(77-) Evela ya'lemune ennAllahe ya'lemu ma yusirrune ve ma yu'linun;
* Onlar bilmiyorlar mı ki, Allah onların gizli tuttuklarını da bilir, açığa vurduklarını da.
Onlar bilmiyorlar mı, muhakkak ki, Allah onların gizlediklerini ve sakladıklarını ve açığa çıkardıklarını da bilir.
وَمِنْهُمْ أُمِّيُّونَ لاَ يَعْلَمُونَ الْكِتَابَ إِلاَّ أَمَانِيَّ وَإِنْ هُمْ إِلاَّ يَظُنُّونَ
(78-) Ve minhüm ümmiyyune la ya'lemunel-Kitabe illâ emaniyye ve in hüm illâ yezunnun;
* Bunların bir de ümmî takımı vardır; Kitab’ı (Tevrat’ı) bilmezler. Onların bütün bildikleri bir sürü kuruntulardır. Onlar sadece zanda bulunurlar.
Onlardan bir grup daha vardır, onlar ümmi’dir kitaptan nasipleri yoktur, yani Tevrat’ı bilmezler, kendilerine ne bildirilmişse ne emanet edilmişse onu bilirler ancak ve zanlarına göre hareket ederler, işte bir dervişte Museviyet mertebesinde ilim olarak kendisi okumasını bilmiyorsa başkaları tarafından aktarılacak bilginin hükmü altına girecek veya mahkumu olacak, en azından latin harfleriyle okumasını bilmek lazım ki hiç olmazsa mealinden alsın.
Arapçasını bilmiyorsa, Lâtin harfleriyle okumasını bilmiyorsa sağdan soldan ne duyuyorsa yani kendisine ne bildiriliyorsa onu bilecek ve onu da kendi zannı içerisinde kabul edecek ayrıca yani hayalinde bir şey oluşturacak, onun için mutlaka okuma yazmanın gerekliliğini bu Âyet belirtiyor. 195
فَوَيْلٌ لِّلَّذِينَ يَكْتُبُونَ الْكِتَابَ بِأَيْدِيهِمْ ثُمَّ يَقُولُونَ هَـذَا مِنْ عِندِ اللّهِ لِيَشْتَرُواْ بِهِ ثَمَناً قَلِيلاً
فَوَيْلٌ لَّهُم مِّمَّا كَتَبَتْ أَيْدِيهِمْ وَوَيْلٌ لَّهُمْ مِّمَّا يَكْسِبُونَ
Dostları ilə paylaş: |