Bakara sûresi


Firavun’u ve çevresini, orada gark ettik, boğduk, sizde bakıp duruyordunuz



Yüklə 2,66 Mb.
səhifə62/355
tarix07.01.2022
ölçüsü2,66 Mb.
#91172
1   ...   58   59   60   61   62   63   64   65   ...   355
Firavun’u ve çevresini, orada gark ettik, boğduk, sizde bakıp duruyordunuz;

Beni İsrâîl Mısır’dan çıktıktan sonra fir’âvn onları gönderdiğine pişman oldu ve arkasından ordusuyla birlikte geldi, önlerinde deniz arkalarında fir’âvn ve ordusunun olduğunu gören Yahudiler şaşırdılar, panik yapmaya başladılar, Mûsâ (a.s.) bu durumda Rab’binden niyaz etti, Cenâb-ı Hakk’ta ona elindeki âsâyı suya vur dedi, Mûsâ (a.s.) On iki defa muhtelif yerlerde asasını suya vurunca On iki yol açıldı (Not: burada açılan denizin dibindeki kumlar dünyada güneşi bir defa gördü ve sonra deniz tekrar kapandı)

Cenâb-ı Hakk o suyu öyle bir hâle getirmişki, o su açıldıktan sonra buz dolabında donan su gibi donup kalmış, şeffaf bir şekilde ve açılan On iki yoldan giden beni İsrâîl’in hepsi birbirini görmüşler, kalpleri mutmain olsun, huzurlu olsun diye bu şekilde olmuş, beni İsrâîl’in son ferdi bu yoldan karşıya geçtikten sonra fir’âvn ve ordusu oraya ulaşmış, fakat girme cesaretini gösterememişler, su kapanır diye, fakat o anda Cenâb-ı Hakk Cebrâîl (a.s.) ı bir kısrağın üzerinde suya göndermiş, fir’âvn’un altındaki at kısrağı görür görmez o da onun arkasına takılmış yoksa fir’âvn kendi isteğiyle oraya girmiş değil, at üstünde fir’âvn’u götürüyor, arkasındaki orduda fir’âvn gidiyor diye onun arkasından yola giriyorlar, ne zaman ki bütün ordu denize giriyor, o anda su üstlerine çöküyor, fir’âvn suya batıp boğulmak üzereyken “ben Mûsâ’nın Rabbine imân ettim” diyor “Lâ ilâhe illâllah” diye fakat o kabul edilmiyor tabi müşahedeli olduğu için, bir müddet sonra bütün ordu suyun dibinde kaldığı halde fir’âvn’un cesedi suyun üstüne çıkıyor, buradaki hikmet şu, zâhir olarak bile olsa Kelime-i Tevhid’i söyleyen bir kişi mutlaka fayda sağlar. Nefsimizde

103


aynı şekilde, ne zaman ki biz kendimize ait yolu bulup hayal ve vehmin dışına çıkacağız, Mûsâ gelecek yani bizi götüren kimse olan irfan ehli, arifibillâh bize yol açacak biz o yola girdiğimiz zaman yani hayal ve vehmin dışına çıkmaya başladığımız zaman, nefsi emmâre’nin aslı hayale dayandığından o kendi anasına ulaşıp kendi anasında boğulmuş olacak, fakat Kelime-i Tevhidi telâffuz ettiği için bizde hayatını sürdürecek ama gerçeği olarak, işte ondan sonra karşıya geçtiğimizde o bize yardımcı olacak, bizi arkamızdan kovalamayacak, elimizden tutup yanımızda yardımcı olacak inşeallah, işte o mertebe itibarıyla gerçek tarikat ve yaşantısı budur.

Ve sizde buna bakıp duruyordunuz; sanki bu oyunlar başka bir yerde oynanıyormuş gibi, bizler de cesedimiz üzerinde oynanan, duygularımız üzerinde oynanan bu oyuna aklımız itibarıyla bakıp duruyoruz, seyrediyoruz, işte nefsini bilen demek bu fiilleri itibarıyla, duyguları itibarıyla, aklı itibarıyla kendini tanıyabilmiş olan kendi nefsini bilen kimse demektir bu da bizim aklı külden gelen o mertebedeki zuhurumuz veya temsilci tarafımız, işte o bakıp duruyor seyrediyor çünkü müşahede ehli.

وَإِذْ وَاعَدْنَا مُوسَى أَرْبَعِينَ لَيْلَةً ثُمَّ اتَّخَذْتُمُ الْعِجْلَ مِن بَعْدِهِ وَأَنتُمْ ظَالِمُونَ


Yüklə 2,66 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   58   59   60   61   62   63   64   65   ...   355




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin