Eşitlik Kurumları
AB tarafından ayrımcılık yasağı kapsamında kabul edilen direktiflerin üye ülkeler açısından hukuken bağlayıcı nitelikte olması, üye ülkelerde bu alanda çok sayıda hukuki düzenlemenin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bunlar arasında İşe Alınma, Mesleki Eğitim ve İşte Yükselmede ve Çalışma Koşullarında Kadın ve Erkek için Eşit Muamele İlkesinin Yürürlüğe Konulmasına Dair 76/207/EEC sayılı Direktifi Değiştiren 2002/73/EC sayılı Direktif159 ile Irk veya Etnik Kökenine Bakılmaksızın Kişilere Eşit Muamele Edilmesi İlkesinin Uygulanmasına Dair 2000/43/EC sayılı Direktif özellikle önem taşımaktadır.
Cinsiyet temelli ayrımcılık bağlamında 76/207/EEC sayılı Direktif’te 2002 yılında yapılan değişiklik sonucunda 8(a) maddesi ile üye devletlere eşitlik kurumu kurulması yükümlülüğü getirilmiştir. Kurumun amacı, eşit davranma ilkesinin hayata geçirilmesini sağlamaktır. Üye devletler, cinsiyet temelinde ayrımcılık yapılmaksızın tüm insanlara eşit davranılmasını teşvik, analiz, denetleme ve desteklemek için gerekli kurum veya kurumları görevlendirecektir. Bu kapsamda oluşturulacak eşitlik kurumlarının ulusal insan hakları kurumlarının bir parçası olarak oluşturulması mümkündür. Bu kurumların üstlenmesi gereken görevler arasında ayrımcılık mağdurlarının şikâyet ve başvurularında bağımsız destek sağlamak, ayrımcılıkla ilgili araştırmalar yürütmek, ayrımcılıkla ilgili konularda raporlar yayınlamak ve öneriler sunmak yer almaktadır. Burada ağırlıklı olarak Irk Eşitliği Direktifi ile İstihdamda Eşitlik Direktifi üzerinde durulacaktır. Cinsiyet eşitliği temelli eşitlik kurumları ırk ve etnik köken ayrımcılığı kapsamında oluşturulan eşitlik kurumları ile büyük oranda örtüştüğü için, ayrıca cinsiyet eşitliği ile ilgili bu Direktif üzerinde durulmayacaktır.
Irk Eşitliği Direktifi’nin başlangıç bölümünde, üye ülkelerde etnik ve ırksal kökene dayalı ayrımcılığa karşı mücadelenin bir ya da birden fazla eşitlik kurumuyla güçlendirileceği ifade edilir. Eşitlik kurumlarının bu alandaki sorunları analiz edeceği, olası çözümler üzerinde çalışacağı ve mağdurlara somut yardım sağlayacağı belirtilmektedir.160 Bu doğrultuda Birlik üyesi tüm ülkelerin söz konusu alanda gerekli kurumları oluşturması, ayrımcılıkla ilgili araştırmalar yürütmesi, raporlar yayınlaması ve tavsiyelerde bulunması gerekmektedir. 2000/43 sayılı Direktif’in 13. maddesinde bu yükümlülük şu şekilde ifade edilmiştir:
1. Üye Devletler ırk veya etnik köken temelinde ayrımcılık yapılmaksızın herkese eşit muameleyi teşvik eden bir kurumu veya kurumları görevli kılacaktır. Bu kurumlar ulusal seviyede insan haklarının savunulması veya bireylerin haklarının güvence altına alınmasıyla görevli kuruluşların bir parçasını oluşturabilir.
2. Üye Devletler bu kurumların yetkileri arasında şunların bulunmasını sağlayacaktır:
– mağdurların ve 7. maddenin 2. fıkrasında bahsi geçen derneklerin, örgütlerin veya diğer tüzel kişilerin haklarına halel gelmeksizin, ayrımcılık mağdurlarına ayrımcılıkla ilgili şikâyetlerinin takibi konusunda bağımsız yardım sunmak,
– ayrımcılıkla ilgili bağımsız araştırmalar yürütmek,
– ayrımcılıkla ilgili herhangi bir mesele hakkında bağımsız raporlar yayımlamak ve tavsiyelerde bulunmak.
Üye devletler aşağıda ayrıntılı olarak görüleceği üzere, Irk Eşitliği Direktifi’nin 13. maddesi gereği çeşitli biçimler veya isimler altında (ombudsman, komisyon, iş müfettişleri), kurumlar oluşturmuşlardır.161 Bu kurumların bir kısmı, önceden başka amaçlar kapsamında kurulmuş olan kurumların yetkilerinin Direktif doğrultusunda artırılmasıyla oluşturulmuştur. Bir kısmı ise yeni oluşturulmuş kurumlardır. Bazı ülkelerde bu kurumlar ombudsman kurumları şeklinde oluşturulurken, diğerlerinde ise komisyonlar biçimindedir. AB’ye üye ülkelerde bulunan ombudsmanların ilki İsveç’te 1980 yılında, toplumsal cinsiyet ayrımcılığı temelli olarak kurulmuştur. Bunu 1986 yılında Etnik Ayrımcılık Ombudsmanı, 1994 yılında Engellilere Yönelik Ayrımcılık Ombudsmanı ve 1999 yılında Cinsel Yönelim Ayrımcılığı Ombudsmanı izlemiştir. Benzer kurumlar çok sayıda Birlik üyesi ülkede de oluşturulmuştur.
Ombudsmanlar komisyonlara göre daha çok şikâyet temelli kurumlar olarak görülmektedir. Şüphesiz bu iki farklı kategori arasında uygulamada su geçirmez bir ayrım söz konusu değildir ve her iki tipte kurum da benzer işlevler üstlenebilmektedir. Bazı üye ülkelerde ombudsmanlar çeşitli temellerde ayrımcılıkla mücadele için kurulmuşken bazı üye ülkelerde her bir temelde ayrımcılıkla mücadele amacıyla ayrı bir ombudsman oluşturulmuştur. Ayrıca bazı üye ülkeler bu şekilde farklı temellerde ayrımcılıkla mücadele için kurulmuş birden fazla yapıyı tek çatı altında toplamaktadır.
Eşitlik kurumlarının ayrımcılık vakaları ile hukuki zeminde mücadelesi farklı biçimlerde gerçekleşebilmektedir. Eşitlik kurumları hukuki alanda mağdurlara hukuki yardım sağlamakta ve arabuluculuk, kurum adına yargısal veya idari usullere başvurma, müdahil olma veya ayrımcılıkla mücadelede test yöntemi gibi yollara başvurabilmektedir.
Irk ayrımcılığı ve toplumsal cinsiyet ayrımcılığı konularında mağdurlara hukuki yardım, üye ülkeler için direktiflerle bir yükümlülük haline gelmiştir. Arabuluculuk ise, dava yolunun ayrımcılık vakalarında bazı olumsuz sonuçlara yol açabilme riski barındırması nedeniyle gündeme gelmiş ve bu anlamda eşitlik kurumlarının giderek daha sık başvurduğu bir usul halini almıştır. Eşitlik kurumları belli bir konu hakkında çok sayıda başvuru alıyorsa, ancak ayrımcılık mağdurları hukuki yollara başvurmak istemiyorsa, eşitlik kurumu kendisi adına başvuru yapabilmektedir. Eşitlik kurumları açısından daha az masraflı bir diğer seçenek ise mevcut bir davaya müdahil olmaktır.
Eşitlik kurumları yukarıda belirtilen yargısal işlevler yanında, yargısal benzeri işlevler de üstlenebilmektedir. Bu işlevler bağlayıcı kararlar yayınlamak, tavsiye kararları yayınlamak şeklinde olabilmektedir.
Eşitlik kurumlarının bir diğer işlevi de araştırmalar yürütmek ve raporlar yayınlamaktır. Ayrımcılığın nerede ve nasıl oluştuğunun ortaya konulması ayrımcılığın ortadan kaldırılması için büyük önem taşımaktadır. Bu anlamda bağımsız ve güvenilir araştırmalar ve raporlar, ayrımcılıkla mücadele alanında politika oluşturulması açısından da önemlidir. Bu şekilde ulaşılacak verilerin mevzuatta değişiklik yapılması söz konusu olduğunda karar alma süreçlerinde yardımcı olması, ulusal ve uluslararası denetim mekanizmalarının bilgilendirilmesi, farkındalığın artırılması, dava yoluna başvurulduğu durumlarda destek sunması gibi işlevleri de olabilmektedir. Hükümetlere tavsiyelerde bulunmak eşitlik kurumlarının en önemli işlevlerinden birisidir. Eşitlik kurumları eşitlik ilkesinin hayata geçirilmesi amacıyla yetkilendirildiğinden bu kurumların hükümetlere yönelik yapısal ve kurumsal değişim konularında güçlü tavsiyelerde bulunması mümkündür.
Dostları ilə paylaş: |