Baba Mertcan: 216-3884688, Şaban Mertcan: 212-2498127, 544-6297861, 533-4219394, 435+havaalanı 103=538$


KIRIK TESTİ – 16-11-2004 FÂİLİ MEÇHUL CİNAYETLER



Yüklə 3,83 Mb.
səhifə113/185
tarix04.01.2019
ölçüsü3,83 Mb.
#90520
1   ...   109   110   111   112   113   114   115   116   ...   185

KIRIK TESTİ – 16-11-2004

FÂİLİ MEÇHUL CİNAYETLER


SORU: Ülkemizde istikrar havasının hakim olmaya başladığı ve ekonomimizin iyileşme sinyalleri verdiği hemen her dönemde bir kısım fâili meçhul cinayetler işlendiğine şahit olduk. Bu cinayetlerin önümüzdeki günlerde de tekerrür etme ihtimali var mıdır? Bu mevzudaki değerlendirmelerinizi lutfeder misiniz?

CEVAP: Fâili meçhul cinayetlere, bir yönüyle, bayat bir konu denebilir; fakat hep tekerrür ettiğinden, her defasında ülkeyi ise-dumana, acı ve gözyaşına boğduğundan ve yürekler yakıp yuvalar yıktığından dolayı konu ne kadar bayat olursa olsun, her cinayet sızlatan yanları itibarıyla hep ilk hadiseymiş gibi hissedilmektedir.

Bununla beraber, “fâili meçhul” denilerek örtbas edilen ve unutturulan o kadar çok cinayet işlendi ve o kadar önemli insanlar öldürüldü ki, bu konuda bir kanıksama olduğu da söylenebilir. Bu türlü cinayetler topluma ahvâl-i adiyedenmiş gibi gelecek kadar halk bunlara alıştırıldı. Bunlara “fâili meçhul” denilerek sanki üzerlerinde de fazla durmaya gerek yokmuş havası verildi. Dolayısıyla, değişik şekillerde cereyan etmiş bir sürü cinayet işlendi ve fâilleri de bulunamadı.

Halk arasında, bu cinayetlerin derin devlet tarafından yapıldığı mülahazası hakim oldu. Bir kısım gizli servislerin de suikastler ve cinayetler işlediği şeklinde bir kanaat yerleşti. Kim ne derse desin, toplum, her cinayetin arkasında derin devlet ya da bazı gizli servisler bulunduğuna inandı. Bugün her yerde bu böyle konuşuluyor, yatak odalarında bile bu böyle müzakere ediliyor. Dolayısıyla da, gelecekte bu mesele tarih felsefesi açısından ele alındığı zaman bu yanlarıyla ele alınacak, işin perde arkasıyla değerlendirilecek ve hem katillere hem onlara tetik çektirenlere hem de bu meselede ihmalkâr davrananlara lanetler yağdırılacak.

Evet, toplumdaki yaygın kanaate göre, bu cinayetleri gizli servisler, özellikle de kökü dışarıda olan güçler yaptılar; yaptılar ve ülkede istikrarı, huzuru deldiler. Bu ülkede, emniyet ve güven atmosferinin yerleşmiş olduğu düşüncesini deldiler; “emniyet yok, güven yok “ dedirttiler. Ayrıca, bazı kimseler, belki bir kısım cemiyyât-ı sırriyenin, gizli örgütlerin çevirdikleri fırıldaklara muttaliydiler. Bir süre o cinayet şebekelerinin içinde bulunan ve onlar tarafından figüre edilen bu tür insanlar, çok fazla malumata sahip olduklarından dolayı, “yarın-öbür gün birşeyler konuşur” endişesiyle öldürüldüler. O örgütler, konuşup kendilerini ele vermesinden korktukları kimseleri öldürdükten sonra da bir yerlere telefon edip “falan gurup yaptı” ya da “cinayeti falanlar üstlendi” dediler. Böylece, hem kendi hedeflerine ulaşmak hem de bazı masum kimseleri kirletmek, onlara leke atmak istediler; en azından zihinlerde kirli izler bıraktılar. Bazen de bu cinayetleri, değişik ilaç ve uyuşturucularla korku hisleri baskı altına alınmış, canavarlaştırılmış, adeta robot haline getirilmiş kimselere yaptırdılar. Korku hisleri ve ölüm duyguları bazı uyuşturucularla baskı altına alınmış tetikçileri kullanarak, onların içinde neşet ettiği aileyi, toplumu, cemiyeti, din ve milleti de zan altında bıraktılar. Söz gelmişken, intihar komandolarının, canlı bombaların ve toplu katliam yapan bazı eli kanlıların da bu gruba dahil olduğunu bir kere daha ifade etmiş olayım.

Bu mesele sadece Türkiye’ye mahsus da değildir; İrlanda’dan Keşmir’e, oradan da İspanya’ya kadar her yerde o tür cinayetler işlenmektedir. Hatta bazen toplu cinayetlere de girilmektedir. Şu kadar var ki, bu türlü cinayetler bazı devletler tarafından topluca yapılınca ona “terör” denmiyor da “operasyon” adı veriliyor. Ancak, güçsüz, kuvvetsiz ve çelimsiz fertler tarafından yapılınca bu cinayetlere “terör” ve “cinayet”, o suçu işleyenlere de “terörist” ve “cânî” deniyor. Suikast ve cinayetler bazen bir ferde yönelik oluyor ve bir ya da bir kaç kişi tarafından yapılıyor, bazen de bir uçak düşürme, bir trene sabotajda bulunma, bir şehrin altını üstüne getirme şeklinde ve bir örgüt, bir gizli cemiyet ya da bir devlet tarafından yapılıyor. Aslında, cinayete kurban giden tek kişi de olsa, binlerce insan da öldürülse o hadise terördür, cinayettir; öyle şenî bir işe girişenler de bir-iki kişi, bir örgüt ya da bir detlet de olsa, onlar da cânî ve teröristtir.

Evet, ülkemizde ne zaman ekonomi düzlüğü çıkmaya başlamışsa, istikrar esintileri yavaş yavaş hissedilir olmuşsa, maalesef, hemen bir kısım hadiseler başgöstermiştir. Eğer, bu meselenin sebebi ekonominin düzlüğe çıkması ve gelecek adına ülkenin biraz istikrar vaadetmesi ise, bu mevzuda Türkiye olumlu bazı şeyler ortaya koydukça, kendisini biraz daha tehlikeye arzediyor demektir. Yani, bundan sonra da o mel’un cinayetler olacak demektir.

Türkiye’de “hocalar hocası” olarak bilinen bir zatın 68’li yıllarda bir konferansını dinlemiştim. O zat, Türkiye ekonomisinin az düzlüğe çıkacak gibi olduğu ve istikrar vaadeder hale geldiği belli periyotlarda ülkede karışıklıkların meydana getirildiğini, hatta demokrasinin inkıtaa uğratıldığını ve bütün milletin vehimlendirilip kalblere korku salındığını, topyekün toplumun paranoya yaşamaya ve herkesin birbirinden endişe duymaya başladığını, bu türlü şeyler olunca da ülkede güven ve istikrar kalmadığını ve dolayısıyla da düzlüğe çıkmış ekonominin gerisin geriye gidip eski hâlini aldığını anlatmıştı.

Demek ki, güzel vatanınızda meydana gelen olumlu ve iyi şeylerden içte ve dışta bazı çevreler fevkalade rahatsızlık duyuyor. Uzantıları Türkiye’de de bulunan bazı servisler hemen harekete geçiyor. Kökü dışarda bir kısım güçler ve kuvvetler, Türkiye’de bazı önemli birimlere sızmış elemanları vasıtasıyla bazı sistemleri hemen devreye sokuyorlar. Maalesef, bu ülkede, üç yüz seneden beri Türk toplumunun kaderinde hakim cemiyyât-ı sırrıyeler vardır; bunlar, hakim unsurlardır, ortaya çıkmazlar, görünmezler ama faaliyetleriyle her zaman Türk toplumunun iktisadî, siyasî, kültürel ve idarî hayatıyla oynaya gelmişlerdir; bundan sonra da oynamaya çalışacaklardır. Biraz taktik ve strateji değiştirerek önümüzdeki günlerde de bunu yapabilirler.



Yüklə 3,83 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   109   110   111   112   113   114   115   116   ...   185




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin