Bakara sûresi


(47) Ya beniy isrâilezküru nı'metiyelletiy en'amtü aleyküm ve enni faddaltüküm alel âlemiyn



Yüklə 2,66 Mb.
səhifə58/355
tarix07.01.2022
ölçüsü2,66 Mb.
#91172
1   ...   54   55   56   57   58   59   60   61   ...   355

(47) Ya beniy isrâilezküru nı'metiyelletiy en'amtü aleyküm ve enni faddaltüküm alel âlemiyn;


* Ey İsrailoğulları! Size verdiğim nimetimi ve (bir zamanlar) sizi cümle âleme üstün kıldığımı hatırlayın.

Cenâb-ı Hakk, bu mertebenin hakikati olan kavme hitab ederek yani tarikat mertebesinin hakikatini yeryüzünde yaşayan kavim olarak, yani ilk defa yaşayan kavim olan beni İsrâîl’e Hz. Mûsû (a.s) ’ın hayat hikâyesini okuduğumuz zaman, tabi eğer bunu gerçekten okuyor isek ve kendi bünyemizde tatbik edebiliyor isek, biz o zaman işte gerçek tarikat ehliyiz, İsâ (a.s) ’ın hayatını idrak edip kendimizde tatbik edebiliyorsak biz hakikat ehliyiz, Muhammed (s.a.v) Efendimizin hayatını idrak edip yaşayabiliyorsak o zaman biz marifetullah ehliyiz ve işte o zaman ancak varis-i Muhammediyiz yoksa ben Muhammedi’yim demekle lâfzi olarak Muhammedi olunmuyor ancak tabii olarak olunuyor, yani ondan sonra dünyaya geldiğimiz için onun ümmeti içerisine o şerefe nail olmuş oluyoruz ama zamanlamayı biz yapmadan Cenâb-ı Hakk’ın lütfuyla, peki, biz çalışmadan namazla, sabırla, huşu ile bu hayatı yaşamadıktan sonra biz nasıl ümmeti Muhammed olacağız, buna mirasyedi deniyor, ama mirasyedi de çabuk biter, insân üretici olmalı ki veya ürettiğinde toplayıcı olmalı ki rezerv olsun bitmesin.

Ey gece yürüyen kullarım size verilen nimetimi hatırlayın, eğer bu sadece beni İsrâîl’e verilmiş olsaydı eğer o 4500 sene evvel olup bitmiş olan hadisenin bugün zikredilmesine gerek yoktu, olsa bile o tarihi bir hadise olurdu.

Cenâb-ı Hakk’ın bu kavme verdiği o kadar büyük nimetler var ki, işte onlar Mûseviyyet ismi altında tarikat

99

mertebesinde yaşayan kimseler, isterse bu hıristiyanlardan olsun ama hakikileri tabii ki, sadece bize ait değil, o nimetler öyle bir nimetler ki ben o nimetleri sizin üzerinize verdim yani tarikat mertebesinde yaşayan kimselerin üzerine verdim o nimetleri. Ben sizi âlemlerin üzerine yükselttim, âlemlerden kasıt o günkü Mâseviyyet mertebesi itibarıyla hangi âleme yükseltilmişse o âlemler ve onun altındaki âlemler yani şeriat mertebesinin üstüne yükselttim demek, Hakkikati Muhammedi âlemlerine de yükselttim demek değil, bütün âlemlerin üzerine yükselttim demesi Mûseviyet mertebesi itibarıyla geldiği için daha evvelki peygamberlerin mertebelerinden sizi üste çıkarttım demek yani şeriat mertebesinin üzerine çıkarttım demek burada, Muhammedi mertebesi daha burada yok ama bu hâl eski hâle göre çok büyük bir nimettir.



وَاتَّقُواْ يَوْماً لاَّ تَجْزِي نَفْسٌ عَن نَّفْسٍ شَيْئاً وَلاَ يُقْبَلُ مِنْهَا شَفَاعَةٌ وَلاَ يُؤْخَذُ مِنْهَا عَدْلٌ وَلاَ هُمْ يُنصَرُونَ


Yüklə 2,66 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   54   55   56   57   58   59   60   61   ...   355




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin