Damdaki Mizahçı
“Bize ‘bişey’ olmaz!..”
Dünyada tatillerini “ölerek” değerlendiren bizden başka kaç millet vardır orasını tam olarak bilemiyoruz ama ben böyle bir milletin dünya üzerinde olduğunu pek sanmıyorum. Trafiğe çıktığı anda bir başka yaratığa dönüşen Türk insanı özellikle tatillerde aşırı hız yaparak, hatalı sollayarak, kısacası tüm trafik kurallarını hiçe sayarak ölmeyi kötü bir alışkanlık haline getirmiştir. Ne zaman uzun bir bayram tatili olsa yollarımız trafik kazasından geçilmez. Gazetelerimiz ve televizyonlarımız, geçmiş bayramlarla yaşanılan bayramı ölü sayısı bakımından karşılaştırmadan duramazlar. Eğer yeni bir ölüm rekoru kırılmışsa sanki herkes rahat edecektir ülkede! Tatilde eğlenmek ya da dinlenmekten çok o tatilden kazasız belasız dönmek büyük bir başarıdır bizler için. Tatilden dönen Türk insanına sorarsanız: “Eeee nasıl geçti tatil, iyi dinlenebildiniz mi, güzel eğlenebildiniz mi?” Karşı taraf yanıt verir: “Trafikteki bu can pazarında sağ salim döndük ya bu bize yeter canım kardeşim, eğlenmeyi dinlenmeyi boşver, bu tatilde de canımızı kurtardık ya, bu bize yeter...”
Sürücülerimizde “kırmızı” ışıkta durma alışkanlığı yoktur. Sürücüde yoktur da, yayada var mıdır? İçine kırmızı don giyen bir yayada bile yoktur kırmızıda durma alışkanlığı. “Kırmızı” gören yaya ve sürücü sanki arenada kırmızı renk görmüş azgın bir boğa gibidir bizde. Kırmızı gördü ya, durmaksızın o kırmızının üzerine gidecektir. Ha sahi, yaya için boğa görünen arabalar, sürücü için boğa görünen şey yayalardır bu noktada. “Kırmızı”da durmaya zorlanan sürücülerimiz, “yeşil” yandığında da hareket etmekte zorlanırlar bu kez. “Yeşil”i algılayış ve harekete geçiş kabiliyetleri epey jeton yer açıkçası!.. Sadece demir eksikliği yoktur bizde, acayip derecede “algı” eksikliğimiz de vardır. Ancak gene de, pul parası bulunamadığı için trafik cezaları bir yıldır sürücülere yollanamamış bir ülkede bu tür durumlara hiç de şaşmamak gerekir.
Sonuçta trafikte ve hayatın her alanında ne yaparsa yapsın Türk insanının diline yapışmış bir cümle vardır son yıllarda: “Bize ‘bişey’ olmaz!” “Eee daha ne olsun kardeşiiiiim, daha ne olsun” diye bağıracağınız tutar umursamazlık abidesi cümleyi her duyuşunuzda. Şimdilerde trafikte çok büyük bir tehlikeyle daha karşı karşıyayız. Yeni trafik canavarımızın adı kondu: “LPG’li taksiler” Televizyon haberlerinden öğreniyoruz ki sadece İstanbul’da 80 bin taksi “bomba” şeklinde, kontrolsüz LPG tanklarıyla dolaşıyormuş. Benzin pahalı ya, olsun hayat ucuz nasıl olsa bu ülkede. Bir taksi şoförü, aracındaki bombaya pişkince bakıp ne diyor televizyon ekranında: “N’apalım Allahın takdiri işte, elbet öleceğiz zaten bir gün.” Yani ha bugün olmuş, ha yarın ne fark eder diyor kaptan şoförümüz. Şoförden çok imam gibi aslında! Keşke şu taksinin plakasını alabilseydim, hani gün olur da karşımıza çıkar ya, binmemek için... Daha düne dek, yol bilmez taksi şoförleri şöyle derdi: “Abi ben karşının taksisiyim buraları bilmem, yolu sen tarif et...” Şimdi LPG bombası taşıyan, her an patlamaya hazır bu ölüm taksilerinin şoförleri şöyle diyebilir size: “Abi ben öteki dünyanın taksisiyim, öbür tarafa gitmeyi bilirim sadece, hani Tahtalıköy’e gitmeyeceksen, istersen hiç binme bu arabaya!..”
Trafiğe çıkmış bu yazımızı, hatalı sollama filan yapmadan, bize ait özgün bir fıkrayla bitirelim... Trafik polisi alkol kontrolü yapıyor. Arabanın birinin içine bakmış ki direksiyonda bir köpek oturuyor, yanında da bizim Temel polise bakıp sırıtıyor. Trafik polisi Temel’e bakmış ve kızgın bir ifadeyle sormuş: “Kardeşim bu ne böyle, hiç köpeğe araba kullandırılır mı, n’apıyorsun sen böyleee?..” Temel sırıtmasını sürdürüp cevap vermiş: “Uyyy, haçan polis beycuğum iyi de penum köpeğim bu gece hiç içmedi, ama pendenuz bayağı aşırı alkollüyüm daaa, yani pu halimle şimdu pen mi geçseydum direksiyona?..”
OTOMOTİV
New Holland Trakmak 2004’te 120 Bin Çiftçiye Ulaştı!
New Holland Trakmak 2004 Mart ayında Antalya Tarım Fuarı ile başladığı fuar maratonunu Ekim ayında Bursa’da düzenlenen Burtarım Fuarı ile tamamladı. New Holland Trakmak yıl boyunca; Antalya, Konya Kontarım, Çorlu Agrithrace, Ankara Agrotec, Denizli Aegeanagri ve de Bursa Burtarım fuarlarına katılarak yaklaşık 120bin çiftçiye ulaşma şansı yakaladı. 1998’den beri sektördeki lider konumunu koruyan firma her fuarda , sürekli yenilemekte olduğu geniş ürün yelpazesine eklediği yeni ürünlerle tüketicisinin karşısına çıktı. Dünya ile aynı anda Konya Tarım Fuarı’nda görücüye çıkan İthal TL 100A traktörle başlayan yenilikler, ilk kez Çorlu Agrithrace Tarım Fuarı’nda sergilenen; TL 90A ve TL 80A traktörler, Kuhn Tarımsal Ekipmanlar ve de Laverda REV 225 biçerdöver ile devam etti. 6-10 Ekim tarihleri arasında Bursa’da düzenlenen Burtarım Fuarı’nda ki New Holland Trakmak stantında da yine yenilikler bekliyordu çiftçilerimizi! Türk çiftçisinin taleplerinden yola çıkılarak tasarlanan, birçok teknik üstünlüğü standart olarak sunan, tamanen yerli üretim TD Bahçe serisi ve de yenilenmiş TNN-A, TNF-A bahçe traktörleri de, Bursa Fuarı’nın yenileriydi. Tüm ürünlerini, çiftçilerimizin yüksek performansla zamandan ve giderlerden tasarruf etme beklentilerini karşılayabilecek şekilde geliştirmeyi ve yenilemeyi kendisine ilke edinmiş olan New Holland Trakmak firması, 2004 yılı boyunca da katıldığı her tarım fuarında Türk çiftçisini yeniliklerle karşılamaya devam etti.
Otokar’dan Yurtdışı Atağı
Otokar, 2005 yılının ilk savunma sanayi siparişini dış pazardan aldı. Anlaşma kapsamında, toplam tutarı yaklaşık 21.4 milyon Dolar olan 396 adet Land Rover Defender’ların teslimatı 2005 yılı içinde tamamlanacak. Bu anlaşma ile son beş ayda Otokar, aldığı savunma sanayi siparişleri tutarını yaklaşık 64.7 milyon Dolar’a çıkardı. Otokar, 2004 yılı sonunda üçü yurtdışından, ikisi iç pazardan olmak üzere beş ayrı savunma sanayi siparişi almıştı. Bu siparişler doğrultusunda Otokar, değişik tiplerde 97 adedi zırhlı araç ve 429 adedi Land Rover Defender olmak üzere toplam 526 adet araç için üretime başlamıştı. Son siparişle birlikte Otokar’ın son dönemde aldığı savunma sanayi aracı sipariş adedi 922’ye ulaştı.
Dostları ilə paylaş: |