Diğer Kanunlar
Devlet Memurları Kanunu
657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 7. maddesi kamu hizmetini alanlara yönelik ayrımcılığı yasaklar. Kanun’da bu eylemi gerçekleştiren memurlar için kademe ilerleme cezası öngörülür. Ancak uygulamada bu düzenlemelerin ne derece hayata geçirildiği konusunda şüpheler mevcuttur ve düzenlemelerin etkili olduğunu söylemek güçtür.
Siyasi Partiler Kanunu
2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu’nun;
• 82. maddesi siyasi partilerin bölgecilik veya ırkçılık amacını gütmesini ve bu amaca yönelik faaliyette bulunmasını,
• 83. maddesi siyasi partilerin herkesin dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşit olduğu ilkesine aykırı amaç gütmesini ve faaliyette bulunmasını,
• 12. maddesi parti tüzüklerinde üyelik için başvuranlar arasında dil, ırk, cinsiyet, din, mezhep, aile, zümre, sınıf ve meslek farkı gözeten hükümlere yer verilmesini,
• 78. maddesi siyasi partilerin dil, ırk, renk, din ve mezhep ayrımı yaratmalarını yasaklar.
Bugüne kadar, Anayasa’da ve Siyasi Partiler Kanunu’nda yer alan yasaklar farklılıkların korunması yönünde değil, inkârı ve yasaklanması yönünde yorumlanmış ve uygulanmıştır.
Milli Eğitim Temel Kanunu
1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nun 4. maddesinde “eşitlik” bağlamında eğitim kurumlarının dil, ırk, cinsiyet ve din ayrımı gözetilmeksizin herkese açık olduğu ve eğitimde hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamayacağına yer verilir. Kanun’un 8. maddesinde herkesin fırsat eşitliğine sahip olduğu ifade edilir. Ancak Kanun’daki bu düzenlemelerin etkili olarak uygulandığını ifade etmek güçtür.
Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun
6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun’un 8. maddesinde toplumu şiddete, teröre, etnik ayrımcılığa sevk eden veya halkı sınıf, ırk, dil, din, mezhep ve bölge farkı gözeterek kin ve düşmanlığa tahrik eden veya toplumda nefret duyguları oluşturan yayınlara imkân verilmemesi düzenlenir. İnsanların dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri nedenlerle hiçbir şekilde kınanmaması ve aşağılanmaması; kadınlara, güçsüzlere, özürlülere ve çocuklara karşı şiddetin ve ayrımcılığın teşvik edilmemesi; yayınların şiddet kullanımını özendirici veya ırkçı nefret duygularını kışkırtıcı nitelikte olmaması ilkelerine de yer verilir. Bu ilkelere aykırı hareketlerin ise 32. maddede yer alan yaptırımlara tabi tutulması öngörülür.
Uygulamada radyo ve televizyon yayınlarında ırkçılık ve ayrımcılık içeren ifadelere sıklıkla rastlanmasına karşın yayın yasakları konusunda bugüne kadar kayda değer bir yaptırım uygulanmış değildir.
Türk Medeni Kanunu
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nda yer alan 68. madde, dernek faaliyetleri kapsamında ayrımcılığı ortadan kaldırmak amacını taşır. Ancak madde sadece bir derneğe üye olan kişiler arasında ayrımcılığı yasaklar. Ayrımcı faaliyetleri hedefleyen derneklerin kuruluşunu ya da bu yönde faaliyet yürüten derneklerin faaliyetlerini yasaklamaz. Bu madde haricinde ayrımcılık yasağı kapsamında Kanun’da herhangi bir düzenleme yer almaz.
Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu
2828 sayılı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu’nun 4. maddesinde sosyal hizmetlerin yürütülmesi ve sunulmasında sınıf, ırk, dil, din, mezhep veya bölge farklılığının gözetilemeyeceği, hizmet talebinin hizmet arzından fazla olması halinde önceliklerin muhtaç olma derecesi ve başvuru veya tespit sırası esas alınarak belirleneceğine yer verilir.
Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun
5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 2. maddesinde ayrımcılığa ilişkin hükümler yer alır. Madde ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazına ilişkin kuralların hükümlülerin ırk, dil, din, mezhep, milliyet, renk, cinsiyet, doğum, felsefi inanç, milli veya sosyal köken ve siyasi veya diğer fikir yahut düşünceleri ile ekonomik güçleri ve diğer toplumsal konumları yönünden ayırım yapılmaksızın ve hiçbir kimseye ayrıcalık tanınmaksızın uygulanacağına yer verir. Bu olumlu düzenlemenin varlığına karşın uygulamada Türkçeden başka dil konuşan, özellikle Kürtçe konuşan, tutuklu ve hükümlülerin çeşitli baskılarla karşılaştığına ve yasalarca tanınan bir dizi haktan yararlanamadıklarına dair şikâyetler söz konusudur.
Dostları ilə paylaş: |