Ayrımcılık Yasağı
Çoğu uluslararası sözleşme, ayrımcılığı yasaklamakla birlikte tanımını yapmaz. Bunlar arasında Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme’nin 2. maddesi; Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme’nin 2. maddesi; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 14. maddesi; Amerikan İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 1. maddesi ve Afrika İnsan ve Halkların Hakları Şartı’nın 2. maddesi belirtilebilir. Bu ve diğer sözleşmelerde taraf devletler, kendi ülkelerinde yaşayan ve yetkisi altında bulunan herkese ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal ya da başka fikir, ulusal ya da toplumsal köken, mülkiyet, doğum vb. statüler bakımından hiçbir ayrım gözetmeksizin ilgili sözleşmelerde tanınan hakları sağlamakla ve bu haklara saygı göstermekle yükümlüdür. Ancak ayrımcılığı yasaklayan söz konusu maddeler kendi başlarına değil, sözleşmelerde yer alan diğer haklarla birlikte gündeme gelebilir. Bu duruma istisna oluşturan bazı sözleşmeler mevcuttur. Bu sözleşmelerde ayrımcılık yasağının getirdiği koruma ilgili sözleşmenin maddeleri ile sınırlı değildir, kişilere hukuken tanınmış tüm hakları da kapsamına alır.
Sözleşmelerde düzenlendiği biçimiyle ayrımcılık yasağı, bir kişinin veya kişi grubunun karşılaştığı muamele bakımından ilgisiz ve etkisiz bir niteliğinin, muamelenin belirleyici bir unsuru olarak kullanmasına karşı kişiyi ve kişi gruplarını korumayı amaçlar. Sözleşmeler hangi nitelikler bakımından farklı muamelenin ayrımcılık sayılacağını bazen sınırlı olarak bazen de sayılı olarak belirtir. Örneğin:
• Birleşmiş Milletler Şartı ırk, cinsiyet, dil veya dine;
• Her Türlü Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Uluslararası Sözleşme ırk, renk, soy ya da ulusal veya etnik kökene;
• Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi kadın olmaya;
• 111 No’lu Uluslararası Çalışma Örgütü Sözleşmesi ırk, renk, cinsiyet, din, siyasi görüş ve sosyal kökene;
• Avrupa Sosyal Şartı ırk, renk, cinsiyet, din, siyasi görüş, ulusal köken veya sosyal kökene dayalı ayrımcılıkla sınırlı bir ayrımcılık yasağı öngörür.
Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme; Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Gözden Geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı ise, ayrımcılığın yasaklandığı nedenleri ucu açık biçimde sayar.
İnsan Hakları Komitesi, Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme’nin 26. maddesinde yer alan “her bağlamda” ifadesine dayanarak ayrımcılığın madde metninde geçen ifadelerle sınırlı olmadığını, açık uçlu olduğunu belirtmiştir. Aynı maddede geçen “veya diğer statüler” ifadesi Komite önüne gelen her vakada ayrıca değerlendirilmiş ve içtihatlarla geliştirilmiştir. Örneğin; uyrukluk, engellilik, yaş, evlilik dışı doğmuş olma Sözleşme’de belirtilen ayrımcılık temelleri arasında yer almaz. Buna karşın “veya diğer statüler” ifadesinin bunları da kapsadığı yönünde Komite kararları vardır. Diğer yandan, Komite 18 No’lu Genel Yorum’unda Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme’nin 2. ve 26. maddelerinde yer alan ayrımcılık yasağının sınırlandırmaya tabi tutulabileceğini, mutlak bir hak olmadığı belirtir. Belli kişilere veya gruplara makul ve objektif ölçütlere dayanılarak farklı muamele yapılabileceğini öngörür.
İnsan Hakları Komitesi kararlarında, uygulamaların ya da düzenlemelerin iyi niyetli olması halinde bile bunların doğurdukları sonuçların ayrımcılık oluşturabileceğine vurgu yapar. Bu durum, dolaylı ayrımcılık olarak kabul edilen ayrımcılık türünde gündeme gelir.
Yukarıda belirtilenler ışığında, kısaca şu tespitler yapılabilir:
• Aynı durumdakilere farklı muamele ayrımcılık yasağının ihlali niteliğindedir,
• Farklı durumdakilere aynı muamele ayrımcılık yasağının ihlali niteliğindedir ve eşitsizlik yaratma, eşitsizlikleri pekiştirme ve eşitsizlikleri artırma potansiyeline sahiptir,
• Farklı durumdakilere yapılan farklı muamele, muamelenin nitelik ve ölçüsüne göre eşitsizlikleri artırabilir, eşitsizlikleri muhafaza edebilir ya da eşitsizlikleri ortadan kaldırabilir.
Bunlar arasında sadece, farklı durumdakiler arasındaki eşitsizlikleri ortadan kaldırmaya yönelik farklı muamele, ayrımcılık yasağı kapsamında değerlendirilemez. Bunun dışındaki tüm hallerin, mevcut ayrımcılık yasağı hükümleri kapsamında değerlendirilmesi mümkündür ve gereklidir.
Dostları ilə paylaş: |