Bakara Suresi (2/286)



Yüklə 5,51 Mb.
səhifə64/274
tarix05.01.2022
ölçüsü5,51 Mb.
#68842
1   ...   60   61   62   63   64   65   66   67   ...   274
M. Pickthall (English)

Say (O Muhammad, to mankind): Who is an enemy to Gabriel! For he it is who bath revealed (this Scripture) to thy heart by Allah's leave, confirming that which was (revealed) before it, and a guidance and glad tidings to believers;

Bakara Suresi
98


مَنْ

kim


كَانَ

ise


عَدُوًّا

düşman


لِلَّهِ

Allah'a


وَمَلَائِكَتِهِ

ve meleklerine



وَرُسُلِهِ

ve resullerine



وَجِبْرِيلَ

ve Cebrail'e



وَمِيكَالَ

ve Mikail'e



فَإِنَّ

şüphesiz


اللَّهَ

Allah da


عَدُوٌّ

düşmanıdır



لِلْكَافِرِينَ

inkar edenlerin























Türkçe Transcript (*)

Men kâne ‘aduvven li(A)llâhi vemelâ-iketihi verusulihi vecibrîle vemîkâle fe-inna(A)llâhe ‘aduvvun lilkâfirîn(e)

Ali Bulaç Meali

Her kim Allah'a, meleklerine, elçilerine, Cibril'e ve Mikail'e düşman ise, artık şüphesiz Allah da kafirlerin düşmanıdır.'

Edip Yüksel Meali

"Evet, ALLAH'a, meleklerine, elçilerine, Cibril'e ve Mikal'e kim düşman olursa bilsin ki ALLAH da kafirlerin düşmanıdır."

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Her kim Allah'a, Allah'ın meleklerine, peygamberlerine, Cebrail ile Mîkâil'e düşman olursa, iyi bilsin ki, Allah da o kâfirlerin düşmanıdır.

Süleyman Ateş Meali

(Evet) kim Allah'a, meleklerine, elçilere, Cebrail'e ve Mikail'e düşman olursa bilsin ki, Allah da inkar edenlerin düşmanıdır.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Kim Allah'a, O'nun meleklerine, resullerine, Cebrail'e, Mikâil'e düşman kesilirse, Allah da bu tür inkârcılara düşman kesilir.

Yusuf Ali (English)

Whoever is an enemy to Allah and His angels and messengers, to Gabriel and Michael,- Lo! Allah is an enemy to those who reject Faith.

M. Pickthall (English)

Who is an enemy to Allah, and His angels and His messengers, and Gabriel and Michael! Then, lo! Allah (Him- self) is an enemy to the disbelievers.

Bakara Suresi
99


وَلَقَدْ

andolsun


أَنْزَلْنَا

indirdik


إِلَيْكَ

sana


آيَاتٍ

ayetler


بَيِّنَاتٍۖ

apaçık


وَمَا يَكْفُرُ

inkar etmez



بِهَا

onları


إِلَّا الْفَاسِقُونَ

fasıklardan başkası

















Türkçe Transcript (*)

Velekad enzelnâ ileyke âyâtin beyyinât(in)(s) vemâ yekfuru bihâ ille-lfâsikûn(e)

Ali Bulaç Meali

Andolsun biz sana apaçık ayetler indirdik. Bunları fasıklar (yoldan çıkanlar)dan başkası inkâr etmez.

Edip Yüksel Meali

Sana apaçık ayetler indirmekteyiz. Yoldan çıkmış olanlardan başkası onları inkar etmez.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Şanım hakkı için sana çok açık âyetler; parlak mucizeler indirdik. Öyle ki, iman sahasından uzaklaşmış fasıklardan başkası onları inkâr etmez.

Süleyman Ateş Meali

Andolsun, sana apaçık ayetler indirdik, onları yoldan çıkmışlardan başkası inkar etmez.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Yemin olsun, biz sana açık-seçik ayetler indirdik. Onları, sapmış olanlardan başkası inkâr etmez.

Yusuf Ali (English)

We have sent down to thee Manifest Signs (ayat); and none reject them but those who are perverse.

M. Pickthall (English)

Verily We have revealed unto thee clear tokens, and only miscreants will disbelieve in them.

Bakara Suresi
100


أَوَكُلَّمَا

ne zaman


عَاهَدُوا

anlaştılarsa



عَهْدًا

ahitle


نَبَذَهُ

onu bozmadı mı?



فَرِيقٌ

bir grup


مِنْهُمْۚ

onlardan


بَلْ

Zaten


أَكْثَرُهُمْ

çokları


لَا يُؤْمِنُونَ

inanmazlar














Türkçe Transcript (*)

Eve kullemâ ‘âhedû ‘ahden nebeżehu ferîkun minhum(c) bel ekśeruhum lâ yu/minûn(e)

Ali Bulaç Meali

Ne zaman bir ahidde bulundularsa, içlerinden bir bölümü onu bozmadı mı? Hayır, onların çoğu iman etmezler.

Edip Yüksel Meali

Her ne zaman bir anlaşma yaptılarsa onlardan bir grup onu bozup atmadı mı? Zaten onların çoğu inanmaz.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

O fasıklar hem bunları tanımıyacaklar, hem de ne zaman bir ahd üzerine antlaşma yapsalar, her defasında mutlaka içlerinden bir güruh çıkıp onu bozacak ve atıverecek öyle mi? Hatta az bir güruh değil, onların çoğu ahit tanımaz imansızlardır.

Süleyman Ateş Meali

Ne zaman bir ahit (andlaşma) yaptılarsa, onlardan bir grup o ahdi bozup atmadı mı? Zaten çokları inanmazlar.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Bir ahitle söz verdikleri her seferinde, içlerinden bir fırka ahdi kaldırıp atmadı mı? Doğrusu şu ki, onların çokları iman etmezler.

Yusuf Ali (English)

Is it not (the case) that every time they make a covenant, some party among them throw it aside?- Nay, Most of them are faithless.

M. Pickthall (English)

Is it ever so that when ye make a covenant a party of you set it aside? The truth is, most of them believe not.

Bakara Suresi
101


وَلَمَّا

ne zaman


جَاءَهُمْ

onlara geldiyse



رَسُولٌ

bir elçi


مِنْ عِنْدِ

katından


اللَّهِ

Allah'ın


مُصَدِّقٌ

doğrulayan



لِمَا مَعَهُمْ

yanlarındakini



نَبَذَ

attılar


فَرِيقٌ

bir gurup



مِنَ الَّذِينَ أُوتُوا

verilenlerden



الْكِتَابَ

kitap


كِتَابَ

kitabı


اللَّهِ

Allah'ın


وَرَاءَ

arkasına


ظُهُورِهِمْ

sırtlarının



كَأَنَّهُمْ

sanki gibi



لَا يَعْلَمُونَ

bilmiyorlarmış








Türkçe Transcript (*)

Velemmâ câehum rasûlun min ‘indi(A)llâhi musaddikun limâ me’ahum nebeże ferîkun mine-lleżîne ûtu-lkitâbe kitâba(A)llâhi verâe zuhûrihim keennehum lâ ya’lemûn(e)

Ali Bulaç Meali

Ne zaman onlara Allah katından yanlarındakini doğrulayan bir elçi gelse, kitap verilenlerden bir bölümü, sanki bilmiyorlarmış gibi Allah'ın Kitabını arkalarına attılar.

Edip Yüksel Meali

Yanlarındakini doğrulayan bir elçi ALLAH tarafından görevli olarak kendilerine gelince, kitap verilenlerin bazısı, ALLAH'ın kitabını sırtlarının ardına attı. Bilmezlermiş gibi...

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Üstelik Allah tarafından onlara, yanlarındaki kitabı tasdik edici bir peygamber gelince, daha önce kendilerine kitap verilenlerden bir kısmı, Allah'ın kitabını sırtlarından geriye attılar, sanki hiçbir şey bilmiyorlarmış gibi yaptılar.

Süleyman Ateş Meali

Allah tarafından kendilerine, yanlarında bulunanı doğrulayıcı bir elçi gelince, Kitap verilmiş olanlardan bir grup, Allah'ın Kitabını sanki bilmiyorlarmış gibi, sırtlarının arkasına attılar.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Allah katından kendilerine, ellerinde bulunanı tasdikleyici bir resul geldiğinde, kitap verilenlerden bir fırka, Allah'ın Kitabı'nı hiç bilmiyorlarmış gibi kaldırıp arkalarına attılar.

Yusuf Ali (English)

And when there came to them a messenger from Allah, confirming what was with them, a party of the people of the Book threw away the Book of Allah(102) behind their backs, as if (it had been something) they did not know! *

M. Pickthall (English)

And when there cometh unto them a messenger from Allah, confirming that which they possess, a party of those who have received the Scripture fling the Scripture of Allah behind their backs as if they knew not,



Bakara Suresi
102


وَاتَّبَعُوا

uydular


مَا

şeye


تَتْلُو

Uydurduğu(okuduğu/YNÖ)



الشَّيَاطِينُ

şeytanların



عَلَىٰ مُلْكِ

mülkü hakkında



سُلَيْمَانَۖ

Süleyman'ın



وَمَا كَفَرَ

oysa küfre girmedi



سُلَيْمَانُ

Süleyman


وَلَٰكِنَّ

Fakat


الشَّيَاطِينَ

şeytanlar



كَفَرُوا

küfre girdiler



يُعَلِّمُونَ

öğreterek



النَّاسَ

insanlara



السِّحْرَ

sihri


وَمَا أُنْزِلَ

ve indirileni



عَلَى الْمَلَكَيْنِ

iki meleğe



بِبَابِلَ

Babil'de


هَارُوتَ

Harut


وَمَارُوتَۚ

ve Marut (isimli)



وَمَا يُعَلِّمَانِ

onlar öğretmezlerdi



مِنْ أَحَدٍ

hiç kimseye



حَتَّىٰ يَقُولَا

demedikçe



إِنَّمَا

şüphesiz


نَحْنُ

biz


فِتْنَةٌ

fitneyiz


فَلَا تَكْفُرْۖ

sakın küfre girmeyin



فَيَتَعَلَّمُونَ

fakat öğreniyorlardı



مِنْهُمَا

bunlardan



مَا يُفَرِّقُونَ بِهِ

ayıran şeyi



بَيْنَ

arasını


الْمَرْءِ

eşi


وَزَوْجِهِۚ

ve karısının



وَمَا هُمْ بِضَارِّينَ

ama onlar zarar veremezler



بِهِ

onunla


مِنْ أَحَدٍ

hiç kimseye



إِلَّا

başka


بِإِذْنِ

izninden


اللَّهِۚ

Allah'ın


وَيَتَعَلَّمُونَ

onlar öğreniyorlardı



مَا

şeyi


يَضُرُّهُمْ

zarar veren



وَلَا يَنْفَعُهُمْۚ

yarar vereni değil



وَلَقَدْ

andolsun


عَلِمُوا

gayet iyi biliyorlardı ki



لَمَنِ

kimsenin


اشْتَرَاهُ

onu satın alan



مَا لَهُ

yoktur


فِي الْآخِرَةِ

ahirette


مِنْ خَلَاقٍۚ

bir nasibi



وَلَبِئْسَ

ne kötüdür



مَا

şey


شَرَوْا بِهِ

sattıkları



أَنْفُسَهُمْۚ

kendilerini



لَوْ

keşke


كَانُوا يَعْلَمُونَ

(bunu) bilselerdi!





















Yüklə 5,51 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   60   61   62   63   64   65   66   67   ...   274




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2025
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin