CEVŞENÜ’L-KEBÎR (1/ 1-10) 23
اَللَّهُمَّ إِنِّي أَسْئَلُكَ بِأَسمْاَئِكَ يَا اَللهُ
Allahım,
Senin isimlerinle Sana münacatımı arz ediyor ve onların şefaatine Sana niyaz ediyorum. Ey bütün noksan sıfatlardan münezzeh ve müberrâ, bütün kâmil sıfat-ı ezeliyeyi câmi, bütün Esmâ-i Hüsnâsının Müsemmâ-yı Zülcelâli, Vâcibü’l-Vücud ve Vâhid-i Ehad ve yegâne hak mâbud olan Allah
يَا رَحْمَنُ Ey şefkat ve merhametinin eserleri kâinatı dolduran ve Cennet Onun isminin bir cilvesi, saâdet-i ebediye bir lem’ası ve dünyadaki bütün rızık ve nimetler bir katresi olan Rahmân,
يَا رَحِيمُ Ey rahmeti herşeyi kuşatan ve kâinattaki bütün in’âmât ve ihsânât, af ve rahmet, şefkat ve merhamet O’nun eseri olan Rahîm,
يَا عَلِيمُ Ey ilm-i zâtîsi ezelden ebede herşeyi her şe’niyle beraber ihâta eden ve hiçbir şey, hiçbir zamanda, hiçbir vecihle Onun nûr-u ilminden gizlenemeyen Alîm,
يَا حَلِيمُ Ey günahkâr kullarına onca isyanlarına rağmen tevbe ve ricâ kapısını açık bırakıp onları rahmet ve keremiyle rızıklandırmaya devam eden Halîm,
يَا عَظِيمُ Ey bütün mevcûdâtı bütün ahvâliyle kabza-i rubûbiyetinde tutan ve hudutsuz sıfat ve isimlerin tecelliyâtı zerreden Arş-ı Âzama kadar her şeyi şe’niyle ihâta eden Azîm,
يَا حَكِيمُ Ey herşeyi hikmetle yapan, her işi hikmetle gören ve bütün intizâmâtın ve nizamların ve muvâzanelerin menşei olan hikmetinin eserleri müdebbirâne, mürebbiyâne eşyâda, menfaatlerinde ve maslahatlarında görünen Hakîm,
يَا قَدِيمُ Ey ezelden beri zât ve sıfât ve esmâsıyla var olan ve hâdis ve gelip geçici mevcûdâta müşâbehetten hadsiz derecede münezzeh ve mukaddes bulunan Kadîm,
يَا مُقِيمُ Ey zât ve sıfât ve esmâsında kaim ve bâkî olan, kıyâm ve bekası için hiçbir sebebe hiçbir vecihle muhtaç bulunmayan ve zevâl ve fenâ şüphesinden nihâyet derecede münezzeh olan Mukîm,
يَا كَرِيمُ Ey bütün zîhayatları zevk ve sefâlarına yardım edecek binler iştihâ ve duygu ve âlet ve cihazlarla teçhiz ve tezyin edip nihayetsiz rahmet hazinelerinin süslü ve tatlı nimetlerini önlerine seren ve umum masnûâtın hilkatindeki tezyinat ve terbiyesindeki inâyet-i tâmme üzerinde hadsiz keremi tezâhür eden Kerîm,
سُبْحَانَكَ يَا لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ اْلأَمَانَ اْلأَمَانَ خَلِّصْنَا مِنَ النَّارِ
Sen aczden ve şerikten münezzeh ve mukaddessin. Senden başka ilâh yok ki bize imdad etsin. El-aman, el-aman! Bizi azap ateşinden ve Cehennemden halâs et.
CEVŞENÜ’L-KEBÎR (2/ 1-10) 24
يَا سَيِّدَ السَّادَاتِ Ey kudret ve Hâkimiyet ve Mâlikiyeti bütün zâhirî seyyid ve meliklerin hadsiz derecede fevkinde bulunan, şeref-i intisâbı hiçbir seyyidin intisâbına benzemeyen ve Ona mensup olana kudretiyle herşeyi musahhar eden Hâkim-i Ezelî,
يَا مُجِيبَ الدَّعَوَاتِ Ey lisân-ı hal ve kal ile edilen bütün dualara nihayetsiz rahmet ve kudretiyle ve nihayetsiz hikmetinin muktezâsınca icâbet eden Mücîb-i Rahîm,
يَا وَلِيَّ الْحَسَنَاتِ Ey bütün hayır ve hasenât Onun elinde bulunan ve Onun tevfikiyle vücuda gelen, her hayrâtı yazan, her hasenâtı kaydeden, her a’mâl-i sâlihayı muhâfaza eden ve her hizmetin ücretini ve her hasenâtın mükâfâtını veren Hafîz-i Alîm,
يَا رَفِيعَ الدَّرَجَاتِ Ey kemâlât-ı kibriyâsı mümkün ve mutasavver bütün mertebelerin üzerinde bulunan ve mahlûkatı mektûbat-ı Samedâniye ve memurîn-i İlâhiye mertebelerine çıkaran ve îman ve itaatle Ona intisab edenleri a’lâ-yı illiyîne yükseltip fazl ve keremiyle ulvî derecelere mazhar eden Fâtır-ı Hakîm,
يَا عَظِيمَ الْبَرَكَاتِ Ey maddî ve mânevî nimetlere, rızıklara, ömürlere, hayır ve hasenelere bereket ihsân eden, nihayetsiz rahmet ve gınâ ve cûd ve sehâsıyla ziyadelikler veren Muhsin-i Kerîm,
يَا غَافِرَ الْخَطِيئَاتِ Ey âsî kullarının hatalarını mağfiret etmek şanından olan Gafûr-u Rahîm,
يَا دَافِعَ الْبَلِيَّاتِ Ey havl ve kuvvetiyle bütün belaları def eden Mevlâ-yı Azîm,
يَا سَامِعَ اْلأَصْوَاتِ Ey büyük küçük bütün mevcudatın gizli ve açık bütün seslerini birden işiten ve hiçbir sadâ Ondan gizli kalmayan Semî-i Alîm,
يَا مُعْطِيَ المَسْؤُلاَتِ Ey bütün mahlukatın sual ve dua lisanıyla ettikleri fakr ve ihtiyâcâtına dâimî cevap veren ve yerine getiren Kerîm-i Pürnevâl,
يَا عَالِمَ السِّرِّ وَالْخَفِيَّاتِ Ey en gizli mahlukatının en gizli arzularını ve en hafî niyazlarını bilen, işiten ve icâbet eden Alîm-i Zülcemal,
سُبْحَانَكَ يَا لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ اْلأَمَانَ اْلأَمَانَ خَلِّصْنَا مِنَ النَّارِ
Sen aczden ve şerikten münezzeh ve mukaddessin. Senden başka ilâh yok ki bize imdad etsin. El-aman, el-aman! Bizi azap ateşinden ve Cehennemden halâs et.
CEVŞENÜ’L-KEBÎR (3/ 1-10) 25
يَا خَيْرَ الْغَافِرِينَ Ey af ve mağfireti her zaman en güzel mertebede tecellî eden Erhamürrâhimîn,
يَا خَيْرَ النَّاصِرِينَ Ey nusreti her zaman en güzel surette imdâda yetişen ve Onun yardım ettiğine hiç kimse galebe edemeyen Hayru’n-Nâsırîn,
يَا خَيْرَ الْحَاكِمِينَ Ey hükmünü âdilâne ve hakîmâne veren ve kadîrâne kazâ eden ve hâkimiyet-i mutlakası bütün mevcûdat tabakalarında en güzel bir surette tezâhür eden Hayru’l-Hâkimîn,
يَا خَيْرَ الْفَاتِحِينَ Ey bütün hayır kapılarını açan, bütün mevcudatın ayrı ayrı ve muntazam suretlerini en güzel mertebede fetheden ve her hayır ve bereket ve fetih ve muvaffakıyet Onun en güzel mertebedeki tecelliyât-ı rahmetiyle vücuda gelen Hayru’l-Fâtihîn,
يَا خَيْرَ الذَّاكِرِينَ Ey kendisini zikredenlere rahmetinin en güzel cilveleriyle cevap veren ve gayb âlemlerinin en hayırlı meclislerinde onları anmakla şereflendiren Hayru’z Zâkirîn,
يَا خَيْرَ الْوَارِثِينَ Ey asılların zevâlinden sonra bâkî kalan nesillerde, beşerin muhâsebe için hıfz edilen amellerinde ve âlem-i âhiretin mevcûdatında bekasını ve mâlikiyetini en ekmel surette izhar eden Hayru’l-Vârisîn,
يَا خَيْرَ الْحَامِدِينَ Ey hâmidlerin hamdlerini en hayırlı surette mükafatlandıran ve bir teveccüh-ü rahmeti ve rızâsı bütün kâinatın bütün medih ve senâlarından hayırlı olan Hayru’l-Hâmidîn,
يَا خَيْرَ الرَّازِقِينَ Ey hadsiz ve çeşit çeşit ve lezzetli ve tatlı rızıkları umulmadık yerlerden zamanında yetiştirip yüz binler mahlûkat tâifelerinin herbirini ona lâyık ve onu memnun ve mütelezziz edecek bir surette ve en güzel mertebede veren Hayru’r-Râzıkîn,
يَا خَيْرَ الْفَاصِلِينَ Ey herşeyi en güzel mertebede fasl ve tefrik edip hüküm veren Hayru’l Fâsılîn,
يَا خَيْرَ الْمُحْسِنِينَ Ey ihsânından daha ahsen bir ihsan olmayan Hayru’l-Muhsinîn,
سُبْحَانَكَ يَا لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ اْلأَمَانَ اْلأَمَانَ خَلِّصْنَا مِنَ النَّارِ
Sen aczden ve şerikten münezzeh ve mukaddessin. Senden başka ilâh yok ki bize imdad etsin. El-aman, el-aman! Bizi azap ateşinden ve Cehennemden halâs et.
Dostları ilə paylaş: |