İngiltere’ye : Irak, Filistin ve Boğazlar bırakılmıştır.
Yunanlılar Paris Barış Konferansının kendilerine verdiği yetkiyle 15 Mayıs 1919 ‘da İzmir’i işgal etmiştir.
VIII. HAFTA
MÜDAFAA-YI HUKUK CEMİYETLERİ
1-Doğu Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti: Doğu Anadolu’nun Ermenilere verilmesini önlemek için kuruldu.
2-Trakya Paşaeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti: Trakya’nın Yunan işgaline uğramasını engellemek için Edirne’de kuruldu.
3-Trabzon Muhafaza-i Hukuk-u Milliye Cemiyeti: Doğu Karadeniz ve çevresinin Rumlara verilmesini ve Rum Pontus Devletinin kurulmasına engel olmak için kuruldu.
4- Kilikyalılar Cemiyeti: Adana ve çevresinin Ermenilere verilmesini önlemek için kurulmuştur.
5-İzmir Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti: İzmir ve çevresinin Yunanlılara verilmesini önlemek için kurulmuştur.
6-Milli Kongre Cemiyeti: İstanbul’da kurulan bu cemiyet Türklere karşı yapılan haksızlıkları basın veyayım yolu ile dünyaya duyurmaya çalışmışlardır.
7-Reddi -i İlhak Cemiyeti: İzmir’in işgalini önlemek için kuruldu.
Müdafaayı Hukuk Cemiyetlerinin Özellikleri
Milliyetçi düşüncenin etkisiyle kurulmuşlardır.
Bölgesel faaliyet göstermişlerdir.
Genellikle basın yayın yoluyla mücadele etmişlerdir.
Birlikten yoksundurlar fakat kılcal damarlar gibi ülkenin her noktasında kurulmuşlardır
Büyüklerine Müdafaayı Hukuk, küçüklerine İstihlas ı vatan denilmiştir. Bazı bölgelerde İslam Şurası olarak örgütlenmiştir.
Genellikle örgütleri destekleyenler İttihat ve Terakki mensuplarıdır
MİLLİ MÜCADELE
A İşgaller Karşısında Osmanlı Devleti’nin Tutumu
Osmanlıya göre işgaller karşısında direnmek imkansızdı.
İtilaf devletlerinin isteklerine boyun eğmek, en doğru hareket olacaktı.
Böylece Osmanlı hanedanı korunacak , saltanat ve hilafetin devamı sağlanacaktı
Mondros ateşkes ant. sırasında Ahmet izzet paşa hükümeti başta bulunuyordu.İşgaller sırasında haksızlıkları önleyemeyeceğini anlayınca istifa etti.Yerine Tevfik paşa hükümeti kuruldu.
Padişah Kanuni esasinin kendine verdiği yetkiye dayanarak Meclis-i Mebusanı dağıttı. Böylece Padişah ve hükümetin kararlarını denetleyecek güç ortadan kalktı.
İşgaller karşısında padişah ve çevresindekilerin kayıtsızlığını kabullenemeyen Tevfik Paşa hükümeti görevinden alındı.
Yerine İngiliz hayranı olan Damat Ferit Paşa hükümeti kuruldu.İngiliz çıkarlarına uygun politika izledi.İzmir’in işgaline bile ses çıkarmadı.
Sonuç olarak Osmanlı görevini yapmadı. Teslimiyetçi politika izledi.
Bu sorumsuzluk Türk milletine mücadeleye karar verme azmi yarattı.
B M. Kemal’in duruma bakışı
Mondros ant. sırasında Suriye cephesinden İstanbul’a gelen (13 Kasım 1918) M. Kemal İtilaf gemilerine bakarak “Geldikleri gibi giderler “ sözünü söyledi.
Padişah ve siyasilerle görüştü.Endişelerini bildirdi.Çözüm yolu gösteren bazı düşüncelerini açıkladı.Fakat sonuç alamadı.
Çeşitli kurtuluş çareleri ortaya atılıyordu.Bunlar ;
A-İngiliz himayesi
B-Amerikan Himayesi
C-Bölgesel kurtuluştu.
Bu çareleri yerinde bulmadı. Sağlam ve gerçek bir karar vermek gerekiyordu.O da Millet egemenliğine dayanan kayıtsız şartsız bağımsız yeni Türk Devleti kurmaktı.
M. KEMAL ATATÜRK’ÜN HAYATI
1881 de Selanik te doğdu.
Babası Ali Rıza Efendi, annesi Zübeyde Hanımdır.
Babası gümrük memuruyken kereste ticaretine girdi; annesi ev hanımıydı.
Ayaklanmaların olayların yoğun olduğu bir yerde büyüdü
Eşi latife hanımdır evliliği ile Türk toplumuna örnek olmak istemiştir
Okuduğu Okullar
Fatma Hatun Mahalle Mektebi
Şemsi Efendi Mektebi
Selanik Mülkiye Rüştiyesi (Sivil Ortaokul)
Selanik Askeri Rüştiyesi
Manastır Askeri İdadisi
Harp Okulu
Harp Akademisi 1905’te Kurmay Yüzbaşı olarak mezun oldu.
ATATÜRK’ÜN KİŞİLİĞİ VE ÖZELLİKLERİ
1-Vatanseverliği
“Vatanın her karış toprağı kanlarımızla sulanmadıkça,hiçbir düşman ayağını bastırmayacağız” diyen Atatürk vatan savunmasını her şeyin üstünde tutmuştur. Kurtuluş savaşını kazandıran vatan sevgisi ve milletine olan güveni olmuştur.
“Yurt toprağı sana her şey feda olsun .Kutlu olan sensin.Hepimiz senin için fedaiyiz.Fakat sen Türk milletini sonsuza kadar yaşatmak için feyizli kalacaksın” Vatan toprağının kutsallığını açıklamıştır.
2- Millet Sevgisi
“Hiçbir sevgi bunun üzerinde olamaz.Hiçbir sevgi uğruna millet sevgisi feda edilemez” Türk olmaktan gurur duyardı.
Millet sevgisi tutku derecesinde idi.Kendi büyüklüğü ile değil milletinin büyüklüğü ile övünürdü.
3-İdealistliği
En büyük ideali Türk ulusunu en medeni ve refah seviyesi yüksek bir millet olarak varlığını sürdürmektir.
“Memleket mutlaka çağdaş ,uygar, yepyeni olacaktır.Bizim için bu hayat davasıdır.” Sözleri ile hedefi göstermiştir.
4- Gerçeği arama gücü
Bilimin ve aklın rehberliğine inanmıştır.
Olayların nedenlerini araştırır.,düşünür ve mantık süzgecinden geçirirdi.
Sorunlar karşısında önlem alırdı.
6-İleri Görüşlülüğü
İleri örüşlülük M. Kemal’in Büyük bir devlet adamı olma yönünü gösterir.Tarih bilimine çok değer verir, çok okur ve gerekli dersleri çıkarır.Böylece geleceğe güvenle bakar ve isabetli kararlar verir.
Yolunda yürüyen yolcunun ufku görmesi kafi değildir.Muhakkak ufkun ötesini de görmesi lazımdır.
1933 yılında Almanya ve İtalya’nın takip ettikleri siyasete bakarak 2. Dünya savaşının çıkacağını söylemiş ve önlemler almıştır.
8-Mantıklılığı
“Akıl ve mantığın halledemeyeceği sorun yoktur” bu iki kavrama büyük önem vermiştir.
9-İdareciliği
Bir işi zamansız yapmak,o işi bozmak, başarısızlığa uğratmak olur.Her şey sırasında ve zamanında yapılmalıdır.
Büyük kararlar vermek kafî değildir.Bu kararları almak ve kesinlikle tatbik etmek lazımdır.
M. Kemal’in idareciliğinde bazı temel ilkeler vardır. Bunlar;
Gerçekçilik
Akılcılık
Dürüstlük ve
Ülke çıkarlarını ön plana çıkarmaktır.
IX. HAFTA
İZMİRİN İŞGALİ ve Milli Mücadelenin Başlaması
Yunanistan İtilaf devletlerinin de desteğiyle 15 Mayıs 1919’da İzmir’i işgal etti
İzmir gençliği işgale karşı direndi Hasan Tahsin ve arkadaşları ilk kurşunu attılar
İzmir’in işgali sürecinde Yunanistan 4 günde 5000 Türk’ü öldürdü
İzmir’in işgali Türk milletini uyandırdı işgale karşı başta İstanbul olmak üzere büyük katılımlı mitingler düzenlendi. Üsküdar ve Kadıköy mitinglerine yüzbinler katıldı.
Batı Anadolu Kuvayı Milliyesi doğdu. Yunanistan’a karşı aktif direniş başladı
M. KEMAL’İN SAMSUNA ÇIKIŞI
Mondros ateşkes antlaşmasından sonra Suriye cephesinden İstanbul’a çağrılıp harbiye nezareti emrine girdi.
M. Kemal pek çok askeri ve sivil devlet adamı ile memleketin durumunu görüşmüştür.
Ülkenin kurtuluşunun ancak Anadolu’da örgütlenme ile olabileceğine inanmıştır.
M. Kemal 15 Mayıs 1919’da İzmir’in Yunanlılar tarafından işgal edilmesinden sonra 16 Mayıs 1919’da Bandırma vapuruyla Samsun’a doğru yola çıkmış ve 19 Mayıs 1919’da Samsun’a gelmiştir.M. Kemal Samsun’a gelirken 9.Ordu Müfettişliği sıfatıyla resmi görevli olarak, Samsun ve çevresindeki Rumlarla Türkler arasındaki çatışmalara son vermek amacıyla Samsun’a gelmiştir.
BATI ANADOLU KUVAYI MİLLİYESİ VE ÖZELLİKLERİ
Kuruluşlarındaki duygu bağımsızlık ve Türklük duygusudur.
Kuvay -i Milliye birlikleri ordu artıkları (Bakiyetüs Suyuf) , eşkiyalar (efeler), gönüllüler, teşkilat ı mahsusa üyeleri ( Osmanlı gizli servisi), Yörük aşiretleri tarafından oluşturulmuştur.
Ulusal bilinci uyandırmışlardır.
Yaptıkları çete savaşları ile düzenli ordu kuruluncaya kadar düşmanı oyalamayı başarmışlardır.
TBMM ye karşı çıkan ayaklanmaları bastırmada büyük yararlılıklar gösterdiler.
Batı Anadolu Kuvayı Milliyesi
Nazilli Aydın Denizli Demirci Mehmet Efe
Kütahya Salihli Çerkez Ethem
Balıkesir Albay Kazım Özalp
Ayvalık Yarbay Ali Çetinkaya
İlk Kuvayı milliye birlikleri Ödemiş ve Tire’de oluşturulmuştur
Kuvayı milliye birliklerinin direnişi sonucunda Yunanistan durmak zorunda kalmıştır. Araya General Milne girp düzenleme yapmak istediğinden anlaşma olmamasına karşın bu hatta bir süre Milne Hattı denilmiştir
Amiral Bristol Raporu ( 12 Ekim 1919)
İzmir’in işgali sonrası öldürmeler dünya kamuoyunun dikkatini çekti
Bu konunun araştırılması için bir heyet oluşturuldu. İngiliz, Fransız, İtalyan temsilcilerin başına ABD’li Amiral Bristol getirildi. ABD o zaman tarafsız bir devlet sayılıyordu
Hazırlanan rapor şöyledir
1 Ateşkes Antlaşmasından sonra İzmir ve çevresinde Hıristiyan halkın hayatının tehlikede olduğuna dair bilgiler yanlıştır. Bu bilgileri veren kişiler ve hükümetler sorumludur
2 İşgalden sonra Batı Anadolu’da yapılan öldürmelerin sorumluluğu Yunanistan’ındır.
3 Yunan askerleri bölgeyi derhal terk etmeli ve yerlerine İtilaf Kuvvetleri gönderilmelidir.
4 İzmir ve çevresinin ulusal prensiplere göre Yunanistan’a katılması söz konusu olamaz. Çünkü bu yerlerde Türk çoğunluk bulunmaktadır
Milli Mücadelenin Yöntemi
Milli Mücadelenin yöntemi
Mondros ateşkes antlaşması ve bu antlaşmanın uygulanmasından rahatsız olanlar başta ordu ve ordunun komutanı Mustafa Kemal Paşa, yeni bir kurtuluş yolu üzerinde odaklandılar.
Mustafa Kemal Paşa’ya göre o umutsuzluk günlerinde genel geçer şu görüşler vardı
1 Himaye düşüncesi: Bu görüşü savunanlar iki büyük devlete sığınmayı istemektedir. Birinciler İngiltere Himayesini, ikinciler ABD himayesini
2 Ayrılıkçılık ve bölgesel kurtuluş yolları görüşünde olanlar: Bunların en önemlisi Kürt ayrılıkçılık düşüncesidir. Trabzon’da yerel bir otonomi görüşü de bunlar arasındadır.
3 Din devleti teorisini savunanlar: İslam Teali örgütü çatısında bir şeriat devleti savunulmuştur.
4 Komünist devlet düşüncesinde olanlar: Rus Devriminin de etkisiyle Türkiye’yi Sovyetler Birliği tipinde bir rejime sokmak için gizli Türkiye komünist Partisi çalışmalarda bulunmuştur.
Milli Mücadelenin Yöntemi
Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarına göre bütün bu görüşler anlamsızdı.
Onlara göre gerçek düşünce kayıtsız şartsız bağımsız Türk Devleti formülüdür.
Bu görüşü savunanlara göre Türkler bağımsız olmalıdırlar.
Sloganı Ya istiklal ya ölümdür.
Bu görüşün gerçekleşebilmesi için milletin kabulü gereklidir
O yüzden milletle beraber bu sorun çözülmelidir. Konu millete götürülmelidir
Kayıtsız şartsız bağımsız TÜRKİYE düşüncesinin hayata geçirilmesi
A Genelgeler
1-Havza Genelgesi (29 Mayıs 1919)
M. Kemal Havza’ya gelince askeri ve sivil mülki amirlere gönderdiği bildirilerle,
İşgallerin protesto edilmesini,
Mitingler düzenlenmesini ,
Ülkemizin içinde bulunduğu durumun millete anlatılmasını ,
İstanbul hükümetine protesto telgraflarının çekilmesini istemiştir
2-Amasya Genelgesi (22Haziran 1919)
M. Kemal Paşa, Rauf Orbay, Refet Bele, Ali Fuat Cebesoy tarafından imzalanmıştır.
Alınan kararlar
Vatanın ve milletin bağımsızlığının tehlikede olduğu belirtilmiştir. (Gerekçe ve Amaç)
Milletin geleceğini ,milletin azim ve kararı kurtaracaktır denildi. (Yöntem)
Osmanlı hükümetinin görevini yapmadığı ve bu durumun milletimizi yok saydığı belirtilmiştir. (İstanbul hükümetinin görevini yerine getiremediği)
Milletimizin sesini dünyaya duyuracak her türlü etki ve denetimden uzak milli bir kurulun kurulması gerektiği belirtilmiştir.
Bu nedenle seçimlerin yapıldığı yerlerde seçilen kişiler, seçimlerin yapılamadığı yerlerde ise halkın güvenini kazanmış 3 delege Sivas’a gelerek toplanılması gerektiği belirtilmiştir.
Doğu illeri adına Erzurum’da bir kongre toplanacak
Amasya Genelgesinin Önemi
İlk defa kurtuluş savaşının gerekçesi , yöntemi ve amacı belirtilmiştir.(1ve 2 Maddeler)
İlk defa millet egemenliğine dayanan yönetimden bahsedilmiştir.
İlk defa milli bir kurulun oluşturulmasından bahsedilmiştir.
İlk defa İstanbul hükümetinin görevini yerine getiremediğinden bahsedilmiştir. (3 Madde)
İlk defa Erzurum ve Sivas Kongrelerinin toplanmasına karar verilmiştir.
Bir isyan bildirisidir
X.HAFTA
B KONGRELER
1 Erzurum Kongresi (23 Temmuz 1919)
Kayıtsız şartsız bağımsız Türkiye düşüncesinin milletleştirildiği ilk yerdir. Mustafa Kemal Paşa ilk kez sivil olmuştur
Doğu Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin girişimleriyle bölgedeki Ermeni tehlikesine karşı toplanmıştır.
Milli sınırlar içinde vatan bir bütündür asla parçalamaz olduğu belirtildi.(Misak -ı Milli’de aynen yer aldı.)
İlk defa hükümet kurulmasından bahsedilmiş ve ilk defa 9 kişilik Temsil Heyeti seçilmiştir.
İlk defa manda ve himaye reddedilmiştir.
Milli Meclisin derhal toplanması ve hükümetin meclisin denetimine girmesi kararlaştırıldı.( Mebusan Meclisi)
Kuva -yi Milliyeyi etken ve milli iradeyi hakim kılmak esastır.
2 Diğer Bölgesel Kongreler ve özellikleri
a Trakya Kongreleri
Edirne Kongreleri Lüleburgaz Kongresi
b Batı Anadolu Kongreleri
Balıkesir Kongreleri
Alaşehir Kongresi
Nazilli Kongreleri
Afyonkarahisar Kongresi
Bu kongreler bölgesel olarak bağımsızlıkçı düşüncelerle yapılmıştır
Bu kongrelerde Padişah ve İstanbul hükümetine karşı bir tutum alınmamıştır.
3 Sivas Kongresi ( 4-11 Eylül 1919)
Genel bir kongredir
Engelleme çalışmaları olmuştur. İtilaf devletleri ve İstanbul hükümeti tarafından
İlk kez içeriden muhalefet başlamıştır. Amerikan mandacıları meselesi
Mustafa Kemal paşa oy çokluğuyla genel başkan seçilmiştir
Sivas Kongresi’nin Önemi
Ülke genelindeki milli cemiyetler “ Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” adıyla birleştirildi.(ulusal güçler tek elde toplandı.) Böylece milli kurul oluşturulmuş oldu (Meclis gibi hareket edecektir)
İrade-i Milliye adıyla bir gazete çıkarıldı.
Temsil heyeti 15 kişiye çıkarılmıştır. Temsil Heyeti ulusallaştı. ( Hükümet Gibi hareket edecektir)
Her yönüyle ulusal bir kongredir.
Ali Fuat Cebesoy Batı Anadolu Kuva-i Milliye Komutanlığına atanmıştır.(Temsil heyeti ilk kez yürütme yetkisini kullanmıştır.) Ordulaşmanın ilk aşaması
NOT :Damat Ferit paşa hükümeti istifa ederek yerine Ali Rıza Paşa hükümeti kurulmuştur
Amasya Görüşmeleri ve Önemi (20-22Ekim 1919)
Osmanlı Hükümetinden Bahriye Nazırı Salih Paşa ile M. Kemal arasında görüşmeler olmuştur.
Anadolu ile ilişkilerin devam etmesi amacıyla yapıldı.
Meclisin derhal açılması İstanbul dışında güvenli bir bölgede toplanması
Dışarıya gönderilecek heyette ARMHC delegesinin olması
Görüşmelerde alınan kararlardan sadece Osmanlı Mebusan Meclisi’nin açılmasıyla ilgili madde Osmanlı hükümeti tarafından kabul edilmiştir.
Önemi :
İstanbul Hükümeti , Temsil Heyetiyle görüşmek üzere bir temsilcisini Amasya’ya göndermekle Temsil Heyetini hukuki olarak (Resmen ) tanımıştır.
Meclis –i Mebusan’ın Açılması ve Misak-ı Milli’nin İlanı (28 Ocak 1920)
Amasya Görüşmeleri’nde alınan kararla yurdun her tarafında seçimler yapılarak Mebuslar Meclisinin açılmasına zemin hazırlanmıştır.M. Kemal Erzurum milletvekili seçildi.
Meclisin İstanbul’da açılmasına karar verilince M. Kemal İstanbul’a gitmemiştir.(Güvenlik nedeniyle)
Fakat onun düşüncelerini temsil eden Felah-ı vatan adıyla bir grup kurulmuştur.Bu grup hazırladığı Misak-ı Milli’yi son Osmanlı Mebusan Meclisine kabul ettirmiştir. (28 Ocak 1920
Misak-ı Millide Alınan Kararlar:
Mondros Ateşkes Antlaşması imzalandığında Türk askerlerinin elinde bulunan topraklar bir bütündür, parçalanamaz
Arap topraklarının, Batı Trakya’nın ve Kars,Ardahan ve Batum’un geleceği halk oylamasıyla belirlenecek.
Osmanlı’nın merkezi ve Marmara Denizi’nin güvenliği sağlanırsa boğazlar dünya ticaretine açılacak.
İçimizdeki azınlıklara komşu ülkelerdeki Müslüman halka tanınan haklardan fazlası tanınamaz.
Tam bağımsızlığımızı ve ekonomik gelişmemizi engelleyen sınırlamalar ve kapitülasyonlar kesinlikle kabul edilemez.
MİSAK-I MİLLİNİN ÖNEMİ
Misak-ı Milli ile Türk vatanının sınırları çizilmiştir.
Misak-ı Milli’nin ilanı İstanbul’un işgaline neden olmuştur.
İstanbul 16 Mart 1920’de itilaf devletleri tarafından resmen işgal edilmiştir.
Mebusan Meclisi dağıtılmıştır. Bazı milletvekilleri Malta adasına sürgüne gönderilmiştir.Bazıları Ankara’ya kaçmıştır.
İstanbul’un işgali TBMM’nin Ankara’da açılmasına zemin hazırlanmıştır
XI. HAFTA
T.B.M.M’NİN AÇILMASI (23 NİSAN 1920)
M. Kemal 19 Mart 1920’de bir genelge yayınlayarak Ankara’da olağanüstü yetkilere sahip bir meclisin açılması gerektiğini
Bunun için hemen seçimlerin yapılmasını, her sancaktan 5 kişinin seçilmesini ve bu seçilenlerin 15 gün içinde Ankara’ya gelmelerini istedi.
Ayrıca İtilaf Devletleri tarafından dağıtılan Osmanlı Mebuslar Meclisi üyelerini de kaçabilirlerse gelmelerini istedi.
Nihayet bütün hazırlıklar tamamlandıktan sonra 23 Nisan 1920’de T.B.M.M açıldı.
İlk T.B.M.M’ nin Özellikleri
Güçler birliği ilkesi benimsenmiştir. (yasama ,yürütme ,yargı güçlerinin mecliste toplanması) Amaç :Böylece çabuk ve uygulanabilir kararların alınması sağlanmıştır.
Nedeni :Ülkemiz işgal altında olmasıdır
Egemenliğin kayıtsız şartsız milletin olduğu ve meclisin üstünde bir gücün olmadığı belirtilmiştir.
Meclisin başkanı aynı zamanda hükümetinde başkanıdır.
Padişah ve halifenin yeri meclisin alacağı kararla belli olacaktır. (Halkın tepkisini çekmek istememiştir.)
İlk T.B.M.M’ ne Karşı Çıkan Ayaklanmalar
Ayaklanmaların çıkmasında;
Bazı çıkar sahiplerinin halkı kışkırtması,
Azınlıkların devlet kurmak istemesi,
İstanbul hükümetinin M. Kemal aleyhinde bildiriyi Anadolu’da halka dağıtması,
Düzenli ordu kurulması sırasında bazı Kuva-yi Milliyecilerin orduya katılmak istememesi,
Halkın yeni savaş vergisi vermek ve askere gitmek istememesi
Asker kaçakları sorunu
Dini duyguların etkisi Halife Padişaha bağlılık
İtilaf devletlerinin kışkırtma ve teşvikleri
Etkili olmuştur.
İstanbul Hükümeti ve İngilizler Tarafından Desteklenen Ayaklanmalar
Aznavur ,
Kuva-yi İnzibatiye,
Bolu-Düzce-Hendek ve Adapazarı
Yozgat (Çapanoğlu)
Konya ,
Afyon ,
Milli Aşireti ayaklanmaları
Azınlıkları Çıkardığı Ayaklanmalar:
Rum Pontus
Ermeni ayaklanmaları
Kuva-yi Milliye Taraftarlarının Çıkardığı Ayaklanmalar
Demirci Mehmet Efe
Çerkez Ethem ayaklanmaları
Ayaklanmaların sonuçları
Ulusal mücadelenin sonucuna ulaşılması gecikti.
Düzenli ordunun kurulması gecikti.
Yurtta maddi ve manevi kayıplara neden oldu
Kardeş katline neden oldu.
T.B.M.M’ nin Ayaklanmalara Karşı Aldığı Tedbirler
29 Nisan 1920’de Hıyanet-i Vataniye Kanunu çıkarıldı.
11 Eylül 1920’de İstiklal Mahkemeleri kurularak isyancılar sert bir şekilde cezalandırıldı.
İstanbul hükümetinin olumsuz propagandalarına karşı halkı doğru bilgilendirmek için Anadolu Ajansı kuruldu.
Damat Ferit hükümetinin Anadolu hareketi aleyhine yaptırdığı fetvalara karşı Ankara müftüsü Rıfat Börekçi fetva yayınlayarak Anadolu’daki mücadelenin haklılığı tüm yurda ilan edilmiştir.
Düzenli ordunun kurulması ile Kuvay-i milliye birlikleri kaldırıldı.
Yunan Genel Taarruzu ve Sevr Antlaşması ( 10 Ağustos 1920)
Yunanistan 1. Dünya Savaşını sona erdirecek antlaşmaya Türklerin hazırlanması için Haziran 1920 de saldırıya geçti
Türk ordusu henüz kurulmadığından hiçbir direnme olmadan Yunanistan işgal sahasını genişletti. Bursa düştü.
Bu durum Türklerin herhangi bir gücü olmadığı şeklinde kabul edildi.
İtilaf devletleri daha önce aralarında yaptıkları antlaşmayı imzalatmak üzere Osmanlı Devletini Paris’in Sevr semtindeki toplantıya imzaya davet ettiler
Sevr Antlaşması
İstanbul Osmanlıya verilecek ancak şartlara uyulmazsa işgal edilecek.
Boğazlar savaş ve barışta açık olacak ve Boğazlar Komisyonu tarafından yönetilecek.
Doğu Anadolu’da bir Ermeni Devleti , Suriye ile Irak arasında bir Kürt Devleti kurulacak.
Trakya ve Batı Anadolu YUNANİSTAN’A ,
Irak ve Arabistan İNGİLTEREYE,
Konya, Antalya ve Muğla tarafları (GB. Anadolu) İTALYA’YA ,
Adana-Malatya-Sivas ve Suriye arası (Güney illeri) FRANSA’YA verilecek.
Azınlıklara sınırsız haklar verilecek.
Kapitülasyonların her türlüsü devam edilecek ve bütün ülkeler faydalanacak.
Anlaşmanın Önemi;
Bu antlaşma ile Osmanlı Devleti yok sayılmıştır.
İtilaf Devletleri Osmanlı Devletini aralarında paylaşmışlardır.
İtilaf Devletleri Son Osmanlı Mebuslar Meclisini dağıttıkları için bu antlaşma meclis tarafından onaylanmadığından hiçbir hukuki geçerliliği yoktur. Ölü doğmuş bir anlaşmadır.
Türk halkının ulusal mücadele azmini artırmıştır.TBMM aldığı kararla anlaşmayı imzalayan,onaylayan ve kabul eden herkesi vatan haini ilan etmiştir.
Osmanlıcılık,Ümmetçilik ideolojileri resmen iflas etmiştir.
XII. HAFTA
İç Güvenliğin Sağlanması
Türkiye 1920’den itibaren hem dışarıdan hem de içeriden kuşatılıp milli hareket yok edilmeye çalışılınca karşı tedbirler almak durumunda kalmıştır. Özellikle dış düşmanların ülke dışına gönderilmelerini sağlanması için ülkede hakimiyetin sağlanıp asker ve vergi toplanması gerekiyordu.
Bunun gerçekleşebilmesi için ise Anadolu Hükümetinin halk gözünde meşru ve yasal Hükümet haline getirilmesi gerekiyordu. Yani Türk Milletinin ulusal organa itaat etmesini sağlamak gerekiyordu.
Bunun için gönüllü çalışmalar yapıldığı gibi korkutma ve itaat ettirme çalışmaları da yapmak gerekiyordu.
İç Güvenliğin Sağlanması
Anadolu’nun kurtuluşu için Türk ordusunun kurulması meselesinin mutlaka çözülmesi gerekiyordu. Bu sorun çözülürse Anadolu’daki isyanların askeri gücü de ortadan kalkacağından iç güvenlik sorunu halledilmiş olacaktı.
İlk önceleri bu asker kaçakları konusunda normal zamanların yöntemleri denendi. Yani asker kaçağının peşine adam takıldı. Yakalanınca da Mahkeme önüne getirildi. Yargılandı. Fakat bu çok uzun bir süreci almaktaydı. Yakalama, yargılama, temyiz, yeniden yargılama yargılama sonucunda asker kaçağına ceza olarak hapis cezasının verilmesi sorunu çözmüyordu.
İstiklal Mahkemeleri
İşte bütün bu sorunlara çare olmak üzere olağanüstü yetkilere sahip İstiklal Mahkemeleri (FİRARİLER HAKKINDA KANUN) 11 Eylül 1920 tarihinde kuruldu.
Bu mahkemelerde hakimlik görevini Meclisten seçilmiş Milletvekilleri oluşturmuştur (3 Üyelidirler. İçlerinden bir reis seçilirdi). Sonradan üye sayısı 5’e çıkarılmıştır Biri yedek hakim üye, bir diğeri savcı üye olarak.
Kararları kesin olup temyizi yoktu. Kararları bütün organlar yerine getirmek durumundaydı.
İstiklal Mahkemeleri
Asker alım merkezlerinin yakınında olmak üzere Ankara, Eskişehir, Konya, Diyarbakır, Isparta, Sivas, Kastamonu, Pozantı’da (Adana) 8 İstiklal Mahkemesi kurulmuştur
Bu mahkemeler gezici (seyyar) mahkemelerdir. Hakimler suçluların yanına giderlerdi. Herhangi bir özel binaları yoktu. Neresi uygunsa orada yargılama yapılırdı. Örneğin bir köy meydanı mahkeme merkezi olabilirdi.
Bu mahkemeler aynı zamanda açık (Aleni) mahkemelerdi. Halk önünde yapılırdı. İsteyenler mahkemeyi gözleyip dinleyebilirlerdi.
Burada şu iyice anlaşılmalıdır ki bu mahkemeler hiçbir şekilde ağır ceza vermek adam yok etmek mantığıyla kurulmamıştır. Bu mahkemelerin bir tek hedefi vardır o da TBMM’nin otoritesinin kabul edilmesine yardımcı olmaktır
İstiklal Mahkemelerinin ilgilendikleri suçlar
1 Asker Kaçakları
2 Vatana ihanet ve ayaklanma
3 Casusluk
4 Soygunculuk
5 Bozgunculuk, aleyhte propaganda
6 Görevi kötüye kullanma
İstiklal Mahkemelerinin ilgilendikleri suçlar
7 Cinayet
8 Halka eziyet ve baskı
9 Asker ailesine saldırı
10 Tekalif i Milliye Emirleri’ne uymamak
11 Düşman işgalinden yararlanıp kanun dışı hareketlerde bulunma
12 Düşmana yardım ve işbirliği
13 Düşman ordusuna katılmak
İstiklal Mahkemelerinin verdikleri cezalar
İdam: Genel olarak tercih edilmeyen bir cezadır. Tüm yargılama sahasında bu suçlara yönelik 1054 idam cezası uygulanmıştır.
Müeccelen İdam : Ertelenmiş idam cezası. Aslında bu cezaya korkutma idamı denir. Amacı korkutup askere göndermektir.
Ağır Hapis
Tazmin ettirme
Görevden Uzaklaştırma
Halk Önünde Teşhir
Sürgün ve savaş sonuna değin gözaltına alma
Dayak ( Falaka) En çok kullanılan cezadır. Değişik sayılarda ayak altına değnek vurularak uygulanmıştır
XIII. HAFTA
MİLLİ MÜCADELEDE CEPHELER
1-Doğu Cephesi
Doğu cephesinde Ermenilerle savaşılmıştır.
Ermeniler Sevr antlaşmasına dayanarak Doğu Anadolu’da bir Ermeni Devleti kurmak istiyorlardı ve Türklere saldırıyorlardı .
T.B.M.M 15.Kolordu komutanı Kazım Karabekir Paşa’yı Doğu cephesi komutanlığına atadı.
Yapılan savaşlarla Doğu Anadolu Ermenilerden kurtuldu.
Ermenilerle Gümrü Antlaşması (3Aralık 1920) imzalandı.
GümrüAntlaşması’nın Önemi(3 Aralık1920)
T.B.M.M ’ nin uluslar arası alanda kazandığı ilk siyasi ve askeri başarıdır.
İlk kez Gümrü antlaşmasıyla belirlenen doğu sınırımız , Moskova ve Kars antlaşmalarıyla son şeklini almıştır.
Ermeniler barış imzalamakla ilk kez Sevr antlaşmasının geçersizliği onaylamış oldular.
Mondros antlaşmasından sonra Adana,Maraş, Antep ve Urfa İlk defa İngilizler tarafından işgal edildi.
Çukurova’nın verimli toprakları buranın ilgi alanı olmasına neden oldu.İngilizler işgallerin geçici olduğunu söylemesine rağmen direniş cemiyetleri kuruldu.
İngilizler Fransızlarla yaptıkları anlaşma ile buraları Fransızlara bıraktı.
Fransızlar hem kendileri yerleşiyor hem de Ermenileri teşkilatlandırıyordu.
2 Güney Cephesi
Halk üstün bir cesaret ile savaşmaya başladı. Sivas kongresinde bu bölgede kuva-i milliye kurulmasına karar verildi.Halk bütün gücüyle kuva-i milliyenin yanında yer aldı.
Güney Cephesi’nde düşmana karşı Kuva-yi Milliye birlikleriyle karşı konulmuştur. Düzenli ordu savaşmamıştır.
Şehir savaşları şeklindedir. Antep savunması, Urfa Savunması, Maraş Savunması, Adana Savunması, Diyarbakır Savunması, Kilis Savunması gibi direnişler tarihe geçmiştir
Özellikle Antep Savunması Fransızların bu bölgeyle ilgili planlarını alt üst etmiştir.
2 Güney Cephesi
Güney Cephesi’ndeki savaşlar Sakarya Savaşı’ndan sonra Fransa ile imzalanan Ankara Antlaşması (20 Ekim 1921) ile sona erdi.
Böylece Hatay hariç Suriye sınırı belirlenmiştir.
Pontos İsyanı ve Merkez Ordusu
Rum Pontos örgütünün çıkardığı isyan nedeniyle kurulmuştur.
Merkez Ordusu bölgedeki isyanı bastırmakla görevlendirilmiştir.
Merkez ordusuna karşın Pontos İsyanı Milli Mücadelenin sonuna kadar devam etmiştir.
Komutanı Nurettin Paşadır.
Güneybatıda yer alan İtalyanlara karşı direniş olmamıştır. Nedeni; İtalyanların Ege bölgesini Yunanlılara kaptırmalarıdır. Aramızda çatışma olmadan sorun çözüme kavuşturulmuştur.
3-BATI CEPHESİ
1 Kuvayı Milliye Dönemi
Oyalama taktiği izlenmiştir
Gayrı nizami harp yöntemi kullanılmıştır
Birlikler sayıca çok az ve donanımı zayıftır.
Birlikler arası irtibat hemen hemen yoktur.
Hukuk kuralları pek geçerli değildir
2 Düzenli Ordunun Kurulması
M. Kemal’in önerileri doğrultusunda T.B.M.M Hükümeti düzenli ordu kurma kararına vardı.
Kuva-yi Milliye birliklerinin tek çatı altında toplanması kararlaştırılmıştır.
Çerkez Ethem ve Demirci Mehmet Efe etkilerinin azalmasından çekindikleri için düzenli orduya katılmayarak isyan ettiler.
8 Ekim 1920’de ülkenin her tarafından gelen Kuva-yi Milliye birliklerinin katılımıyla düzenli ordu kurulmuştur.
Batı cephesi komutanlığına İsmet Paşa (İnönü) getirildi.
3 I. İnönü Savaşı ve Sonuçları ( 06-10 Ocak 1921)
Düzenli ordunun Batı Cephesi’nde Yunanlılara karşı kazandığı ilk zaferdir.
İsmet Paşa Albaylıktan Generalliğe terfi etti.
Çerkez Ethem isyanı bu zaferden sonra bastırıldı.
20 Ocak 1921’de ilk anayasa( Teşkilat-ı Esasiye) ilan edildi.
12 Mart 1921’de İstiklal Marşımız kabul edildi.
Londra Konferansı yapıldı.(21 Şubat 1921)
Sovyet Rusya ile Moskova Antlaşması imzalandı.(16 Mart 1921)
a-)Londra Konferansı’nın Önemi (21 Şubat-12 Mart 1921)
İtilaf Devletleri Sevr Antlaşmasını yumuşatarak T.B.M.M kabul ettirmek için konferansı toplamışlardır.
İstanbul hükümeti adına Tevfik Paşa, T.B.M.M adına Bekir Sami Bey konferansa katılmıştır.
İtilaf devletleri her iki hükümeti de çağırıp aralarında ikilik (anlaşmazlık) çıkarıp amaçlarına ulaşmak istemişlerdir.
İtilaf Devletleri T.B.M.M’ni konferansa çağırmakla , T.B.M.M ’nin varlığını ilk kez hukuki olarak tanımıştır.
b-)Moskova Antlaşması’nın Önemi ( 16 Mart 1921)
Rusya,Misak-ı Milliyi ve Türk Devletinitanıyan ilk Avrupa ülkesi olmuştur.
Kars, Ardahan Türkiye’de kaldı.Batum ise Gürcistan’a verilmiştir.
Batum ’un elimizden çıkmasıyla Misak-ı Milli’den ilk taviz verilmiştir.
2 II. İnönü Savaşı ve Önemi (23 Mart-1 Nisan 1921)
Batı Cephesi’nde Yunanlılara karşı kazanılan ikinci zaferdir.
İtalya, bu zaferden sonra Antalya ve Muğla’dan çekilmeye başladılar.
Fransızlar, anlaşmak için Ankara’ya temsilci gönderdiler.
İçeride TBMM otoritesi iyice pekişti.
Kütahya Eskişehir savaşının başlaması nedeniyle herhangi bir dış sonuç oluşturamamıştır
3 Kütahya-Eskişehir Savaşları ve Sonuçları ( 10-24 Temmuz 1921)
Ordumuz İtilaf Devletleri’nden yardım alan Yunanlılar karşısında başarısız olarak Sakarya Irmağı’nın doğusuna kadar gerilemiştir.
Böylece 1683 II.Viyana kuşatmasından itibaren devam eden geri çekilme Sakarya Irmağı’nın doğusuna kadar devam etmiştir.
Bu yenilgiden sonra 5 Ağustos 1921’de M. Kemal’e başkomutanlık verildi.
M. Kemal ilk olarak Tekalif-i Milliye Emirlerini 8 Ağustos 1921’de ilan ederek Sakarya Savaşı için halktan yardım toplamıştır.
Yenilgi sayılabilecek tek savaşımızdır.
4 Sakarya Meydan Savaşı ve Sonuçları (23 Ağustos-13 Eylül 1921)
Son bir gayretle Türk ordusu tüm imkanlar kullanılarak hazırlandı
Askerin güdülenmesi için başkomutan ve subay kadrosu büyük fedakarlıklar yaptılar. Dünya tarihinde en çok subay ölen savaşlardandır.
Zaman zaman hatlar delinmiştir. Bu zamanlar için yeni bir kavram olarak “ Hattı müdafaa yoktur sathı müdafaa vardır. O satıh tüm vatandır” ortaya atılmıştır
22 günün sonunda Yunanistan taarruz kabiliyetini yitirmiştir
1683 Viyana bozgunundan itibaren devam eden geri çekilme sona erdi. Karşı taarruza geçildi.
T.B.M.M büyük bir zafer kazandı.Yunan ordusunun taarruz gücü kırıldı.
Yunanlılar savunmaya geçti.
T.B.M.M M. Kemal ’e Mareşallik ve Gazilik unvanı verdi. (19 Eylül 1921)
Kafkas Cumhuriyetleri ile Kars Antlaşması imzalandı.
(13 Ekim 1921)
Fransızlarla Ankara Antlaşması imzalandı.(20 Ekim 1921)
İtilaf Devletleri barış teklifinde bulundular.
a-)Kars Antlaşması’nın Önemi ( 13 Ekim 1921)
Ermenistan, Azerbaycan ve Gürcistan ile yapılmıştır.
Kars Antlaşması ile doğu sınırlarımız kesinlik kazanmıştır.
b-) Ankara Antlaşması’nın Önemi (20 Ekim 1921)
Hatay dışında Suriye sınırı çizildi.
Fransa, Yeni Türk Devleti’ni resmen tanıdı.
Fransızlar, Misak-ı Milliyi tanıyan ilk İtilaf Devleti oldular.
5 Büyük Taarruz (26Ağus-18 Eylül 1922)
Türk Ordusu bir yıl hazırlandı. Buna karşın taarruz için yeterli asker ve cephane sağlanamadı
Siyasi şartlar elvermediğinden şok bir saldırı kararı alındı.
Başarı için saldırı şok ve taktik olacaktı. Taktik olarak da düşman sayısının önemini ortada kaldırmak için ordular tek noktada birleştirildi
26 Ağustos 1922 günü başlayan savaş 30 Ağustos 1922’de büyük ölçüde kazanıldı. Düşmanın direnci kırıldı.
Milli mücadelenin silahlı mücadelesi başarıya ulaştı.
Yunan işgali sona erdi. Yunanlılar Ege Denizi’ne döküldü.
Afyon,Uşak,Kütahya, Manisa, Balıkesir,Aydın,İzmir ve Bursa Yunan işgalinden kurtuldu.
Malazgirt Savaşı Anadolu’nun kapılarını Türklere açmış, Miryakefalon Türk yurdu olduğunu belgelemiş, Başkomutanlık Meydan Muharebesi ise Anadolu’nun sonsuza kadar Türk yurdu olarak kalacağını ispatlamıştır
Büyük Taarruzun sonuçları
A Mudanya Ateşkes Antlaşması
Toplantıya İngiltere,Fransa ve İtalya katılmış, Yunanlılar bir gemide sonucu beklediler. Türkiye adına İsmet paşa katıldı.
Türkiye ile Yunanistan arasındaki silahlı mücadele sona erdi.
Yunanlılar 15 gün içerisinde Doğu Trakya’yı Meriç Irmağı’nın sol kıyısına kadar ,terk edecek.
İstanbul ve Boğazlar T.B.M.M ‘ne bırakıldı. Böylece savaşmadan İstanbul , Boğazlar ve Doğu Trakya’yı kurtarmış olduk.
Kurtuluş Savaşı’nın silahlı safhası bitmiş, diplomatik safhası başlamıştır.
Osmanlı Devleti’nin merkezi İstanbul T.B.M.M ’ne bırakılmakla, Osmanlı Devleti hukuken sona erdi.
XIV. HAFTA
LOZAN BARIŞ ANTLAŞMASI ( 24 TEMMUZ 1924)
A-KATILAN DEVLETLER
Konferansa, İngiltere, Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan, Romanya, Yugoslavya katılmıştır.
**Boğazlarla ilgili madde görüşülürken Bulgaristan ve Rusya’da katılmıştır. A.B.D ise gözlemci olarak katılmıştır.
**T.B.M.M ’yi İsmet Paşa temsil etmiştir.
B-KARARLAR
Yunanistan’la olan sınırımız Mudanya Ateşkes’te belirtildiği gibi olacak.Meriç nehri sınır olacak.
Ege adalarından, on iki ada İtalya’ya , Gökçeada ve Bozcaada ( Çanakkale Boğazının korunması için) Türkiye’ye , diğer adalar Yunanistan’a verildi.
Savaş tazminatı olarak, Yunanistan Karaağaç’ı Türkiye’ye bıraktı.
Kapitülasyonlar kaldırıldı.
Boğazlardan barış zamanı askeri olmayan gemiler geçebilecek. Savaş zamanı Türkiye savaşta yer alırsa , boğazlar üzerinde istediğini yapma hakkına sahiptir.Ancak Türkiye’nin başkanlığını yaptığı bir “Boğazlar Komisyonu” boğazlardan geçişi kontrol edecek.
Suriye sınırı, 16 Mart 1921’ Fransa ile imzalanan Ankara Antlaşmasıyla belirtildiği gibi olacak.
Irak sınırı ve Musul sorunu ,İngiltere ve Türkiye arasında görüşüldükten sonra halledilecek.
Osmanlı dış borçlarının, Osmanlı’dan ayrılan devletlere paylaştırılarak ödenmesine karar verildi.
Yabancı okulların, Türkiye’nin koyacağı kurallar çerçevesinde faaliyete devam etmesi kararlaştırıldı.
Ortodoks Patrikhanesi, İstanbul’da kalacak ancak siyasi faaliyette bulunmayacak.
Lozan’dan Kalan Problemler ve Lozan Antlaşması’nın Türk Tarihi Açısından Önemi
İtilaf Devletleri bu antlaşmayla Misak-ı Milliyi ve YeniTürk Devletinin bağımsızlığını tanımıştır.
Boğazlar Komisyonu’nun kalması milli egemenliğimizi sınırlamıştır. Boğazlar sorunu kalmıştır.
Musul alınamamış ve Irak sınırı kesinlik kazanmamıştır .Musul sorunu kalmıştır.
SİYASAL SİSTEMİN OLUŞUMU
MİLLİ EGEMENLİĞE DAYANAN YENİ BİR DEVLET
SALTANATIN KALDIRILMASI
CUMHURİYETİN İLANI
HALİFELİĞİN KALDIRILASI
1-Saltanatın kaldırılması (1 Kasım 1922)
Osmanlı saltanatı sona erdi
TBMM ülkenin tek temsilcisi haline geldi
Laikliğe geçişin ilk aşaması gerçekleşti
İtilaf devletlerinin ikilik çıkarma planları sona erdi
Cumhuriyetin ilanı için zemin hazırlandı
Demokratikleşme yolunda önemli bir adım atıldı.
2-Cumhuriyetin ilanı (29 Ekim 1923)
Devletin ve rejimin adı belirlendi
M. Kemal ilk cumhurbaşkanı seçildi.İlk başbakan İsmet İnönü, TBMM başkanı Fethi Bey seçildi.
Cumhurbaşkanının belirlenmesiyle devlet başkanı sorunu çözüldü
Meclis hükümeti yerine kabine sistemine geçilerek hükümet krizi çözüldü.
3-Halifeliğin kaldırılması (3 Mart 1924)
Laikliğe geçişin önemli bir aşaması gerçekleşti
İnkılapların önü açıldı
Ümmetçilik anlayışı sona erdi, ulusal egemenlik pekişti.
ÖZELLİKLE LAİK GİDİŞE KARŞI BAZI TOPLUM KESİMLERİ AYAKLANMA DAHİL BAŞKALDIRMIŞLARDIR
ŞEYH SAİT İSYANI 1925
ŞAPKA İSYANLARI 1925
BURSA OLAYI 1933
ETNİK ELEŞTİRİLER
MİLLİ DEVLET İLKESİNE KARŞITLIK
MERKEZİ DEVLET İLKESİNE KARŞITLIK
SİYASAL KÜRTÇÜLÜK ETKENDİR
DOĞU İSYANI 1925
TUNCELİ İSYANI
AĞRI İSYANI
SINIFSAL ELEŞTRİLER
DEVLETİN MİLLİ DEVLET OLMASI İLKESİNE KARŞITLIK
SOSYALİST YADA KOMUNİST DEVLET İSTEĞİ
İLK DÖNEMLERDE GÜÇSÜZ BİR DİRENİŞ
1960LAR SONRASI TERÖR FAALİYETİ
YENİ DEVLET MODELİNE KARŞI BAŞKA OLAYLAR İZMİR SUİKASTI
Terakkiperver Cumhuriyet fırkasının kapatılıp Şeyh Sait isyanının bastırılmasından sonra Cumhuriyete karşı olanlar M. Kemal’e İzmir gezisinde suikast yapmayı düşündüler.
M. Kemal’in İzmir’e bir gün gecikmeli gelmesi olayın ortaya çıkmasına neden oldu.(14 Haziran 1926)
Cinayet şebekesini yunan adalarına kaçıracak olan kişi durumu İzmir valisine haber verdi.
Suikast yapacak olanlar silahlarıyla birlikte ele geçirildi.
İstiklal mahkemelerinde yargılanarak gerekli cezaya çarptırıldılar.
M. Kemal yayınladığı bir bildiride ‘Benim naçiz vücudum bir gün toprak olacaktır.Fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır’ diyerek cumhuriyet rejiminin ölümsüzlüğünü dile getirmiştir.
Menemen Olayı:
Derviş Mehmet adında tarikat mensubu çıkardı
Asteğmen Kubilay’ın başının kesilmesiyle devam eden olaylar askerler tarafından bastırılıp isyancılar idam edildi.
Terakkiperver Cumhuriyet fırkasının kapatılıp Şeyh Sait isyanının bastırılmasından sonra Cumhuriyete karşı olanlar M. Kemal’e İzmir gezisinde suikast yapmayı düşündüler.
M. Kemal’in İzmir’e bir gün gecikmeli gelmesi olayın ortaya çıkmasına neden oldu.(14 Haziran 1926)
Cinayet şebekesini yunan adalarına kaçıracak olan kişi durumu İzmir valisine haber verdi.
Suikast yapacak olanlar silahlarıyla birlikte ele geçirildi.
İstiklal mahkemelerinde yargılanarak gerekli cezaya çarptırıldılar.
M. Kemal yayınladığı bir bildiride ‘Benim naçiz vücudum bir gün toprak olacaktır.Fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır’ diyerek cumhuriyet rejiminin ölümsüzlüğünü dile getirmiştir.
TÜRK HUKUK DEVRİMİ
HUKUK KİŞİŞLERİN KİŞİLERLE KİŞİLERİN DEVLETLE İLİŞKİLERİNİ DÜZENLEYEN KURALLAR BÜTÜNÜDÜR
DEVLET ASILDIR
ESKİ HUKUK
A TÖRE HUKUKU
B ŞERİ HUKUK
TÜRK HUKUK DEVRİMİ
ŞERİ HUKUKUN KAYNAKLARI
A KURAN I KERİM
SÜNNET (HZ MUHAMMEDİİN SÖZ VE DAVRANIŞLAR)
KIYAS (FIKIH BİLGİNLERİNİN HUKUK ÇIKARIMI)
İCMAYI ÜMMET (HALKOYU)
TÜRK HUKUK DEVRİMİ
ŞERİ HUKUKUN PROBLEMLERİ
HUKUKUN YENİLENEMEMESİ DONMASI
ÇAĞDAŞ PROBLEMLERE YANIT VEREMEMESİ
TOPLUMDAN GERİ KALMASI
TÜRK HUKUK DEVRİMİ
OSMANL DEVLETİNDE HUKUK ISLAHATLARI
HUKUKUN ÇATALLAŞMASI ÇOK HUKUKLULUK
ŞERİ HUKUKUN YETERSİZLİKLERİ VE YERİNE MODERN HUKUK GETİRME ÇABALARI
CEZA KANUNU ARAZİ KANUNU VB DEĞİŞİKLİKLER
MODERN HUKUK OKULLARININ AÇILMASI VE MODERN MAHKEMELERİN KURULMASI
20 Ocak 1921’de ilk anayasa Teşkilat-ı Esasiye ilan edildi.
Cumhuriyetin ilanından sonra 1924 anayasası ilan edildi.
17 Şubat 1926’da Medeni Kanun ilan edildi. İsviçre’den alındı.
a) Birden fazla kadınla evlenme yasaklandı.
b) Mirasta ve boşanmada kadın erkek eşitliği geldi.
8 Mayıs 1928’de Borçlar Kanunu –İsviçre’den
10 Mayıs 1928’de Ticaret Kanunu-- Almanya’dan
1Temmuz 1928’de Ceza Kanunu – İtalya’dan alınarak ilan edildi.
TOPLUMSAL ALANDA YAPILAN İNKILAPLAR
25 Kasım 1925’de “Şapka Kanunu “ çıkarıldı.
30 Kasım 1925’de tekke , zaviye ve türbeler çıkarılan bir kanunla kapatıldı.
1925 Yılında Hicri ve Rumi takvimler kaldırılarak Miladi takvim kabul edildi. 1 Ocak 1926’dan itibaren uygulamaya geçildi.
İlk nüfus sayımı yapıldı.(28 ekim 1928)
Uluslar arası rakamlar kabul edildi. (20 Mayıs 1928)
1931 Yılında bir kanunla Okka ,arşın vb. yöresel ölçü birimleri yerine Kilo, metre ve litre gibi ölçü birimleri kabul edildi.
24 Haziran 1934’te Soyadı Kanunu kabul edildi.
1934 çıkarılan bir kanunla din görevlilerinin dini elbiselerle ibadet yerleri dışında dolaşmaları yasaklandı. En yetkili kişi hariç (Diyanet İşleri Başkanı gibi)
1935 Yılında hafta sonu tatili Cuma’dan Pazar gününe alındı.
3 Mart 1924’te Tevhid-i Tedrisat Kanunu ilan edildi. Eğitim öğretim laikleştirildi. Bütün okullar Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlandı. Medrese ve okul ikiliğine son verildi
İlkokullar zorunlu ve 5 yıl yapıldı
Ortaokullar açıldı 3 yıllık
Liseler açıldı 3 yıllık
Mesleki teknik eğitime önem verildi
Üniversite reformu yapıldı
1933’te İstanbul Üniversitesi ve Ankara Dil Tarih Coğrafya Fakültesi açıldı.
EĞİTİM DEVRİMİ
Öğretmen yetiştirmeye önem verildi
Köy öğretmeni için Köy Enstitüleri açıldı
Okuma yazma öğretilmeye çalışıldı
Maarif dershaneleri eski yazıyla 1926
Millet mektepleri 1928 yeni yazıyla
okuma yazma kursları açıldı
Yaygın eğitim için HALKEVİ 1932 açıldı
KÜLTÜR DEVRİMİ
A HARF DEĞİŞİMİ
1928 YILINDA ARAP HARF SİSTEMİNDEN TÜRK ABCSİNE GEÇİLDİ
B TARİH DEĞİŞİMİ
TÜRK TARİHİNİN YENİDEN YAZIMI İÇİN TÜRK TARİHİNİ TETKİK CEMİYETİ 1931 AÇILDI
KÜLTÜR DEVRİMİ
C TÜRK DİLİNİN GELİŞTİRİLMESİ İÇİN TÜRK DİLİNİ TETKİK CEMİYETİ 1932 AÇILDI
D GÜZEL SANATLAR VE MÜZİK ALANINDA MODERNLEŞME BAŞLATILDI
EKONOMİK DEĞİŞİM
A ESKİ EKONOMİ
TARIMSAL HAMMADDE ÜRETİMİNE DAYALI KAPALI KÖY EKONOMİSİ
KAPİTÜLASYONLAR
BORÇLAR UYUN-U UMUMİYE KURUMU
LOZAN ANTLAŞMASI KAPİTÜLASYONLARIN KALDIRILMASI
EKONOMİK DEĞİŞİM
B SERBEST EKONOMİ DÖNEMİ 1923-193017 Şubat 1923 ‘de “İzmir İktisat Kongresi” toplandı Milli ekonominin hedefleri belirlendi.
d- Yerli malı kullanımı teşvik edileceği belirtilmiştir.
Ayrıca kongrede “Misak-ı İktisadi” (Ekonomi Andı) ilan edildi. Buna göre; ekonomik kararlar uygulanırken ekonomik bağımsızlığın titizlikle korunması kararlaştırıldı.
SANAYİLEŞME ÇALIŞMALARI Teşvik-i Sanayi kanunu 1927
BANKACILIK ÇALIŞMALARI İş Bankası, Sanayi ve Maadin Bankası
VERGİ KANUNLARININ ÇIKARILMASI KABOTAJ YASASI
ULAŞIM ÇALIŞMALARI DEMİRYOLCULUK
DENİZCİLİK ALANINDA ÇALIŞMALAR
1927 DEVLET İSTATİSTİK KURUMUNUN AÇILMASI VE NUFUS SAYIMI
KÖY VE KÖYLÜNÜN KALKINMASIYLA İLGİLİ ÇALIŞMALAR KOOPERATİFÇİLİK VE DÜZGÜN ÇİFTÇİLİK
KÖYLÜYLE İLGİLİ ÇALIŞMALAR
Köylünün durumunu düzeltmek için Aşar (Öşür) vergisi 1925’te kaldırıldı.
Ziraat Bankasının verdiği kredi artırıldı.
Çiftçinin tarımda makine , iyi tohum , gübre ve ilaç kullanımı teşvik edildi.
Çiftçiye damızlık hayvan, tohum, fidan , borç para verildi.
1929’da “Tarım Kredi Kooperatifleri” kuruldu.
EKONOMİK DEĞİŞİM
C DEVLETÇİ EKONOMİK DÖNEMİ 1930-1950
EKONOMİDE PLANLAMA DÖNEMİ
1. 5 YILLIK SANAYİ PLANI
TEMEL TÜKETİM MALLARININ YERLİ ÜRETİMLE KARŞILANMASI
2. 5 YILLIK SANAYİ PLANI
MODERN SANAYİLEŞME İSTEĞİ
2. DÜNYA SAVAŞI VE PLANIN UYGULANAMAYIŞI
2. DÜNYA SAVŞI İÇİNDEKİ DEVLETLEŞTİRME VE MİLLİLEŞTİRMELER
2. DÜNYA SAVAŞI SONRASI TÜRK EKONOMİSİ
Sanayi Alanında Gelişmeler
1925’te “Sanayi ve . Bankası” kuruldu. (Yıpranmış Osmanlı tesislerini tamir etmek için.)
1927’de “Teşvik-i Sanayi Kanunu” çıkarıldı. (Halk sanayiye teşvik edildi, ancak halkın gücü olmadığından “Devletçilik” politikası izlendi.)
1933’te “İlk Beş Yıllık Sanayi Planı” hazırlandı.
1933’te Sümerbank kuruldu.
1938 ‘de “İkinci Beş Yıllık Kalkınma Planı” hazırlandı Ancak 1939’da II.Dünya Savaşı’nın çıkması bu planın uygulanmasına engel olmuştur.
Ülkedeki madenleri aramak için 1935’te Maden Tetkik Arama Enstitüsü (M.T.A) kuruldu. Madenleri işlemek içinde Etibank kuruldu.
1939’da Türkiye’nin ilk demir çelik fabrikası olan Karabük Demir-Çelik Fabrikası kuruldu.
Ticaret Alanında Gelişmeler
1924’te İş Bankası kuruldu.
( İş sahiplerine kredi vermek amacıyla kuruldu)
1 Temmuz 1926 ‘da “Kabotaj Kanunu” çıkarıldı. Böylece; Türk karasularında yolcu ve yük taşıma hakkı yalnızca Türk gemilerine verildi.
Ayrıca Denizbank’ın kurulmasıyla denizcilik faaliyetleri artmıştır
Bayındırlık Alanında Gelişmeler
Demiryolları yabancı şirketlerin elinden alınarak devletleştirildi. Yeni demiryolları yapıldı. Cumhuriyetin ilanından 1938 yılına kadar 3360 km demiryolu yapılmıştır.
Osmanlı Devleti’nden 18335 km kalan karayolu 1948 yılında 45000 km’ ye çıkmıştır.
Denizcilik alanında Kabotaj Kanunu çıkarılmış ve yeni liman ve iskeleler yapılmıştır.
Pek çok yeni şehir ve kasaba inşa edilerek modern bir görünüm almıştır.
TÜRK DEMOKRASİ TARİHİ
OSMANLI DÖNEMİ
İLK ÖRGÜT ETNİK İ ETERYE CEMİYETİ 1814
İLK MÜSLÜMAN ÖRGÜT FEDAİLER CEMİYETİ 1856
İLK ETKİLİ MÜSLÜMAN ÖRGÜT GENÇ OSMANLILAR 1865
GENÇ OSMANLILAR İLK ANAYASA VE İLK DEMOKRASİ 1876
1877 ANAYASANIN VE DEMOKRASİNİN SONU II. ABDÜLHAMİD BASKI YÖNETİMİ
İTTİHAT VE TERAKKİ CEMİYETİNİN 1889 KURULMASI
1908 ANAYASANIN YENİDEN YÜRÜRLÜĞE GİRMESİ
1909 31 MART VAKASI DEMOKRASİNİN SONA ERDİRİLME ÇALIŞMASI ORDUNUN MÜDAHALESİ
1909 YENİ ANAYASA VE ÇOK PARTİLİ HAYATIN BAŞLAMASI
TÜRK DEMOKRASİ TARİHİ
1909-1913 TÜRK TARİHİNDE İLK DEFA ÇOK PARTİLİ DEMOKRASİ SÜRECİ VE SEÇİMLER
MİLLİ MÜCADELE VE DEĞİŞİK SİYASİ GÜÇLERİN MÜCADELEİ
ANADOLU VE RUMALİ MÜDAFFAİ HUKUK CEMİYETİ VE ÇALIŞMALARI
KADINLARDAN İLK PARTİLEŞME DENEMESİ KADINLAR HALK FIRKASI
TÜRK DEMOKRASİ TARİHİ
TÜRKİYENİN İLK SİYASİ PARTİSİ HALK FIRKASI 1923
İLK MUHALEFET PARTİSİ TERAKKİPERVER CUMHURİYET FIRKASI
ŞEYH SAİT İSYANI VE DEMOKRASİNİN SONU
1925-1930 CUMHURİYET HALK FIRKASI TEK PARTİ İKTİDARI
1930 DEMOKRASİ OLUŞTURMA DENEMESİ
SERBEST CUMHURİYET FIRKASI
İZMİR MİTİNGİ SERBEST CUMHURİYET FIRKASININ KENDİNİ FESHİ
TÜRK DEMOKRASİ TARİHİ
1930-1946 CUMHURİYET HALK PARTİSİ TEK PARTİ İKTİDARI
1946 TÜRKİYE’DE DEMOKRASİNİN YENİDEN OLUŞUMU
YENİ PARTİLER
DEMOKRAT PARTİ
MİLLET PARTİSİ (Köylü Millet Partisi- Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi)
HÜRRİYET PARTİSİ
TEK DERECELİ SEÇİM
ÇOĞUNLUK SEÇİM SİSTEMİ
1950 TÜRK TARİHİNDE BİR İLK
DEMOKRASİ YOLUYLA İKTİDAR DEMOKRAT PARTİYE GEÇTİ
TÜRK DEMOKRASİ TARİHİ
1950-1960 TÜRKİYE’Yİ DEMOKRAT PARTİ TEK BAŞINA YÖNETTİ
1960 ASKERLER MÜDAHALE ETTİ 27 MAYIS 1960
1961 YENİ ANAYASA
YENİ PARTİLER
YENİ TÜRKİYE PARTİSİ
ADALET PARTİSİ
TÜRKİYE İŞÇİ PARTİSİ
İLK KOALİSYON 1961
1965 ADALET PARTİSİNİN TEK BAŞINA İKTİDARI
1969 CKPM’NİN Alparslan Türkeş’le MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİNE DÖNÜŞMESİ
YENİ BİR PARTİLEŞME NECMETTİN ERBAKAN VE MİLLİ NİZAM PARTİSİ
ADALET PARTİSİNİN BÖLÜNMESİ DEMOKRATİK PARTİ
TÜRK DEMOKRASİ TARİHİ
1968 GENÇLİK OLAYLARI
1971 ASKERİ MUHTIRASI 12 MART
ARA DÖNEM HÜKÜMETLERİ
PARTİLERİN KAPATILMASI YENİ PARTİLER
MİLLİ SELAMET PARTİSİ
CUMHURİYETÇİ GÜVEN PARTİSİ
TÜRK DEMOKRASİ TARİHİ
1973 SEÇİMLERİ VE TEKRAR KOALİSYON
CHP-MSP KOALİSYONU
MİLLİYETÇİ CEPHE HÜKÜMETLERİ
MİLLETVEKİLİ TRANSFERLERİ
ANARŞİ VE TERÖRİZMİN TIRMANMASI
1980 ASKERİ MÜDAHALE DEMOKRASİNİN SONU
TÜRK DEMOKRASİ TARİHİ
1982 YENİ ANAYASA YENİ DÖNEM
ESKİ PARTİLERİN KAPATILMASI YENİ PARTİLER
MİLLİYETÇİ DEMOKRASİ PARTİSİ
HALKÇI PARTİ
ANAVATAN PARTİSİ
NORMALLEŞME DÖNEMİ VE ESKİ PARTİLERİN LİDERLERİN YENİDEN ORTAYA ÇIKIŞI 1983 SONRASI
DOĞRU YOL PARTİSİ sonradan adını DEMOKRAT PARTİ yaptı
DEMOKRATİK SOL PARTİ
SOSYAL DEMOKRAT PARTİ Sonradan Halkçı partiyle birleşti SHP oldu sonra eski partilerin açılmasına izin verilince açılan Cumhuriyet Halk Partisine katıldı
MİLLİYETÇİ ÇALIŞMA PARTİSİ sonra MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ADINI ALDI
REFAH PARTİSİ SONRA KAPATILDI Fazilet partisi adını aldı O da kapatıldı Saadet Partisi ve Adalet ve Kalkınma Partisi olarak ikiye bölündü
Türk demokrasi tarihi
1983 ve 1987 seçimlerini ANAVATAN PARTİSİ kazanarak tek başına iktidar oldu.
1991 ile birlikte koalisyon süreci başladı
Yeni siyasal bir yapılanma olarak bu dönemde siyasi hayatımıza Kürt vatandaşların oyuna talip yeni bir parti katıldı Halkın Emek Partisi DAHA SONRA KAPATILMALARLA HADEP DEHAP ve son olarak DTP Demokratik Toplum Partisi şeklini almıştır.
1991- 1995 1999 seçimleri koalisyon hükümetleri çıkarmıştır. Bu süreçte yeni partiler oluşmuştur.
Türk demokrasi tarihi
MHP’den kopan bir grup BÜYÜK BİRLİK PARTİSİNİ kurdu
DYP den ayrılan bir grup DEMOKRAT TÜRKİYE PARTİSİNİ KURDU
DSPden ayrılan bir grup YENİ TÜRKİYE PARTİSİNİ kurdu
yeni parti olarak bu süreçte GENÇ PARTİ kurulmuştur
2002 SEÇİMLERİYLE BİRLİKTE YENİDEN TEK PARTİLİ BİR İKTİDAR OLUŞMUŞTUR.
2002 VE 2007 SEÇİMLERİNİ AKP KAZANMIŞTIR.
BU DÖNEMDE DEMOKRASİ TARİHİMİZDE BİR İLK YAŞANMIŞ İKTİDAR PARTİSİ CUMHURİYEY BAŞSAVCISINCA KAPATMA İSTEMİYLE ANAYASA MAHKEMESİNE SEVK EDİLMİŞTİR.
KADIN HAKLARI
OSMANLI DÖNEMİ
KADININ GERİ KALMIŞLIĞI ÖNEMLİ BİR SORUNDU
OKUR YAZAR DEĞİLDİ HAKLARI YOKTU
BATILILAŞMAYLA BİRLİKTE OSMANLIDA BU ALANDA DEĞİŞİM BAŞLAMIŞTIR
KADINLAR İLK ÖNCE İLK SONRA ORTA SONRA LİSE VE EN SONUNDA ÜNİVERSİTEYE GİREBİLDİLER
BU İŞLER OLURKEN MUHAFAZAKAR BİR ERKEK DİRENİŞİ İLE KARŞILANDILAR
İTTİHAT VE TERAKKİNİN BU ALANDA ÖNEMLİ KATKILARI OLMUŞTUR
KADIN HAKLARI
MİLLİ MÜCAFELE DÖNEMİNDE TÜRK KADINI FEDAKARLIKLA HİZMETTE BULUNMUŞTUR
CUMHURİYET DÖNEMİNDE KADIN HAKLARI HEMEN OLUŞMADI
MUHAFAZAKAR TOPLUM NEDENDİR
KADIN HAKLARI
CUMHURİYET DÖNEMİ İLK KÖKLÜ DEĞİŞİM
MEDENİ KANUN KADININ İNSANLIĞINA KAVUŞMASI
SEÇİM KANUNUNUN DEĞİŞTİRİLMESİ KADININ SEÇME VE SEÇİLME HAKKINI ELDE ETMESİ 1930-1934
Türk Kadınına Siyasi Haklar Verildi.
Türk Kadınına Siyasi Haklar Verildi.
a) 30 Nisan 1930’da belediye seçimlerinde seçmen olma hakkı,
b) 26 Ekim 1933’te muhtar seçme ve köy ihtiyar heyetine seçilme hakkı,
c) 5 Aralık 1934’te milletvekili seçilme ve seçme hakkı verildi.
NOT: Bir çok Avrupa ülkesinde Türk kadınından yıllar sonra milletvekili seçilme hakkı verilmiştir. Türkiye’de 1935 Yılındaki yapılan seçimlerde meclise 18 kadın milletvekili girmeyi başarmıştır.