Aşk… Tanımının herkesin sözlüğünde farklı olduğu nadir sözcüklerden biri… Kimisine göre uzak durulması gereken bir kavram kimisine göre hayatının olmazsa olmazı



Yüklə 11,64 Kb.
tarix29.07.2018
ölçüsü11,64 Kb.
#62359


SAVAŞ ÇIĞLIĞI
Mi Re Mi Re Mi Si Re Do La… Für Elise’nin ilk notaları… Parçayı çalışırken piyano hocam anlatmıştı: Beethoven o zamanlar Elise adında bir kıza âşıkmış ama babası kızı vermediği için Beethoven ve Elise bir türlü kavuşamamışlar. O da bu parçayı yazmış Elise için. Yumuşak başlar parça, piyanonun tuşlarına hafifçe dokunursun, çünkü Elise’ye olan aşkından bahseder Beethoven bu notalarda. Sonrasında parça hızlanır, tuşlara kuvvetle basman gerekir; belli ki anlatılan aşk acısıdır. Nefesinin kesildiği anda aniden duruluverir notalar yeniden; Mi Re Mi Re Mi Si Re Do La… Aşk acısının sadece insanı özgürlüğüne götüren bir kavram ve tüm bu duygu karmaşası içinde asıl önemli olanın bu aşkın, yaşadıklarının kendisine kazandırdıkları olduğunu anımsamıştır çünkü Beethoven.
Aşk… Tanımının herkesin sözlüğünde farklı olduğu nadir sözcüklerden biri… Kimisine göre uzak durulması gereken bir kavram, kimisine göre hayatın olmazsa olmazı. Kimisine göre dayanması en zor tamlamalardan biri olan aşk acısının tamlayanı, kimisine göre hayatındaki en değerli anların mimarı. Kafa karıştıran, insanı allak bullak eden bir kavram… Apansızın çıkıp geldiğinde insanı şaşırtıp, yaşattığı heyecanlarla insanın gözünü karartarak sorgusuz sualsiz kendini kabul ettiren bir duygu…
Nasıl başladığının hiçbir önemi yoktur. Belki ilk görüşte aşktır. Anlamsızdır; hiç tanımadığın bir insan bir anda hayatının odak noktası, mutlu anlarının başrol oyuncusu olmuştur. Belki de eski bir dostundur, aşk aniden onca yıllık sevgiden doğuvermiştir. Ruh ikizin olduğuna inanmışsındır, gelecek hayallerinde ön sırada yerini almıştır çoktan. Nasıl başladıysa başlasın çoğu zaman aynı devam eder aşklar. Çok şey yaşanır, çok şey paylaşılır. Çoğu zaman tüm hayatlar bu aşk üzerine kurulur. Gün gelir aşk biter ve aşk gittiğinde kendine gelir insan. Nasıl gelirken bir merhaba bile demeden gelmişse giderken de bir hoşça kal bile demez. Zordur gidişini kabullenmek, uzun zamandır bulutların üzerinde seyrediyormuşsun da aniden betona çakılmışsın gibi gelir insana. İçinden bir parça eksildiğini hissedersin, bu acının hiç bitmeyeceğini, bıraksalar hayatının sonuna kadar ağlayacağını düşünürsün. Hayatına onsuz nasıl devam edeceğini hayal bile edemezsin. Vay be; aşk acısı buymuş, dersin.
Özgürlük… Belki de insan doğasının en baskın isteği… İnsanı insan yapan en güzel arzularından biri… Uğruna savaştığın zaman hayatına anlam kattığını düşündüğün bir duygu… İnsanlar için önce özgürlük gelir. Özgürlük için yollara dökülürler, özgürlük için eylemler yaparlar. Kimisi milletinin özgürlüğü için, kimisi aynı görüşü paylaştığı insanların özgürlüğü için savaşır. Güçlü ya da güçsüz, zengin ya da fakir, eğitimli ya da cahil önemli değildir; özgürlüğü için savaşan her insan inancı sayesinde her zaman bu savaşı kazanmayı bilir.
Âşık olan insan özgür değildir. Saatlerce onun araması için telefon başında beklemek, hayatını ona göre programlamak, sadece onunla mutlu olmak, aranızda geçen en küçük bir sorun yüzünden ağlamak, sürekli onu düşünmek özgürlük değildir; aşktır. Âşık insan düşünmez, sorgulamaz, özgürlüğünü kaybettiğinin farkında bile değildir, çünkü mutludur. Belki de hayatının en güzel anlarını yaşıyordur. Paylaşılanlar, yaşananlar çok şey katar iki tarafa da, kimi insan olgunlaşır, kimi insan yeni bir pencereden bakmaya başlar hayata, kimi insan ise mutlulukla ilk defa tanışır. Özgürlüğünü kaybetmişsindir ama onun karşılığında sana sahip olan, özgürlüğünü kendi ellerinle verdiğin insan senin mutluluk kaynağındır. Dedim ya aşk gittiğinde kendine gelir insan. Durup kendine şöyle bir baktığında tutsaklığını görür. Kendi kendine mutlu olamadığını, tek başına gülemediğini, hayatına devam edemediğini fark eder. Çaresiz kalır, aşk acısının bu olduğunu düşünür. Kimisine göre saatlerce ağlamak, kimisine göre hayatının en zor zamanlarını yaşamak, kimisine göre ise çaresizliktir aşk acısı. Bana göre ise aşk acısı bir savaş çığlığıdır. Özgürlüğüne tekrar kavuşmak isteyen her insan bunun uğruna savaşmaya hazırdır ve aşk acısı da bu savaşı başlatan çığlıktır.
Aşk belki de insanları en mutlu eden, en özel duygulardan biridir ama insanların en değer verdikleri duygu her zaman için özgürlük olmuştur. Belki aşk uğruna bir süre için özgürlüklerini feda ederler ama aşk gittiğinde tekrar özgür olmak isterler. Savaş açarlar kendilerine, içlerindeki aşka. Bu savaş kimi zaman çabuk biter, kimi zaman uzun sürer. Çoğu zaman aşkı içinden atmak o kadar da kolay olmaz, ama dediğim gibi, özgürlüğü için savaşan insanlar her zaman galip gelir. Savaş bittiğinde ise güzel anılar, ileride gülümseyerek hatırlanacak duygular kalır. Özgürlük yeniden kazanılmıştır. Tutsaklığını düşününce ise pişman olmaz çoğu zaman insan; çünkü her aşk bir şeyler katar insana.

Eğer bir gün aşk acısı çektiğinizi düşünürseniz, derin bir nefes alın ve Für Elise’nin ilk notalarını hatırlayın. Müzik hafifçe çınlasın kulaklarınızda; Mi Re Mi Re Mi Si Re Do La… Yaşadığınız heyecanları, güzel günleri, neşeli hatıraları anımsayın. Savaşın er ya da geç biteceğini unutmayın ve bu özel duyguyu tadacak kadar şanslı olduğunuzu fark edip, size neler kazandıracağını düşünüp mutlu olun.



Beril

Mart, 2009
Yüklə 11,64 Kb.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin