Âb (f i. su. (bkz: mâ')



Yüklə 17,16 Mb.
səhifə122/189
tarix21.10.2017
ölçüsü17,16 Mb.
#8652
1   ...   118   119   120   121   122   123   124   125   ...   189

mütelâhi (a.s. lehv'den) sazla, oyunla uğraşan, oynayan, (bkz: mütelehhî).

mütelâhik (a.s. lühûk'dan) telâhuk eden, birbirine mülhak olan, birbiri ardından gelen, birbiri ardından yetişip birleşen, birbirine katılan, katışan.

mütelâhik da'vâ huk. davacının aynı zamanda birden fazla hukukî sebebe dayanabildiği dâva.

mütelâhime (a.i.) deri ile beraber epeyce de et kesilmiş olan bir yara.

mütelâhiyâne (a.f.zf.) sazla, o-yunla uğraşarak, oynayarak.

mütelâhiz (a.s.c. mütelâhizîn) telâhuz eden, gözucu ile bakışanlardan herbiri.

mütelâhizîn (a.s. mütelâhiz'in c.) telâhuz edenler, gözucu ile bakışanlar.

mütelâib (a.s. lâ'b'dan) oynayan, oyun ile meşgul olan.

mütela'ib (a.s. lâ'b'dan) telâ'ub eden, oynayan, oyunla meşgul olan.

mütelâin (a.s.) telâun eden, lânet-leşen, uğursuzlaşan.

mütelâkî (a.s. lika'dan) telâkî eden, kavuşan, kavuşmuş, ulaşmış.

mütelâkim (a.s.) telâküm eden, birbirine yumruk atan.

mütelâkkıb (a.s. lâkab'dan. c. mütelâkkıbîn) telâkkubeden, lâkab alan, lâkab takınan.

mütelâkkıbîn (a.s. mütelâkkıb'ın c.) telâkkubedenler, lâkab alanlar, lâkab takınanlar.

mütelâkkım (a.s.) telâkkum eden, lokma yutan.

mütelâkkıt (a.s.) iltikat eden, şuradan buradan durup devşiren.

mütelâkkî (a.s.) telakki eden, kabul eden, alan, ... nazariyle bakan.

mütelakkib (a.s. lâkab'dan) lâkap-lanmış.

mütelâl, mütelâlî (a.s.) parıldayan, ışıldayan [şimşek gibi çakarak].

mütelâsık, mütelâsıka (a.s. lusûk'dan) telâsuk eden, birbirine bitişen, bitişik.

Hutût-ı mütelâsıka birleşmiş hatlar, çizgiler.

mütelâsıkü'l-fekkeyn zool. yapışık çeneliler.

mütelâsıkü'l-vüreykat-ı ke'siyye bot. bitişik *çanakyaprakhlar.

mütelâ'sim (a.s.c. mütelâ'simîn) telâ'süm eden, kemküm eden, saçmasapan cevap veren.

mütelâ'simâne (a.f.zf.) kemküm ederek, saçmalayarak.

mütelâ'simîn (a.s. mütelâ'sim'in c.) kemküm edenler, saçmalayanlar.

mütelâssıs (a.s. lüss'den) hırsızlık eden.

mütelâşî (a.s.) telâş eden, acele eden, aceleci.

mütelâşiyâne (a.f.zf.) telâş ile, acele ile.

nıütelâtıf (a.s. lûtfdan) lûtf ile muamele eden, muamelesi kibar ve nâzik olan. (bkz: mültefıt).

mütelâtım, mütelâtıma (a.s.) telâtum eden, birbirine çarpan, çalkalanan, dalgalanan, çırpıntılı; dalgalı.

Deryâ-yi mütelâtım dalgalı deniz.

Emvâc-ı mütelâtıma birbirine çarpan dalgalar.

mütelâttıf (a.s. lûtfdan) telâttuf eden, ince, nâzik davranan.

mütelâttıfâne (a.f.zf.) incelikle, naziklikle.

mütelattıh (a.s.) telâttuh eden, bulaşan, bulaşık olan [çamur, yağ v.b.].

mütelâzzî (a.s.) telâzzî eden, alev çıkaran, alevlenen.

mütelebbis (a.s. libâs'dan) telebbüs eden, giyinen, giyinmiş.

müteleclic (a.s.) teleclüc eden, dilini çiğneyerek, basık basık konuşan.

müteleffit (a.s.) teleffüt eden, iltifat eden.

müteleffit-âne (a.zf.) iltifat edercesine.

müteleffif (a.s.) teleffüf eden, sarılıp bürünen.

mütelehhî (a.s. lehv'den) sazla, oyunla vakit geçiren, (bkz: mütelâhî).

mütelehhib (a.s. leheb'den) telehhüb eden, alevlenen, alev çıkaran.

miitpiohhif (a.s. lehefden. c. mütelehhifîn) telehhüf eden, hasret çeken, hüzünlü olan, yanıp yakılan.

mütelehhifâne (a.f.zf.) hasret çekerek, tasalı, kaygılı olarak, yanıp yakılarak.

mütelehhifîn (a.s. mütelehhifin c.) hasret çekenler, kederli, tasalı olanlar, yanıp yakılanlar.

mütelemmi' (a.s. lem'den) telemmü' eden, panldayan.

Seyf-i mütelemmi' parıldayan kılıç.

mütelemmis (a.s. lems'den) telem-müs eden, dokunan [el ile].

mütelemmiz (a.s.c. mütelemmizîn) telemmüz eden, talebelik etmek suretiyle öğrenen.

mütclemmizâne (a.f.zf.) talebelik etmek suretiyle, öğrenene yakışacak yolda.

mütelemmizîn (a.s. mütelemmiz'in c.) telemmüz edenler, talebelik etmek suretiyle öğrenenler.

mütelessim (a.s.c. mütelessimîn) telessüm eden, yüzü peçeli; yaşmaklı.

mütelevvin (a.s. levn'den) 1. telev-vün eden, renkli, boyalı. 2. renkten renge giren, bir halde durmayan, sebatsız, kararsız.

mütelevvinü'l-mizâc gelgeç [kimse].

mütelevvinâne (a.f.zf.) mütelevvin olana, renkten renge girene yakışacak surette.

mütelevvis (a.s. levs'den) televvüs eden, kirli, pis, mundar, (bkz: mütevessih).

müteleyyin (a.s. leyyin'den) teleyyün eden, yumuşak olan, yumuşayan.

müteleyyis (a.s. leys'den) arslan yürüyüşlü, arslan yürekli.

müteleyyisâne (a.f.zf.) arslancasına, arslan gibi. (bkz: şîrâne).

mütelezzic (a.s.) telezzüceden, lüzûcetli, yapışkan olan, yapışkan.

mütelezziz (a.s. lezzet'den) telezzüz eden, lezzet bulan, tad alan, hoşlanan.

mütelezzizâne (a.f.zf.) tad alarak, hoşlanarak.

mütelezzize (a.s. lezzet'den) ["mütelezziz" in müen.]. (bkz: mütelezziz).

mü'telif (a.s. ülfet'den) 1. ülfet eden, alışan, alışık. 2. uygun, denk. (bkz: muvafık), [zıddı muhtelif].

mütemâcid (a.s.) şeref ve haysiyeti ile övünen.

mütemâdi (a.s. temâdî'den) 1. temâdî eden, uzayan, süren. 2. fasılasız, arasız.

mütemadiyen (a.zf.) temâdî ederek, arkası kesilmeyerek, devamlı, sürekli olarak. (bkz. bilâ-fâsıla, bilâ-inkıta').

mütemâdiyyet (a.i.) devamlılık, sürerlik.

mütemahhıt (a.s.) temahhut eden, sümküren.

mütemahhız (a.s.c. mütemahhızîn) inanarak can ve gönülden çalışan.

mütemâlik (a.s.) nefsine hâkim olan, nefsine sözü geçen.

mütemârız (a.s. maraz'dan. c. mütemârizîn) temaruz eden, hasta gibi görünen, yalandan hasta olan.

mütemânzâne (a.f.zf.) yalandan hastalanarak.

mütemârızîn (a.s. mütemânz'ın c.) temaruz edenler, hasta gibi görünenler, yalandan hasta olanlar.

mütemâsik (a.s.). (bkz. mütemes-sik.

mülemâsil (a.s. misl'den) 1. temâ-sül eden, birbirine benzeyen. 2. mat. homolog, fr. homologue.

mütemâss (a.s.) temas eden, değen, dokunan.

mütemâşî (a.s.) 1. seyre çıkan. 2. sebeplenip çıkan.

mütemaşşıt (a.s.) temaşşut eden, saçını, sakalını tarayan.

mütemattır (a.s.) tamattur eden, -serinlemek gibi bir maksatla- yağmura çıkan.

mütemayil (a.s. meyl'den) 1. temayül eden, mey'"enen, istekli görünen, gönlü yatmış. 2. tarafdar görünen, yönelen.

mütemâyilâne (a.f.zf.) temayül ederek, tarafdarcasına, gönlü yatmış olarak.

mütemayiz (a.s. meyz'den) 1. temayüz eden, sivrilen, kendini gösteren. 2. (Tanzimat'tan sonra) saniye rütbesinin birinci sınıfı [askerlikte miralay (albay) karşılığı].

mütemâzih (a.s.) mizahlanan, birbiriyle şaka, lâtîfe eden, şakalaşan.

müt'eme (a.i.) ikiz doğma.

mütemeccid (a.s. mecd'den) temeccüdeden, ululanan.

mütemeccis (a.s.) temeccüs eden, mecûs, zerdüşt olan.

mütemeddih (a.s. medh'den. c. mü-temeddihîn) temeddün eden, kendini öven, övünen.

mütemeddihâne (a.f.zf.) övünerek, kendini medhederek.

mütemeddihîn (a.s. mütemeddih'in c.) övünenler, kendini medhedenler.

mütemeddin, mütemeddine (a.s. medden'den) temeddün eden, medenî bir halde bulunan, medeni.

Akvâm-ı mütemeddine medenî kavimler.

mütemehdî a.s. mehd'den) meh-dîlik iddiasına kalkışan.

mütemehdiyâne (a.f.zf.) mehdi-likle, mehdilik iddiasında bulunarak.

mütemehhid (a.s. mehd'den) temeh-hüdeden, yayılıp döşenen, yayılmış, serilmiş.

mütemehhil (a.s.) 1. hîle eden. 2. Dir kimsenin hakkını ve isteğini vermek hususunda onu külfet ve zahmete sokan.

mütemehhir (a.s.c. mütemehhirîn) temehhür eden, mahir olan, eli uz, uzelli.

mütemehhirîn (a.s. mütemehhir'in c.) mahirler, eli uzlar, uzelliler.

mütemekkin (a.s. mekânet'den) temekkün eden, mekânlanan, yerleşen, yerleşmiş [bir yere], oturan.

mütemekkine (a.s. mekânet'den) ["mütemekkin" in müen.]. (bkz. mütemekkin).

mütemelli (a.s.) uzun ömürlü ve rahat yaşayan.

mütemellik (a.s. melık'dan) temellük eden, yaltaklanan, alçakçasına yalvaran.

mütemellikâne (a.f.zf.) yaltaklanarak, alçakçasına yalvararak.

mütemellik (a.s. melk ve mülk'den) temellük eden, mülk edinen, malın sahibi olan.

mütemellil (a.s. millet'den) temellül eden, bir milletten (dinden) olan.

mütemelmil (a.s.) psik. taşkın.

mü'temen (a.s. emn'den) emniyetli, güvenilir, inanılır.

mütemennâ (a.s. münye'den) temenni olunan, istenilen, istenen, dilenir olan [dilemekten].

mütemennî (a.s. münye'den) temenni eden, isteyen, dileyen.

mütemenniyâne (a.f.zf.) diler bir tarzda, istercesine.

mü'temer (a.i. emr'den) kongre, fr. congre.

mütemerkiz (a.s. merkez'den) merkezlenmiş, bir yere toplanmış.

mütemerrık (a.s.) temerruk eden, idman eden, alışmak üzere çalışan.

mütemerrid (a.s. merâdet'den. c. mü-temerridîn) temerrüdeden, dikbaşlılık eden, dikkafalı.

mütemerridâne (a.f.zf.) dikbaşlılıkla, dikkafalılıkla.

mütemerridîn (a.s.) temerrüd edenler, dikkafalılık edenler.

mütemerrin (a.s.) öğrenmek, alışmak için temrin, egzersiz yapan.

mütemeshir (a.s. mashara'dan) maskaralık eden, eğlenen.

nıütemeshirâne (a.f.zf.) maskaralıkla.

mütemeshirîn (a.s. mütemeshir'in c.) maskaralık edenler, eğlenenler.

mütemeskin (a.s.)miskinleşen, miskinlik gösteren.

mütemessel (a.s. misl'den) bir şeye benzetilen.

mütemessih (a.s.) 1. temessüh eden, mesheden, bir şeye el süren, sıvazlayan. 2. bir şeye sürünen.

mütemessih (a.s.) temessüh eden, çirkin kılığa giren.

mütemessık (a.s. mesâket'den) 1. temessük eden, bir şeyi sımsıkı tutan. 2. bir şeyi delil ve şâhid gösteren, dayanan [ona].

mütemessil (a.s. misl'den) 1. temessül eden, bir şeyin şekline giren. 2. cisimlenen, cisimlenip görünen, (bkz: mütecessim). 3. bir sözü mesel olarak söyleyen.

mütemessık (a.s.) temeşşuk eden, meşk alan, meşk eden.

mütemeşşî (a.s. meşy'den) temeşşî eden, yürüyen.

mutemetti' (a.s. mütû'dan) temettü' eden, faydalanan, kâr eden, kazanan.

mütemevvic (a.s. mevc'den) 1. temevvüceden, dalgalanan, dalgalı.

Bahr-i mütemevvic dalgalı deniz. 2. kararsız, bir kararda durmayan, hercai tabîath. (bkz. zehhâr).

mütemevvice (a.s. mevc'den) ["mütemevvic" in müen.]. (bkz: mütemevvic).

mütemevvil (a.s. mâl'den. c. mütemevvilîn) temevvül eden, mal sahibi; zengin.

mütemevvilân (a.f.s.) temevvül edenler, mal sahibi bulunanlar, zenginler, (bkz: mütemevvilîn).

mütemevvilâne (a.f.zf.) zengin, mal sahibi olana yakışır yolda.

mütemevvile (a.s. mâl'den) ["mütemevvil" in müen.]. (bkz: mütemevvil).

mütemevvilîn (A.s. mütemevvil' in c.) temevvül edenler, mal sahibi bulunanlar; zenginler.

mütemeyyi' (a.s. mey'den) temeyyü' eden, mayi hâline gelen, sıvık olan, sıvıklaşan; sulanıp akan.

mütemeyyiz (a.s.c. mütemeyyizîn) 1. temeyyüz eden, seçilen, seçkin. 2. fels. *seçik.

mütemeyyizân (a.s.s mütemeyyiz'in c.), (bkz: mütemeyyizîn).

mütemeyyize (a.s.) f"mütemeyyiz"in müen.]. (bkz. mütemeyyiz).

mütemeyyizîn (a.s. mütemeyyiz'in c.) seçilen, seçkin kişiler.

mütemezzik (a.s.) temezzuk eden, yırtılan, paralanan.

mü'temin (a.s) emniyet eden, güvenen.

mütemmem (a.s. temâm'dan) tamamlanmış, eksiği kalmamış.

mütemmim, mütemmime (a. s. temâm'dan) 1. itmam eden, tamamlayan, bitiren. 2. gr. tümleç, herhangi bir kelimenin mânâsını tamamlayan. 3. fels. tümleç. 4. geo. bütünler, tamam, bütün hâline getiren.

Zaviye-i mütemmime bir yay veya açıyı 180 dereceye tamamlamak için ilâve olunan yay veya açı.

mü tenâcî (a.s.) tenâcî eden, fısıldaşan.

mütenâciyâne (a.zf.) tenâcî edene, fısıldaşana yakışır yolda.

mütenâdd (a.s.) birbirinden ürken.

mütenâdî (a.s. nidâ'dan) birbirine nida eden, birbirini çağıran.

mütenâdim (a.s. nedem'den) tenâdüm eden, nedîmlik eden, içki meclisinde arkadaşlık eden.

mütenâfir (a.s. nefret'den) tenâfür eden, birbirinden nefret eden, birbirinin yüzünü görmek istemeyen.

mütenâdir (a.s. nedret'den) az bulunur. (bkz nâdir).

mütenafî (a.s. nefy'den) birbirine zıt olan.

mütenaggım (a.s. nağme'den) şarkı söyleyen.

mütenahhî (a.s.) alarga duran, bir tarafa çekilen.

mütenâfis (a.s.) birbiriyle münâkaşa eden, ağız dalaşı yapan.

mütenahhim (a.s.) balgam çıkaran.

mütenâhî (a.s. nihâyet'den) 1. nihayet bulan, biten, sona eren. 2. mat. sonsuz.

Gayr-i müte-nâhî, Nâ mütenâhî sonu olmayan, uçsuz bucaksız, bitmez tükenmez.

mütenâhiyyet (a.i.) sonluluk.

mütenâhiz (a.s.) erişip ulaşan.

mütenahnih (a.s. nahnaha'dan. c. mütenahnihîn) tenahnuh eden, hırıltı ile ses çıkaran, soluyan [boğazından-].

mütenahnihâne (a.f.zf.) hırıltı ile ses çıkararak, soluyarak.

mütenahnihîn (a.s. mütenahnih'in c.) hınltı ile ses çıkaranlar, soluyanlar, [boğazından-].

mütena'im (A.s. ni'met'ten. c. mütena'imîn) tena'üm eden, varlık içinde ve nazlı büyüyen.

mütena'imâne (a.f.zf.) naz ve naîm içinde büyüyerek.

mütena'imîn- (a.s. mütena'im'in c.) tena'üm edenler, nazlı ve varlık, bolluk içinde büyüyenler.

mütenakıs (a.s. noksân'dan) tenakus eden, gittikçe azalan, eksilen.

mütenâkız (a.s. nakz'dan) 1. tenakuz eden, birbirine muhalif, zıt olan. 2. ikinci sözü birinci sözüne zıt olan, uymayan. 3. mant. çelişik.

mülenâkih (a.s. nikâh'dan) nikahlanan, birbirine kan veya koca olan.

mütenâkir (a.s. inkâr'dan) bilmemezlikten gelen, bilmez görünen, (bkz: mütecâhil).

mütenakkıl (a.s.) tenakkul eden, bir yerden bir yere nakleden, göçen, (bkz: mün-takıl).

mütenâsık (a.s. nesak'dan) bir boyda, benzeşen.

mütenâsıka (a.s. nasak'dan) ["mütenâsık" in müen.]. (bkz: mütenâsık).

mütenâsır (a.s. nâsır'dan) yardım-laşan, birbirine yardım eden.

Ma'kûsen mütenâsib mat. ters orantılı, fr. inversement proportionnel.

Mebsûten mütenâsib mat. doğru orantılı, fr. directement proportionnel.

mütenâsiben (a.zf.) orantılı olarak.

mütenâsil (a.s. nesl'den) tenasül eden, doğup büyüyen, (bkz: mütevâlid).

mütenâsir (a.s. nesr'den) intişâr eden, saçılan.

mütenassıb (a.s.) tanassubeden, dikilen, dikilip duran [ayakta].

mütenassıh (a.s. nush'dan) tenas-suh eden, nasîhat kabul eden, öğüt dinleyip uslanan.

mütenassıhâne (a.f.zf.) nasîhat, öğüt dinleyerek.

mütenassır (a.s. nasr'dan) tenassur eden, Hıristiyanlığı kabul eden, Hıristiyan olan.

miitenassıs (a.s.) 1. delil ile sabit olan. 2. incelendikten sonra karar verilen.

mütenâşid (a.s.) tenâşüd eden.

mütenâtıh (a.s.) tenâtuh eden, süsü-şen, birbirini süsen.

mütenâvib ı.n* (a.s. nevbet'den) 1. nöbetleşe. 2. mant. alternative.

mütenâvib cereyan f i z. dalgalı akım.

mütenâvibe (a.s. nevbet'den) ["mütenâvib" in müen.]. (bkz: mütenâvib).

mütenâvil (a.s. nevl'den. c. müte-nâvilîn) tenâvül eden, alıp yiyen.

mütenâvilîn (a.s. mütenâvil'in c.) tenâvül edenler, alıp yiyenler.

mütenâvim (a.s. nevm'den. c. mütenâvimîn) tenâvüm eden, uyur gibi görünen, yalandan uyuyan.

mütenâvimâne (a.f.zf.) uyur gibi yaparak, uyur gibi görünerek.

mütenâvimîn (a.s. mütenâvim'in c.) uyur gibi görünenler, yalandan uyuyanlar.

mütenazır (a.s. nazar'dan) 1. tenazur eden, birbirinin karşısında bulunan, birbirine bakan. 2. mat. bakışık, simetrik, f r. s y-metrique. 3. kim. bakışık. 4. sosy. karşılık.

mütenazıra (a.s. nazar'dan) ["mütenazır" in müen.].

Zavâyâ-yı mütenazıra karşılıklı açılar, (bkz: mütenazır).

mütenâzıran (a.zf.) bakışık olarak, simetrik olarak, fr. symetriquement.

mütenâzi' (a.s. nez'den) münazaa, kavga eden.

mütenâziayn (a.i.c.) huk. nizâlaşan müddeî ile müddeâaleyh.

mütenazzım (a.s.) muntazam, düzgün olan.

mütenazzır (a.s.) düşünerek dikkatle bakan, dikkatle bakarak düşünen.

mütenazzırâne (a.f.zf.) dikkatle bakıp düşünerek.

mütenazzif (a.s.) tenazzuf eden, temizlenen, paklanan [maddeten].

mülenebbî (a.s. nebe'den) 1. nübüvvet iddiasında bulunan, peygamberlik taslayan; yalancı peygamber. 2. h. i. Arap şâirlerinden Ebûttayyib Ahmed.

mütenebbic (a.s.) hek. üfürülmüş, şişirilmiş [vücut].

mütenebbih (a.s. nübh'den) intibah eden, uyanan, uyanık; uslanan, aklını başına toplayan.

mütenebbit (A.s.) tenebbüt eden, yerden biten [ot gibi].

müteneddim (a.s.c. müteneddimîn) teneddüm eden, nedamet duyan, pişman olan.

müteneddimâne (a.f.zf.) nedametle, pişmanlıkla.

müteneddimîn (a.s. müteneddim'in c.) nedamet duyanlar, pişman olanlar.

müteneffih (a.s.) 1. teneffüh eden, övünen. 2. şişmiş, kabarmış, şişen, uru olan. 3. i. armut şeklinde çiçek kadehi.

müteneffil (a.s.) nafile namaz talan.

müteneffir (a.s. nefret'den) nefret eden, iğrenen, tiksinen.

müteneffirâne (a.f.zf.) nefret edercesine, tiksinerek, iğrenç.

müteneffis (a.s. nefes'ten) 1. teneffüs eden, nefes, soluk alan, soluyan. 2. yorgunluk alan, dinlenen.

müteneffiz (a.s. nüfûz'dan. c. müte-neffizân) nüfuzlu, sözü geçen [kimse], (bkz: nafiz).

müteneffizân (a.s. müteneffiz'in c.) nüfuzlu, sözü geçen, hatırlı kimseler.

mütenekkıd (a.s.). (bkz. münekkıd).

mütenekkir (a.s. nekre'den) tenekkür eden, kıyafet değiştiren, tanınmayacak kılığa giren; [takma bir adla] kendini tanıtmak istemeyen.

mütenekkirâne (a.f.zf.) müte-nekkire, kıyafet değiştirip kendini tanıtmayana yakışır surette.

münetekkiren (a.zf.) mütenekkir olarak, kıyafet değiştirip kendini tanıtmayarak.

mütenekkis (a.s.) tenekküs eden, başaşağı olan, ters dönen [kimse, canbaz].

mütenemmil (a.s.) kannca gibi kaynaşan.

mütenemmir (a.s.) 1. tenemmür eden, kaplanlaşan, kaplan huylu olan. 2. sert bir dille korkutan.

mütenemmirâne (a.f.zf.) 1. kaplanlaşarak. 2. sert bir dille korkutarak.

mütenessic (a.s. necs'den) 1. tenessüc eden, dokunan, örülen. 2. kumaş, zar, perde gibi tel tel örülmüş, dokunmuş şey.

mütenessik (a.s. nask'dan) tenes-suk eden, yeknesak, biteviye olan.

mütenessik (a.i.) kulluk eden.

mütenessim (a.s. nesim'den) tenessüm eden, rüzgâr koklayan, rüzgâr kokusu alan.

mütenessimâne (a.f.zf.) rüzgâr koklayarak, rüzgâr kokusu alarak.

mütenessir (a.s. nesr'den) tenessür eden, saçılan

müteneşşıt (a.s.) neşat (sevinç, neş'e) elde eden.

müteneşşib (a.s.) teneşşüb eden, bir şeye ilişip tutulan.

müteneşşif (a.s.) teneşşüfeden, suyu, rutubeti çeken, emen; kim. hidroskobik.

mütenessir (a.s.) intişar eden, dağılan, yayılan, (bkz: münteşir).

mütenevvi', mütenevvia (A.s. nev'den) tenevvü' eden, nevîlenen; türlü, çeşitli, çeşit çeşit değişik, (bkz: gûnâ-gûn).

Mesâil-i mütenevvia değişik işler.

Nebâ-tât-ı mütenevvia türlü türlü nebatlar ('bitkiler).

mütenevvih (a.s. nevha'dan) tenev-vüh eden, feryâdeden; ağlayan.

mütenevvihâne (a.f.zf.) haykı-rarak ağlarcasına.

mütenevvim (a.s. nevm'den) uyuk-layan, uyuyan; rüya gören.

mütenevvir (a.s. nûr'dan) tenevvür eden, nurlanan, parlayan.

mütenezzih (a.s.c. mütenezzihât) 1. tenezzüh eden, gezintiye çıkan, gezip eğlenen. 2. temize çıkan, aklanan.

mütenezzihâne (a.f.zf.) mütenezzihcesine.

mütenezzihât (a.s.) 1. tenezzühe, gezintiye çıkanlar, (bkz: mütenezzihîn). 2. temize çıkanlar, aklananlar.

mütenezzihîn (a.s. mütenezzih'in c.) gezintiye çıkanlar, (bkz: mütenezzihât1) .

mütenezzil (a.s. nüzûl'den. c. mütenezzilîn) 1. tenezzül eden, aşağı inen; alçalan. 2. gönül alçaklığı gösteren, alçak gönüllü. (bkz. mütevazı').

mütenezzilâne (a.f.zf.) mütenezzil olana, alçalana yaraşır yolda.

mütenezzilen (a.zf.) tenezzül ederek, alçalarak.

mütenezzilîn (a.s. mütenezzil'in c.). (bkz. mütenezzil).

müterabbıs (a.s.) tarabbus eden, bekleyen.

müterabbi' (A.s.) bağdaş kurup oturmuş.

müteradif, müteradife (a. i. ridfden) 1. terâdüf eden, birbirine tabî bağlı olan; birinin ardı sıra giden. 2. gr. yazılışı ayrı, mânâsı bir olan [kelime], eşanlamlı, anlamdaş, fr. synonyme.

Elfâz-ı müteradife eşanlamlı kelimeler; [esed, şîr, gazanfer, haydar... gibi], (bkz: mürâdif).

müterâfık (a.s.) 1. refakat, arkadaşlık eden, beraber bulunan. 2. karışık, kanşmış, bir arada.

müterâfik kusur zarar verici olayın biraz daha artmasına yol açan kusur.

müterâfi' (a.s. refden) murafaaya giden, duruşma için hâkime giden.

mûterâfiân (a.i.c.) murafaa, duruşma isteyen iki taraf.

müterâfika (a.s.) ["müterâfık"ın müen.]. (bkz. müterâfık).

müterahhil, müterahhile (a.s.) terahhül eden, göç eden, bir yerden bir yere göçen.

Kavâfil-i müterahhile göç eden kafileler.

müterahhim (a.s. rahm'den) merhamet eden, acıyan.

müterahhimâne (a.f.zf.) merhamet ederek, acıyarak.

müterahhir (A.s.) deniz gibi dolup taşan; dolup taşan.

müterâhi (a.s. rahvet'den) terâhî eden, geri çekilen, ağır davranan, yavaş hareket eden.

mütera'id (a.s.) irtiâdeden, titreyen.

müterâkib (a.s. rükûb'dan) 1. kiremit gibi bir biri üstüne binmiş olan. 2. ed. eski Arap aruzunda kullanılan beş kafiye türünden biri.

müterakim, müterakime (a.s. rekm'den) teraküm eden, biriken, birikmiş, toplanmış, yığılmış.

Evrâk-ı müterakime birikmiş evrak.

Nukud-ı müterakime birikmiş paralar.

müterakkıb (a.s. rükûb'dan) terak-kubeden, bekleyen, gözleyen, uman.

müterakkıben (a.zf. rükûb'dan) bekleyerek, gözleyerek, umarak.

müterakkib dikkat psik. kollayıcı dikkat, fr. attention expectante.

müterakkıs (a.s.) bir düziye yukan çıkıp aşağı inen, bir düziye sallanıp raks ve hareket eden.

müterakkıyâne (a.f.zf.) terakki edene, ilerileyene yaraşır yolda.

müterakkî, müterakkiye (a.s. raky'den) terakki eden, ilerileyen, ileri, ilerilemiş.

Milel-i müterakkiye ileri milletler.

müterâsıf (a.s.) terâsuf eden, saf suretinde birbirine yanaşıp sıkışmış olan.

müterâsil (a.s.) terâsül eden, haberleşen, mektuplaşan.

müterassıd (a.s. rasad'dan) tarassudeden, dikkatle gözeten, bekleyen, kollayan.

müterassıdîn (a.s. müterassıd'ın c.) tarassudedenler, dikkatle gözetenler, bekleyenler, kollayanlar.

müterâzî (a.s. rızâ'dan) karşılıklı olarak birbirinden razı ve hoşnut olan.

mütercem (a.s. ve i. terceme'den) tercüme olunmuş, bir dilden başka bir dile çevrilmiş.

müterceme (a.s. terceme'den) ["mütercem"in müen.]. (bkz: mütercem).

mütercim (a.s. ve i. terceme'den. c. mütercimin) tercüme eden, bir dilden başka bir dile çeviren [yazı ile].

mütercimin (as. ve i. mütercim'in c.) tercüme edenler, bir dilden başka bir dile çevirenler [yazı ile].

mütereccî (a.s. recâ'dan) 1. ümîdeden, uman. 2. yalvaran.

mütereddi (A.s. redy ve redeyân'dan) soysuzlaşmış.

mütereddid (a.s. redd'den) 1. bir yere gidip gelen. 2. meç. tereddüdeden, karar veremeyen, kararsız, ikircimli.

mütereddidâne (a.f.zf.) 1. bir yere gidip gelerek. 2. meç. tereddüderek, kararsızlıkla.

mütereddidin (a.s. mütereddid'in c.) 1. bir yere gidip gelenler. 2. tereddüd edenler, karar veremeyenler, kararsızlar.

mütereddiyye (a.s. redy ve redeyân'dan) ["mütereddî"nin müen.]. (bkz: mü tereddi).

mütereffi' (a.s. refden) 1. tereffu' eden, yukarı kalkan, yükselen. 2. ululuk gösteren.

mütereffih (a.s. refh'den) refah bulan, rahat ve bolluk içinde yaşayan.

mütereffihâne (a.f.zf.) refah bulana, rahat ve bolluk içinde yaşayana yaraşır yolda.

mütereffihe (a.s. refh'den) ["mütereffih"in müen.]. (bkz: mütereffih).

mütereffihîn (a.s. mütereffıh'in c.) refah bulanlar, rahat ve bolluk içinde yaşayanlar.

mütereffik (a.s.c. mütereffikîn) teraffuk eden, sükûnetle, yumuşaklıkla davranan.

mütereffikâne (a.f.zf.) sükûnetle, yumuşaklıkla davranana yaraşır surette.

mütereffikîn (a.s. mütereffik'in c.) teraffuk edenler, sükûnetle, yumuşaklıkla davrananlar.

müterehhib (a.s. reheb'den. c. müte-rehhibîn) terehhübeden, rahip olan, rahip gibi ibâdetle meşgul bulunan.

müterehhibâne (a.f.zf.) rahip gibi ibâdetle meşgul olarak.

müterehhibin (a.s. müterehhib'in c.) rahip gibi ibâdeüe meşgul olanlar.


Yüklə 17,16 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   118   119   120   121   122   123   124   125   ...   189




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin