Seyit Maraşi’nin gabri dökümantasyon merkezinin giriş kapısının altında iken (alimler beni çiğnesinler sevap kazanayım) zihniyeti ile türbesi merkezin giriş kapısının sağındadır. Buradaki sandukanın üzerinde bir vazo ve içerisinde plastik çiçek, türbe mahallinin duvarında ise, Maraşi’nin resmi asılıdır.
İran’da Caferi inançlı Türklerde, cami ve türbe kapısını öpmek, inanca göre Hz. Ali, Hz. Abbas, Hz. Fatima’dan gelmektedir. Bunlar da zamanın da Peygamber Efendimizin kabrini öpmüşlerdir. İmamiye’de kabir öpmek ve tavaf çok yaygındır. Yapılacak tavafın sayısını, niyet edenin niyeti tayin etmektedir.
Kum yöresi Caferi inançlı Türklerinde, her masum ve masumenin Türkçe yazılmış kasideleri vardır. Bu kasideler camilerde kandil günlerinde okunur. Mesela Hz. Fatime ile ilgili kaside onunla ilgili günde okunur. Büyük meddahlar bu tür günlerde, ünlü kaside hanlara ait eserler okurlar. Mersiyeler sadece Muharrem ayında değil, zaman zaman muhtelif vesilelerle de okunurlar.
İran’da Caferi inançlı Türklerde, eskiden tavaf çok yaygın iken, şimdi Kerbele ve Necef’te devam etmektedir. İnanca göre imam, canlı Kabe olarak kabul ediliyor. 12 imam ve 14 Masum-u Pak’ın türbeleri bu kapsama girmektedir. Kum’da ve Mesd’de türbelerin etrafı kadın ve erkek bölümleri olarak ayrıldığı için, türbelerin etrafı bir perde ile bölünmüş, böylece tavaf önlenmiştir. Ayrıca “bunlar sizin küçük rablerinizdir” inancından hareketle, başına dönme inancı doğmuştur. Çocuk veya baba büyük bir beladan kurtulunca, baba veya oğlu diğerinin “başına döner”.
Kum’da dini folkloru, İmamed ve Ehl-i Beyt ile bütünleştiren, muharremlik kültü etrafında canlı tutan her seviyede kitabın satıldığını görmek mümkündür. Ancak bunların arasında Türkçe yazılmış eserleri maalesef bulamadık.
İmamed kültü ile ilgili posterlerde, İmamlarla ilgili anlatılan menkıbeler resmedilmektedir. Yavrularını avcının elinden kurtarması için, İmam Rıza’ya yalvarıp, onun yardımını alan ceylan posterinde bu durumu görmek mümkündür. İran kültüründe dini anlatımlar, minyatüre çevirip günümüzde de onlardan posterler yapmak geleneği çok yaygındır. Mesela, güzelliği ile meşhur kölesi durumundaki Yusuf Peygamberi davetlilerine göstermek için elma veya patates soymalarını isteyen Firavun’un maliyecisinin eşi Züleyha/Zelihe hikayesinde olduğu gibi. bazı minyatür iken postere dönüştürülmüş resimlerde de, günümüzde Anadolu ve Nahcıvan’da adak ağaçları olarak bilinen ve dallarına adak çaput bağlanan kutsal ağaçlar yer alışlardır. İmamed’de çaput bağlama geleneği kakmamış, ancak türbe ağaçlarına değil, İmam türbelerine bağlanır olmuştur.
Kum’da Peygamber efendimizi, 18 yaşında resmettiği iddia edilen bir tablonun aslı halen İtalya’da bulunduğu ifade edilen “Şemail Şerif” poster olarak satılmakta ve bazen de dergi kapaklarına alınabilmektedir. Peygamberimizin resminin yapılamayacağına dair bir hadis olduğu bilinmektedir. Tespiti yapılan bu tür bir resmin altında, Müslümanların en büyük ve ulu, aynı zamanda dürüstlük ve doğruluğun en sağlam koruyucusu Muhammed İbn-i Abdullah nakledilen şu açıklama vardır: “Hz. Muhammed’in mübarek şemali, 18 yaşında iken, saygıdeğer amcasının mahiyetinde ticaret maksadıyla Mekke’den Şam’a gittiği sırada Nasrani bir rahip tarafından çizilmiştir.”
Hz. Ali’nin resminin yapılması Caferi inancına göre, islama aykırıdır. Yakın geçmişte 12 imamın temsili resimleri yapılabilirken, resimlerde imamların yüzlerine de yer veriliyor yüz hatları belirtiliyordu. Şimdi, bu tür resimler de yüz kısımları kapatılmakta veya ışıkla örtülmektedir. Hz. Ali’ye ait resimlerde, Hz. Ali nin yüzü “Tuttum aynayı yüzüme Ali göründü gözüme” inancı gereğince Ali yazısının içerisine alemin temsili resmi yapılmaktadır.
_Ehl-i Beyt’i esir alarak Şam’daki harabe bir mescide yerleştirdikten sonra, Yezit’in Hz. Hüseyin’in kesik başını bir kap içerisinde Ehl_i Beyt’e göstermek için gönderilişini anlatan temsili resimde, aile efradı hanımların yüzleri giyindikleri siyah çarşafla kaplıdır.
_ Kum’daki Ulu Cami’nin duvarındaki büyük afişler; “Müslüman Bacı, Çadır (Çarşaf) en iyi örtüdür. Bu nedenle Harem-i mateharra çadırsız (çarşafsız) müşerref olmak yasaktır” yazısı vardır.
_Ehl-i Beyt’in şehit edilmeleri olayını canlı tutan posterler piyasada satılmaktadır. Kum’daki Mescid-i Azam’ın dış duvarında bu tür resimler sergilenmektedir. Ehl-i Beyt Kültürünü Yaşatma Kurumu’nun salonlarında bu tür büyük tablolar var.
Temin ettiğimiz islami tarihe ait posterlerde Hz. İbrahim, oğlu Hz.İsmail’i Allah rızası için kurban etmek isterken kendisine kurbanlık koç getiren Cebrail dişi melek olarak tahayyül edilmiştir. Uzun saçlı ve saçları çiçeklerle süslüdür. Bilindiği gibi meleklerde cinsiyet yoktur.
Caferilik bilindiği gibi İmam Caferi Sadık Hazretlerinin İslama getirdiği yorumlara dayandırılan dünya müslüman Türklüğünün bir kısmını da içine alan mesleki bir yapılanmadır. Türkler büyük çoğunlukları ile müslüman iken farklı dinlere inanan Türkler olabildikleri gibi müslüman Türklerin hepsi aynı mezhepten değillerdir. Caferi inançlı müslümanlar da şüphesiz muhakkak Türk değillerdir. İran Türklüğü içerisinde Sunni hanefi olmayan çeşitli Şii inançlara sahip kesimler de vardır. Caferilik Türk halk kültürü üzerinde, yer yer kalınlığı değişe de bir perde oluşturmuştur. Bu çok doğal sosyolojik bir olgudur. Biz boylar bazında Türk halk inançlarını ele alırken Nigarilik, Çelebilik, Caferilik gibi inanç kesimlerini de halk kültürü itibariyle ele almaya çalıştık.