İrevan Hanlığı’nda bir diğer önemli toprak vergisi “behre” olarak adlandırılıyordu. Hazine topraklarında toplanan üretimden yirmide yedisini köylüler hana veriyorlardı. Üretimin yirmide üçü ağaya, yirmide dördüyse hazineye veriliyordu. Verginin üçte ikisi buğday, üçte bir kısmı ise arpayla ödeniyordu. Hayvancılıkla uğraşanlar her manda için 1 manat (para birimi), inek için-50 gepik (kuruş), eşek için-50 gepik, dişi eşek için-1manat 20 gepik, yük atı için 2 manat 20 gepik, dişi at için-1 manat veriyorlardı. Koyunculukla uğraşanlar her baş koyun için “penahabadi” veya 20 gepik gümüş para vermek zorundaydılar. Hazineye ait otlaklardan kullanma karşılığında bir de “çobanbeyi” vergisi alınıyordu.
Esnaflar “mancanag parası”, “dokuma parası” adlandırılan vergiler veriyorlardı. Bağ sahibleri “bağ parası” vermek zorundaydılar. Tebaalarından bayramla ilgili “bayramlık”, aynı zamanda “toy harcı” (dügün parası) “değirmen parası” ve diğer değişik vergiler alınıyordu.19
Tebaalar adları geçen vergilerle birlikte diğer görevlerini de yapmak zorundaydılar. Görev iki şekildeydi: “biyar” ve “avariz”.
Hanlıkta şehir olarak bir tek İrevan şehri vardı. İrevan şehri yeşillikle çevrelenmişti. Hatta kalenin içinde de çok sayıda bahçe vardı. Çevre şekilli kale duvarlarının genel uzunluğu 28 verste yaklaşıyordu. Kale içi şehri idari olarak, Şehir, Topbaşı ile Demirbulak olarak üç mahalleye ayrılıyordu. Tatlı suyu olan Kırkbulak ırmağı şehrin içinden geçtiği için şehrin su problemi yoktu. Şehirde 8 cami ve 7 kervansaray vardı. Han sarayı hariç tüm evler bir katlı, yassı çatılıydılar, sokaklar dar ve yamuk-yumuk idi.20
Diğer Azerbaycan şehirlerinde olduğu gibi İrevan’da da birçok meslek dalları gelişmişti. Şehirde terzi, şapkacı, çekmeci, terlikçi, kuyumcu, dokumacı boyacı, kasap, ekmekçi, kebapçı, saraç, kalfa, marangoz, dülger, derici, manifaturacı, camcılık gibi meslek dallarıyla uğraşanlar çoktu. Bu meslek sahiplerinin çoğu esnaf odalarında birleşmişlerdi.
Esnaf dükkanları genelde şehir meydanında yerleşmişlerdi. Yurtdışı, transit ve iç ticaret de genel olarak pazarlarda yapılıyordu. İrevan pazarında irili ufaklı 138 dükkan vardı.21
Ticaret, özellikle yerli ticaret, sanatkarlarla beraber şehrin ekonomisini geliştiriyordu. Ticaret toptan ve perakende olmak üzere iki türlü yapılmaktaydı. Baçdar adlı memurlar, gelen tüccar ve seyyahlardan “toprak bastı” adlı vergi alıyorlardı. Sık sık yapılan feodal savaşları, yolların bakımsızlığı iç ticareti olumsuz etkiliyordu.
Yurt dışı ticareti ise biraz canlanmıştı. Yurt dışından, özellikle Rusya’dan gelen tüccarlar İrevan ustalarının yaptıkları ipeği alıyorlardı. Moskova, Nijni Novgorod pazarlarında İrevan’da yapılmış ipek ipliklere ve kumaşa sıkça rastlanıyordu. Hanlıktan yabancı pazarlara kırmızı renkli ve bez kumaşlar, pirinç, şarab vb. götürüyorlardı. Bez genellikle Karabağ Hanlığı’na, pirinç, Merend, Hoy ve Tebriz Hanlıklarına, pamuk Beyazıt, Kars, Tiflis, Şuşa ve diğer şehirlere ihraç ediliyordu.22
“Rehdari” adıyla alınan gümrük parası hanların büyük gelir kaynağıydı. Bu rüsumu toplama hakkı yıllık ortalama 1300 tümen karşılığında veriliyordu. At ve deveyle getirilmiş her top ipek, boya, ip ve pamuk için 4 manat 20 gepik rüsum alınıyordu. Şeker, demir mamül
leri, kına, yağ, bal, tütün, mal piği satan tüccar 2 manat 12 gepik “rehdari” verirdi.23 Kırmızı diye adlandırılan boya bitkisi, tamamının da İran’dan getirilen çeşitli mallara göre tüccar 1 manat 60 gepik çömlek satışı için 25 gepik, İran’dan getirilen dokuma kumaşlar için 2 manat 40 gepik, hanlıktan götürülen üzüm, nohut ve pirinç için 62 gepik rüsum alınıyordu. Boyacılardan alınan vergi daha çoktu ve bu yılda 370 tümen yapıyordu. Ekmek ve tahıl ürünleri satma hakkı 50 tümene, sabun satışında vergi toplama hakkı 60 tümene veriliyordu.24
İrevan pazarında, İran, Osmanlı, Rusya, Gürcistan ile Şuşa, Hoy, Tebriz ve diğer şehirlerde yapılmış paralar kullanılmaktaydı. Bu paraların alım güçleri farklıydı. Bu çeşitlilik, tartı ve ölçü birimlerindeki farklı ticaretin gelişmesini de etkiliyordu.
İrevanlı Mir Mehdi Han, kendi arazisini genişletmek amacıyla 1748 yılının başlarında Urmiye Hanlığı’na saldırdı ve onun bazı bölgelerini ele geçirdi.25
1749 yılında ise İrevan Hanlığı saldırıya uğradı. Karabağlı Penahali Han, İrevan Hanlığı’na saldırarak Eçmiedzin çevresindeki toprakları yağmalayıp, geri döndü. Hanlıktaki Ermeniler bu olaydan yararlanarak yardım için Gürcü çarları baba oğula-Teymurz’a ve II. İrakli’ye başvurdular. Zaten Azerbaycan topraklarına, özellikle İrevan’a göz dikmiş Gürcü çarları bu fırsatı kaçırmadılar. Çarlar 1751 yılının Eylülü’nde hanlığa saldırarak Mir Mehdi Han’ın ordusunu yendiler ve buradan da Tebriz’e kadar ilerlediler.26 Bu olaydan sonra İrevan hanı, Gürcü çarlarıyla birlikte olmaya söz verdi.
Bu nedenle de, İrevan hanı, Gence hanıyla birlikte Teymuraz ve II. İrakli’nin 1751 yılında Şekili Hacı Çelebi Han’a karşı savaşa katıldılar. Ama saldırıda Hacı Çelebi Han Gürcü çarlarını ve onların taraftarlarını yendi.27
Daha sonraları İrevan Hanlığı güneyden gelen tehlikelerle karşılaştı. 1748 yılında Mir Mehti Han tarafından yenilen Urmiye Hanı Fetali Han Afşar, öç almak için fırsat kolluyordu. O, bir zamanlar Nadir Şah’ın, daha sonraları Emir Aslan Han’ın yanında hizmet eden, şimdi özgür olan Azat Han’ın yönettiği çeteleri kullanmaya karar verdi ve Azat Han’ı kendi tarafına çekmeyi başardı. Fetali Han, Azat Han’ı bir kısım Urmiye savaşçısıyla İrevan’a gönderdi. Bu ordunun ön birlikleri İrevan Kalesi’ni kuşattılar. İrevan Ermenileri yeniden Gürcü çarlarından yardım istediler. Gürcü ordusu II. İrakli’nin komutasında İrevan’a yürüdü. Onlar Afşar-Afgan ordularının sayıca az olan İrevan’daki öncü birliklerini yendiler.28 Ama vazgeçmemiş olan Urmiye ve Afgan ordusunun yaklaştığını gören Gürcü çarları İrevan çevresini acele terkettiler. Azat Han kolaylıkla İrevan Kalesi’ne girdi, burada bir müddet dinlendikten sonra II. İrakli’yi takip etti. İki taraf arasında yapılan kısa savaş sonrası II. İrakli kendisi için ağır koşullarla barış imzaladı. O, 200 Gürcü askerini, Zal Bey ve Aslan Bey adlı nüfuzlu iki Gürcü feodalını rehin verdi. Hatta II. İrakli’nin kızkardeşini bile rehin verdiği hususunda bilgiler de vardır. Azat Han Güney Azerbaycan’a döndüğünde Mir Mehdi Han’ın yerine Halil Han Özbey’i İrevan’da hanlık tahtına oturtmuştu.29
Afşar ve Afgan orduları Kuzey Azerbaycan’ı bırakıp gittikten sonra Gürcü çarları yeniden Azerbaycan hanlıklarına karşı işgal politikasına devam ettiler. Onlar 1752 yılında Kuzey Azerbaycan’ın en kuvvetli hanı olan Hacı Çelebi Han’a karşı yeniden harekat başlattılar. Çarlar birçok Azerbaycan hanını, bu arada İrevan hanı da dahil olmak üzere hile ile Hacı Çelebi Han’a karşı savaşı görüşmek ve konuşmak adıyla Gence yakınlarında bir bölgeye çağırarak hapsettiler. Hacı Çelebi Han’ın büyük orduyla geldiğini gören Çarlar hapsettikleri Azerbaycan hanlarını da alarak Tiflis’e doğru hareket ettiler. Hanlar, Hacı Çelebi Han’a onları serbest bıraktırmaları için gizli yolla haber saldılar. Hacı Çelebi Han, Tiflis civarında Gürcü çarlarına yetişti. Gürcüler, hanları bırakıp şehre kaçtılar30 ve diğer hanlar gibi İrevan Han’ı da bundan sonra İrevan’a döndü.
Halil Han’ı İrevan’da destekleyenler çok azdı. Bundan yararlanan yerli feodal, Hasan Ali Han Kaçar ihtilal yaparak hanlık tahtını ele geçirdi. Hasan Ali Han toplam 4 yıl hanlık yaptıktan sonra 1759 yılında bu görevi kardeşi Hüseynali Han üstlendi.31
1756 ve 1769 yıllarında II. İrakli yeniden İrevan Hanlığı’na saldırmış ve Hüseynali Han’ı kendisine bağlı bir hale getirmişti. O, Gürcü hazinesine belli miktarda vergi vermek durumunda kaldı. İran’da yönetimi ele geçiren Kerim Han Zend, Gürcü çarlarının Azerbaycan hanlıklarını etkilemesine razı değildi. O, Hüseynali Han’a II. İrakli’ye vergi vermemesini teklif ederek onu savunacağına söz verdi. Bunun üzerine Hüseynali Han II. İrakli’ye verilen vergi için itiraz etti.32
1779 yılında Kerim Han Zend öldükten sonra İran’da ve Azerbaycan’daki iç çekişmelerden yararlanan Gürcü Çarı II. İrakli, yeniden İrevanlı Hüseynali Han’dan vergi istedi. Hüseynali Han’ın buna itiraz etmesi üzerine II. İrakli, 20 binlik bir orduyla hanlığa saldırdı. Kuvvetli bir savunmayla karşılaşan Çar geri dönmek zorunda kaldı. Gürcü Çarı döndüğünde İrevan Hanlığı’ndan kendisiyle birlikte 1600 Hıristiyan ve 700 Müslüman ailesini de götürdü.33
Hüseynali Han Osmanlı İmparatorluğu’nun desteğine güvenerek Gürcistan’a götürülmüş ailelerin geri verilmesi talebinde bulundu. II. İrakli bunu yapmasa da İrevan hanına karşı biraz yumuşadı. Nihayet, Eçmiedzin katalikosu Simon’un aracılığıyla II. İrakli ile Hüseynali
Han arasında antlaşma imzalandı. Hüseynali Han, II. İrakli’ye yılda 30 bin manat vergi vermeyi kabul etti. Hatta bazı kaynaklardaki bilgilere göre İrakli bu miktarı 50 bin manata kadar yükseltmişti.34
Hüseynali Han bir müddet sonra yine II. İrakli’ye bağımlı olmaya itiraz etti. Gürcü ordularının sık sık İrevan’a saldırması Osmanlı Devleti’ni rahatsız ediyordu. Bu yüzden de Akalsık Paşası II. İrakli’yi bir nota ile uyardı.35
Kartli-Kaheti Hanlıklarını işgal etme amacıyla II. İrakli, Rusya’dan askeri yardım almak için 24 Temmuz, 4 Ağustos 1789’da Georgiyevsk şehrinde Rusya’nın hakimiyetini tanıyan bir antlaşma imzaladı.36
İrevan Hanlığı’na karşı yabancı tehditlere komşu-dini ve dili bir olan Osmanlı Devleti tarafsız kalamazdı. Sultanın emriyle İrevan’daki durumu öğrenmek için Kars şehrinden üç “tüccar” buğday almak maksadıyla İrevan’a gönderildi. Onlar İrevanlılara mücadele etmelerini önerdiler ve Azerilere, İstanbul’dan Kars’a çok sayıda top getirildiğini bildirdiler.37 İstanbul’dan Kars’a top getirildiği haberini Trabzon’daki Ermeni yepiskopu da İrevan Ermenilerine iletmişti.38 Osmanlı’dan İrevan Hanlığı’na gönderilen mektuplardan biri “Siz İrevanlılar doğa itibariyle Türksünüz. Eğer kötü kuvvetler İrevan Kalesi’ne saldırırlarsa siz direnerek Müslüman yasalarını korumalısınız. Sultan, Kars ve Beyazıt Paşalarına her zaman sizi savunmaları hususunda yetkiler vermiştir. Çok eski devirlerden beri biz komşu ve dostuz. Biz her zaman yasayı korumaya hazırız” şeklinde yazılmıştı.39
Kars paşası, Hüseynali Han’a gönderdiği mektupta “Bizim ünlü Kapıağası Salahor Mehmet Sal Bey’in isteği üzerine Akalsıklı Süleyman Paşa aracılığıyla para ve hediyeler gönderilmiştir. Kısa bir süre sonra siz onları alacaksınız. Allah’ın yardımıyla biz her zaman sizinle dost olacağız ve bu dostluğu ne olursa olsun korumalıyız. Size ne gerekiyorsa emredin” yazmaktaydı.40
Rus tarihçisi O. P. Markova, arşiv belgelerine dayanarak Akalsık, Erzurum, Kars ve Beyazıt paşaları İrevan ve diğer Azerbaycan Hanlıklarıyla ilişkilerini ve onları II. İrakli’ye karşı çıkmaya çağırdıklarını yazıyordu.41 Osmanlı sultanının, İrevan hanına gönderdiği mektupta “Bize ulaşan bilgilere göre, Tiflis çarı Rusya’yla birleşerek Azerbaycan hanlarının arasını bozmaya, onların arasında Rusya’ya eğilim yaratmaya çalışıyor… Siz bizimle birleşmeye çaba gösterin. Düşmanı yenmek için birleşin, onu öldürün, kurşuna dizin” denmekteydi.42
Osmanlı Devleti’yle İrevan Hanlığı arasındaki yaklaşım yerli Ermenilerin hiç de hoşuna gitmiyordu. Onlar kendi temsilcileri Stepan Saakov’u Sankt-Peterburg’a göndererek Rusya hükümetine büyük heyecanla Osmanlıların, İrevanlılara çok yakın davrandıklarını, Hıristiyanlara karşı sert olmalarını yazdıklarını haber veriyorlardı. Mektupta Ermeniler daha sonra Rusya hükümetinden onları himaye etmelerini istiyorlardı.43
1783 yılında İrevan’da isyan sonucu Hüseynali Han’ın öldürülmesi, hanlıkta durumun zorlaşmasına neden olmuştu. II. İrakli durumdan yararlanarak İrevan Hanlığı üzerinde baskı kurmak istedi. Bu amaçla kayın biraderi Vagration’u bir kısım silahlı güçle İrevan’a göndererek Gürcülere yakın olan Sultan Ahmed’i Han tahta çıkarma görevini Verdi. Ama Vagration İrevan’a yaklaştığında Hüseynali Han’ın büyük oğlu Gulamali Bey’in tahta oturduğunu duydu ve geri dönmek zorunda kaldı.44
Osmanlı Devleti’nde, 1783 yılında Gürcistan’a gelen Rus ordusunun amacının, bu bölgeden Osmanlı’ya darbe indirme olduğu düşüncesi çok yaygındı. Bunu önlemek için Akalsık, Erzurum, Kars ve Beyazıt paşaları Tiflis şehrine saldırmaya hazırlandılar. Osmanlı’nın Gürcistan’a saldırı hazırlamasını Rusya’nın Enzeli’deki konsolu Tumanovski Heşterhan Gubernatoru Jukov’a 18 Nisan 1784 tarihli mektubunda haber veriyordu. Tumanovski Erzurum ve Beyazıt paşaları Gürcistan’a saldırmak için baya ordu toplayarak Azerbaycan ve Dağıstan hakimlerini de bu işe dahil etmeye çalıştıklarını yazıyordu. Onlar bu harekata katılan savaşçıların her birine senede 200 manat vereceklerini vaat etmişlerdi.45
1784 yılının başlarında Türkiye’nin temsilcisi Halil Efendi, Dağıstan, Şirvan ve Karabağ’da bulunduktan sonra, bir süre İrevan’da kaldı. Halil Efendi’nin baskısıyla Gulamali hanı, II. İrakli’ye vergi vermemesi konusunda ikna etti. Rus orduları Kafkasya komutanı General Potyomkin, bu durum karşısında II. İrakli’ye İrevan’ı almayı önerdi. Bu arada Akalsık, Kars, Erzurum ve Beyazıt paşalarının temsilcileri İrevan şehrindeydiler. Onlar İrevan hanına babasının ölümü nedeniyle “geçmiş olsun” demek için gelmişlerdi. Gerçek amaçları ise İrevan hanının yardımıyla diğer Azerbaycan hanlarını Rusya ve Gürcistan’a karşı kışkırtmaktı.46
Fakat 1784 yılının yazında Gulamali Han öldürüldü. Tahta, Hüseynali Han’ın 12 yaşındaki oğlu Mehemmet Bey çıktı. Mehemmet Han’ın annesi Gürcü olduğundan II. İrakli onu etkiliyordu. Bu durum Akalsıklı Süleyman Paşa’yı rahatsız ediyordu. O, İrevan Kalesi’ni II. İrakli’nin ele geçireceğinden kuşkulanarak Makılı Ahmet Sultan ve Hoylu Ahmet Han’ın kaleyi almak için onaylarını aldı.47 Sultan, İrevan’a gönderdiği mektupta Müslümanları birliğe çağırıyordu. Tiflis çarının ise Azerbaycan hanlarını Rus yanlısı yapmaya, dolayısıyla onların mahvına çalıştığını yazıyordu.48 Süleyman Paşa tüm Azerbaycan hanlarını İrevan Hanlığı’na yardım etme konusunda uyarmıştı.49
Genç hanın öldürülmesi üzerine İrevan’ın Gürcülerin eline geçeceği tehlikesini önlemek için Osmanlı hükümeti acil tedbirlere başvurdu. Türk hükümetinin desteğiyle Türkiye ile müttefik ilişkileri olan Hoylu Ahmet Han, damadı Hüseynali Han’ın genç oğlu Mehemmet Ağa’yı İrevan tahtına çıkardı. Sultan, İrevan’ın yeni hanıyla sıkı ilişkilerin oluşmasına özellikle dikkat ediyordu. I. Abdülhamit’in Mehemmet Han’a gönderdiği mektupta: “… yaşça büyük olan ve liyakatlı Hoy hanına senehsalar makamı vererek tüm çanlara ferman gönderip, bizim paşa ve vezirlere İrakli’nin yaptıkları hususunda bilgi vermelerini söylemişiz”50 diye yazıyordu. Sultanın emriyle bir kısım çanlara, o cümleden İrevan hanına değerli hediyeler gönderildi. Akalsık kadısı Süleyman Paşa, Mehemmet Han’a: “Sizi kendime oğul bilerek, her zaman samimiliğimi kanıtlamaya çalışacağım. Vezir Aslan’ın isteğiyle size Mehmet Sal Bey aracılığıyla para ve hediye gönderiyorum” diye yazmaktaydı.51 Aynı zamanda Akalsık, Kars ve Beyazıt paşalarına ordularıyla İrevan Hanlığı’na doğru hareket emri de verilmişti.
Akalsıklı Süleyman Paşa, İrevan hanına gönderdiği mektupta: “Sizi öz oğlum bilerek her zaman sizin emniyetiniz için çalıştım hükümdarın ve Asak Vezirin mektubu esasında Kapıağası Salahor Mehmet Sal Bey’in aracılığıyla size ve diğer Azerbaycan hanlarına para ve hediyeler gönderilmiştir. Onları yakın zamanda alacaksınız. Eğer siz bizim devletimize sadıksanız ve bizimle dost olmak istiyorsanız o zaman Osmanlı Devleti bundan haberdar olmalıdır. Siz yalnız bizim sadık bendemiz olmakla kalmayacaksınız, Sultan’ın da size saygısı artacak, eğer sözlerime inanırsanız benim de size karşı sevgim artacaktır. İyilik sever oğlum ve arkadaşım bu mektubu getireni geç kalmadan hemen gönder” diye yazmaktaydı.52
Rusya ve onun elemanı İrakli, İrevan’ın, Osmanlı kontrolüne geçmesine tarafsız kalamazdı. Bu sebeple de o İrevan’daki taraftarlarını desteklemek amacıyla oraya 2000 kişilik ordu gönderdi. İrakli’nin baskısıyla Mehemmet Han, Süleyman Paşa’ya mektup göndererek İrakli’nin tarafında olduğunu bildirdi.53
Mehemmet Han’ın bu yaklaşımı, Osmanlı hükümetinin bölgede etkinliklerini genişletme ihtiyacını hissettirdi. Sultan Karabağ ve Hoy hanlarını bile kısa zamanda İrevan şehrini almak konusunda uyardı.54
1787 yılının Haziran ayında Hoy’un yeni Hanı Hüseyngulu Han’a gönderilen Sultan fermanında “Tiflis valisi, Rusları Azerbaycan’ı ve bizim topraklarımızı yağmalamak için çağırmıştır. Fakat o, bizim yöneticisi olmayan devleti koruma yetkimiz olduğunu unutmuştur. Biz hiç bir zaman İrevan’ın çökmesine ve yağmalanmasına rıza gösteremeyiz. Bu sebeple de Beyazıt, Van ve Muş’un yöneticilerine size gerektiğinde silahlı güçleri göndermelerini emrettik. Eğer Tiflis valisi sınırı geçmeyi düşünürse, o zaman Erzurum Paşası Mustafa size yardım edecektir” diye yazılmıştı.55
Osmanlıların İrevan’ı alma niyetini öğrenen Kafkasya sınırındaki Rus ordusunun kumandanı, general R. S. Potyomkin’e merkezden Osmanlılar İrevan’a doğru geldiklerinde ne yapması gerektiğini de söylemişlerdi.56
Kaynakların verdiği bilgiye göre 1787 yılının Temmuz ayında Gürcistan’daki Rusya temsilcisi S. Burnaşov, general R. S. Potyomkin’e mektup göndererek ona, yeni bilgiler almak amacıyla İran’a gönderdiği Prens Çavçavadze döndüğünde, Türkiye’den Azerbaycan hanlarına gönderilen fermanda sultanın onları her zaman savunacağını, İrevan şehrinin Azerbaycan’a ait olduğu için onun hiçbir zaman Gürcistan’a bağımlı olmasına razı olamayacaklarını haber vermesini bildiriyordu. Çavçavadze’nin sözlerine göre Sultan Erzurum paşasına ve sınırdaki diğer paşalara ne yolla olursa olsun Rus ordularını önlemeyi tenbih etmişti. Umma Han, İbrahim Halil Han ve diğer Azerbaycan hanları İrevan’ı kesin bir şekilde Gürcistan’ın baskısından kurtarmak için birleşmişlerdi.57
1795 yılında İrevan Hanlığı güneyden yeni ve daha kuvvetli bir tehlikeyle karşılaştı. Bilindiği gibi Kerim Han Zend öldükten sonra İran’da Şahlık tahtı uğrunda uzun süren kanlı çarpışmaları Ağa Mehemmet kazandı. Ağa Mehemmet, Türk Kacar boyundandı. Onun ataları bir zamanlar Şah Abbas tarafından Azerbaycan’dan İran’ın Astrabad iline göç ettirilmişti. Ağa Mehemmet Han, Şahlık iddiasını resmileştirmek için devletin eski arazilerini geri almak ve aynı zamanda da Güney Kafkasya’yı da kendilerine bağımlı kılmak düşüncesindeydi. Bu nedenle o, 1795 yılının ilkbaharında Kuzey Azerbaycan’a ve Gürcistan’a doğru askeri harekata başladı.
Ağa Mehemmet Han, harekat sırasında Azerbaycan hanlarına fermanlar göndererek teslim olmalarını ve itaat belirtisi olarak da rehin vermelerini istedi. Bu fermanlardan birini de İrevanlı Mehemmet Han almıştı. Mehemmet Han, diplomatik davranarak sevmediği kardeşini Ağa Mehemmet Han’ın sarayına rehin olarak gönderdi. Kendi ise düşmana direnç göstermek için hazırlanmaya başladı. Ağa Mehemmet Han, İrevan hanı tarafından aldatıldığını anladı ve kardeşi Aligulu Han’ı 20.000 askerle İrevan Kalesi’ni işgal etmeye gönderdi. İran orduları kaleye yaklaşarak onu kuşattılar. İrevanlılar 35 gün direndiler. Bu süre içinde düşman hanlığın köylerini yağmalıyordu. Mehemmet Han teslim olmak zorunda kaldı. İran hazinesine yılda 8 funt (tartı birimi) altın ve 80 bin manat göndermeye razı oldu. Han kendi askeri birliğiyle gerektiğinde İran hakiminin hizmetine de gitmek zorundaydı.
Bilindiği gibi Ağa Mehemmet Han, Güney Kafkasya’ya ilk harekatı zamanında Karabağ Hanlığı’nın mer
kezi olan Şuşa şehrini 53 gün kuşatmış, fakat kaleyi alamamıştı. O, Şuşa kuşatmasını bırakarak Gürcistan’a saldırmış ve Tiflis şehrini yakmıştı. Bundan sonra Ağa Mehemmet kışlamak için Muğan Çölü’ne gelmiş oradan da Tahran’a gitmişti.58
Ağa Mehemmet Han’ın Güney Kafkasya’ya yürüşü ve resmen himayesinde olan Gürcü Çarlığı’na saldırısı Rusya’nın bölgedeki itibarına büyük darbeydi. Bu nedenle de Rus İmparatoriçesi II. Katerina 30.000 kişilik bir orduyu Graf Zubov’un komutasında Güney Kafkasya’ya gönderdi. Zubov, Kuzey Azerbaycan’ın bazı yerlerini ele geçirse de 1796 yılının Kasım ayında Katerina’nın ölümüyle tahta çıkan oğlu I. Pavel dış politikasının yönünü değişerek Rus ordularına Güney Kafkasya’dan geri çekilme emri verdi.
1796 yılının sonbaharında kendisini Şah ilan eden Ağa Mehemmet 1797 yılında Kuzey Azerbaycan’a ikinci kez saldırdı. Bu kez Şuşa kalesini almayı başardı. Fakat burada saray memurları tarafından öldürüldü. Kumandanını kaybeden İran savaşçıları perişan olarak İran’a kaçtılar.59
Ağa Mehemmet Şah’ın ikinci saldırısında İrevanlı Mehemmet Han’ı yanına çağırarak Rus ordusuyla işbirliği ilesuçlayıp Gervin’e göndermişti.60 İran’da şahlık tahtına çıkan Ağa Mehemmet Şahın varisi Fetali Han, İrevan’ı silah zoruyla almanın zorluğunu görünce Mehemmet Han’ı İran’a sadık olması şartıyla özgür bırakarak İrevan’a gönderdi.61 Fakat Mehemmet Han hiç de İran’ın sadık bir vassalı olmadı. O, Hoylu Cefergulu Han’la işbirliği yaparak İran hükümdarına itaate karşı geldi. Ama onlar Şehzade Abbas Mirze’nin ve Serdar Süleyman’ın yönettiği İran ordusu tarafından yenildiler. Bir süre sonra Abbas Mirze İrevan Hanlığı’na girerek İrevan kalesini kuşattı. Kuşatma kırk gün sürdü. İran askerleri bu süre içinde zamanlarını çevredeki köyleri yağmalamakla geçiriyorlardı. Mehemmet Han, Abbas Mirza’ya tazminat ve sadakat nişanesi olarak rehinler vermek zorunda kaldı.62
XIX. yüzyılın başlarında İrevan Hanlığı’yla Osmanlı Devleti arasındaki ilişkiler gerginleşir. Bu durum Akalsık kalesi Şerif Paşa’nın sultana yönelik isyanıyla ilgiliydi. İrevanlı Mehemmet Han Şerif Paşa’yı destekledi. İsyanı bastırma görevi Erzurum paşasına verilmişti. Erzurum paşası Fransa’ya karşı savaşta Türkiye’yle antlaşma yapmış Rusya’nın Kafkasya’daki ordularının komutanı K. F. Knoring’e yardım için mektup gönderdi. Knoring Tiflis’te olmadığı için onun yardımcısı General İ. P. Lazarev, Gürcü şehzadesi David’i Borçalı ve Kazak’tan topladığı birlikleri Erzurum paşasının yardımına sevketti. 1801 yılında Erzurum Paşası K. F. Knoring’e mektup göndererek, Şerif Paşa’ya yardımı bırakması için Mehemmet Han’ı etkilemesini rica etti.63
Bu ricayla Rus orduları 1802 yılının Mart-Nisan aylarında Kars paşasının kuvvetleriyle birleşerek Osmanlı arazisine giren Mehemmet Han’ın ve Nahçıvanlı Kelbeli Han’ın kuvvetlerini yendiler.64 Fakat bu süre içinde Mehemmet Han boş durmadı ve 1802 yılının Mayıs ayında Pembek ve Kars Paşalığı’na doğru ilerledi. K. F. Knoring, Mehemmet Han’ın saldırısını önlemek işini Albay Karyagin’i görevlendirdi. Kars paşasına, Ruslarla kuvvetlerini birleştirmesi teklifinde bulundu. Mayıs ayının ortalarında Rus ve Osmanlı birleşik kuvvetleri İrevanlı Mehemmet Han’ı bir kez daha yendiler.65
1803 yılından başlayarak, Çarlık Rusyası Kuzey Azerbaycan Hanlıklarını işgal etmeye başladı. Kafkasya’daki Rus ordularına yeni başkomutan olarak Sisyanov atandı. Rus komutanlığı İran ve Osmanlı sınırlarındaki İrevan Kalesi’nin alınmasına özellikle dikkat ediyorlardı. Bu nedenle de 1804 yılında Mayıs ayının ortalarında Başkumandan Sisyanov, yönetimindeki orduyla yaklaştı. İrevan’a doğru yürüyen Rus ordusu 4370 kişiden oluşuyordu. İrevanlı Mehemmet Han savunmaya çok özenle hazırlanıyordu. O, kaleyi savunanların sayısını 7 bin kişiye kadar çıkardı. Kale duvarlarına 22 top yerleştirdi, kaleye çok fazla gıda ve silah yığdı.66
Rus ordularının Azerbaycan’a yürüyüşü İran’ın öfkesine neden oldu ve 10-22 Haziran 1804 tarihlerinde I. Rus-İran Savaşı adıyla bilinen savaş başladı. Fetali Şah ordularını Kuzey Kafkasya’ya, ilk önce de stratejik bir nokta olan İrevan’a yöneltti.
Sisyanov, İran orduları ulaşıncaya kadar İrevan Kalesi’ni almak için şehrin toplarla ateşe tutulmasını emretti. Kaleye saldırmadan önce Rus orduları oraya her gün 5-10 top ile aralıksız ateş açıyordu.67
İran’a ihanet ederek 200 atlısıyla Ruslara katılmış olan Hoylu Cafergulu Han, 24 Temmuz’da Sisyanov’a, Fetali Han’ın ordularının İrevan’a yaklaşarak, kaleyi kuşatan Rus ordusuna iki yandan darbe indirmek istedikleri hakkında bilgi aldığını bildirdi. Sisyanov hemen İran ordularını önlemek için iki grup ayırdı. Bu gruplar İran ordularının önünü keserek onların kaleye yaklaşmalarına izin vermedi.68
Sisyanov’un kısa bir sürede İrevan Kalesi’ni alma planı gerçekleşmedi. Rus ordularının kaleye saldırısı başarısızlıkla sonuçlandı, aynı zamanda Ruslar sık sık hem kaledeki İrevan savaşçılarının, hem de kaleyi kuşatımdan kurtarmaya çalışan İran askerlerinin saldırısına uğruyorlardı. Diğer taraftan Rus ordularının erzağı tamamen tükenmiş, Gürcistan ile ilişkiler kesilmiş, Rus ordusu çok fazla kayıp vermişti. Diğer taraftan da İrevan’a İran ordusundan çok sayıda yardım gelmişti. Rusların İrevan’ı alamayacakları açıktı. Bu nedenle de General
Dostları ilə paylaş: |