44- Anlamı önceden açıklanmış olan muzaf su necis bir şeyi temizlemez, onunla alınan abdest ve gusül (=boy abdesti) de batıldır.
45- Muzaf suya kür su (kür su) miktarında da olsa, bir zerre kadar necaset değerse, necis olur. Ama hızla yukarıdan necis bir şeyin üzerine dökülürse, sadece necis şeye değen kısım necis olur ve yukarıda kalan kısım ise temizdir. Meselâ, gül suyunu, gülabdandan necis olan el üzerine dökerlerse, ele ulaşan kısmı necis, ele ulaşmayan kısmı ise temizdir.
46- Necis olan muzaf su, kür suya veya akarsuya, mu-zaf su denilmeyecek derecede karışırsa temiz olur.
47- Mutlak suyun, muzaf olup olmadığı bilinmezse mutlak su hükmünü taşır; yani necis şeyi temizler, onunla abdest ve gusül almak da sahihtir. Muzaf bir suyun, mutlak olup olmadığı bilinmezse muzaf su hükmünü taşır; yani necis şeyi temizlemez ve onunla alınan abdest ve gusül de batıldır.
48- Muzaf veya mutlak olduğu bilinmeyen bir suyun önceden muzaf veya mutlak olduğu da bilinmezse, necaseti temizlemez ve onunla alınan abdest ve gusül de batıldır. Kür su miktarından az olursa necis bir şeyin karışmasıyla necis olur. Kür su miktarında veya daha fazla olsa da vacip ihtiyata göre yine necis olur.
49- Kan ve idrar gibi necasetlerin değmesiyle tadı veya kokusu yahut rengi değişen su, kür su veya akarsu olsa bile necis olur. Ancak tadı veya kokusu ya da rengi, suyun dışarısında bulunan bir şeyin etkisiyle yitiren örneğin, suyun yakınında bulunan bir leşin etkisiyle kokusu değişen su, vacip ihtiyat gereği yine necis olur.
50- İçine kan ve idrar gibi necasetler dökülen ve tadını veya kokusunu ya da rengi değişen su, kür suya veya akarsuya bağlanır, üzerine yağmur yağar, rüzgâr yağmuru onun üzerine döker, yağmur yağdığı zaman oluktan üzerine su akar ve bunlardan biri neticesinde su eski hâline döner ve değişikliği yok olursa temiz olur. Ama yağmur suyu veya kür su veyahut akarsuyun ona karışmış olması gerekir.
51- Necis bir şeyi kür su veya akar su içerisinde yıkarlarsa, o şeyi temizleyen yıkamadan sonra, çıkarıldığında ondan dökülen su temizdir.
52- Önceden temiz olan ancak sonradan necis olup olmadığı bilinmeyen su, temizdir. Önceden necis olan ancak daha sonra pak olup olmadığı bilinmeyen su, necistir.
İDRAR VE BÜYÜK ABDESTLE İLGİLİ HÜKÜMLER
53- Bir insan, idrar ve büyük abdestini yaparken ve diğer zamanlarda kendi avret yerini bulûğ çağına erenlerden -annesi ve kız kardeşi gibi kendine mahrem olanlardan bile- ayrıca iyiyi ve kötüyü birbirinden ayırt eden deli ve çocuklardan gizlemesi farzdır. Ancak karı-kocanın, avret yerlerini birbirlerinden gizlemeleri gerekmez.
54- Avret mahallinin, özel bir şeyle örtülmesi gerekmez; el vasıtasıyla örtülmesi de yeterlidir.
55- İdrar ve büyük abdest yapılırken bedenin ön tarafının, yani karın ve göğüsün ve arka tarafının kıbleye doğru olmaması vacip ihtiyat gereğidir.
56- İdrar ve büyük abdest yaparken ön veya arka tarafı kıbleye doğru olan bir kimsenin, yalnızca avret mahallini kıble tarafından çevirmesi yeterli olmaz. Fakat bedeninin ön veya arka tarafı kıbleye olmayan kimsenin müstehap ihtiyat gereği, avret mahalli de kıbleye doğru olmamalıdır.
57- Hükmü daha sonra açıklanacak olan, istibra sırasında, idrar ve gaitanın çıkış yerlerini temizlerken, bedenin ön veya arka tarafının kıbleye doğru olmaması ihtiyaten müstehaptır.
58- Nâmahrem birinin kendisini bu hâlde görmemesi için önü veya arkası kıbleye gelecek şekilde oturmaya mecbur kalırsa, arka tarafı kıbleye gelecek şekilde oturması ihtiyaten vaciptir.
59- Müstehap ihtiyat gereği, idrar ve büyük abdest yaparken çocukların önleri veya arkaları kıbleye doğru getirilmemelidir.
60- Dört yerde idrar ve büyük abdest yapılması haramdır:
1) Sahipleri izin vermedikçe çıkmaz sokaklarda. Ayrıca yayaya zarar verecek umumi yol ve sokaklarda.
2) İzni olmayan birinin mülkünde.
3) Belirli bir grup için vakfedilmiş yerlerde (örneğin bazı medreseler gibi).
4) Kendilerine bir saygısızlık sayıldığı takdirde müminlerin kabri üzerine. Hatta saygısızlık sayılmasa bile hüküm aynıdır. Ayrıca dinin ve mezhebin mukaddesatına saygısızlık sayılacak her yerde.
61- Gaitanın çıkış yeri, üç durumda yalnızca su ile temizlenir:
1) Gaitayla birlikte kan gibi başka bir necasetin gelmesi
2) Başka bir necasetin büyük abdest mahalline değmesi. Kadınlarda gaita yerine idrar değmesi bu hükmün dışındadır.
3) Çıkış yerinin etrafının normalden daha fazla bulaşmış olması.
Bu üç durum dışında çıkış yeri hem suyla yıkanabilir hem de ilerde anlatılacağı üzere bez, taş ve benzeri şeylerle temizlenebilir; ancak su ile temizlenmesi daha iyidir.
62- İdrar mahalli, sudan başka bir şeyle temizlenmez. Suyla bir kere yıkanması yeterlidir. Elbette iki kere yıkanması ihtiyat gereği müstehaptır; üç kere yıkanması ise daha iyidir.
63- Büyük abdest mahallinde, suyla yıkandığında asla pislik kalmamalı; ama renginin ve kokusunun kalmasında sakınca yoktur. İlk defasında pislikten bir zerre bile kalmayacak şekilde yıkanırsa, ikinci kez yıkamak gerekmez.
64- Büyük abdest mahalli kuru ve temiz olan taş, toprak, bez ve benzeri şeylerle temizlenebilir. Temizlenen yeri ıslatmaması şartıyla biraz rutubetli olmasının sakıncası yoktur.
65- Büyük abdest mahallini bir taş veya bir bez parçasıyla tamamen temizlemek yeterlidir. Ancak üç parçayla üç kere temizlemek daha iyidir. Üç defayla temizlenmezse, tamamen temizlenecek kadar izafi etmek gerekir. Genellikle suyla yıkanmadan gitmeyen eserinin sakıncası yoktur.
66- Büyük abdest yerini ihtiramı vacip olan şeylerle, örneğin üzerine Allah ve peygamberlerin adı yazılı olan bir kâğıtla temizlemek haramdır. Kemikle temizlemenin de sakıncası yoktur.
67- Avret mahallini temizleyip temizlemediğinden şüphe eden kimse, idrar ve büyük abdestten sonra hemen kendisini temizlemeği kendine âdet edinmiş olsa bile, kendisini temizlemelidir.
68- Namazdan sonra, namaz öncesi avret mahallini temizleyip temizlemediğinde şüphe ederse, kıldığı namaz sahihtir. Ancak sonraki namazlar için kendisini temizlemesi gerekir.