Sinan Işık v. Türkiye Başvuru, başvurucunun inancı gereği nüfus cüzdanındaki din hanesine Alevi yazılması talebinin iç hukukta reddedilmesi üzerine yapılmıştır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi din ve vicdan özgürlüğünün ihlal edildiğine karar vermiştir. Mahkeme her ne kadar ayrımcılık yasağına dair bir değerlendirme yapmamış olsa da nüfus cüzdanı gibi resmi belgelerde dini inançların belirtilmesinin idari makamlarla olan ilişkilerde ayrımcı davranışlara yol açabileceğini ifade etmiştir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararı, Sinan Işık v. Türkiye, Başvuru no: 21924/05, Karar tarihi: 02.02.2010, http://cmiskp.echr.coe.int/tkp197/search.asp?skin=hudoc-en (erişim: 31.01.2011).
Kanun’da yer alan düzenleme tarafsız nitelikte gözükse ve doğrudan bir ayrımcılık oluşturmasa da idari makamların ve yargı organlarının hangi inancın din hanesine yazılıp yazılamayacağına dair bu yöndeki kararları ayrımcı niteliktedir. Bu durum özellikle azınlık dinlerine ya da farklı inanç gruplarına mensup kişiler bakımından, devlet kurumları veya özel hukuk gerçek kişileri veya tüzel kişileri ile ilişkilerde ayrımcılık yaratma potansiyeli taşımaktadır. Bu sebeple nüfus kayıtlarında ve cüzdanlarında din hanesinin yer almasına dair düzenleme, sonuçları ve etkileri itibariyle dolaylı ayrımcılık oluşturan bir düzenleme niteliğinde kabul edilebilir.