el-ASMAİYYAT
Asmaî'nin (ö. 216/831) derlediği ve eski Arap şiirlerini ihtiva eden bir antoloji.
Meşhur dil âlimi Asmaî, bu kitabını eski Arap şiirini bir araya toplama gayesiyle Mufaddal ed-Dabbî'nin başlattığı hareketin devamı olarak meydana getirmiş, böylece el-Aşma ciyydi Arap edebiyatında el'Mufaddaliyyât'la başlayan tarzı devam ettiren ve onu tamamlayan bir antoloji olmuştur. Asmaî'nin, bu eserini Halife Hârûnürreşîd (786-809) için tertip ettiği rivayet edilir. el-Mufadda-Hyyât ile el-Aşmaciyyât, eski Arap şiirlerini intikal eden şekilleriyle koruyan ve bu suretle Câhiliye devrinin edebî an'a-nesini iyi bir şekilde temsil eden güzel birer örnektir. el-Aşma'iyyât'ta divan sahibi eski ve meşhur Arap şairlerinin şiirleri değil, Câhiliye devrinde az fakat güzel şiir söyleyen bedevî şairlerin şiirlerinden seçilen örnekler bir araya getirilmiş, böylece şairleri pek tanınmayan birtakım şiirlerin büsbütün kaybolması önlenmiştir. Asmaî'nin seçtiği şiirlerin bir özelliği, açıklanması gereken nâdir kelimeler ihtiva etmeleri, bir diğer özelliği de el-Muladdaliyyd'a alınan şiirlere nisbetle daha kısa olmalarıdır.
Uzun kasideleri ihtiva eden bu eserde, çoğunluğu Câhiliye devrine ait olmak üzere yetmiş bir şairden derlenmiş doksan iki kaside (veya kasidelerden bölümler) mevcuttur. Eserde şiiri bulunan şairlerden kırk dördü Câhiliye şairi, on dördü muhadramûn. altısı İslâmî devir şairi olup yedi tanesinin de hangi döneme mensup olduğu bilinmemektedir. On dokuz şiirin kısmen veya tamamen hem Mufaddaliyyât hem de Aşmo 'iyyâfta müştereken rivayet edilmesi her iki derleyicinin zevkleri arasındaki uygunluğun bir ifadesidir.
Köprülü Kütüphanesi'nde 259 ve Türkiye dışındaki muhtelif kütüphanelerde birkaç yazması bulunan el-Aşma eiyyd('ın tenkitli baskısı ilk defa Alman müsteşrik Wilhelm Ahlvvardt tarafından Mecmû'u eş’âri'l-Arab adlı kitabın 1. cildi olarak yayımlanmıştır. 260 Ahlıvardi bu baskıda eserin tertibini değiştirerek şiirleri kafiyelerinin alfabetik sırasına göre düzenlemiş, böylece de ciddi tenkitlere mâruz kalmıştır. Ayrıca yukarıda işaret edildiği gibi el-Mufaddaliyyât'ta zikredilen on dokuz şiirin on beşini kitabına almamış ve şiir sayısını yetmiş yedi olarak tesbit etmiştir. Daha sonra Ahmed Muhammed Şâkir ve Abdüsselâm Hârûn eserin tenkitli metnini orijinal tertibi üzere yeniden hazırlayarak kısa açıklamalarla 1958 yılında Kahire'de yayımlamışlardır. Antolojinin 1967de de ikinci baskısı yapılmıştır.
Bibliyografya
1- el-Asmaciyyât (nşr. W Ahlward, Mecmû'u eş'ân'l'Arab içinde), Leipzig 1902.
2- Sîrâfî. Ahbârü'n-nahviyyine'l-Başriyyin (nşr. F. Krenkow), Beyrut 1936.
3- İbnü'l-Enbârî. Nüzhetü'l-elibbâ Bağdad 1959.
4- İbnü'l-Kıftî, Inbâhü'r-ruvât, II, 197-205.
5- İbn Hallikân, Vefeyât, I, 288-290.
6- Mehmed Fehmi. Târîh-i Edebiyyât-ı Arabiyye, İstanbul 1332.
7- Brockelmann, GAL, I, 104.
8- Suppl, I, 37, 163-164.
9- Ahmed Emîn, Duha'l-İslâm, Kahire 1964.
10- Nihad M. Çetin, Eski Arap Şiiri, İstanbul 1973.
11- Sezgin. GAS, II, 55-56.
12- Nâsırüddin el-Esed. Meşâdiruş-şi'ri'l-âhitî, Kahire 1978.
13- Ma'a't-Mektebe.
14- J. Barth, “Studien zu den 'Aşma'ilât”, WZKM, XVIII (1904).
15- Mustafa Abdülvâhid, “Menhecü'l-ihtiyârâti'ş-şi'riyye beyne'l-Mufaddaliyyât ve'l-Aşmaciyyât”, Buhüsü Kütliyyeti Luğati'i-Arabiyye, sy. 2, Mekke 1404-1405.
16- B. Lewin, “al-Asmaldı, I, 718.
ASR-I SAADET
Hz. Peygamber'in yaşadığı devir hakkında kullanılan bir terim.
Arapça asr (devir, zaman, çağ) ve saadet (mutluluk, bahtiyarlık) kelimelerinden meydana gelen asr-ı saadet terimi “Mutluluk dönemi, insanların en bahtiyar oldukları çağ” mânasını taşımaktadır.
Muhtemelen Hz. Peygamber'in, “İnsanların en hayırlıları benim asrımda yaşayanlardır” mealindeki hadîs-i şerifinden ilham alınarak kullanılan asr-ı saadet tabiri, insanlık için hidayet kaynağı olan Kur'an-ı Kerîm'in nazil olduğu, bütün insanlığa rahmet ve örnek olarak gönderilen Hz. Peygamber'in yaşadığı, ashabını terbiye edip yetiştirdiği, İslâmiyet'in tebliğ edildiği ve tam anlamıyla uygulandığı zaman dilimini ifade etmektedir. Müslümanların en ideal zaman olarak kabul ettikleri, özlem duydukları ve saygıyla andıkları bu eşsiz devri, bilhassa Türkler saygı ve hayranlıklarının bir ifadesi olmak üzere “Asr-ı saadet” diye adlandırmışlardır. Aynı mânada fazla yaygın olmamakla beraber “Zamân-ı saadet” ve “Vakt-i saadet” tabirleri de kullanılmaktadır. Ayrıca bazı müfessirler Cenâb-ı Hakk'in Asr süresindeki yemininin (ve'l-asr), çeşitli delâletleri yanında hak ile bâtılı birbirinden kesin olarak ayırması sebebiyle Asr-ı saadet üzerine olduğunu da söylerler.
Genellikle sadece Hz. Peygamber dönemini belirlediği kabul edilen asr-ı saadet terimi bazan Hulefâyi Râşidîn devri, hatta tabiin ve tebeli't-tabiîn devirleri için de kullanılmaktadır. Bu tabirin özellikle Mevlânâ Şiblfnin Sîretü'n-nebî adlı eserinin Ömer Rıza Doğrul tarafından İslâm Tarihi Asr-ı Saadet adıyla Türkçe'ye çevrilip neşredilmesinden sonra daha fazla yaygınlık kazanmış olduğu söylenebilir.
Bibliyografya
1- Kâmûs-ı Türkî, “Saadet” md.
2- W. Redhouse, A Turkish and English Lexicon, “Saadet” md.
3- Türk Lügati, III, 510.
4- Buhârî. “Şehâdât”, 9, “Fezâ'ilü aşhâbi'n-nebî”, 1, “Rikâk”, 7, “Eymân”, 10, 27.
5- Mevlâna Şiblî - Süleyman Nedvî, İslâm Tarihi Asrı Saadet (trc. Ömer Rıza), İstanbul 1346/1928.
6- Elmalılı. Hak Dini, VIII, 6067.
7- Hasan Basri Çantay. Kur'ân-ı Hakim ve Meâl-i Kerîm, İstanbul 1400/1980.
ASR-I SAADET
Hz. Peygamber ve dönemi hakkında yazılan bazı eserlerin ortak adı.
“Asr-ı saadet” adıyla bilinen eserlerin en meşhuru, Mevlânâ Şiblî (ö. 1914] ile Süleyman Nedvi’nin (ö. 1953) yazdığı ve Ömer Rıza Doğrul'un Türkçe'ye çevirdiği Sîretü'n-nebî'dir. Mevlânâ Şiblî beş cilt olarak planladığı bu eserin ancak iki cildini yazabilmiştir. Müellif 1906'da. Uhud Savaşı'na kadar meydana gelen olaylar hakkında bilgi toplamış, fakat daha sonra çeşitli sebeplerle eseri yazmaktan vazgeçmişti. Ancak halkın ısrarı üzerine çalışmalarına devam ederek kitabının I. cildini tamamladı. Eserin baskı masraflarını Bhopal Melikesi Sultan Cihan Begüm karşıladı ve I. cilt Mevlânâ Şiblî'nin kurduğu Dârülmusannifîn adlı müessese tarafından yayımlandı. 261 Süleyman Nedvî iki yıl sonra bazı ilâveler yaparak 11. cildi de neşretti. 262 Süleyman Nedvî hocasının vasiyeti üzerine eseri tamamlayıcı mahiyette dört cilt daha yazdı ve bunları yine Sîretü'n-nebî adıyla yayımladı. 263 Aslı Urduca olan bu eserin ilk üç cildini Zafer Hasan İngilizce'ye. Ömer Rıza Doğrul da bazı ilâvelerle ingilizce'den Türkçe'ye tercüme etti. Bu tercüme Âsâr-ı İlmiyye Kütüphanesi tarafından İslâm Tarihi Ast-i Saadet serisi içinde dört cilt olarak yayımlandı. 264
Eserin I. cildi daha sonra M. Tayyib Bahş Bedâûnî tarafından da Sirat-un-Nabî adıyla iki cilt halinde İngilizce'ye çevrilmiştir. 265
Eserin I, cildinde Asr-ı saadetin önemi ve kaynaklan, Arabistan ve Araplar, Hz. Muhammed'in soyu, doğumu, gençliği ve peygamber oluşu, ilk müslüman-lar ve mâruz kaldıkları işkenceler, Ku-reyş'in İslâm'a düşmanlığı ve bunun sebepleri, Habeşistan'a hicret, Evs, Hazrec ve Medine'deki yahudi kabileleri, Akabe biatlan, hicret Hz. Peygamber'in Medine'deki ilk günleri, Mescid-i Nebevî'nin inşası, muhacirlerle ensar arasında kurulan kardeşlik bağı, ashâb-ı Suffe. cihada izin verilmesi, Hz. Peygamber'in savaşları, yahudiler ve müşriklerle yaptığı anlaşmalar, hükümdarları İslâm'a davet için gönderdiği mektuplar hakkında bilgi verilmekte ve Hz. Peygamber'in savaşlarının genel bir değerlendirilmesi yapılmaktadır. II. ciltte ise uzun yıllardan beri karışıklıkların hüküm sürdüğü Arabistan'da İslâmiyet sayesinde tesis edilen huzur, sükûn ve emniyet. İslâmiyet'in tebliğinde takip edilen siyaset, Müslümanlığın Yemen, Necran. Bahreyn ve Uman'a yayılması, Medine'ye gönderilen heyetler, Hz. Peygamberin kurduğu dinî ve idari teşkilât. İslâmiyet'in inanç, ibadet ve muamelâta dair esasları, Hz. Peygamber'in ölümü, şahsiyeti, aile hayatı ve çocuklarıyla ilgili hususlar ayrıntılı olarak incelenmektedir. Süleyman Nedvî'nin yazdığı III. cilt hacimli olduğu için Türkçe tercümesi iki cilt (111-IV) halinde yayımlanmıştır. Bu iki cilt Hz. Peygamber'in mucizelerine ayrılmıştır. Burada mucize hakkında genel bilgi verildikten sonra filozof, mutasavvıf ve kelâmcılara göre mucize, Kur'an'da zikredilen mucizeler, Hz. Peygamber'in ümmîliği ve Kur'an mucizesi, nübüvvet müessesesi, Hz. Peygamber'in Ehl-i kitap'ın sorularına verdiği cevaplar ve geleceğe dair haberleri gibi konular ele alınmakta ve Resûlullah'ın ruhanî hayatı derin bir vukufla incelenmektedir.
Her iki müellifin de incelemeye dayanan, hem İslâm kaynaklarının ciddi tahlil ve tenkidi, hem de çağdaş müslüman tarihçilerin ve müsteşriklerin eserlerinin tedkik ve etraflıca mukayesesi sonunda meydana gelen bu eserleri Türkiye'de büyük bir hüsnü kabul görmüş. Mehmed Akif, İzmirli İsmail Hakkı ve Ömer Nasuhi Bilmen gibi meşhur edip ve bilginler tarafından da takdir edilmiştir.
Süleyman Nedvrnin Hz. Âişe hakkındaki eseri de Hz. Peygamber'in aile hayatını aydınlattığı düşüncesiyle Asr-ı Saadet serisinin V. cildi olarak yayımlanmıştır. 266 Halk arasında Asr-ı Saadet serisi içinde kabul edilen Hulefâ-yi Râşidîn'in her biri hakkındaki dört cilt ise yine Âsâr-ı İlmiyye Kütüphanesi tarafından İslâm Tarihi Sadr-ı İslâm adıyla neşredilmiştir. Asr-ı saadet1 in devamı olarak düşünüldüğü için Hz. Ebû Bekir 267
Hz. Ömer 268 Hz. Osman 269 ve Hz. Ali 270 VI-IX. ciltleri oluşturmaktadır. İslâm Tarihi Sadr-ı İslâm, İlk İhtilâflar ve ihtilâller 271 adıyla ve yeni harflerle yayımlanan X. ciltte ise dört halife devrinde müslümanlar arasında meydana gelen anlaşmazlıkların ve isyanların mahiyeti aydınlatılmaya çalışılmakta ve Hu-lefâ-yi Râşidîn'den her birinin şahsiyeti üzerinde durulmaktadır. Bunlardan sadece VII. cildi teşkil eden Hz. Ömer, Mevlânâ Şiblî tarafından yazılmış ve Ömer Rıza Doğrul tarafından tercüme edilmiştir. Diğerlerini Dârülmusannifîn'in hazırlattığı Hulefâ-yi Râşidîn adlı eserden de faydalanan Ömer Rıza kaleme almıştır. Bu seri daha sonra Osman Zeki Mollamehmetoğlu tarafından kısmen sadeleştirilerek beş cilt halinde tekrar yayımlanmıştır. 272
Halk arasında Asr-ı Saadet adıyla meşhur olan ikinci eser ise Şah Muînüddin Ahmed Nedvî, Saîd Sâhib Ensârî ve Süleyman Nedvrnin yazdığı ve Ali Genceli'-nin Urduca'dan Türkçe'ye çevirdiği on Ciltlik eserdir. 273
Bu eserin ilk beş cildinde yer alan muhacir sahâbîler bölümü Ahmed Nedvî, ensara mensup sahâbîler bölümü ise Sâhib Ensârî tarafından yazılmıştır. Serinin l-III. ciltlerinde Câhiliye dönemindeki Araplar'ın dinî ve sosyal hayatları. İslâmiyet'in doğuşu, ilk müslümanlar, Habeşistan'a hicret, Akabe biatları, hicret, muhacirlerin faziletleri ve muhacir sahâbîler; IV. cildin bir kısmında yine muhacir sahâbîler, geri kalan kısmıyla V. cildin tamamında ise ensar hakkında bilgi verilmektedir. Diğer beş cilt Süleyman Nedvî'ye aittir. 274 Bu eserin I. cildinde peygamberlik müessesesinin lüzumu, İslâmiyet'in doğuşu sırasında dünyanın dinî, ahlâkî ve sosyal durumu, Araplar'ın dinî ve ahlâkî durumları ve özellikleri, İslâmiyet'in esasları, Hz. Peygamberin İslâmiyet'i tebliğ gayesiyle yaptığı faaliyetler hakkında bilgi verilmektedir. 11-111. ciltlerde iman esasları, IV. ciltte namaz, oruç, hac. zekât, cihad. takva, sabır, tevekkül, İslâm ahlâkının esasları ve İslâmiyet'in ahlâk felsefesi üzerinde durulmaktadır. V. cilt ise tamamen ahlâkî konulara ayrılmış olup ahlâkî güzellikler ve fenalıklar, müslümanlarla akrabalarına ve birbirlerine karşı ahlâkî görev ve sorumlulukları gibi konular işlenmektedir. Bu seri de Dura-li Yılmaz tarafından kısmen sadeleştirilerek altı cilt halinde tekrar yayımlanmıştır. 275
Bibliyograyfa
1- Abdülhay el-Hasenî. Nüzhetü'l-havâtır, Vlll, 174-176.
2- İslâm Tarihi Asrı Saadet, Peygamberimizin Risâleti üe Mucizeleri (Âsâr-i İlmiy-ye Kütüphanesi neşriyatı), İstanbul 1346/1928.
3- Mevlâna Şiblî-Süleyman Nedvî, İslâm Tarihi Asr-ı Saadet (nşr. Süleyman Nedvî-Ömer Rıza), İstanbul 1346/1928, Giriş, I, 3-16; II, 3-8.
4- III, 1083-1089.
5- Eşref Edib. Mehmed Akif-Hayatı Eserleri de 70 Muharririn Yazılan, İstanbul 1938.
6- M. Ahmed Nedvî-a. Sâhib Ensârî. Büyük İslâm Tarihi Asr-ı Saadet Ashab-ı Kiram (nşr. Eşref Edib), İstanbul 1382/1963, Giriş, i, 3-51.
7- Ziriklî, el-A'lâm, III, 137.
8- Özeğe. Katalog, II, 745;
9- “Allaman Shibli's Sirat al-Nabi”, JPHS, XV/2 (1967).
10- Seyyid Sabâhaddin Abdurrahman. “Süleyman Nedvî”, ÜDMİ, XI, 266-269.
11- Seyyid Muhammed Abdullah. “Şiblî Nu'mânî”, a,e, XI, 651-654. m
Dostları ilə paylaş: |