Sarkaç
Hükümet ve Genelkurmay ne der bilmem ama, asker Irak’a gönderilmeyecek.
Bu is bu sefer öyle bir is ki, çaki gibi muvazzaf ve emekli generallerin “Gelecekleri varsa görecekleri de var!” ve “Gerekli cevabi alirlar!” diye içimizi sogutmalariyla hallolacak is degil.
Korkudan, arastirma heyeti gidemiyor. Bugün (14 Sali) Bagdat’daki Türkiye Büyükelçiligine intihar saldirisi yapildi. Arkasi yarin. Tabii, bizimkiler buna “gerekli cevabi” verecek.
Ondan sonra bakin ne olacak: “gerekli karsi cevap” gelecek, 10.000 asker yetmeyecek, bir 10.000 daha gidecek, saldirilar artacak, bir 20.000 daha gidecek. ASAM Baskani Prof. Özdag’in dedigi (“En az 50.000 asker gönderilmelidir”) taksit taksit gerçeklesecek. Ondan sonra da anneler meydanlara firlayacak.
Aynen, ABD’nin Vietnam hikayesi gibi. Dost aci söyler, kimseler alinmasin. Söylenmedi denmesin. Bunlarin geri çekilmesi de günbegün zorlasacak, çünkü “ulusal onur”umuz izin vermeyecek. Iki buçuk asiretten korkup geri mi çekilecegiz, olacak. Aynen, simdi iki buçuk asiretten korkmadigimizi göstermek için savas borusu öttürdügümüz gibi.
Sehitlerin sira sira tabutlari bir yana, bu operasyonun masrafi tabii ki “cepten” olacagi için, bin güçlükle dizginlenen enflasyon yine firlayacak (bu, 1971’de Nixon’un basina gelmistir) ve tabii onun mütemmim cüzü (tamamlayici parçasi) olan sokak gösterileri, protestolar, zamlar, hirsizliklar, maas kavgalari, kapkaçlar, uyusturucu, ahlaksizlik, artik ne akliniza gelirse, her bisey tekrardan kuduracak.
Daha kötüsünü söyleyeyim mi: Sarkaç harekete geçecek. AKP’nin sonunu da bu Sarkaç getirecek.
Sarkaç Teorisi sudur: Devletlerin ve milletlerin hayati bir sarkaca tabidir. Sarkacin salindigi alanin bir ucunda Güvenlik Devleti kavrami (“Türk’ün Türk’ten baska dostu yoktur”, “Bütün komsularimiz bize komplo kuruyor”, “Iç ve dis düsmanlara karsi uyanik duralim”, “Devletin bütünlügü tehlikedeyken insan haklari lükstür!”, vs.), öteki ucunda da Hukuk Devleti kavrami bulunur (demokrasi, insan haklari, hukukun üstünlügü, azinliklara saygi, alt-kimliklerin rahatça ifade edilebilmesi, vs.). Sarkaç hangisine dogru giderse, digeri ortadan kalkar.
Zaten ülkemiz Sevr Paranoyasi’ni yasamaya hâlâ bayiliyor. Hâlâ, Insan Haklari Danisma Kurulu toplantilarinda ve dahi üçüncü küme maçlarinda Istiklal Marsi çaliyoruz. Böyle bir Türkiye’de; AKP hükümetinin Amerikan destegi alip yerini saglamlastirmaktan baska hiçbir hesaba dayanmayan savas karari, kimi 1930 Modeli zihniyetlerin “Kürt devleti kurdurmamak için ars yigitler ABD imdadina!” çigliklariyla birlesince, ortalik yine Vatan-Millet-Sakarya’ya bogulacak. Otomatik sonuç: Onca emek vererek ve eziyet çekerek çikartilan AB Uyum Paketleri yani demokrasi güme gidecek. Yine bir tür 12 Eylül karanligi baslayacak. “Asker gitsin”ciler o zaman kina yakacaklar.
Eger sarkaç Güvenlik Devleti kavramina dogru salinirsa, iste bütün bunlar olacak. Olmayacak diyen buyursun söylesin, çekinmesin.
Bu durumda, üç kurum fena halde vurgun yiyecek:
1) Disisleri Bakanligi: O Disisleri ki, “denge” ve “mesruiyet” kavramlarini korumakta titizlikle direndigi için Türkiye hep ayakta kaldi. Ama bu sefer Bakanlik, direnmek bir yana, nedense bir diger ilkesini yani “Amerika’ya karsi çikilmaz”i yegledi. Bundan epey yara alacak.
2) AKP iktidari: Fazlasiyla bahsettik zaten.
3) Türk Silahli Kuvvetleri: En büyük vurgunu o yiyecek. Çünkü, vur-kaç yapan yerel gerillanin (Kürt veya Arap veya baskasi) karsisinda düzenli yabanci kuvvetlerin tutunmasi, hele yabanci ülke topraginda, mümkün degil. Biz kontrgerilla tekniklerini hep Amerikan ders kitaplari ve hocalarindan ögrenmedik mi? Bunlarin hocasi olan Amerika 140.000 askerine ve dünyanin en ileri teknolojisine ve dünyanin en büyük ekonomisine ragmen perisan edilirken, bu gariban ülkenin ordusu 10.000 veya 50.000 askerle mi Irak’i “istikrara kavusturacak”?
Birkaç bin PKK’li gencin denetime alinmasi kendi topraklarimizda bile 15 yil sürdü ve 100 milyar dolara mal oldu; daha da tam bitmedi ve Kürt sorunu hallolmadan da asla bitmeyecek. PKK’yi, Irakli Kürtleri, Saddam artiklarini, Siileri ve böyle bir kan gölünü bulunmaz nimet sayip gelmis nice El Kaideleri, bütün bunlari, yaban ellerde denetime almak acaba nasil olacak? Ha, “Bizim iman gücümüz var!” diyorsaniz, hakk-i âlîniz vardir efendim, söz orda biter. Ama hatirlatmadan geçmeyeyim isterseniz: Karsidakilerin daha fazla “iman gücü” var çünkü ülkelerini koruyorlar. Bizim Kurtulus Savasinda yaptigimiz gibi...
Iste, saatler geçtikçe ortaya çikacak daha kimbilir nelerden ötürü asker Irak’a gönderilmeyecek.
Her hükmün dayandigi bir varsayim vardir. Bendenizin bu hükmü de; Disisleri’nin, AKP hükümetinin ve Türk Silahli Kuvvetlerinin deli olmadigi varsayimina dayaniyor efendim.
Dostları ilə paylaş: |