Maide 5/115 “KalAllahu inniy münezzilüha aleyküm* femen yekfür ba'dü minküm feinniy üazzibühu azaben lâ üazzibühu ehaden minel âlemiyn;
Allah buyurdu ki: "Kesinlikle Ben, onu sizin üzerinize indireceğim, fakat ondan sonra sizden kim inkâr ederse, ona öyle azap edeceğim ki, âlemlerden hiçbirine böyle azap vermedim”
sûresinde dediği gibi, kişi bu halde olacağına sadece şeriat ehli olarak kalması daha iyidir, bu kişi gönül âleminde ki yolculuğa hiç çıkmasın, yolculuğa çıkarsa da bunu götürmeye gayret etsin, götüremiyorsa hiç olmazsa bulunduğu yerdeki yumuşaklığını muhafaza etsin.
O taşlar katıdır ama, onlardan bazısı vardır ki onlardan nehirler çıkar,
Kendisi taş olduğu halde içinden kaynaklar çıkar, taştır ama su kaynar içerisinden, dışarıdan bakarsın taş gibi görürsün ama içerisinde kaynak vardır, bir taraftan taşa benzetiyor bir taraftanda taştan daha katıdır, kasvetlidir diyor çünkü taşların hiç olmazsa özellikleri vardır, içerisinden su çıkar.
Yine o taşlardan bazıları vardır ki güneşin sıcaklığından çatlar, yarılır arasından sular akmaya başlar, ama o insânların kalbi bundandan katıdır taştan da katıdır, çünkü su çıkmaz içerisinden bir şey çıkmaz.
Yine o taşlardan vardır, Allah’ın haşyetinden yere yuvarlanırlar, kendiliğinden değil, çünkü Allah’ın tabii biçimde onlara olan tecellisidir bu, yani tabiat adı altında
134
onlara olan tecellisidir, yağmur yağdı yumuşattı, güneş kuruttu çatlattı, işte tabii iradi olarak Allah’ın tecellisi bu yağmur, güneş, rüzgar vasıtasıyla oluyor.
Allah bu yaptıklarınızdan gafil değildir.
Şimdi burada bakın dört türlü taştan bahsetti; biri kaskatı olan taş, insânın kalbini yani inkâr ehlinin kalbini o taşlara benzetti yani hiç verimsiz olan taşlara benzetti, işte bizim kalplerimizde böyle olmasın, taştan katı olmasın, taş olursa bile içinde zemzem ırmağı gibi nehirler kaynasın veya o kadar değilse bile kevser ırmağı aralarından sızsın veya bizim taş gibi olan başımızın üstünden yere yuvarlansın bazı bilgiler, yani tevazu haline dönüşsün.
Dostları ilə paylaş: |