mütehaccim (a.s.) hacimlenmiş, hacimli, cüsseli.
mütehaccir (a.s. hacer'den) tahaccür etmiş, taş hâline gelmiş, taşlaşmış.
mütehaccire (a.s. hacer'den) ["mütehaccir"in müen.]. (bkz: mütehaccir).
mütehâcî (a.s. hecv'den) birbirini hicveden, birbirini yeren; hicveden.
mütehâcim (a.s. hücûm'dan. c. mü-tehâcimîn) tehacüm eden, birbirine hücum eden, saldıran.
mütehâcim-âne (a.f.zf.) hücum edercesine, saldırırcasına.
mütehâcimin (a.s. mütehâcim'in c.) tehacüm edenler, birbirine hücum edenler, saldıranlar.
nıütehâciyâne (a.f.zf.) hicvedercesine.
mütehaddır (a.s.) tahaddur eden, yeşillenen, yeşil renk bağlayan, (bkz: müte-hazzır).
mütehaddi' (a.s. hud'a'dan) tahaddu' eden, bilerek aldanan.
mütehaddî (a.s.) rtahaddî eden, çekişen.
mütehaddib (a.s. hadeb'den) tahad-düb eden, kanbur olan, kanburlaşan.
mütehaddir, mütehaddire (a.s. hader'den) tahaddur eden, örtünen, bürünen; meç. namuslu.
Nisvân-ı mütehaddire örtülü, namuslu kadınlar.
mütehaddir (a.s.) yokuş aşağı giden, hızla aşağı doğru inen, yuvarlanan, (bkz: münhadir).
mütehaddis, mütehaddise (a.s. hudûs'dan) tehaddüs eden, meydana gelen veya çıkan, peyda olan.
Vakayi'-i mütehaddise ortaya çıkan vak'alar.
mütehaddis (a.s.) tahaddüş eden, tırmalanan; ıztırap çeken.
mütehâdı' (a.s.) aldanmamış iken aldanmış gibi görünen.
mütehaffız (a.s. hıfz'dan. c. mütehaffızîn) tahaffuz eden, korunup sakınan.
mütehaffızîn (a.s. mütehaffız'ın c.) tahaffuz edenler, korunup sakınanlar.
mütehaffif (a.s. hıffet'den) 1. tahaffüf eden, hafifleyen. 2. ayağa mest, çizme gibi konçlu bir şey giyen.
mütehâfit (a.s. heft'den) bir şeyin üzerine istekle saldıran.
mütehâfit-âne (a.f.zf.) bir şeyin üzerine istekle saldınrcasına.
mütehakkık (a.s. hakk'dan) tahakkuk eden, doğruluğu meydana çıkan.
mütehakkıka (a.s. hakk'dan) ["mütehakkık"in müen.]. (bkz: mütehakkık).
mütehakkid (a.s.) tahakkud eden, kin tutan, (bkz: kîn-dâr).
mütehakkim (a.s. hükm'den. c. mü-tehakkimîn) l. tahakküm eden, hâkimlik takınan. 2. zorba.
mütehakkim-âne (a.f.zf.) tahakkümle; zorbalıkla.
mütehakkime (a.s. hükm'den) ["mütehakkim" in müen.]. (bkz: mütehakkim).
mütehakkimîn (a.s. mütehakkim'in c.) l. tahakküm edenler, hâkimlik takınanlar. 2. zorbalar.
mütehalhıl (a.s. halhal'dan) açılıp parçaları ayrılmış olan; kabarık, kabartılmış olan.
nıütehâlif (a.s. halfden) iki düşmandan ikisine de yemin veren.
mütehâlif (a.s. hulfden) tehâlüf eden, birbirine uymayan.
mütehâlifü'l-merkez merkezi bir olmayan.
Devâir-i mütehâlifetü'l-merâkiz merkezî yerler olmayan dâireler.
mütehâlik (a.s. helâk'dan) tehalük eden, kendini tehlikeye düşürecek kadar acele ile bir işe koşan.
mütehâlik-âne (a.f.zf.) büyük bir acele ile, çabuklukla.
mütehallî (a.s. haly'den) tahallî etmiş, süslenmiş, donanmış [maddî, manevî].
mütehallî (a.s.) tahallî eden, boşalan, boş kalan, (bkz: mütecevvif).
mütehallid (a.s. huld'den) tahallüdeden, bir yerde daimî olarak kalan, (bkz: ebedî, hâlid, sermedi).
mütehallif (a.s.) tahallût eden, uygun gelmeyen, uymayan.
mütehallik (a.s. hulk'dan) ahlâk peyda eden, huy edinen, yeni bir huy kazanan.
mütehallika (a.s. halk'dan) ["mütehallik"in müen.]. (bkz: mütehallik).
mütehallil (a.s.) 1. tahallül eden, bozulan. 2. araya giren, araya sokulan.
mütehallil (a.s. hall'den) tahallül eden, hallolmuş, erimiş, çözülmüş.
mütehallile (a.s. hall'den) ["mütehallil" in müen.]. (bkz: mütehallil).
mütehallim (a.s. hilm'den) 1. yumuşak huylu imiş gibi görünen. 2. anat. memeleşen, meme gibi yuvarlaklaşan.
mütehallis (a.s. hulûs'dan) 1. halâs bulan, kurtulan. 2. mahlas alan, [ikinci] ad takınan.
mütehallit (a.s.) tahallût eden, karışan, karışık olan.
mütehâmî (a.s. himâye'den) kendini himaye eden, sakınan, korunan, (bkz. mütehammî).
mütehâmik (a.s. humk'dan) kendini ahmak gösteren, (bkz: mütehammik).
mütehâmik-âne (a.f.zf.) ahmakcasına.
mütehâmiyane (a.f.zf.) kendini himaye edercesine; sakınarak, korunarak.
mütehammız (a.s. humz'dan) tahammüz eden, ekşiyen. (bkz: mütehammir).
mütehammı (a.s.) kendini himaye eden; korunan, (bkz: mutenamı).
mütehammik (a.s. humk'dan) ahmaklaşan, ahmak gibi davranan veya konuşan, (bkz: mütehâmik).
mütehammil (a.s. haml'den. c. mütehammilin) tahammül eden, dayanan; yük altında bulunup ses çıkarmayan [maddî, manevî].
mütehammilâne (a.f.zf.) 1. tahammül ederek, dayanarak. 2. yüklenerek.
mütehammilin (a.s. mütehammil'in c.) tahammül edenler, dayananlar, yük altında bulunup ses çıkarmayanlar.
mütehammir (a.s. hamr'den) tahammür eden, mayalanan, ekşiyen, fr. fermente. (bkz. mütehammız).
mütehannî (a.s.) münhanî olan, eğrilen.
mütehannin (a.s.) çok göreceği gelen, özleyen, (bkz. mütehassir).
mütehârib, mütehâribe (a.s. harb'den) harbeden, savaşan.
Düvel-i mütehâribe birbiriyle savaşan devletler.
mütehârim (a.s.c. mütehârimîn) teharüm eden, ihtiyar gibi görünen, yalandan ihtiyarlık gösteren.
mütehârimâne (a.f.zf.) yalandan ihtiyar gibi görünerek.
mütehârimîn (a.s. mütehârim'in c.) teharüm edenler, ihtiyar gibi görünenler, yalandan ihtiyarlık gösterenler.
müteharrik (a.s. hark'dan) taharruk eden, yırtılan.
müteharrî (a.s. hary'den) taharrî eden, araştıran.
mütehâriş (a.s. tehârüş'den) tehârüş eden, hınldaşıp dalaşan.
müteharrik (a.s. hareket'den) 1.hareket eden, kımıldayan, oynayan. 2. fels., fiz. hareketli, işler. 3. a. gr. harekesi olan, harekeli [harf].
müteharrik bi'z-zât (kendi işler) otomobil, otomat.
müteharrikiyyet (a.i.) fels. devingenlik, fr. mobilite.
müteharrim (A.s. harâm'dan). (bkz. mütehazzir).
müteharrimâne (a.f.zf.). (bkz. mütehazzir-âne).
müteharriş (a.s. taharrüş'den) taharrüş etmiş, tırmalanan, tırmık yiyen.
müteharrişiyyet (a.i.) irkitici-lik, fr. irritabilite.
müteharriyâne (a.f.zf.) taharrî edene, araştırana yaraşır yolda.
müteharriz (a.i.) sakınan, korunan.
mütehâsım (a.s. husûmet'den. c. mütehâsımîn) 1. birbirlerine hasım olan, karşılıklı düşmanlık eden. 2. karşılıklı dâva edenlerden her biri.
mütehâsımîn (a.s. mütehâsım'ın c.) birbirlerine hasım olanlar, karşılıklı düşmanlık edenler; karşılıklı dâva edenler.
mütehâsid (a.s. hased'den) biri birine hasededen, biri birini kıskanan, çekemeyen.
mütehassıl (a.s. husûl'den) hâsıl olan, meydana gelen.
Asâkir-i mütehassına kaleye, istihkâmlı bir yere kapanmış askerler, erler.
mütehassıs (a.s. husûs'dan) 1. ihtisası olan, bir işin bir şubesini çok iyi bilen, uzman. 2. yalnız bir şeye ayrılmış, ayrı bir işte kullanılan.
mütehassir (a.s. haser'den) tahassür eden, pıhtılaşmış.
Dem-i mütehassir pıhtılaşmış kan.
mütehassir (a.s. hasr'den) hasret çeken, özleyen, (bkz: mütehannin).
mütehassir-âne (a.f.zf.) hasret çekerek, özleyerek.
mütehassire (a.s. hasr'dan) ["mütehassir" in müen.]. (bkz: mütehâşî).
mütehassis (a.s. hiss'den) hislenen, duygulanan.
mütehassisâne (a.zf.) hislenerek, duygulanarak.
mütehâşî (a.s. huşû'dan) haşyet gösteren, korkup çekinen.
mütehâşî (a.s. haşy'den) tehâşî eden, sakıngan, çekingen, (bkz: mütehaşşî).
mütehâşi' (a.s. huşû'dan) huşu ile eğilen.
mütehâşia (a.s. huşû'dan) ["müte-hâşi" nin müen.]. (bkz: mütehâşi').
mütehâşiyâne (a.f.zf.) sakınganlıkla, çekingenlikle; kaçımrcasma.
mütehaşşî (a.s.) tehâşî eden, korkan, saygı ile karışık korkup çekinen, (bkz: mütehâşî).
mütehaşşi' (a.s. haşyet'den) tahaşşu1 eden, alçakgönüllü, (bkz: mütevâzî).
mütehaşşib (a.s. haşeb'den) odunlaşan, odunlaşmış.
mütehaşşid, mütehaşşide (a.s. haşd'den. c. mütehaşşidîn) tahaşşud eden, biriken, toplanan.
Asâkir-i mütehaşşide biriken, toplanan asker [bir yerde-].
mütehaşşidîn (a.s. mütehaşşid'in c.) tahaşşüdedenler, birikenler, toplananlar.
mütehaşşin (a.s. huşûnet'den) huşunet, sertlik gösteren, (bkz: haşîn).
mütehaşşiyâne (a.f.zf.) mütehaş-şî'ye, saygı ile karışık korkana yaraşır yolda.
mütehâtıb (a.s. hitab'dan) birbirine hitabeden, söyleşen.
mütehâtir (a.s.) birbirini tekzîbeden, yalanlayan.
mütehattır (a.s. hutûr'dan) tahattur eden, hatırlayan.
mütehattır-ı eyyâm-ı mâzî geçmiş günleri hatırlayan.
mütehattî (a.s.) 1. atlayıp geçen. 2. hatâ işleyen, yanılan.
mütehattim (a.s. hatm'den) lüzumlu, gerekli.
mütehattime (a.s. hatm'den) ["mütehattim" in müen.]. (bkz: mütehattim).
mütehâvin (a.s. hevn'den) bir işi mühimseyemeyen, işinde gevşek ve kayıtsız davranan, (bkz: mütekâsil).
mütehâvir (a.s.) tehâvür eden, birbiriyle konuşan.
mütehavvif (a.s.) havfe düşen, korkak.
mütehavvifâne (a.f.zf.) korkak-casına, korkarak.
mütehavvife (a.s. havfden) ["mütehavvif in müen.]. (bkz: mütehavvif).
mütehavvil (a.s. havl'den) 1. tahavvül eden, değişen, değişmiş, değişik, kararsız. 2. mat. değişken.
mütehavvil-i mutavassıt mat. 'parametre.
mütehayyil (a.s. hayâl'den) tahayyül eden, hayâle dalan, hayal kuran.
mütehayyilâne (a.f.zf.) hayal kurarak, hayâle, düşünceye dalarak.
mütehayyile (a.s. hayâl'den) ["mütehayyil" in müen.]. (bkz: mütehayyil).
mütehayyile (a.i. hayâl'den) hayal kurma merkezi, fr. imagination. (bkz: muhayyile).
mütehayyir (a.s. hayret'den. c. müte-hayyirîn) hayrette kalan, şaşmış, şaşırmış, (bkz: mebhût).
mütehayyirâne (a.f.zf.) şaşkın şaşkın, şaşkınca, şaşırarak.
mütehayyirîn (a.s. mütehayyir'in c.) hayrette kalanlar, şaşmışlar, şaşırmışlar.
mütehayyiz (a.s. hayz'den. c. müte-hayyizân, mütehayyizîn) 1. tehayyüz eden, yer tutan. 2. itibarlı, mühim, ileri gelen [kimse].
mütehayyizân (a.s. mütehayyiz'in c.). (bkz. mütehayyizîn).
mutehazzı' (a.s.) huzû' gösteren, alçakgönüllülük eden. (bkz: mütevazı').
mütehazzı-âne (a.f.zf.) alçakgönüllülükle.
mütehazzır (a.s.) tahazzur eden, yeşillenen, yeşil renk bağlayan, (bkz: mütehaddır).
mütehazzır (a.s.) huzurda bulunan,hazır [olan].
mütehazzib (a.s.) hizip hizip, küme küme toplanan.
mütehazzin (a.s.) hüzünlü, kederli,
mütehazzır (a.s. hazer'den) dikkatli davranan, sakınan, çekinen.
mütehazzir-âne (a.f.zf.) sakınarak, çekinerek.
müteheccî (a.s. hecâ'dan) heceleyen.
müteheccid (a.s.) teheccüdeden, gece uyanıp namaz kılan.
müteheddî (a.s. hedy ve hidyet'den) 1. ihtida eden, doğru yola giren, islâm dînini kabul eden. 2. hediye gönderen.
müteheddim (a.s. hedm'den) teheddüm eden, inhidam eden, yıkılan, (bkz: münhedim).
mütehekkim (a.s. tehekküm'den) tehekküm eden, alay eden.
mütehekkimâne (a.f.zf.) alay edercesine.
mütehellil (a.s.) tehellül eden, sevinçten yüzü gülen.
mütehennic (a.s.) tehennüceden, ansızın karnında canlanıp kımıldamaya başlayan çocuk.
mütehettik (a.s. hetk'den) 1. tehettük eden, yırtılan. 2. utanmaz, edepsiz, yırtık.
mütehevvid (a.s.) tehevvüdeden, Yahudi olan.
mütehevvir (a.s. hevr'den) tehevvür eden, birdenbire hiddetlenen, osuruğu cinli, öfkeli, kızgın.
mütehevvirâne (a.zf.) anî öfke ile, hiddet ile saldırarak [sonunu düşünmeden].
mütehevviren (a.zf.) öfke ile, kızgınlıkla [sonunu düşünmeden].
müteheyyi' (a.s. hey'et'den) hazırlanan, hazırlanmış, hazır.
müteheyyi'-i hareket harekete, gitmeğe hazırlanmış.
müteheyyib (a.s.) teheyyübeden, heybetli, korku ve saygı duygusunu veren.
müteheyyic (a.s. heyecân'dan) te-heyyüceden, heyecana gelen, coşan, coşkun.
müteheyyicâne (a.f.zf.) heyecana gelerek, coşarak, coşkunlukla.
müteheyyice (a.s. heyecân'dan) ["müteheyyic"in müen.]. (bkz: müteheyyic).
müteheyyim (a.s.c. müteheyyimîn). (bkz: mütehayyir).
müteheyyimâne (a.f.zf.). (bkz. mütehayyir-âne).
müteheyyimîn (a.s. mütehayyim'in c.), (bkz: mütehayyirîn).
mütehezzic (a.s.c. mütehezzicîn) tehezzüceden, makamla şarkı söyleyen.
mütehezzicâne (a.f.zf.) makamla şarkı söylercesine.
mütehezzicîn (a.s. mütehezzic'in c.) tehezzüc edenler, makamla şarkı söyleyenler.
mütehezziz (a.s.) ihtizaz eden, titreyen, zıngırdayan.
mütekabbız (a.s. kabz'dan) 1. asık suratlı. 2. toplanıp çekilen. 3. buruşup kasılan [adale].
mütekabbil (a.s. kabul ve kubûl'den) kabul eden, üstüne alan.
mütekabil, mütekabile ("ka" lar uzun okunur, a.s. kabl'den) 1. tekabül eden, biri, ötekinin karşısında olan.
Muâmele-i mütekabile (bkz: mukabele bi-1-misl). 2. mat. karşıt.
mütekabilü'l-kadem bot. antipot, fr. antipode.
mütekabilen ("ka" uzun okunur, a. zf.) 1. karşılıklı olarak. 2. mat. karşıt olarak.
mütekabiletân ("ka" uzun okunur. a.i.c.) birbirine mütekabil (*karşıt) olan iki şey.
Zâviyetân-ı mütekabiletân geo. birbirine mütekabil (karşıt) olan zaviyeler (açılar).
mütekabiliyyet ("ka" uzun okunur a.i.) 1. karşılıklı vaziyet. 2. fels. karşıtlık.
mütekâbir (A.s. kibr'den) kendini büyük gören.
mütekaddim, mütekaddime (a.s. kadm' ve kudûm'den. c. mütekaddimîn) 1. tekaddüm eden, öne geçen, ileri geçen, önde bulunan, baştaki. 2. geçmiş, eskimiş, eski.
Ezmine-i mütekaddime eski zamanlar, evvel zamanlar. 3. takdîm olunan, sunulan.
mütekaddimîn (a.s. mütekaddim'in c.) evvelden gelip geçenler, eskiler, eski insanlar.
mütekaddimîn-i şuarâ eski şâirler.
mütekaddis (a.s. kuds'den) takad-düs eden, kutsal olan, çok temiz olan.
mütekadim ("ka" uzun okunur, a. s.) tekadüm eden, geçmiş bulunan.
mütekâfî, mütekâfiyye (a.s. küfv'den) birbirine küfüv, akran, denk olan, berâberleşen.
Nisbet-i mütekâfiyye aynı ölçüde olan.
mütekâfiyen (a.zf.) birbirine küfüv, akran, denk olarak.
mütekâfiyen mütenâsib fiz. münâsebeti olan veya nisbet olunan şeyin çoğalmasıyla bir şeyin azalması veya münâsebeti bulunan şeyin azalmasıyla bir şeyin çoğalması.
mütekâbil (a.s.) üşengeç, tenbel.
mütekaid ("ka" uzun okunur, a.s. ve i. kuûd'dan c. mütekaidin) tekaüt olup oturan, emekliye ayrılmış, emekli.
mütekaidin ("ka" uzun okunur, a.s. ve i. mütekaid'in c.) tekaüt olanlar, emekliye ayrılmışlar, emekliler.
mütekâlib (a.s. kelb'den. c. müte-kâlibîn) tekâlübeden, köpek gibi birbirinin üzerine sıçrayan.
mütekâlibâne (a.f.zf.) birbirinin üzerine sıçrayarak [köpek gibi].
mütekâlibîn (a.s. kelb'den. müte-kâlib'in c.) köpek gibi birbirinin üstüne sıçrayanlar.
mütekallib (a.s. kalb'den) takallü-beden, dönen, değişen.
mütekallid (a.s. kılâde'den. c. müte-kallidîn) 1. takallüdeden, boynuna takan. 2. takınan, kuşanan.
Mütekallid-i seyf kılıç kuşanan. 3. üzerine alan [birisi].
mütekallidîn (a.s. mütekallid' in c.), (bkz. mütekallid).
mütekallil (a.s. kıllet'den) az, azalmış olan.
mütekallis, mütekallise (a.s. kulûs'den) tekallüs eden, gerilen, çekilip toplanan, gerilmiş, gerilen.
Adalât-ı mütekallise tekallüs etmiş, gerilmiş adaleler, kaslar.
mütekâmil (a.s. kemâl'den. c. mütekâmilin) olgun, (bkz: mütekemmil).
mütekâmilâne (a.f.zf.) olgunlukla, olgunluk göstererek.
mütekâmilin (a.s.kemâl'den. müte-kâmil'in c.) olgun kimseler.
mütekamir ("ka" uzun okunur, a.s. kumar veya kımâr'dan) kumar arkadaşı, birbiriyle kumar oynayan.
mütekammis (a.s.) takammüs eden, kamîs, gömlek giyen.
mütekarib ("ka" uzun okunur, a.s. kurb'dan) 1. tekarübeden, yaklaşan, yakın, gittikçe birbirine yaklaşan. 2. ed. (bkz: bahr-i mütekarib). 3. fiz. ve mat. yakınsak, gittikçe birbirine yaklaşarak uzanan [şualar, ışınlar, çizgiler].
mütekaribe ("ka" uzun okunur, a.s.) birbirine yakınlaşan.
Eşi'a-i mütekaribe bir noktada toplanan ışınlar.
Hutût-i mütekaribe bir noktaya uzanan çizgiler.
mütekaribiyyet (a.i.) mat. yakınsama, fr. convergence.
mütekarin ("ka" uzun okunur, a.s. karn'den) 1. tekarün eden, yakınlaşmış, yaklaşmış. 2. birbirine bitişmiş.
mütekarrib (a.s. kurb'dan. c. müte-karribîn) takarrübeden, yaklaşan, yakın [olan]. mütekarribü'l-hulûl [olan] girmesi yaklaşan [ay].
mütekarribe (a.s. kurb'dan) ["mütekarrib" in müen.]. (bkz: mütekarrib).
mütekarribîn (a.s. mütekarrib'in c.) takarrübeden, yaklaşan, yakın [olanlar].
mütekarrih (a.s. karh'tan) karhalı, yaralı, çıbanlı, cerahatli [yara, çıban].
mütekarrir (a.s. karâr'dan) takarrür eden, kararlaşan; yerleşip kuvvet bulan, (bkz: mukarrer).
mütekarrire (a.s. karâr'dan) ["mütekarrir" in müen.]. (bkz: mütekarrir).
mütekasım ("ka" uzun okunur, a.s. kısm'dan. c. mütekasımîn) 1. tekasüm eden, paylaşan, bölüşen. 2. andlaşan.
mütekasımîn ("ka" uzun okunur, a.s. mütekasım'ın c.) bir şeyi aralarında bölüşüp paylaşanlar ve andlaşmalar.
mütekasır ("ka" uzun okunur, a.s. kasr'dan. c. mütekasırîn) 1. tekasür eden, elinden geldiği halde iş yapmayan. 2. kısalık gösteren, (bkz: mukassır).
mütekasırâne ("ka" uzun okunur, a.f.zf.) mütekasır olana, iş yapmayana; kısalık gösterene yakışır surette.
mütekasırîn ("ka" uzun okunur, a.s. mütekasır'ın c.) 1. ellerinden geldiği halde iş yapmayanlar. 2. kısalık gösterenler.
mütekâsif (a.s. kesâfet'den) tekasüf eden, sıklaşan, koyulaşan, yoğunlaşan.
mütekâsil (a.s. kesel'den. c. müte-kâsilîn) tekâsül gösteren, üşenen, üşengeç, tenbelce davranan.
mütekâsilâne (a.f.zf.) üşengeçlikle, tenbelce davranarak.
mütekâsilîn (a.s. kesl'den. müte-kâsil'in c.) tekâsül gösterenler, üşenenler, tenbelce davrananlar.
mütekâsiliyye (a.i.) dilencilik etmek suretiyle eline geçeni yiyerek can beslemek üzere dünyâya gelmiş olduklarına inanan bir tarikat.
mütekâsir (a.s. kesret'den) 1. tekasür eden, çoğalan, çoğalmış, çok. 2. ed. aruz ölçüsü.
mütekâsire (a.s. kesret'den) ["mütekâsir" in müen.]. (bkz: mütekâsir).
mütekassî (a.s.) tekassî eden, dikkatle araştıran.
mütekaşşi' (a.s. kaş'dan) 1. balgam söktüren [ilâç]. 2. balgam çıkaran [hasta].
mütekatı' ("ka" uzun okunur, a.s. kat'dan) 1. tekatu' eden, birbirini kesen. 2. geo. kesişen, birleşen.
Hatteyn-i mütekatıeyn kesişen, birbirini kesen iki çizgi.
mütekatıeyn (a.i. kat'dan) geo. kesişen doğru
Hatteyn-i mütekatıeyn kesişen, birbirini kesen iki çizgi.
mütekatil ("ka" uzun okunur, a.s) [karşılık olarak] birbirini katleden, öldüren.
mütekatır ("ka" uzun okunur, a.s. katr, kutur ve katarân'dan) katre katre dökülen; damlayan.
mütekattı' (a.s. kat'dan) 1. birdüziye olmayan, kesik. 2. coğr.; fels. kesiklik.
mütekattır (a.s. katre'den) takattur eden, katre katre dökülen, damlayan.
mütekavvem (A.s.) toplanmış, biçilmiş, kesilmiş.
mütekavvî (a.s. kuvvet'den) kuvvet bulan, kuvvetlenen.
Marîz-i mütekavvî kuvvetlenen hasta.
mütekavvil (a.s. kavl'den. c. müte-kavvilîn) tekavvül eden, kendiliğinden -mecbur olmadan- yalan söyleyen.
nıiitekavvilâne (a.f.zf.) mütekavvil olana, mecbur olmadan yalan söyleyene yaraşır yolda.
mütekavvilîn (a.s. kavl'den. müte-kavvil'in c.) tekavvül edenler, kendiliğinden -mecbur olmadan- yalan söyleyenler.
mütekavvim (a.s.) 1. takavvüm eden, eğri iken, bozuk iken düzelen, doğrulan.
Nihâl-i mütekavvim doğrulan dal. 2. gerekli ittıradı îcâbettiren. 3. teşkil edilmiş, kurulmuş; müesses; sağlam. 4. iyi idare edilen.
mütekavvis (a.s. kavs'den) kavis-lenen, yay şekline giren; yay gibi eğri; eğrilmiş, bükülmüş.
mütekavvit (a.s.). (bkz. mütegaddî).
mütekâyid (a.s.c. mütekâyidîn) te-kâyüdeden, birbirine hîle eden. (bkz: hîle-bâz).
mütekâyidâne (a.f.zf.) hîle ile, düzenbazlıkla.
mütekâyidîn (a.s. mütekâyid'in c.) tekâyüdedenler, birbirine hîle edenler.
mütekayyid (a.s. kayd'dan. c. müte-kayyidîn) takayyüdeden, kayıtlı bulunan, dikkatli davranan.
mütekayyidâne (a.f.zf.) kayıtlı bulunarak, dikkatli davranarak.
mütekayyidîn (a.s. kayd'dan. mü-tekayyid'in c.) takayyüdedenler, kayıtlı bulunanlar, dikkatli davrananlar.
mütekayyih, mütekayyiha (a.s. kayh'dan) takayyuh eden, irinli, cerahatli.
Cürûh-i mütekayyiha irinli, cerahatli yaralar.
mütekazî ("ka" uzun okunur, a.s. takaza'dan) tekazî eden, borçluyu -ödemesi için- sıkıştıran.
ıııütekebbir (a.s. kibr'den. c. müte-kebbirîn) tekebbür eden, kibirlenen, kibirli, kendini beğenmiş, (bkz: müstekbir, müte-azzım).
mütekebbirâne (a.f.zf.) kibirlilikle, kendini beğenmişlikle.
mütekebbirîn (a.s. mütekebbir'in c.) tekebbür edenler, kendini beğenmişler, (bkz: müstekbirîn).
mütekeddir (a.s. keder'den. c. mütekeddirîn) 1. tekeddür eden, kederlenen, kederli. 2. bulanan, bulanık.
Mâ-i mütekeddir bulanık su.
mütekeddirâne (a.f.zf.) 1. kederli bir halde. 2. bulanarak.
mütekeddirîn (A.s. mütekeddir'in c.) l. tekeddür edenler, kederlenenler, kederliler. 2. bulananlar, bulanık şeyler.
mütekeffil (a.s. kefâlet'ten. c. müte-keffilîn) tekeffül eden, kefil olan.
mütekeffilâne (a.f.zf.) tekeffül ederek, kefil olarak.
mütekeffilîn (a.s. mütekeffil'in c.) tekeffül edenler, kefil olanlar.
mütekehhil (a.s.c. mütekehhilîn) tekehhül eden, gözüne sürme çeken.
mütekehhilîn (a.s. mütekehhil'in c.) tekehhül edenler, gözüne sürme çekenler.
mütekehhin (a.s.kehânet'den. c. mütekehhinîn) kâhinlik, falcılık eden, gaipten bilen, (bkz: kâhin).
mütckehhinâne (a.f.zf.) kâhincesine, falcılıkla.
mütekehhinîn (a.s. mütekehhin'in c.) kâhinlik, falcılık edenler.
mütekellif (a.s. külfet'den. c. mütekellifîn) tekellüf eden, külfetli, zahmetli bir iş tutan.
mütekellifâne tn- . (a.f.zf.) külfetli, zahmetli iş tutanlara yakışacak yolda.
mütekellifîn (a.s. mütekellifin c.) tekellüf edenler, külfetli, zahmetli iş tutanlar.
mütekellim (a.s. kelâm'dan. c. mütekellimîn, mütekellimûn) 1. tekellüm eden, söyleyen, konuşan, (bkz: mütelâffız). 2. gr. birinci şahıs. 3. nutuk söyleyen. 4. kelâm bilgini.
mütekellim ale'l-vakf [eskiden] mütevelli.
mütckellimîn (a.i.c.) tslâmî ilimlerle meşgul olanlar, ilm-i kelâm âlimleri.
mütekellis (a.s. kils'den) kireçleşmiş, kireçlenmiş.
mütekemmil (a.s. kemâl'den) tekemmül eden, olgunlaşan, olgun, (bkz: mütekâmil).
mütekemmilâne (a.f.zf.) tekemmül ederek, olgunlaşarak.
mütekemmilîn (a.s. kemâl'den. mütekemmil'in c.) tekemmül edenler, olgunlaşanlar, olgunlar.
mütekemmin (a.s. kemîn'den) tekemmün eden, gizlenen, pusuya giren, pusuya yatmış olan, pusuda.
Leşker-i müte-kemmin pusuya yatmış asker.
mütekerrih (a.s.) 1. tekerrüh eden, kerîh gören, tiksinen. 2. surat asan.
tnütekerrihâne (a.f.zf.) tiksinir-cesine; surat asarcasına.
mütekerrir, mütekerrire (a.s. kürûr'dan) l. tekerrür eden, tekrarlanan, birden fazla vuku' bulan, birkaç kere olan.
İfâdât-ı mütekerrire tekrarlanan ifâdeler. 2. ed. murabba, muhammes, müseddes gibi bendli manzumelerin birinci bendi sonunda mısraın tekrar edilmiş olanı.
mütekessir (a.s. kesr'den) tekessür eden, kırılan; parçalanan.
Peymâne-i mütekessir kınlan bardak, kadeh.
mütekessir (a.s. kesret'den) tekessür eden, çoğalan, artan, çok.
mütekeşşif (a.s.) tekeşşüf eden, açılan, açılmış.
mütekevvin (a.s. kevn'den) tekevvün eden, hâsıl olan, mevcut bulan, var olan.
mütekeyyif (a.s.) tekeyyüf eden, bir keyfiyetle vasıflandıran, keyfiyetlenen.
mütekeyyis (a.s. kiyâset'den. c. mü-tekeyyisîn) tekeyyüs eden, zekî, akıllı görünen, akıllılık taslayan.
mütekeyyisâne (a.f.zf.) akıllılık taslayana yakışacak yolda.
mütekeyyisîn (a.s. mütekeyyis'in c.) tekeyyüs edenler, akıllılık taslayanlar.
mütelâffız (a.s. lâfz'dan) telâffuz eden, bir sözü ağzından çıkaran, söyleyen. (bkz: mütekellim).
mütelâfî (a.s. lefâ'dan) telâfî eden, kaybını, zarannı karşılayacak başka bir şey kazanan.
mütelâhhız (a.s.) telâhhuz eden, ekşi bir şey yiyenin yanında ağzı sulanan.
mütelâhız (a.s.) telâhuz eden, gözucu ile birbirine bakan.
Dostları ilə paylaş: |