Sarımsak soğan yemişem
Ayağım altına sürmüşem
Yılan - çıyan kış”
diye parçalar okunur. İnanca göre bundan sonra haşereler onlara yaklaşamaz. İnanıldığına göre sarımsak yiyenlerde anî ölüm olmaz.
Soğan ve sarımsağın bazı mikrop ve haşereden koruyucu olduğuna dair halk inançlarını E. Akçiçek ayrıntılı olarak incelemiştir.105 Biz yaptığımız bir çalışmada Türk dünyası genelinde soğan ve sarımsağın görünmeyenlere, kara iyelere karşı da koruyucu olduğuna inanıldığı tesbit ettik. Bu iki besin maddesinin; büyü, nazar, al karısı, hortlak ve vampire karşı da koruyucu olduğuna inanılmaktadır. Böylece, bu iki sebze mikroskopik ve ruhî zararlılara karşı koruyucu olarak kabul edilmiş olmaktadır.106 Anadolu’da yayla evleri ve yazlıkların kapı çevresine haşerelerden korunmak için soğan, sarımsak ekilir. Salmaz’da mezarlığa soğan götürülmesi de korunmak amaçlı olabilir.
Güney Azerbaycan’ın Afşar Türkmenlerinde de özel günlerde bilhassa Nevruz’da yumurta boyamak ve yumurta dövüştürmek âdetleri vardır. Bayramlarda verilen paranın kullanılmamış “ham para” olması gerekir. Bu para Kur’an-ı Kerim’in içerisine konularak saklanır. “Sizde” inancı Afşarlarda da vardır.
Afşar Türkmenlerinde yılın ilk perşembeleri Berat Gecesi gibi kabul edilir. Bu gece bütün günahların affedileceği inancı vardır. İlk perşembe günü herkes mezarlığa gider. Burada hurma ve helva türünden şeyler dağıtılır. Fakir fukaraya para verilir. Bu gece mükellef bir yemek hazırlanır. İnanca göre, günahkâr olsun veya olmasın bütün ruhlar serbest bırakılır. Bütün ruhların evlerine geldikleri inancı vardır. O gece hayır işlenilir. Kur’an okutulur ve ölmüşlerin ruhlarına bağışlanır; bol bol dua edilir. Bu gece bütün günahların bağışlanacağına inanılır.107
Bu inanç farklı yoğunlukta da olsa Anadolu’da da yaşamaktadır. Daha ziyade, heteradoks oldukları kabul edilen kesimlerde görülür. Bununla beraber, bütün inanç kesimlerden Müslümanların bu türden inanç ve uygulamaları vardır.108
31 Mayıs Güney Azerbaycan’ın Afşar Türkmenleri için önemli bir gündür. Efsaneye göre yalnız yaşayan bir kadının kısır bir devesi varmış. Kadın, kış gelince devesinin yük olabilmesi için dua edermiş. Allah, onun devesini on gün içerisinde hamile bırakır ve doğmasını sağlar. Bu döneme karı (kadın) denir. Bu on gün hayvanları kışlağa vermenin son günüdür.
Anadolu Türklerinde de kışın ve baharın muayyen dönemleri çeşitli efsanelerle anlatılır. Bunlardan birisi de “koca karı fırtınası” dır.
Sizde’de Afşarlarda da herkes dışarıya çıkar ve muhakkak dışarıda olmalıdır. Ayrıca eve dönüşte kadın ve kızlar yakınları ve kendileri için arkalarına bakmadan arkaya doğru ters yöne birer ufak taş atarak gada ve belâların arkada kalmasını dilerler.109
Taş atarak iyi dilekte bulunmak Anadolu Türklerinde de vardır. Trabzon Çepnilerinin yaylaya çıkarken ufak taşlar attıkları belirli yerler vardır. Anadolu’da gelin kızın cebine kocasının evinde ağır dursun diye ufak taşlar konur. Bazı yörelerde cenazenin ardı sıra hortlamasın diye taş atıldığı veya cenazenin kaldırıldığı yere taş konulduğu olur. Yağmur duasında da çaya belirli sayıda okunmuş taşın atıldığı olur. Ayrıca gayıptan gelen bir ses için, kişi arkasına dönmez.
Muharremlikte Afşar Türkmenlerinde yapılan uygulamalar, Güney Azerbaycan’ın diğer Türklerinden farklı değildir. Afşarlarda “âlem” gezdirirler. Bölgenin kuzey batısında Yaraziz köyü vardır. Burada üzeri ayetlerle bezeli iki kilo kadar ağırlığı olan açık el (alem) vardır. İnanca göre, Habib İbn. Mezahir’e ait olan bu alem muharrem ayında yerinden oynarmış. Oynamaya başlayınca sahibi, onu özel bir teşrifatla kaldırıp halka gösterirmiş. Bu esnada alem neziri olan kimseye doğru gidermiş. İnanca göre alem kayıp eşyanın veya yeri bilinmeyen ölünün yerinin bulunmasında kullanılmaktadır.110
Bize göre bu inanç büyük ölçüde geleneksel İslâmın bir ürünüdür. Kam kültünün İslâmî tezahürüdür. Bilindiği gibi kamın davul ve benzeri ayin eşyalarına da kutsiyet ve hikmet atfedilirdi. Alem, bir kısım halkımızda ehlibeytin simgesidir. Pirlerin asa, tesbih ve benzeri eşyalarında olduğu gibi, alemde de özel hikmet olduğuna inanılırdı. Ayrıca hak âşıklarının da kayıp eşya yerini saz çalarak tespit edebildiklerine inanılır.
Güney Azerbaycan Türkmenlerinden Afşarlarda başsağlığına gelenleri cenaze evinin hanımları, evin eşiğinin dışında karşılarlar. Taziyeye gelenler, yaslı ailenin emmi veya halasının üzerine kara bir örtü atarlar. Ölen şahıs itibarlı bir erkek ise, onun atına kara bez örtülür. Ölünün şapkasını, silâhını ve kemerini atın üzerine koyarlar. Mihmanları (misafırleri) bu atla karşılarlar.111
Anadolu’nun bazı bölgelerinde daha ziyade Aras Vadisi Türklerinde, Karapapahların yaşadıkları bazı yörelerde, meftanın atı, eğeri üzerine ters bağlanılarak cemaatle birlikte kabristana götürülür. Bazı yörelerde ölenin elbiseleri bir ağaca giydirilir, silâhları kuşandırılır ve bu maket atının üzerine oturtulur, bu at cemaatle birlikte mezara kadar götürülür. Türklerde ata, inanç içerikli bir önem verilir. Atın sahibinin öleceğini anladığına inanılır. Sahibinden sonra yemekten içmekten kesilmiş atların efsaneleri anlatılır. Anadolu’da kutsal atlara ait mezarlıklar vardır.112
Kara; Irak’ta, İran’da, Anadolu’da, Azerbaycan’da yas rengidir. Muharremlikte minareye kara bayrak asılır. Yas evinin duyuru simgesi karadır. Yas evinde kara giyilir.
Azerbaycan’ın Afşar Türklerinde mezarlıkla ilgili inanç ve uygulamalar Güney Azerbaycan’ın diğer Türklerinden farklı değildir.
Afşarlarda kurban bayramından önce gab - kaçak (tahta - tabak) bulak başına götürülüp bunlar tertemiz yıkanır. İnanca göre bunlar, bayramdan bir gün önce hacca gidip dönerler. Aynı gece bu kap kacağa takı, altın türünden eşyalar konur ve bunlara hiç dokunulmaz. Bunlar için “ehram bağlamış” denir. Ertesi sabah bunlar dua ve salâvatlarla açılır ve daha sonra kullanılırlar. Bayram gecesi gençler mum yakarlar. Erkekler yadlık anlamında bir ve kızlar tüm parmaklarına kına yakarlar. Herkesin avucunun içine kına yakılır. Ellerinde mum pınar başlarına gider, orada el ve yüzlerini yıkarlar. Pınarın etrafında da mum yakılır. Mumların yakılacakları yerin etrafında kir olmamalı iyi paklanılmış olmalıdır.113 Daha sonra pınardan alınan sularla evlere dönülür. Afşar Türklerinde bayramlığın en önemlisi koyundur. Bayramlık koyunun boynuna kırmızı şal bağlanır. Alnına kına yakılır, damat evine gönderilir.114
Kına, Türk halk inançlarında adanmışlığın simgesidir. Sünnet olana, askere gidene, hacca gidene, evlenecek olana kına yakınır. Kurbana da kına yakılır. Bunlarda; Allah’a, yeni ocağa, İslâma, vatana vs. adanmışlık vardır. Manisa’nın Sarıgül ilçesi Tırazlar köyünde yaşlı nineler ellerine kına yakılmasını, kınanın cennet sıvası olduğu şeklinde cevaplarlar.115 Bu arada Türk halk kültüründe kırmızı, doğumda kızamık şekerinden, bebek beleğinden, gelin şalından, bekâret kemerine kadar hayatın her safhasında gözlenilebilen millî bir renktir.
Afşarlar kurban bayramında sabah ezanından önce pınara gider, elini yüzünü orada yıkar, abdest alırlar. İnanca göre, bugün el yüz dışardaki su ile yıkanır ise, kaza belâ defolur, rızık bol olur. Hızır peygamber o gün pınar başına gelir. Akşam olunca halk mezarlığa gider.116 Anadolu’da gün battıktan sonra mezarlığa gidilmez.
Afşar Türklerinde, Anadolu Türklerindeki çömçö gelin, çömçe balık olarak bilinir. Kastedilen kurbağa yavrusudur. Onun gövdesi kepçeye ve kuyruğu da kepçenin sapına benzetilir. Kadınlardan birisi çömçe olur, üzerine bir bez çekerek evleri dolaşır ve bu arada;
“Çömçe balık ne ister
Allah’dan yağış ister
Dabanı çatlıyığdı (çatlamışdır)
Birce kaşık yağ ister”
şeklinde şiirler okur. Anadolu’da da kurbağa ile ilintili yağmur duaları vardır.117
Sonra evden bir Kur’an-ı Kerim alınır, yağmur yağması için yıkanır. Tarlada mahsul çok olsa bir horoz veya tavuk kesilir. Kanı tarlaya serpilir. Hoy’da olduğu gibi burada da “hala çekme” vardır.118 Ekinin biçiminde bir ağsakal, biçimcilerin karşısında durur salâvat çeker ve;
“Erin erine
Hakkın birine
Şahı merdan devletine
Zemi (tarla) oldu külâh (ham tarla)
Ekip biçen görmesin derdü belâ
Be hakkı şahı kerbahar
Uşağlar bir deyin (hala)”
der ve sonra hep birlikte “hala” denir. İşçiler tarla sahibine “kutlu olsun” der ve yemeğe davet edilirler.119
Afşarlardaki bu uygulama Azerbaycan, Borçalı, Derbent, Nahçıvan ve Kars’ta “horavel” olarak bilinir.120 Sivas yöresinde ise “kaba yele ekin salâvatlamak”olarak bilinir.121
Dostları ilə paylaş: |