Bakara Suresi (2/286)



Yüklə 5,51 Mb.
səhifə24/274
tarix05.01.2022
ölçüsü5,51 Mb.
#68842
1   ...   20   21   22   23   24   25   26   27   ...   274
Süleyman Ateş Meali

Namazı kılın, zekatı verin, rüku edenlerle (Allah'ın huzurunda eğilenlerle) beraber eğilin.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Namazı/duayı yerine getirin, zekâtı verin; rükû edenlerle birlikte rükû edin.

Yusuf Ali (English)

And be steadfast in prayer; practise regular charity; and bow down your heads(60) with those who bow down (in worship). *

M. Pickthall (English)

Establish worship, pay the poor-due, and bow your heads with those who bow (in worship).

Bakara Suresi
44


أَتَأْمُرُونَ

emredip


النَّاسَ

insanlara



بِالْبِرِّ

iyiliği


وَتَنْسَوْنَ

unutuyor musunuz?



أَنْفُسَكُمْ

kendinizi



وَأَنْتُمْ

ve siz


تَتْلُونَ

okuduğunuz halde



الْكِتَابَۚ

Kitabı


أَفَلَا تَعْقِلُونَ

hala aklınızı kullanmıyor musunuz?














Türkçe Transcript (*)

Ete/murûne-nnâse bilbirri vetensevne enfusekum veentum tetlûne-lkitâb(e)(c) efelâ ta’kilûn(e)

Ali Bulaç Meali

Siz, insanlara iyiliği emrederken, kendinizi unutuyor musunuz? Oysa siz kitabı okuyorsunuz. Yine de akıllanmayacak mısınız?

Edip Yüksel Meali

Halkı iyilik yapmağa çağırıp dururken kendinizi unutuyor musunuz? Üstelik Kitabı da okuyorsunuz? Aklınızı kullanmaz mısınız?

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

İnsanlara iyiliği emreder de kendinizi unutur musunuz? Halbuki kitab (Tevrat)ı okuyorsunuz. Hâlâ aklınızı başınıza almayacak mısınız?

Süleyman Ateş Meali

Siz Kitabı okuduğunuz halde, insanlara iyiliği emredip kendinizi unutuyor musunuz? Aklınızı kullanmıyor musunuz?

Yaşar Nuri Öztürk Meali

İnsanlara hayırda erginliği/dürüstlüğü emredip de öz benliklerinizi unutuyor musunuz? Üstelik de Kitap'ı okuyup durmaktasınız. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız?

Yusuf Ali (English)

Do ye enjoin right conduct on the people, and forget (To practise it) yourselves, and yet ye study the Scripture? Will ye not understand?

M. Pickthall (English)

Enjoin ye righteousness upon mankind while ye yourselves forget (to practise it)? And ye are readers of the Scripture! Have ye then no sense?

Bakara Suresi
45


وَاسْتَعِينُوا

yardım dileyin



بِالصَّبْرِ

sabırla


وَالصَّلَاةِۚ

ve namazla



وَإِنَّهَا

şüphesiz bu



لَكَبِيرَةٌ

ağır gelir



إِلَّا

başkasına



عَلَى الْخَاشِعِينَ

saygı gösterenlerden




















Türkçe Transcript (*)

Veste’înû bi-ssabri ve-ssalâ(ti)(c) ve-innehâ lekebîratun illâ ‘ale-lḣâşi’în(e)

Ali Bulaç Meali

Sabır ve namazla yardım dileyin. Bu, şüphesiz, huşû duyanların dışındakiler için ağır (bir yük)dır.

Edip Yüksel Meali

Güçlüklere karşı direnerek (sabır) ve namazla yardım isteyiniz. Elbette bu, halka ağır gelir; ancak saygılı olanlar hariç.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Bir de sabırla, namazla yardım isteyin. Şüphesiz bu, (Allah'a) saygılı olanlardan başkasına ağır gelir.

Süleyman Ateş Meali

Sabırla, namazla Allah'tan yardım dileyin, şüphesiz bu, (Allah'a) saygı gösterenlerden başkasına ağır gelir.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Sabra ve namaza/duaya sarılarak yardım dileyin. Hiç kuşkusuz bu, kalbi ürperti duyanlardan başkasına çok ağır gelir.

Yusuf Ali (English)

Nay, seek ((Allah)´s) help with patient perseverance(61) and prayer: It is indeed hard, except to those who bring a lowly spirit,- *

M. Pickthall (English)

Seek help in patience and prayer; and truly it is hard save for the humble-minded,

Bakara Suresi
46


الَّذِينَ يَظُنُّونَ

bilirler


أَنَّهُمْ

şüphesiz onlar



مُلَاقُو

kavuşacaklarını



رَبِّهِمْ

Rablerine



وَأَنَّهُمْ

ve gerçekten onlar



إِلَيْهِ

O'na


رَاجِعُونَ

döneceklerini




















Türkçe Transcript (*)

Elleżîne yazunnûne ennehum mulâkû rabbihim veennehum ileyhi râci’ûn(e)

Ali Bulaç Meali

Onlar, (mü'minler), şüphesiz, Rableriyle karşılaşacaklarını ve (yine) şüphesiz, O'na döneceklerini bilirler.

Edip Yüksel Meali

Nitekim onlar, Rab'lerine kavuşacaklarına ve O'na döneceklerine inanırlar.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Onlar ki, Rablerine kavuşacaklarını ve gerçekten O'na döneceklerini bilirler.

Süleyman Ateş Meali

O(saygılı insa)nlar, Rablerine kavuşacaklarını (gözetir) ve gerçekten O'na döneceklerini bilirler.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

O ürperti duyanlar, Rablerine kavuşacaklarını düşünürler ve bilirler ki onlar, mutlaka O'na döneceklerdir.

Yusuf Ali (English)

Who bear in mind the certainty that they are to meet their Lord, and that they are to return to Him.

M. Pickthall (English)

Who know that they will have to meet their Lord, and that unto Him they are returning.

Bakara Suresi
47


يَا

ey


بَنِي

oğulları


إِسْرَائِيلَ

İsrail


اذْكُرُوا

hatırlayın



نِعْمَتِيَ

ni'metimi



الَّتِي أَنْعَمْتُ عَلَيْكُمْ

size verdiğim



وَأَنِّي فَضَّلْتُكُمْ

ve sizi üstün kıldığımı



عَلَى الْعَالَمِينَ

alemlere
















Türkçe Transcript (*)

Yâ benî isrâ-île-żkurû ni’metiye-lletî en’amtu ‘aleykum veennî faddaltukum ‘ale-l’âlemîn(e)

Ali Bulaç Meali

Ey İsrailoğulları, size bağışladığım nimetimi ve sizi (bir dönem) alemlere üstün kıldığımı hatırlayın.

Edip Yüksel Meali

İsrailoğulları! Size verdiğim nimetlerimi ve sizi tüm halklara üstün tutmamı hatırlayın.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Ey İsrailoğulları! Size verdiğim nimeti ve vaktiyle sizi âlemlere üstün kıldığımı hatırlayın.

Süleyman Ateş Meali

Ey İsrail oğulları, size verdiğim ni'meti ve sizi alemlere üstün kıldığımı hatırlayın.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Ey İsrailoğulları! Size lütfettiğim nimetimi, sizi âlemlere üstün kıldığımı hatırlayın.

Yusuf Ali (English)

Children of Israel! call to mind the (special) favour which I bestowed upon you(62), and that I preferred you to all other (for My Message). *

M. Pickthall (English)

O Children of Israel! Remember My favour wherewith I favoured you and how I preferred you to (all) creatures.

Bakara Suresi
48


وَاتَّقُوا

ve sakının



يَوْمًا

günden


لَا تَجْزِي

cezasını çekmeyeceği



نَفْسٌ

hiç kimse



عَنْ نَفْسٍ

kimsenin


شَيْئًا

bir şey


وَلَا يُقْبَلُ

kabul edilmeyeceği



مِنْهَا

kimseden


شَفَاعَةٌ

şefaat da



وَلَا يُؤْخَذُ

alınmayacağı



مِنْهَا

ondan


عَدْلٌ

fidye de


وَلَا هُمْ يُنْصَرُونَ

hiçbir yardım yapılmayacağı




















Türkçe Transcript (*)

Vettekû yevmen lâ teczî nefsun ‘an nefsin şey-en velâ yukbelu minhâ şefâ’atun velâ yu/ḣażu minhâ ‘adlun velâ hum yunsarûn(e)

Ali Bulaç Meali

Ve hiç kimsenin, hiç kimse adına bir şey ödemeyeceği, hiç kimsenin şefaatinin kabul edilmeyeceği, hiç kimseden bir fidye alınmayacağı ve yardım görülmeyeceği bir günden sakının.

Edip Yüksel Meali

Öyle bir günden sakının ki, kimse kimsenin yerine birşey ödeyemez, aracılık (şefaat) kabul edilmez, kimseden bir fidye alınmaz ve yardım da edilmez. *

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Ve öyle bir günden korunun ki, kimse kimsenin yerine bir şey ödeyemez, kimseden şefaat da kabul edilmez, kimseden fidye de alınmaz ve onlara hiçbir yardım da yapılmaz.

Süleyman Ateş Meali

Ve öyle bir günden sakının ki, o gün hiç kimse, kimsenin cezasını çekmez (borcunu ödemez); kimseden şefaat (aracılık, iltimas) da kabul edilmez; kimseden fidye de alınmaz ve onlara hiçbir yardım yapılmaz.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Ve sakının o günden ki, hiçbir benlik bir başka benliğin herhangi bir şeyi için karşılık ödemez; hiçbir benlikten şefaat kabul edilmez, hiçbir benlikten fidye alınmaz. Ve onlara yardım da edilmez.


Yüklə 5,51 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   20   21   22   23   24   25   26   27   ...   274




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2025
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin