30-) Ve iz kale Rabbüke lilMelaiketi inniy ca'ılün fiyl' Ardı halifeten, kalu etec'alü fiyha men yüfsidü fiyha ve yesfiküddima'e, ve nahnü nüsebbihu Biham-diKE ve nükaddisü leKE, kale inniy a'lemü ma la ta'lemun;
* Hani, Rabbin meleklere, “Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım” demişti. Onlar, “Orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birini mi yaratacaksın? Oysa biz sana hamdederek daima seni tesbih ve takdis ediyoruz.” demişler. Allah da, “Ben sizin bilmediğinizi bilirim” demişti.
İşte bu Âyet ve bundan sonra gelen Âyetler İnsân-ı Kâmil’in yetişmesi için evvelâ bilmesi lâzım gelen hakikatleri bize sıralamaya başlıyor;
Allah’ın zâtından, Zât âleminden yola çıktık her geçtiğimiz yoldan üstümüze bir elbise giyindik, gaflet perdesiyle çoğaldık ve en son en katı elbiseyle beden elbisesiyle yani toprak elbisesiyle çıktık buraya, çıktık ama zât-î varlığımızın üstü kapandığından örtüldüğünden biz hakikatimizden öldük yani o anda artık onu şuur edemiyo-ruz, şuur edemediğimiz için de ölüler hükmündeyiz, Hakk’ın Zâtı bizde gaybte kaldı ve bu Âdem (a.s.) kıssasını idrak ederek insân’ın kemâlâta ermesi demek oluyor.
Dostları ilə paylaş: |