(63) Ve iz ehazna miysakaküm ve refa'na fevkakümütture, huzü ma ateynaküm Bikuvvetin vezküru ma fiyhi le'alleküm tettekun;
* Hani, (Tevrat ile amel edeceğinize dair) sizden sağlam bir söz almış, Tûr dağını da tepenize dikmiş ve “Sakınasınız diye, size verdiğimiz Kitab’ı sıkı tutun, onun içindekileri düşünün (gafil olmayın)” demiştik.
Yine o vakti hatırlaki biz benî İsrâîl’den misak almıştık, söz almıştık, bu nasıl sözdü, Allah’a isyan etmeyeceğiz, adam öldürmeyeceğiz, şirk koşmayacağız, ana’ya baba’ya âsi olmayacağız, hırsızlık yapmayacağız diye söz almıştık ama bu sözlerinde durmadılar, durmadıkları içinde Tur dağını onların üstlerine yükselttik, onlar isyan ettikleri zaman veya o buzağıya taptıkları zaman Cebrâîl (a.s.) geliyor Tur dağının altına kanadını sokuyor ve Tur dağını benî İsrâîl kavminin üstüne getirip tutuyor, onlarda korkudan secde ediyorlar ama bir taraftanda gözleriyle yukarıya bakıyorlar acaba dağ üzerimize düşecek mi düşmeyecek mi diye.
Size verdiğimiz şeyi kuvvetle tutun, size verdiğimiz hakikatleri, yani Mûseviyyet mertebesi itibarıyla size verdiğimiz Tevrat’ı ve Furkan’ı sımsıkı tutun , zikredin hatırlayın onun içinde olanları, umulur ki böylece ittika etmiş olursunuz yani sakınmış olursunuz.
ثُمَّ تَوَلَّيْتُم مِّن بَعْدِ ذَلِكَ فَلَوْلاَ فَضْلُ اللَّهِ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَتُهُ لَكُنتُم مِّنَ الْخَاسِرِينَ
Dostları ilə paylaş: |