Bismillahirrahmanirrahim
Bakara Suresi 154
Allah yolunda öldürülen kimseler için “ölüler” demeyin. Hayır, onlar diridirler. Fakat siz, farkında olmazsınız.
Gayrı meşru,darbeci kalıntısı Mısır mahkemeleri 36 kişinin yargılandığı davada Hürriyet ve Adalet Partisi (HAP) Genel Sekreteri Muhammed el-Biltaci, İhvan Rehberlik Konseyi Başkan Yardımcısı Hayrat Şatır ile Cumhurbaşkanlığı Sekreteri Ahmed Abdulati'nin, Dünya Alimler Birliği Başkanı Yusuf El Kardavi’nin de aralarında bulunduğu 16 kişiye idam, darbeyle görevinden uzaklaştırılan seçilmiş cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ve İhvan Rehberlik Konseyi Başkan Muhammed Bedii'nin de aralarında bulunduğu 17 kişiye müebbet hapis cezası verdi. Ayrıca Mursi’nin diğer idam kararını onadı. Diğer davada da Cumhurbaşkanı Mursi ve Müslüman Kardeşler mensubu 106 kişiye idam kararı verilmiştir. Verilen bütün bu kararlar insanlıkla bağdaşmayan, hak ve hukukla alakası olmayan kararlardır. Cezanın bir askeri cunta tarafından verildiği aşikardır. Darbenin arkasındaki cuntalar ve kararı verenler aynıdır.
Bu cuntayı meşrulaştıran en büyük bela da çağdaş Bel'amlardır. Bu idam kararlarına İslam’dan delil bulan bu satılık din adamları dine karşı dinle karşımıza çıkmaktadırlar. İşte bu zevattan güç alan cunta halka karşı zulmünü zirveye taşımaktadır.
Asırlar geçse de hak batıl mücadelesi devam etmektedir. Yer zaman ve şahsiyetler farklılık gösterse de zalim ve mazlum karakterlerinde herhangi bir değişim yaşanmamaktadır. Sisi ve avanesi Firavnlar zulümle ayakta dururlar. Baskı ile ayakta dururlar. Kan ile gözyaşı ile ayakta dururlar. Onlar kendi elleri ile yaptıkları putları acıkınca yiyen atalarının dininin bağlılarıdır.
Mısır halkı bu işi burada bırakmayacaktır. Müslüman Kardeşler yapılan bu hile ve tuzaklara karşı direnecektir. Mısır’ın onurlu insanları darbe sevdalısı bu zihniyeti ülkelerinden def edecektir. Muhammed Mursi Müslümanların ve tüm kişiliğine sahip çıkan insanların onurudur ve onuru olmaya devam edecektir.
Devrilen Mübarek belki yatağında seviniyor olabilir “darbelere” karşı olduğunu söyleyip “ama”lı cümlelerle ağızlarından kin ve nefret akıtanlar ellerini oğuşturuyor olabilir, Sissi çok mutlu günler geçiriyor olabilir ya da Sissi’nin yerinde kendisini hayal eden bir çok yerli yabancı “bedbaht” insan olabilir. Hiç fark etmez. Karşılarında mallarıyla ve canlarıyla direnerek mücadele ettikleri zaman müjdelenen inancın ve özgürlüğün temsilcileri var.
"Bizler, dünya sussa da asla susmayacağız. Zalime kimlik sormaksızın karşı çıkacak, mazlumun kim olduğuna bakmaksızın yanında olacağız
"Mısır halkının özgür iradesiyle seçilmiş Cumhurbaşkanı Sayın Muhammed Mursi ve yönetiminin derhal görevinin başına dönmesini talep ediyoruz. Mısır halkı yalnız değildir. Mısır'ın seçilmiş Cumhurbaşkanı Sayın Muhammed Mursi ve arkadaşları asla yalnız değildir. Kardeşlerimizin canı bizim canımızdır.
Akan kan, bizim kanımızdır. Bizim çocuklarımızın kanıdır. Bizler bu topraklarda yaşıyoruz. Birileri dışarıdan bir emir veriyor ve bu topraklarda yaşayanları öldürüyorlar, katlediyorlar. O nedenle İslam dünyasını katliama uğratırken en büyük destekçileri akılsız Müslümanlardır.
Türkiye'de eğer başarılı olmuş olsaydı o darbe girişimi, Selam ve Tevhid dosyası aynı şekilde yine seçilmişleri idama mahkum edecek noktaya getirecekti. İkisinde de Kudüs ordusu var, ikisinde de Hamas'a destek var. Türkiye ve Mısır'da bu dosyaların aynı olması sizce tesadüf mü yoksa bir iradenin eseri mi? Bu bir Siyonist iradenin eseridir. Arkasına Amerika'yı almış ve seçilmiş insanları hapse atmaya, idam ettirmeye ve korkutmaya yönelik bir harekettir. Türkiye'de başarılı olamayan bu darbe, ne yazık ki geçici anlamda, şu anda Mısır'da başarılı olmuştur. Mursi ve arkadaşlarını Hamas'a ajanlık yapmaktan, aynen Selam Tevhid dosyasındaki gibi Kudüs ordusuna üye olmaktan mahkum edilmişlerdir. Bu Kudüs Ordusu nedir nerededir yıllardır İslam dünyasında sivil toplum kuruluşlarına uygulanan bu baskının bir aracı olmuştur, birileri üretmiştir ve daha sonra da birilerini hapse atmak için Kudüs Ordusu dosyalarını oluşturmuştur.
Onun için buradan hem Türkiyeli hem de bütün dünya Müslümanlarını uyanık olmaya davet ediyoruz. Üzerimizde oynanan oyunlara kulak tıkamamaya çağırıyoruz.
Batı emperyalizmini ve onların yerli işbirlikçilerini böylesi pervasızlığa sevk eden, İslam ümmetinin vahdetten yoksun olmasıdır. Müslümanlar arasındaki suni ihtilaflar, etnik ve mezhepsel çatışmalar küfrün ve Dünya müstekbirlerinin işini daha da kolaylaştırmaktadır.
Yakın tarih zorbaların ve diktatörlerin cürümleriyle dolu İslam coğrafyası, zulmün devam etmediği ve zalimlerin kısa sürede nasıl bir devrimle devredildiklerini gösteren sayısız örnekliğe şahittir.
Antalya Sivil Toplum kuruşları olarak diyoruz ki; Başta Türkiye olmak üzere İslam âleminin tamamını mezhep, parti ve cemaat farklılığını bir kenara bırakarak bütün bir ümmet olarak mazlum ve mustazaf mısırlı kardeşlerimizle dayanışma içinde olmalı, bütün imkânlarını kullanarak bu zulme, bu vahşete, bu barbarlığa karşı çıkmaya, darbecilerin mısır halkının meşru önder ve liderlerini göz göre göre darağaçlarına göndermelerine seyirci kalmamalıyız.
Hükümetimiz Mısır’ın cunta yönetimini gayrı meşru olarak resmen ilan etmeli; mısırla diplomatik, siyasi ve ticari her türlü ilişkisini süresiz derhal kesmelidir.
Bu amaçla idam kararların engellenmesi konusunda halkımızı, sivil toplum kuruluşlarını, parti ve oluşumları, hükümet ve devlet yetkililerini üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmeye ve Mısır cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ve ihvan yöneticilerine destek olmaya davet ediyoruz.
Musa'nın asasıyla titresin sehpalar, ne kıyamlar biter, ne Kutuplar, ne Esmalar.
Ya Rabbi Mısırdaki kardeşlerimize Musa (a.s) yardım ettiğin gibi yardım et. Onları bu zalimlerin ellerinden koru.
Bu zalimleri kahhar sıfatınla kahreyle. Onları iki cihanda da rezil ve rüsva eyle. Onlara bizim ellerimizle azap etme imkanını bizlere nasib eyle. Sen Kahharsın, züntikamsın.
Bizlerin de günahlarını affeyle.