Say (O Muhammad, to mankind): Who is an enemy to Gabriel! For he it is who bath revealed (this Scripture) to thy heart by Allah's leave, confirming that which was (revealed) before it, and a guidance and glad tidings to believers;
Ne zaman bir ahidde bulundularsa, içlerinden bir bölümü onu bozmadı mı? Hayır, onların çoğu iman etmezler.
Edip Yüksel Meali
Her ne zaman bir anlaşma yaptılarsa onlardan bir grup onu bozup atmadı mı? Zaten onların çoğu inanmaz.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
O fasıklar hem bunları tanımıyacaklar, hem de ne zaman bir ahd üzerine antlaşma yapsalar, her defasında mutlaka içlerinden bir güruh çıkıp onu bozacak ve atıverecek öyle mi? Hatta az bir güruh değil, onların çoğu ahit tanımaz imansızlardır.
Süleyman Ateş Meali
Ne zaman bir ahit (andlaşma) yaptılarsa, onlardan bir grup o ahdi bozup atmadı mı? Zaten çokları inanmazlar.
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Bir ahitle söz verdikleri her seferinde, içlerinden bir fırka ahdi kaldırıp atmadı mı? Doğrusu şu ki, onların çokları iman etmezler.
Yusuf Ali (English)
Is it not (the case) that every time they make a covenant, some party among them throw it aside?- Nay, Most of them are faithless.
M. Pickthall (English)
Is it ever so that when ye make a covenant a party of you set it aside? The truth is, most of them believe not.
Ne zaman onlara Allah katından yanlarındakini doğrulayan bir elçi gelse, kitap verilenlerden bir bölümü, sanki bilmiyorlarmış gibi Allah'ın Kitabını arkalarına attılar.
Edip Yüksel Meali
Yanlarındakini doğrulayan bir elçi ALLAH tarafından görevli olarak kendilerine gelince, kitap verilenlerin bazısı, ALLAH'ın kitabını sırtlarının ardına attı. Bilmezlermiş gibi...
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Üstelik Allah tarafından onlara, yanlarındaki kitabı tasdik edici bir peygamber gelince, daha önce kendilerine kitap verilenlerden bir kısmı, Allah'ın kitabını sırtlarından geriye attılar, sanki hiçbir şey bilmiyorlarmış gibi yaptılar.
Süleyman Ateş Meali
Allah tarafından kendilerine, yanlarında bulunanı doğrulayıcı bir elçi gelince, Kitap verilmiş olanlardan bir grup, Allah'ın Kitabını sanki bilmiyorlarmış gibi, sırtlarının arkasına attılar.
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Allah katından kendilerine, ellerinde bulunanı tasdikleyici bir resul geldiğinde, kitap verilenlerden bir fırka, Allah'ın Kitabı'nı hiç bilmiyorlarmış gibi kaldırıp arkalarına attılar.
Yusuf Ali (English)
And when there came to them a messenger from Allah, confirming what was with them, a party of the people of the Book threw away the Book of Allah(102) behind their backs, as if (it had been something) they did not know! *
M. Pickthall (English)
And when there cometh unto them a messenger from Allah, confirming that which they possess, a party of those who have received the Scripture fling the Scripture of Allah behind their backs as if they knew not,