mertebede onun için o geçerlidir, o daha yukarılara çıktığında o Âyet görevini yapmış olur, mesela daha sonra “feeynema tüvellu fesemme VECHULLAH” (Bakara, 2/115.Âyet) yani ”Nereye baksan Allah’ın vechini görürsün” Âyeti ise daha yukarılardan bahsediyor, ilk Âyetin hükmü artık burada o kişi için geçmez. Bu husus bir irfaniyyet anlayışıdır, ve özeldir.
Allah herşeye kadirdir, yani sen şu mertebedesin ve ömür boyu orada kalacaksın değildir, Allah’ın kudreti vardır seni oradan geçirir, sende üstüne düşeni yap, yani dilerse senin neshini ordan veya burdan yapar, burada hıristiyanlar ile aramızdaki farka gelelim, hıristiyanlarda mesheden yani temizleyen mânâsına “Mesih” vardır, bizde ise “nâsih” vardır, kendi varlığının nefsinden arınması, nefsaniyetini tamemen ortadan kaldırmaktır, çünkü İslâmiyette hem nefis var, hem de Allah vardır, zâten hiç olmayacak bir şeydir.
أَلَمْ تَعْلَمْ أَنَّ اللّهَ لَهُ مُلْكُ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ وَمَا لَكُم مِّن دُونِ اللّهِ مِن وَلِيٍّ وَلاَ نَصِيرٍ
Dostları ilə paylaş: |