Ayetullah uzma


) BOĞAZA YOĞUN TOZ KAÇıRMAK



Yüklə 2,18 Mb.
səhifə45/92
tarix24.11.2017
ölçüsü2,18 Mb.
#32820
1   ...   41   42   43   44   45   46   47   48   ...   92

5) BOĞAZA YOĞUN TOZ KAÇıRMAK

1584- İster un gibi yenmesi helâl olan bir şeyin tozu olsun, ister toprak gibi yenmesi haram olan bir şeyin tozu olsun, boğaza yoğun toz kaçırmak, farz ihtiyat gereği orucu batıl eder.


1585- Yoğun olmayan tozun boğaza kaçması, orucu bozmaz.
1586- Rüzgar vesilesiyle yoğun toz oluşur ve insan dikkat etmesi gerektiğini bildiği halde dikkat etmez ve boğazına ulaşırsa, farz ihtiyat gereği orucu batıl olur.
1587- Oruçlu kimse, farz ihtiyat gereği sigara, tömbeki ve benzeri şeylerin dumanını da boğazına kaçırmamalıdır.
1588- Dikkatsizlik sonucu toz, duman ve benzeri bir şey ağza kaçırıldığı takdirde, eğer boğaza ulaşmayacağı kesin olarak biliyor idiyse, orucu sahihtir. Ama ulaşmayacağını zannederek dikkatsizlik yapmışsa, o günün orucunu kaza etmesi daha iyidir.
1589- Oruçlu olduğunu unuttuğundan dolayı tozu yutmaktan çekinmez veya elinde olmaksızın toz-toprak ve benzeri bir şey boğazına kaçarsa, orucu batıl olmaz.
1590- Kafanın tamamını suya daldırmak orucu bozmaz ama bu iş şiddetle mekruhtur.

6) CÜNÜP, HAYıZ VE NİFAS HÂLLERİNDE SABAHLAMAK

1591- Cünüp olan kimse, [ramazan ayında] sabah ezanına kadar kasten gusül etmez veya vazifesi teyemmüm etmek olan kimse kasten teyemmüm etmezse, o günün orucunu tamamlamalı ve onun yerine başka bir oruçta tutmalıdır. O günün kaza mı yoksa ceza mı olduğu belli olmadığından, hem ramazan ayının o günkü orucunu hem de onun yerine tuttuğu orucu, boynunda olan vazife niyetiyle ( ma fi zimme) yerine getirmeli, kaza niyeti de etmemelidir.


1592- Ramazan ayı orucunun kazasını tutmak isteyen kimse, bilerek sabah ezanına kadar cünüp kalırsa, o günün orucunu tutamaz. Bilerek olmazsa tutabilir, fakat ihtiyat tutulmamasındadır.
1593- Ramazan ayı orucu ve kazası dışında -farz ve müstehap oruçlarda- cünüp olan kimse, sabah ezanına kadar bilerek cünüp halinde kalırsa, o günün orucunu tutabilir.
1594- Ramazan ayı gecesinde cünüp olan kimse, bilerek gusletmez ve vakit daralırsa, teyemmüm alarak orucunu tutmalıdır, tutuğu oruç da sahihtir.
1595- Eğer cünüp olan kimse, ramazan ayında gusletmeyi unutur ve bir gün sonra hatırlarsa, o günün orucunu kaza eder. Ama eğer birkaç gün sonra hatırlarsa, cünüp hâlinde tuttuğunu kesin olarak bildiği günlerin orucunu kaza etmelidir. Meselâ cünüplü iken üç gün mü, yoksa dört gün mü oruç tuttuğunu bilmezse, üç günün orucunu kaza etmesi gerekir.
1596- Ramazan ayı gecesinde gusül veya teyemmümden hiçbiri için vakti olmayan kimse kendisini cünüp ederse, orucu batıl olduğu gibi üzerine kaza ve keffaret de farz olur.
1597- Gusül etmek için vaktin olmadığını bildiği halde kendini cünüp eder ve teyemmüm alırsa veya vakti olduğu halde bilerek guslü geciktirir ve vakit daralır bu yüzden de teyemmüm alırsa, günahkâr olmakla birlikte orucu sahihtir.
1598- Ramazan ayı gecesinde cünüp olan kimse, uyuduğu zaman sabah ezanına kadar uyanamayacağını bilirse, farz ihtiyat gereği uyumamalıdır. Ama eğer uyur ve sabaha kadar da uyanmazsa, o günün orucunu tamamlamalıdır. Ayrıca hem kaza, hem de keffaret farz olur.
1599- Cünüp olan bir kimse, ramazan ayı gecesinde uyuduktan sonra uyanır ve tekrar uyuduğunda sabah ezanından önce gusletmek için uyanacağına ihtimal verirse, tekrar uyuyabilir.
1600- Ramazan ayı gecesinde cünüp olan ve uyuduğu takdirde sabah ezanından önce uyanacağına emin olan bir kimse, uyandıktan sonra gusletmeyi kararlaştırıp bu kararla uyur ve sabah ezanına kadar da uyanamazsa, orucu sahihtir.
1601- Ramazan ayı gecesinde cünüp olur ve ezandan önce uyanacağına emin olmadan uyursa, uyandığında gusletmesinin gerektiğinin farkında olmazsa, uyur ve sabah ezanına kadar da uyanmazsa, ihtiyat gereği orucunu kaza etmesi farzdır.
1602- Ramazan ayı gecesinde cünüp olan ve uyuduğunda sabah ezanından önce uyanacağını bilen veya ihtimal veren bir kimse, uyandıktan sonra gusletmek istemediği halde uyur ve [sabah ezanına kadar da] uyanmazsa, o günün orucunu tamamlamalıdır. Orucun kazası ve keffareti de farz olur. Ayrıca kalktıktan sona gusül alıp almama konusunda tereddütte olan kimse için de, farz ihtiyat gereği hüküm aynıdır.
1603- Ramazan ayı gecesinde cünüplü iken uyuyup sonra uyanan kimse, ikinci kez uyuduğunda sabah ezanından önce uyanacağını bilir veya ihtimal verirse, eğer gusletmek kararıyla tekrar uyur ve sabah ezanına kadar uyanmazsa, o günün orucunu kaza etmelidir. İkinci kez uykudan uyanıp, üçüncü kez uyuyan kimsede de hüküm aynen geçerlidir ve ihtiyat gereği keffaret vermesi müstehaptır.
1604- İnsanın ihtilâm olduğu uyku birinci uyku sayılır. Şu halde uyandıktan sonra yeniden yatar ve sabah ezanına kadar uyanamazsa, bir önceki meselede denildiği gibi, o günün orucunu kaza etmelidir.
1605- Ramazan günü içinde ihtilâm olan kimsenin he-men gusletmesi farz değildir.
1606- Ramazan ayında sabah ezanından sonra uyanıp, ihtilâm olduğunu gören kimse, ezandan önce ihtilâm olduğunu bilse dahi orucu sahihtir.
1607- Ramazan ayının orucunu kaza etmek isteyen bir kimse, sabah ezanından sonra uyanır, cünüp olduğunu görür ve sabah ezanından önce cünüp olduğunu bilirse, o günü, ramazan ayı orucunun kazası niyetiyle oruç tutabilir.
1608- Sabah ezanından önce hayız veya nifas kanı kesilen ama bilerek gusletmeyen veya vazifesi teyemmüm ol-duğu hâlde bilerek teyemmüm etmeyen kimse, o günün orucunu tamamlamalı, kazasını da tutmalıdır. Ramazan ayı orucunun kazasını tutarken bilerek gusül veya teyemmüm etmezse, farz ihtiyat gereği o gün oruç tutamaz.
1609- Sabah ezanından önce hayız veya nifas hâlinden çıkan bir kadının, bilerek gusletmez ve vakit dar olursa, teyemmüm etmelidir, o günün orucu da sahihtir.
1610- Sabah ezanından önce hayız veya nifas kanı kesilen bir kadın, gusül için vakit yoksa teyemmüm etmelidir. Fakat sabah ezanına kadar uyanık kalmasına gerek yoktur. Vazifesi teyemmüm olan cünüp kimse için de hükmü aynıdır.
1611- Ramazan ayında sabah ezanına yakın bir zamanda hayız veya nifas kanı kesilen kadının gusül ve teyemmümden hiçbirisi için vakti olmazsa, orucu sahihtir.
1612- Eğer kadın sabah ezanından sonra hayız veya nifas kanından temizlenir ya da günün ortasında hayız veya nifas kanı görürse, akşama yakın bir zamanda olsa bile orucu batıl olur.
1613- Hayız veya nifas guslünü unutup, bir veya birkaç gün sonra hatırlayan kadının tuttuğu oruçlar sahihtir.
1614- Ramazan ayında sabah ezanından önce hayız veya nifas kanı kesilen bir kadın, ihmalkârlık sonucu sabah ezanına kadar guslü terk eder ve vakit daraldıktan sonra da teyemmüm etmezse, o günün orucunu tamamlamalı ve kazasını da tutmalıdır. Fakat gusletmemesi ihmalkârlıktan kaynaklanmaz da örneğin, hamamın kadınlar için belirlenen saatini bekleme zorunda kaldığından kaynaklanırsa, böyle bir durumda üç defa uyuyup, ezana kadar gusletmese bile, teyemmüm etmede ihmalkârlık etmezse orucu sahihtir.
1615- Çok istihaze gören bir kadın, ayrıntıları 394. meselede açıklanan hükümlere göre gusüllerini yapmasa da, orucu sahihtir. Aynı şekilde orta istihazede gusül etmese de orucu sahihtir.
1616- Kendi bedeninin herhangi bir yerini ölünün bedeninin herhangi bir yerine dokunduran kimsenin üzerine "Ölüye dokunma guslü" farz olsa dahi gusletmeden oruç tutabilir. Hatta oruçlu olduğu hâlde bile meyyite dokunmakla orucu batıl olmaz.
7) TENKİYE YAPMAK
1617- Akıcı şeyle tenkıye yapmak, çaresizlikten ve tedavi için olsa dahi orucu batıl eder.
8) KUSMAK
1618- Oruçlu kimsenin bilerek kusması -hastalık veya benzeri bir sebepten dolayı olsa dahi- orucu batıl eder. Fakat yanılarak veya elinde olmaksızın kusmanın oruç için herhangi bir sakıncası yoktur.
1619- Ramazan ayı gecesinde belirli bir şeyi yediği takdirde, gündüz elinde olmaksızın kusacağını bilen kimsenin orucu sahihtir.
1620- Kusmasını önleyebilen oruçlu kimsenin, durum kendi halinde ortaya çıkmışsa, önlemesine gerek yoktur.
1621- Oruçlu kimsenin boğazına sinek kaçarsa, bakılır: Eğer yutulmasına "onu yedi" denmeyecek kadar aşağıya inmişse, dışarı çıkarması gerekmez ve orucu da sahihtir. Fakat bu miktar kadar aşağıya inmemişse, kusarak orucunun bozulmasına sebep olsa bile onu dışarı çıkarmalıdır. Fakat kusmanın zararı veya çok fazla zahmeti olursa hüküm değişir. Kusmaz ve yutarsa orucu batıl olur. Aynı şekilde kusarak dışarı çıkarsa da orucu batıl olur.
1622- Bir kimse yanılarak bir şeyi yutar ve midesine ulaşmadan oruçlu olduğunu hatırlarsa, eğer mideye indirmesine "onu yedi" denilmeyecek kadar aşağı inmişse, dışarı çıkarması gerekmez ve orucu sahihtir.
1623- Geğirdiği zaman boğazından bir şey geleceğini kesin olarak bilen kimse, kustu denilecek şekilde olursa, kasten geğirmemelidir. Fakat bir şeyin geleceğini kesin olarak bilmezse, geğirmenin sakıncası yoktur.
1624- Geğirti sonucu oruçlu kimsenin kendiliğinden boğazına veya ağzına bir şey gelirse, onu dışarı atmalıdır. Ancak elinde olmaksızın mideye inerse, orucu sahihtir.


Yüklə 2,18 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   41   42   43   44   45   46   47   48   ...   92




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2025
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin