Balkanlardan uluğ TÜRKİstan’a türk halk inançlari II


Naz Anadan da halk inançları bilgisi aldık. Naz Kazımova



Yüklə 1 Mb.
səhifə45/65
tarix02.01.2022
ölçüsü1 Mb.
#27850
1   ...   41   42   43   44   45   46   47   48   ...   65
Naz Anadan da halk inançları bilgisi aldık. Naz Kazımova Kepenekçi köyünde yaşayan 80 yaşında tahsilsiz bir ev hanımıdır. Verdiği bilgilere göre:
Kırklama, hem anaya hem de balaya yapılır. Kırk kaşık su bir kovaya “ Allahım Meselli” okunarak dökülür. Annne ve çocuğu bu su ile kırklanır. Su başlarından dökülürken “Allahım Meselli Ala Muhammedi, Seni Kırklayanın kırkından çık” denir. Kırklamayı koca avradlar yapar. İlkin anası sonra balası kırklanır. Ayrıca 10. ve 20. günlerinde de çeyrek ve yarı kırkları yapılır.
Ayrıca kırmızı, sarı ve mavi üç taş muhtemelen akik taşı kırk içinde hastalanan çocuğun suyuna konur. Bu su ile koca avradlar çocuğu yuyarlar, yuyarken “Allahım meselli Ala Muhammed” denir.
Ana kırklanmadan çocuğuna süt verir. Kırklanacağı gün çocuğa süt verilmez. Kırlandıktan sonra ana balasına döşünü (göysünü, memesini) verir. İlkin sağ döşünden balasını emzirirler. Kırklama suyu pinhan yere(el-ayak değmeyen yere) dökülür.
Anayı Hal Aparmasından kurtarmak için, bir hayvanın (inek, koyun gibi) yüreği suya atılır. Al Avradı onu yer. Ananın yüreğini salar. Ayrıca al Anasından korunmak için tüfek de atılır. Bu uygulamadaki suya atılan yürek, kara iye olan Al karısına verilen bir sacıdır. Böylece onun fenalık yapmasından kurtulmuş olunur. İnanca göre Al anasının mekanı su başları ve değirmen arkıdır. Ayrıca tüfek atılarak çıkarılan ses, kara iyeleri kovmak içindir. Al Avradı gelmesin diye kabakça (önceden) bıçak, tüfenk, gaycı (makas), Kur’an kadının odasına konulur. Doğum Hasant(iyi)olsun diye anne adayına efsunlu su içirilir. Doğum kolay olsun diye gelinin kulağı çekilir ve ona sopa atılır.
Uşağı olmayan kadına maliki (derman) yapılır. Kabak ve bal pişirilir. Ana adayının karnına belenir. O yakı iki gün orada kalır. Ayrıca Camış gübresi pişirilir gelin ona belenir. İçi ağır kadın deriye çekilir. Bir başka uygulamada da, peteklibal, tarçın, gülümcan, zencefil, hil,nuheyl,ısot (biber) 4 adet yel cevizi el makinasında çekilir. 1 kilo paketli bala karıştırılır. Gelin aç karnına bir yemek kaşığı yer. Sonra çörek yiyebilir. Geline kartol (patates) pirinç verilmez. Düzelir ise beline yakı sarılır, karnına küpe yapılır, beli çekilir,tekrar beli çekilir. 3 yumurtanın sarısına alçı karıştırılır. 1 metrelik bir bezle yakı yapılır. Bu yakı üç gün belde kalır.
Çocuğu sürekli ölen anne, meyve ağıcının dibine gider, ve “ben hamı zatımı sana verirem sen de varını bana ver” der. Üç defa ağıcın dibine “tu tu tu” der. Bu uygulama bir defa yapılır. Sonra ayrıca ocaklara ziyarete gidilir. Gezgincilere sadaka verilir. Bu uygulamada da görüldüğü üzere “ağaç” “meyve ağacı” ocak olarak algılanmıştır.
Karapapağlar da gelin “ellendirilir” bunun için gelinin başına bir şiş ve ekmek dolandırılır. “Ayağın sayalı, başın devletli olsun, 7 oğlanla bir sofraya el uzatasın” denir. Sonra gelin sağ taraftan perdenin arkasından gerdeye girer.

Gelin, kaynana ve kaynatasıyla bir müddet konuşmaz. Bu bir hürmet ifadesidir. Gelin ve çocuğuna dua edilirken “Allah gelinini ve çocuğunu başacan (başına değin, başına kadar) versin hoş baht eylesin, Allah hoş baht eylesin, oğullu kızlı olsun, hoş baht yaşasın.Allah rızkını bol eyle özüne can sağlığı ver” denir.


“Karapapaglarda dili ağız eylemek” başsağlığı dilemek demektir. Örnekler “ahırın hayır olsun, oğlun kızın sağ olsun”, “Allah seni yarı yolda koymasın” denir. Yemin ederken de, “Allah hakkı”, “Allah adı hakkı”, “balaların başı için”, “Kuran hakkı” denir.
Cuma akşamları dua edilir.”Cümle aleme içinde de benim balalarıma....” denir. Yemek yapılır. Bunları çoluk çocuk yer. “Bu gece ölüler geler onların burnuna yemek kokusu gitsin” inancı vardır.

Karapapag’lar da yeriklemek veya aşermek karşılığı “ağzı tatsız “, “ağızı pis” tabirleri kullanılır. Bu durumda olan kadınlara yemeleri için her arzuladıkları verilmelidir. Bunların “nefsi körlenmeli” aksi taktirde pis (fena) olur. Uşak (bebek) hastanın inancı vardır.


Aslanbekli köyüne geliyoruz. Burası Türk halk kültürü itibariyle çok önemli. Kültürel sınırlar siyasi sınırlarla kayıtlı değilken, halk kültürü kesinlikle sınır tanımıyor. Burada türbeye gidiyoruz. Burası “ocak” olarak biliniyor. Burası Hacı Mahmut Efendi’nin makanıdır. İlkin Hacı Mehmet Efendi burada iken Seyid Yasin Efendi dışarıdan gelip burada rahmete gitmiştir. Defin edilmesini Hacı Mahmut Efendi sağlamıştır. Türbenin içerisinde iki mübarek yan yana yatmaktadır. Soldaki tek aynanın altında yatmakta olan Hacı Mahmut Efendi ve öteki sağlı-sollu çift aynanın altında yatmakta olan ise Şeyh Yasin Efendi’nin mezarlarıdır. Ayna tasavvufun bir ürünü olmalı. İran ve Irak’ta türbelerde çok rastlanmaktadır. Burada türbenin duvarları ve ağacında adak bezleri asılmıştır. Amasya’daki Şirvanşahlar cemai ve onun önündeki büyük türbe Aslanbekli ve yöresinden toplanan 17.000 altınla yaptırıldığı ifade edilmektedir. Nigari’nin Karabağ ile ilgili şiirini hatırlıyoruz:
“Gam ekler otlar döker

Miri Nigari meğer

Yad galıptır gene

Garabağ toprağını”


Türbenin önünde Keçel Şamil isimli 98 yaşında Aslanbekli Pir, bize teneke çalarak meyhana(semahı) okudu. Eskiden bu tür tasavvuf meclislerinde çalınan tenekelerin üzerende Mekke’nin , Medine’nin resimleri olurdu. Şimdi Pirelli veya yabancı bir firmanın ismi yazılı oluyor.
Keçel Şamil, aşka geliyor ve “eşkın kanı Karabağdı mekanı” diye hem çalıp hem okurken biz de Semahı dönem yol arkadaşımızın resmini çekiyoruz. Bu arada halen Kazak’da mescidde meyhane düzenlendiğini öğreniyoruz. Türbeyi de resimlemeye çalışıyoruz. Aslanbekli mescidinin insanı şair ve bu konularla ilgili onu bulmak için muhtarın evine gittik.
Aslanbekli’de kadın erkek büyük küçük herkesin ağzında Karabağ vardı. Muhtarın evinin önünde arabamız durdu. Meyhana(samah) müziğinin sesi dışarı geliyordu, çok heyecanlanmıştım. Bizi görünce meclis dağılabilir, veya bizi içeri almayabilirlerdi. Semahın yapıldığı adaya girdiğimiz zaman bir divanda üç erkek bir kadın teneke çalarak Nigarinin divanından parçalar okuyorlardı. Bir erkek yaklaşık yarım saat terler içerisinde semah yaptı. Figürleri Mevlevileri andırıyordu. Elinin birisi yukarıda ve avuç içi yukarıya diğeri aşağıda idi ve avuç içi aşağıda idi. Bu figüre pek de uymuyordu. Müziğim ritmine göre hızlanıyordu.Farklı uygulamalar da yapıyordu. Sonra etrafta oturmakta olan hanımlar da semaha kalktılar. Ritme uyarak ne figürler yapıyorlardı. Keçel Şamil de oynadı ve okudu. Şamil’in birlikte olduğu kadın 30 yıldır bu uygulamanın içinde ve Aslanbekli Kazak-Azerbaycan köyünün 30 yıldan beri muhtarıdır.
Meclisin yapıldığı salon her yaştan insanla doluydu. Işıkların imkan verdiği nisbette bol bol resim çektim. Bu arada üç erkek bir kadın semah yaptılar. Kadınlar oynarken (zikrederken)daha ziyade erkekler oturuyordu. Katılanların çoğunluğu Sadaklı köyündendi. Kadınların yaş ortalaması 50’nin üzerinde idi. Faaliyeti resmini de çektiğimiz Aslanbeyli köyünün şair imamı Muhammad Aslanbeyli yönetiyordu. 18 yaşından itibaren bu faliyetin içerisinde ilahiyat konusunda yüksek tahsil yapmış bir kimse, zikr meclisine 60 km uzak mesafeden gelen var. Zikirde dönülürken “Allah Allah Ay Pir Ay Pir” deniliyor ve Pir seyit Nigari’nin şiirleri okunup dinleniyor. Sadaklı köyü Nakşibendiliğin bölgedeki merkezi olarak kabul ediliyor.
Şair köy imam Muhammed Aslanbekli bize samimiyet gösteriyor sorularımızı cevaplamaya çalışıyor. Bilgi veriyor ve o köy halkı bizi konuk etmek için gayret sarfediyorlar. M.Aslankli’nin bize verdiği bilgide “Bu tür zikirlerin orjinalinde kadın ve erkek meclisleri ayrı olmaktadır. Ne var ki halkın iştiyakını kırmak istemiyoruz. Buradaki herkes gerçek anlamda bacı kardeş, hepsi çok yakın akrabadır(....) orijinal meclislerde zikir olayı 5-6 saat sürmektedir. Biz biraz toleranslı davranıyoruz. Bazen sema yapanlar ve gazel okuyanlar ayrıdırlar. Merasimi Hazreti pirin ruhu idare eder........kesinlikle uygunsuz hareket edilmez. Amaç bereketi celbetmektir. Uygunsuzluk bereketsizliğe yol açar. Cami de esasen uygulama yapılmaz. İmam olarak ilgilenmek özel ve saklıdır. Zikir kesinlikle namazın yerine geçmiş olmaz. Dini vecibeler ayrıca yapılmalıdır ve bu konuda sürekli cemaatı uyarırız. 1994 yılında 85 yaşında ölen Deli Nesip (Hak Delisi) evinde meyhana düzenleyende 80-100 kişinin toplandığı olurdu” diyordu.


Yüklə 1 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   41   42   43   44   45   46   47   48   ...   65




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin