ÇİNİLİ KÖŞK
518
519
ÇİNİLİ KÜLLİYESİ
Çinili Kögk'ün girişi (solda) ve tavuslu çeşme (sağda). Erdal Yazıcı (sol), Araş Neftçi (sağ)
Naîmâ, IV. Murad'ın vezirlerinden Abaza Paşa'run 28-29 Safer 1044/23-24 Ağustos 1634 gecesi Sırça Saray'da hapsolunarak idam edildiğini bildirir. Çinili Köşk'te 17. yy'ın sonlarında saraya mensup ağaların oturduğu bilinmektedir.
Köşk 26 Receb 1150/19 Kasım 1737' de bir yangın sonucunda harap olmuştur. Bu yangından sonra yapılan tamir sırasında köşkün cephe mimarisi önemli ölçüde değişmiştir.
19. yy'da ihmal edilen ve bakımsız kalan Çinili Köşk yüzyılın sonlarında müze binası olarak kullanılmaya başlanmıştır.
Binanın müzeye çevrilmesi sırasında içindeki çinilere zarar veren bazı uygulamalar cereyan etmiştir. Binada yapılan değişiklikleri anlatan bir belgeye göre kubbeyi de içine alacak şekilde yapılmış olan ahşap çatı kaldırılmış, binaya dışarıdan merdiven yapılmış, zemine mermer döşenmiş, bazı bölme duvarları kaldırılmış, yeni kapı ve pencereler açılmış, bazı pencere ve ocaklar iptal edilmiş, alt kata inen esas merdiven kapatılarak yeni bir merdiven yapılmıştır.
1910'lu yıllarda önemli bir restorasyon gören Çinili Köşk II. Dünya Savaşı yıllarında kapatılmış ve 1942'den itibaren de yeniden tamir edilerek, önüne 1880'li yıllarda inşa edilen merdiven kaldırılmıştır. Bu tamirat 1948-1952 arasında da devam etmiş ve bozulan kısımların ihyası ile örülen, kapatılan yerlerin meydana çıkarılmasına devam edilmiştir.
Çinili Köşk iki kadı taş bir yapı olarak inşa edilmiştir. Yapımında beyaz küfeki taşı kullanılmış ancak yan ve arka cephelerde kırmızı tuğla dolgulara da yer verilerek binanın renkli bir görünüm kazanması sağlanmıştır. Halic'e bakan çıkmalı arka cephede tuğla dolguların alt katında kilim deseni biçiminde bir süsleme bulunmaktadır. Ancak bu cephe günümüzde artık görülemez durumdadır. Ön cephesinde iki kat halindeki revak-lardan üst dizinin sütun başlıkları Fatih dönemi üslubuna aykırı düştüğünden bu revağın 18. yy'daki tamirde bu şekli aldığı ileri sürülmüştür. Hünername'deki bir minyatürde köşkün revağma iki taraflı bir merdivenin çıktığı gösterilmiştir. Sonraları burada düz bir duvar gerisinde ve bodrumu aydınlatan bir pencerenin iki tarafından, kitle içine oyulmuş olarak çıkan merdivenler yapılmıştır. 1870'lerde bu merdivenler doldurularak dıştan iki taraflı kagir merdivenler yapılmış, bunlar da 1950'li yıllarda yapılan restorasyonda yıkılarak gömülü merdivenler yeniden kullanılır duruma sokulmuştur. E. Hakkı Ayverdi bu cephenin asli biçiminin şimdikinden çok değişik olduğunu ileri sürerek bunu gösteren bir de restitüsyon yapmıştır. Buna göre kasrın cephesinde sadece sekiz ince destek olup bunlar saçağı taşıyordu. Böylece çinilerle kaplı heybetli giriş eyvanı bütün güzellik ve ihtişamı ile karşıdan görülebiliyordu. Bu tahmini resmin de tartışılabilir tarafları vardır. Fakat açıkça bellidir ki üslubu e-
Günümüzde
(üstte) ve
Sebah &
Joaillier'in
çektiği bir
fotoğrafta
(19. yy)
Çinili Köşk,
(altta).
Erkin Emiroğlıt
(üst), Burçak Evren
koleksiyonu (yan)
sas binaya çok ters düşen revak 18. yy' da ilave edilmiştir. Ayverdi bugün görülen revağın 1737'den sonra yapıldığını çok ayrıntılı biçimde ispatlamıştır. Herhalde aslında kasrın cephesinde 1737'de yanan ahşap direkli ve ahşap saçaklı bir revak vardı.
Köşkün ön cephesinin ortasında bulunan çinilerle kaplı, büyük bir eyvan içinde açılan bir kapı, içeriye girişi sağlamaktadır. Girişin yanlarında daha ufak bir eyvana benzeyen ve fazla derin olmayan kemerli nişler vardır. Sağdaki nişin yanında bulunan merdiven, ön mekânların üstündeki asma kat ile çatıya çıkışı sağlar. Giriş mekânının üstünde birbirine dar bir dehlizle bağlanan tonozlu iki mekândan ibaret bir asma kat bulunur.
Çinili Köşk'ün esas katı bir orta me-
kâna açılan dört eyvan şemasına göre yapılmıştır. Çeşitli bölümlerdeki tonoz ve kubbelere geçiş unsurları olan örgü (şebeke) şeklindeki kaburgalar, Orta Asya ve Selçuklu mimari geleneklerinin devam ettirildiğine işaret etmektedir. Köşelerde birer kubbe ve birer yarım kubbe biçiminde tezyini şekillerde yapılmış tonozlarla örtülü odalar vardır. Bunlardan giriş tarafında bulunanların yan cephelere komşu olan bölümleri, dışarıdan düz bir duvar içinde olmalarına rağmen içeriden üç cephelidir. Bu nedenle yan duvarlarda açılan pencereler köşelidir. Parka bakan taraftaki odalar daha büyük ve gösterişlidir. Üzerlerini birer kubbe ile prizma şeklinde süslemeye sahip tonozlar örter.
Tavuslu çeşme soldaki odada, duva-
ra açılmış bir niş içindedir. Tam ortada beş köşeli olarak ileriye taşan kubbeli oda Haliç ve Boğaz girişlerine hâkimdir. Üstünde Türk üçgenleriyle geçişi sağlanmış bir kubbe ve beş cephesinin her birinde pencereler vardır.
Çinili Köşk'ün üstünün, ortadaki ana kubbeyi de içine alarak gizleyecek şekilde dik meyilli ahşap bir çatı ile çok erken bir dönemde örtüldüğü eski resimlerden anlaşılmaktadır. Bu ahşap çatı geçen yüzyılda görülmemektedir. Belki de 1737 yangınında yanmış olmalıdır. Yine ahşap örtülü olmakla birlikte dışarıdan fark edilemez derecede basık bir çatı ile kaplı olan damdan yukarıya doğru taşan bir kubbe görülür. Kare bir kaidenin üstünde basık bir kasnağa oturan kubbe bir aydınlık feneri karakterinde-dir. Dört köşesinden sivri külahlı bacalar yükselir. Dama çıkışı sağlayan merdiven kulesi de belirgindir. Son tamirde köşkün üstü kurşun kaplı düz bir taraça haline getirilerek orta kubbe kitlesi, dört baca ve merdiven kulesinin belirli hale getirilmesi sağlanmıştır. Ancak bu çatı şekli, ana kubbe kaidesindeki pencerelerin yarılarına kadar gömülü kalmalarına neden olmuştur.
Bodrum katın planı bazı değişikliklerle üst kata benzer. Odalar daha küçüktür. Tonozlarda, üst kattaki gibi zengin örgü motifleriyle kaburgalar yapılmıştır. Hizmetlilere mahsus oldukları sanılan bu odalar çok karanlıktır. Ama çıkıntı halindeki orta oda zengin bezemeli ve bol pencerelidir. Köşe tromplarının içlerinde dörder dizi alveollü mukarnas-lar görülür. Geçişi şebekeli kaburgalarla sağlanan kubbesinin içi malakari süslemelerle kaplanmıştır. Ortadaki yan eyvanlardan penceresiz dar odalara geçilen kapıların döşemesinde iki yerde güzel biçimde işlenmiş yalaklar (su akıtma menfezleri) vardır. Bunların abdest alma yerleri oldukları tahmin edilmektedir.
Çinili Köşk'ü değerli kılan özelliklerinden biri de dış cephesiyle, büyük eyvanın iç yüzeylerini ve içindeki odaların bir kısmını kaplayan çinileridir. Cephede ve büyük eyvanda mozaik tekniğinde yerleştirilmiş çiniler görülür. Büyük kemerin alt yüzünde, firuze zemin içine beyaz çinilerle yine mozaik tekniğinde kufi yazı yazılmıştır. Yan eyvanlarda ve odalarda duvarlar yaklaşık 3 m yüksekliğe kadar altıgen çinilerle kaplıdır. Bunların aralarına başka renklerde üçgen çinilerden çerçeveler yapılmıştır. Ayrıca bazı yerlerde, ortalarına altın yaldızlı motifler damgalanmış firuze çiniler görülür. Cephede büyük eyvanın içinde bir şerit halinde uzanan çini kitabe bulunmaktadır. Kitabe, birbirine girift iki satır halinde ve lacivert zemin üzerine beyaz ve sarı sülüs hatla yazılmıştır.
Çinili Köşk ortada bir sofa etrafında dört oda bulunan ve geçen yüzyıla kadar yapılagelen Türk ahşap ev mimarisinin kagir ve abidevi karakterde bir örneğidir. Çini süslemesi ise kısmen Selçuklu, kısmen erken Osmanlı sanatı üslubundadır.
Bibi. Tursun Bey, Târih-i Ebu'l-Feth, (yay. M. Tulum), İst., 1977, s. 74-75; Târih-i Na-ima, III, 228; K. Wulzinger, Byzantinische Baudenkmâler zu Konstantinopel, Hanno-ver, 1925, s. 36-37; E. Kühnel, Çiniliköşk'de Türk ve islâm Eserleri Koleksiyonu, Berlin-Leipzig, 1938; (Konyalı), Abideler, 29-31; î. H. Konyalı, "Çinili Köşk-Sırça Saray", Tarih Dünyası Fatih Özel Sayısı, (1950), s. 22-27; T. Öz, Türkish Ceramics, İst., ty, s. 17-18; Ayverdi, Fatih III, 736-755; Koçu, Topkapu Sarayı, 234-235; ISTA, VII, 4021-4032; Eldem, Köşkler ve Kasırlar, I, 61-76, 77-79; Eldem-Akozan, Topkapı Sarayı, 11-12; A. Kolsuk, Topkapı Sarayı Müzesi, Çinili Köşk, Türk Çini ve Keramikleri Seksiyonu Rehberi, ist., 1971; Müller-Wiener, Bildlexikon, 497; 2. Orgun, "Çinili Köşk", Arkitekt, XI/12 (1941-1942), s. 252-259; A. Oğan, "Millî ve Sivil Mimarimizde Çinili Köşkün Önemi", Tarihten Sesler, I, îst., 1943, s. 19-25; S. Eyice, "Çinili Köşk", DM, VIII, 337-341.
SEMAVi EYÎCE
Dostları ilə paylaş: |