Sözleşme’nin Uygulanmasının Denetimi
Sözleşme’nin 17. maddesi, denetim organı olarak Kadınlara Yönelik Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Komitesi’nin60 kurulmasını öngörmüştür. Komite, daha önce incelenen denetim mekanizmalarına benzer şekilde çalışma yapmaktadır. Komite, taraf devlet raporlarının ve bireysel başvuruların incelenmesi yolu ile denetim yapar. Komite ayrıca genel tavsiyeler yayımlayabilmektedir.
2000 yılında yürürlüğe giren İhtiyari Protokol, Sözleşme’nin ihlal edildiği iddiası ile Komite’ye başvurabilme olanağını getirmektedir. Başvuru sonucunda tazminata hükmedilemez, ancak taraf devlete ihlali nasıl giderebileceği yönünde tavsiyede bulunulur. Bu Protokol’e göre, Komite bir taraf devletin Sözleşme’yi sistematik ve ağır biçimde ihlal etmesi halinde, kendiliğinden harekete geçerek inceleme yetkisini de kullanabilir. Taraf devletin işbirliği yaptığı durumda, taraf devlet ziyaret edilerek incelemede bulunabilir. Bu incelemeler ve taraf devletten alınan bilgiler sonucunda bir rapor hazırlanmaktadır.
Türkiye’nin Sözleşme’nin denetim organı olarak kurulan Kadınlara Karşı Ayrımcılığın Önlenmesi Komitesi’ne bugüne dek sunmuş olduğu dört rapor sırasıyla 1990, 1997, 2005 ve 2010 yıllarında Komite tarafından ele alınmıştır.61 Diğer hususlar yanında Komite, kadın ve erkek arasında eşitlik ilkesinin uygulanmasını denetleyecek bir mekanizmanın eksikliğini tespit etmiş, resmi raporda ileri sürülen “ayrımcılığın Türklerin mizacına yabancı olduğu” iddiasını tatmin edici bulmamış, kadın haklarına dair ilgisizliğin sadece dilsel problemlerle açıklanmasını yetersiz bulmuştur.
Komite ayrıca Sözleşme kapsamındaki bütün alanlarda, özellikle de kırsal bölgelerde yaşayan kadınlar, etnik azınlıklar gibi mağdur olma potansiyeli taşıyan kadınlar açısından ulusal mekanizmalar ve ilgili bakanlıkların bütüncül ve sistematik yaklaşımlarının bulunmamasından endişe duyduğunu belirtmiştir. Komite, çoklu ayrımcılığa uğrayan Kürt kadınlarının durumlarının iyileştirilmesi ile ilgili hiçbir özel önlem alınmamasından derin üzüntü duyduğunu da ifade etmiştir.
Komite yine azınlıklara mensup kadınların durumlarının acilen denetlenmesini ve Sözleşme tarafından garanti altına alınan tüm yasal hakların güvence altına alınmasına yönelik sistematik çalışmaların yapılmasını tavsiye etmiştir. Sözleşme’nin 1. maddesi gereğince kadına karşı ayrımcılığın açık bir tanımının yapılmamış olması, Komite için ayrıca bir endişe kaynağı oluşturmuştur. Komite, anadili Türkçe olmayan kadınların ve kız çocuklarının eğitime erişim ve eğitimde başarıları açısından çoklu ayrımcılık biçimleriyle yüz yüze kaldıklarını belirtmiştir. Komite ayrıca, okullarda ve üniversitelerde mevcut başörtüsü yasağının kız çocukları ve kadınlar üzerindeki etkileriyle ilgili sayısal ve niteliksel bir araştırma bulunmaması konusunda endişe duyduğunu ifade etmiştir.
Komite Türkiye’ye, kadına yönelik şiddetle ilgili daha kapsamlı önlemler almaya öncelik vermesini ve eğitim, istihdam, sağlık, siyasi hayat ve kamu hayatı alanlarında başörtüsü takılmasına ilişkin yasağın etkilerini değerlendirmek amacıyla çalışmalar düzenlemesini tavsiye etmiştir. Bu tavsiyelerle bağlantılı olarak Komite Türkiye’den, kadına yönelik şiddetin ve başörtüsü takılmasına ilişkin yasağın etkilerine ve bu konularda alınan önlemlere ilişkin iki yıl içerisinde yazılı bilgi sunmasını talep etmiştir.
Dostları ilə paylaş: |