklinde. Eğitim bilimlerinde yaygın olarak kullanılan "problem cümlesi"dir. Amaç ifadeleri, genellikle, problem durumu problem cümlesine götürücü, problem durumun bağlandığı son cümleler olarak kullanılır. Problem cümlelerinin ve alt problemlerin denence şeklinde ifadelendirilmesi daha çok deneysel, kurama dayalı araştırmalarda görülür. Bazı araştırmalarda problem cümlesi ile denencelere birlikte yer verilir. Ancak, aynı amaç için soru cümlesi ve denence birlikte kullanılmaz.
Soru cümleleri ve denenceler, araştırmada toplanan verileri tanımlar nitelikte, işlevsel olmalıdır. Her soru ya da denence, yalnız bir tek ilişkiyi arayan ya da sınamak isteyen bir anlatım olmalıdır. Problem cümleleri soru cümlesi; denenceler ise, genellikle geniş zaman kipli ve yargı ifade eder biçimde kurulur.
Alt Problemler
Problem cümlesini açan, ele alınacak herbir alt değişken ya da öğeye ilişkin ifadelerin soru cümleleridir. Alt problem cümleleri, problem cümlesinin ele almak istediği kapsamı ortaya koyucu olmalı, kapsam dışı ve gereksiz ifadelerden arınık olmalıdır. Alt problemlerle elde edilecek bilgiler problem cümlesine ne eksik ne de fazla bilgi sağlayıcı olmamalıdır.
Sayıltılar (Varsayımlar)
Araştırmanın dayandığı temeller, doğru olarak kabul edilen yargılar ve genellemelerdir. Araştırmalarda başlangıç noktasını oluşturan, kanıtlanmasına gerek görülmeden doğru olarak kabul edilen yargılardır.
Sınırlılıklar
Araştırma çalışmalarının çeşitli yönlerden sınırlarının belirtilmesi ve çizilmesidir. Yapılacak araştırmada problem, amaçlar, evren, örneklem, veri toplama araçları, toplanması ve çözümlenmesinde yapılacak istatistik işlemleri belirlenir ve sınırlandırılır.
Tanımlar
Araştırmada kullanılan, yanlış anlamalara, değişik yorumlamalara neden olabilecek kavramların açıklanması ve tanıtılmasıdır. Kavramlar özellikle yapılan araştırmada ifade ettiği anlamı ile tanıtılır.
Önem
Bu başlık altında, araştırma sonuçlarından kimlerin yararlanacağı, ne tür yararlar sağlayacağı v.b. açıklamalara yer verilir.
BÖLÜM II
YÖNTEM
Araştırmanın yöntemi, gerekli bilgileri elde etmek, problemi çözmek için izlenen düzenli yoldur. Yöntem olarak araştırmanın modeli, evren ve örneklem, veriler ve toplanması, verilerin çözümlenmesi, bulguların elde edilmesi ve yorumlanması ile ilgili kurallar ve ilkeler belirlenir.
Araştırmanın Deseni (Modeli)
Araştırmanın amacına uygun olarak verilerin sağlanması ve çözümlenmesi için gerekli koşulların düzenlenmesidir.
Evren ve Örneklem
Yapılan araştırmanın kapsamına alınan tüm alan ile bu alan içinden araştırmaya katılacak olan kısmın, yani evren ve örneklemin belirlenmesi gerekir. Evren, araştırma kapsamına alınan ve ortak özellikleri olan elemanlar bütünüdür. Örneklem ise, evrenden belirli kuralara göre örnekleme yolluyla seçilen ve seçildiği evreni temsil ettiği kabul edilen elemanlardır. Örneklemi oluşturan her elemana denek adı verilir.
Verilerin Toplanması
Araştırmalarda beklenilen sonucu elde edebilmek için gerekli olan bilgiye veri denir. Veriler anlam çıkarmada veya bir sonuca varmak için kullanılan nicelikler, olaylar, kayıtlar ve sayı kümeleridir. Sağlanması gereken veri türleriyle kaynakları gözönüne alınarak veri toplama yöntemi belirlenir.
Yorumu'>Verilerin Çözümü ve Yorumu
Toplanan verilerin çözümlenecek duruma getirilmesi için kaydedilmesi, sınıflandırılması, hesaplanması, öztlenmesi ve raporlaştırılması gerekir. Bulgulara araştırma amaçlarına uygun olarak anlam verilir ve yorum yapılır.
Süre ve Maliyet
Bir kurula ya da kuruma sunulan “araştırma önerisinde”, çalışmanın ne kadar bir sürede ve kaç liraya malolacağı raporda gösterilecektir. Araştırma raporlarında ise böyle bir açıklamaya gerek yoktur.
BÖLÜM III
BULGULAR VE YORUMU
Bulgular
Bulgu, araştırmada çeşitli teknik ve araçlarla sağlanan veriler işlenerek sunulabilir ve anlaşılabilir duruma getirilen bilgilerdir. Bulgular, araştırma raporlarında sayılaştırılıp çizelgeler, grafikler ve şekillerle gösterilir, yazı ile açıklanır.
Yorumu
Bulgulara araştırma amaçlarına uygun olarak anlam verilir ve yorum yapılır.
BÖLÜM IV
SONUÇ VE ÖNERİLER
Bu bölümde sonuçlar ortaya koyulmakta ve öneriler getirilmektedir.
Sonuçlar
Araştırmada sağlanan verilerle ayrıntılı amaçlardaki sorular cevaplandırılır. Böylece araştırma yoluyla elde edilen sonuçlar özet halinde sırasıyla açıklanır.
Öneriler
Araştırmalarda elde edilen bulgulara dayalı olarak, problemin çözümü ve amaçlara ulaşılabilmesi için araştırmacı tarafından öneriler geliştirilebilir. Öneriler kısa ve uzun dönemde ele alınması gereken önlemler olabilleceği gibi, uygulama ve yeni araştırmalarla ilgili olarak sıralanabilir.
EKLER
Çalışmalarla ilgili, ancak araştırma raporunun içinde yer alması karışıklığa neden olacak durumlara ilişkin açıklamalar, belge v.b. bilgiler son bölümde, Ekler başlığı altında yer alabilir.
KAYNAKÇA
Araştırmalarda yararlanılan kaynaklar metin içinde dipnot ve kaynakça bağlacı olarak gösterilir ve söz konusu kaynaklara ilişkin genel bilgiler de çalışmanın sonunda "KAYNAKÇA" başlığı altında verilir. Kaynakça bilgilerinin düzenlenmesinde yazarların soyadına göre alfabetik sıralar dikkate alınır. Farklı uygulamalar olmakla birlikte, kaynakça bilgileri düzenlenmesi şu şekilde olmaktadır.
ÖRNEK
Açıkalın, Aytaç. (1998). Toplumsal ve Kurumsal ve Teknik Yönleriyle Okul Yöneticiliği. Ankara: Pegem Yayıncılık.
Arslan, Ümit ve Eşref Nural. (2004). “Okul Öncesi Eğitiminde Okul- Aile İşbirliğinin Önemi”. Milli Eğitim Dergisi. Bahar, Yıl: 32, Sayı: 162. Ankara: Milli Eğitim Bakanlığı Yayını, s.s.: 99-108.
Ece Ayhan (1993a). Şiirin Bir Altın Çağı. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları.
-------. (1993b). Başıbozuk Günceler. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları.
Barth, James. (2001). Sosyal Bilgiler Öğretimi. Çeviren: Burçak Evren, Ankara: Anı Yayıncılık.
Berger, Eugenia Hepworth (1998). "Parents as Partners in Education". Familes and School Working Together, 6th Edition, New Jersey:Pearson Education.
Büyük Larousse Sözlük ve Ansiklopedisi. Cilt: 11, İstanbul: 1993.
Demirel, Özcan vd. (2001). Öğretmenlik Mesleğine Giriş. Ankara: PegemA Yayıncılık.
Doğan, Elife. (1995). "Ankara Merkez İlçelerindeki İlköğretim Okullarında Okul Aile İletişim Engelleri (Keçiören Örneği)". (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi)., Ankara: Hacettepe Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Özmen, Fatma ve Hasan Hartktı. (2005). “Denizli İlindeki İlköğretim Ve Orta Öğretim Okullarının Çevresiyle Bütünleşebilme Düzeyleri”. Milli Eğitim Dergisi. Kış, Yıl: 32, Sayı: 165, , Ankara: MEB Yayınları, s.s.: 46-56.
Şişman Mehmet ve Selahattin Turan. (2004). Eğitim Ve Okul Yönetimi. Eğitim Kurumları Müdür Yardımcılığı Sınavlarına Hazırlık El Kitabı. (Editör: Yüksel Özden), Ankara: PegemA Yayıncılık.
Yıldırım, Ali ve Hasan Şimşek. (2005). Sosyal Bilimlerde Nitel Araştırma Yöntemleri. 4. Baskı, Ankara: Seçkin Yayınları.
İnternet Erişimleri:
Genç, Salih Zeki. (2005). “Okul Aile Birliklerinin Önemi” http://www.tebd.gazi.edu.tr/arsiv/2005_cilt3/sayi_2/227-243.pdf (Erişim tarihi: 25.08.2009).
Starr, Linda. (2003). A Dozen activities to Promote Parent Involvement. http://www. educationworld.com/a_admin/admin1. (Erişim tarihi: 16.07.2008).
http://www.iier.org.au/iier6/wyatt.html (Erişim tarihi: 25.12.2009).
http://www.egitimaileforum.com/forums/okul-aile-iliskisi-ve-ogrenci-basarisi-4686.html?s =4bbe8aa6295b3bf7da96c5bd796d21b2& (Erişim tarihi: 25.02.2009).
http://ilkogretim-online.org.tr/vol2say2/v02s02d.pdf (Erişim tarihi: 25.02.2009).
www.mevzuat.meb.gov.tr (Erişim tarihi: 25.02.2008).
Boş Bir Sayfa
Dostları ilə paylaş: |