(93-) Ve iz ehazna miysakaküm ve refa'na fevkakümütTur* huzû ma ateynaküm Bikuvvetin vesme'u* kalu semı'na ve asayna ve üşribu fiy kulubihimul'ıcle Biküfrihim* kul bi'se ma ye'muruküm Bihi iymanuküm in küntüm mu'miniyn;
* Hani, Tûr’u tepenize dikerek sizden söz almıştık, “Size verdiğimiz Kitab’a sımsıkı sarılın; ona kulak verin” demiştik. Onlar, “Dinledik, karşı geldik” demişlerdi. İnkârları yüzünden buzağı sevgisi onların kalplerine sindirilmişti. Onlara de ki: (Tevrat’a beslediğinizi iddia ettiğiniz) imânınızın size emrettiği şey ne kötüdür, eğer inanan kimselerseniz!
Burada yine misaktan bahsediyor, bakın kaç defa Mûsû (a.s.) ın kavminden Cenâb-ı Hakk söz alıyor.
Sizden misak aldık, ve Tur dağını sizin üzerinize yükselttik, “size verdiğim o şeyi sımsıkı tutun ve size anlatılanları dinleyin”, demek ki Mûseviyyet mertebesi daha henüz kulak mertebesidir, dinleme mertebesidir, İlâh-î hakikatleri dinleme, alma, biriktirme mertebesi dışarıya çıkarış mertebesi değildir, küpünün altında delik olursa sen küpü dolduramazsın, onların içeride durması lâzımdır, işte tarikat mertebesi kişinin hayatında ilim alma, ilim doldurma zamanıdır, Hazmi Babam bize öyle derdi, oğlum iki taraflı bir heybe al ve boynuna geçir, bir gözü önde bir gözü arkada olsun, günlük kullanacaklarını öne, daha sonra kullanacaklarını arkaya koy, daha sonra
211
kullanırsın derdi. Dediler ki, “duyduk ve isyan ettik”, isyanın şuurundalar yani, işte bunun için beni âsrâîl lânetlenip binlerce sene sürgün hayatı yaşadılar. Ve bu isyanları, küfürleri yüzünden onların kalplerine buzağı muhabbeti sevdirildi. Onlara de ki, ey Habibim, yaptığınız iş ne kötü iştir, siz gerçekten imân ehli iseniz imân ehli gibi çalışmışsanız ne kötü bir iştir bu, işte buna da münafık deniyor, yani dışıyla içi başka, başka olana.
قُلْ إِن كَانَتْ لَكُمُ الدَّارُ الآَخِرَةُ عِندَ اللّهِ خَالِصَةً مِّن دُونِ النَّاسِ فَتَمَنَّوُاْ الْمَوْتَ إِن كُنتُمْ صَادِقِينَ
Dostları ilə paylaş: |