(161-) İnnelleziyne keferu ve matu ve hüm küffarun ülâike aleyhim la'netüllahi vel Melâiketi venNasi ecmeıyn;
* Fakat âyetlerimizi inkâr etmiş ve kâfir olarak ölmüşlere gelince, işte Allah’ın, meleklerin ve bütün insânların lâneti onların üstünedir.
O kimselerki inkârları üzere öldüler, işte Allah’ın lâneti onların üzerinedir, meleklerin ve insânların hepsinin lâneti onların üzerinedir.
خَالِدِينَ فِيهَا لاَ يُخَفَّفُ عَنْهُمُ الْعَذَابُ وَلاَ هُمْ يُنظَرُونَ
(162-) Halidiyne fiyha* la yuhaffefü anhümül azabu ve la hüm yünzarun;
* Onlar ebedî olarak lânet içinde kalırlar. Artık ne kendilerinden azap hafifletilir, ne de yüzlerine bakılır.
Onlar o lânet içerisinde kalacaklardır, yani cehennem de kalacaklardır, onların azabı hafifletilmez, onlara bakılmaz artık, onlarla kimseler ilgilenmez.
وَإِلَـهُكُمْ إِلَهٌ وَاحِدٌ لاَّ إِلَهَ إِلاَّ هُوَ الرَّحْمَنُ الرَّحِيمُ
(163-) Ve ilâhüküm İlâh'ün Vahıd* lâ ilâhe illâ HUverRahmanurRahîym;
* Sizin ilâhınız bir tek ilâhtır. O’ndan başka ilâh yoktur. O, Rahmân’dır, Rahîm’dir.
إِنَّ فِي خَلْقِ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ وَاخْتِلاَفِ اللَّيْلِ وَالنَّهَارِ وَالْفُلْكِ الَّتِي تَجْرِي فِي الْبَحْرِ بِمَا يَنفَعُ النَّاسَ وَمَا أَنزَلَ اللّهُ مِنَ السَّمَاءِ مِن مَّاء فَأَحْيَا بِهِ الأرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَا وَبَثَّ فِيهَا 279
مِن كُلِّ دَآبَّةٍ وَتَصْرِيفِ الرِّيَاحِ وَالسَّحَابِ الْمُسَخِّرِ بَيْنَ السَّمَاء وَالأَرْضِ لآيَاتٍ لِّقَوْمٍ يَعْقِلُونَ
Dostları ilə paylaş: |