Entelektüel Sermaye
Şekil 1.5.9.: Entelektüel Sermaye Unsurları – Ahmed Bonfour
Kaynak: Christianson, H. ve Rosengren, K. “Effort to Map the Intellectual Capital in Skane”, Lund Üniversitesi İktisat ve İşletme Fakültesi, Yükseklisans Tezi, Haziran 2004, s. 23.
1.5.19 Pazar Varlıkları - İnsan Merkezli Varlıklar - Entelektüel Mülkiyet - Altyapı Sistemi Varlıkları Modeli
Annie Brooking de 1996 yılında sunduğu modelde entelektüel sermaye unsurlarının dörde ayrıldığını açıklamıştır. Bunlar pazar varlıkları, insan merkezli varlıklar, entelektüel mülkiyet ve altyapı sistemi varlıklarıdır.181 Annie Brooking’in modelinde pazar varlıkları işletmeye rekabetçi avantaj sağlar ve müşteri sadakatı, markalar, dağıtım kanalları, kontratlar ile reklamdan oluşur. İnsan merkezli varlıklar ise, tecrübe, yaratıcılık,
-
Christianson ve Rosengren, s. 23.
-
Ortiz, s. 3.
problem çözme becerisi, liderlik, girişimcilik ve psikometrik veri ile ağır stres altında çalışabilme gibi yönetim becerilerini ihtiva etmektedir. Altyapı sistemi varlıkları unsurunda ise teknoloji, metodolojiler, işletme kültürü ve iletişim sistemleri gibi elementler bulunmaktadır. Bahse konu olan modelde entelektüel mülkiyeti ise know-how, ticari sırlar, ticari markalar, patentler ve tasarım haklarından oluşmaktadır.
Entelektüel Sermaye
Şekil 1.5.10.: Entelektüel Sermayenin Unsurları – Annie Brooking
Kaynak: Ortiz, M.A.A, “Intellectual Capital (Intangible Assets) Valuation Considering the
Context”, Journal of Business & Economics Research, Cilt: 4, Sayı: 9, Eylül 2006, s. 3.
1.5.20 İnsan Sermayesi - Yenilik Sermayesi - Yapısal Sermaye - İlişki Sermayesi Modeli
Miller 1999 yılında paylaştığı gruplamada entelektüel sermaye unsurlarının dört bileşenden oluştuğunu vurgulamıştır. Bahse konu olan bileşenler insan sermayesi, yenilik sermayesi, yapısal sermaye ve ilişki sermayesidir.
İnsan sermayesi bireysel sermaye ile yeni bilgiyi yansıtır. Diğer bir ifade ile Miller’in modelinde insan sermayesi bileşenin iki alt unsuru bulunur ve bunlar bireysel sermaye ile yeni bilgidir. Bireysel sermaye ile anlatılmak istenen işletmede çalışanların kişisel uzmanlıkları ve tecrübeleridir. Bunların diğer bir alt unsur olan yeni bilgiye dönüştürülmesi son derece önemlidir. Yeni bilgi alt unsuru ise işletme içerisinde yaratılır ve aktarılır. Yenilik sermayesi ise, entelektüel mülkiyetler ve pazarlanabilir yenilikleri yansıtır. Dolayısıyla iki alt unsura sahiptir. Miller, entelektüel mülkiyetler kavramına patentler ve lisansları dahil ederken, pazarlanabilir yeniliklere ise ürünler, hizmetler ve teknolojiyi dahil etmiştir. Yapısal sermaye bileşeninde ise, iş süreçleri ve dokümantasyon alt unsurları bulunmaktadır. Bunlar iş süreçleri ve dokümantasyon alt unsurlarıdır. Miller, iş süreçleri bileşenini açıklarken işletme prosedürleri, politikaları ve süreç teknolojileri biçimindeki kurumsallaştırılmış bilgiden söz etmektedir. Dokümantasyon bileşenine değinirken ise çeşitli biçimlerde gözlemlenebilen veritabanları, kayıtlar ve bilgi dokümanlarından bahsetmektedir. İlişki sermayesi unsuru ise ağlar ve müşteriler alt bileşenlerinden oluşur.182
-
Philips, J. ve Philips, P. P, “In Action: Measuring Intellectual Capital”, ASTD Press, 2003, s. 5.
-
ENTELEKTÜEL SERMAYENİN ÖLÇÜLMESİ VE DEĞERLENDİRİLMESİ
2.1 Entelektüel Sermayenin Ölçülmesi
Entelektüel sermayenin ölçümü oldukça önemli bir konu olup, gittikçe daha fazla çalışma ve tartışmalara neden olmaktadır.183 Entelektüel sermayenin ölçümünün bu denli önemli olmasının en belirgin nedenlerin biri, iyi bir şekilde yönetilebilmesi amacıyla tanımlanması ve ölçülmesinin şart oluşudur.184 Entelektüel varlıkların ölçülebilmesi durumunda, daimi iyileştirme ve gelişme maksadıyla onların yönetilmesi mümkün hale gelmektedir.185 Zira, yönetim bilimi üzerine uzmanlaşmış akademisyenler ve entelektüel sermaye teorisyenlerinin “Ölçemezseniz yönetemezsiniz” ifadesi de entelektüel sermayenin ölçümünün ne kadar önemli olduğunu bir kez daha ispatlamaktadır.186
Ayrıca, firma bilançolarının da günümüzde işletmelerin gerçek değerini yansıtmaktan uzak olduğu bilinmektedir. Özellikle, firmaların defter değeri ve piyasa değeri arasında uçurumlar gözlenebilmektedir. Bu uçurumlar, bilgi yoğun firmalarda, geleneksel üretim firmalarına nazaran daha büyüktür.187 Bu nedenden ötürü, günümüzde firmaların entelektüel sermaye üzerinde yoğunlaşmaları ve entelektüel sermayeyi ölçme konusunda girişimlerde bulunmaları gereklidir.188
-
Marr, B, “Management Consulting Practice on Intellectual Capital”, Journal of Intellectual Capital, Cilt: 6, Sayı: 4, 2005, s. 469-473.
-
Önce, S, “Muhasebe Bakış Açısı ile Entelektüel Sermaye”, Anadolu Üniversitesi Yayinlari, Eskişehir, 1999, s. 1.
-
Petrash, G, “Managing Intellectual Capital for Profit”, Measuring and Valuing Intellectual Capital Conference”, Londra, 16-17 Haziran 1998, s. 6.
-
Andriessen, D, “The Financial Value of Intangibles: Searching for the Holy Grail”, 5th World Congress on the Management of Intellectual Capital, 16-18 Ocak 2002, s. 2.
-
Bradley, K, “Financial Reporting and Intellectual Capital”, Measuring and Valuing Intellectual Capital Conference, New York, 4-5 Kasım 1998, s. 1.
-
Akgül, B. A, “Entelektüel Sermaye Kavramının Ölçülmesi, Yönetilmesi ve Raporlanması”, Muhasebe Bilim Dünyası Dergisi, MÖDAV, Cilt: 5, Sayı: 2, Haziran 2003, s. 32.
İtalyan Luca Pacioli tarafından 1494 yılında sunulan çift yanlı muhasebe kayıt sisteminin de entelektüel sermayeyi ölçme ve yansıtma konusunda tatmin edici olmadığını belirtebiliriz.189 Aslında, bu durum doğaldır, zira entelektüel sermaye henüz yeni bir kavramdır. Konuyla ilgili olarak Karl Erik Sveiby de “Eğer yeniyi eski araçlarla ölçersek, yeniyi anlayamayız” demiştir. 190 Halbuki günümüz değerleme ölçütleri geçmişe dönük olup yalnızca parasal terimlerle ifade edilmektedir, parasal olmayan bilgi kaynakları ile olan bağları epey kısıtlıdır.191
Ancak, entelektüel sermayenin ölçümü her ne kadar son derece önemli ve gerekli olsa da, aynı zamanda da zor ve sancılı bir süreçtir.192 İngiltere’nin önde gelen yönetim danışmanlık şirketlerinden biri olan David Skyrme Associates’e göre entelektüel sermayenin ölçümü faaliyetlerine girişecek olan işletmelerin takip etmeleri gereken altı adım bulunmantadır. İlk önce, çalışanlar bilginin rolü ve entelektüel sermayenin niteliği konusunda bilgilendirilmeli, firma içerisinde entelektüel sermaye anlayışı yerleştirilmelidir. Daha sonra, entelektüel sermaye konusunda ortak bir dile geçilmelidir. Devamında, entelektüel sermayeye dair uygun ölçütler belirlenmelidir. Takibinde, bahse konu olan ölçütlerin mantıklı bir yapı arz etmesi amacıyla ölçüm modelleri geliştirilmelidir. Bundan sonraki safhada, yöneticilere rehberlik yapacak ve ödüller sunacak yönetim süreçlerini içeren ölçüm sistemleri geliştirilmelidir. Son olarak, ölçüm sürecinin kilit aşamalarının gerçekleştirilmesi amacıyla tarafsız danışman ve araştırmalardan istifade edilmelidir.193
Bahse konu olan altı adımın dışında, entelektüel sermayenin ölçümü konusunda çeşitli problemlerle karşılaşılmaktadır. Bu durumun başlıca nedeni, entelektüel sermayenin ölçümü esnasında soyut varlıkların söz konusu olması ve entelektüel sermayenin ölçümünün firmalara göre değişiklik arz etmesidir. Maddi varlıkların ölçümü
-
Çavuşgil, T, “Entelektüel Sermaye ve Entelektüel Örgüt”, Dünya Gazetesi, 19 Mart 1997, s. 6.
-
Brennan, N. ve Connell, B, “Intellectual Capital: Current Issues and Policy Implications”, Journal of Intellectual Capital”, Cilt: 1, Sayı: 3, 2000, s. 234.
-
Walker, K, “Corporate Performance Reporting Revisited: The Balanced Scorecard and Dynamic Management Reporting”, Industrial Management and Data Systems, Cilt: 96, Sayı: 3, 1996, s. 24.
-
Şamiloğlu, s. 161.
-
David Skyrme Associates, “Measuring Intellectual Capital: A Plethora of Methods”, Insight Overview, Sayı: 24, 2002, s. 4.
kolay iken, entelektüel sermaye gibi soyut varlıkların ölçümü karmaşık ve zordur. Entelektüel sermayenin ölçümü konusunda karşılaşılan başlıca güçlük ve problemleri sıralarsak, öncelikle değişik endüstrilerde ve rekabet çevrelerinde faaliyette bulunan firmaların ihtiyaç duyduğu bilgilerin farklı olduğunu belirtebiliriz. Vurgulanan hususla bağlantılı olarak, defter değeri ve piyasa değeri arasındaki fark şeklinde telaffuz edilen entelektüel sermaye, işletmelere, endüstrilere ve aynı zamanda ülkelere göre de farklılıklar göstermektedir. Bu, entelektüel sermayenin ölçümü konusunda karşımıza çıkan bir başka güçlük ve problemdir. Geleneksel muhasebe sistemleri de entelektüel sermayeyi ölçecek bir biçimde dizayn edilmemiştir. Ayrıca, soyut kavramları ölçmek amacıyla somut ölçütlerin sunulması, ölçümün güvenilirliği hususunda şüphelere neden olmakta ve ölçümün geçerliliğini azaltabilmektedir. Bunun yanında, firmaların entelektüel sermayesi ile finansal performansları arasındaki bağ tam anlamıyla net değildir, entelektüel sermaye unsurları arasındaki ilişki net olarak bilinmemekte ve firmaların entelektüel sermayelerini yükseltmek amacıyla kullandığı yöntemler devamlı olarak farklılaşmaktadır.194 Ölçümlerde bazen öznellik unsuru etkili olabilmektedir.195 Bahse konu olan tüm bu faktörler, entelektüel sermayenin ölçümü konusunda karşılaşılan güçlük ve problemlerin başlıcalarıdır.
Diğer taraftan, entelektüel sermayenin ölçümü konusundaki çalışmalar ve entelektüel sermayenin ölçümüne duyulan ilgi de her geçen gün artmaktadır.
Örnek vermek gerekirse, entelektüel sermayenin ölçümü esnasında yararlanılan ölçütler, firmaya gelecekteki finansal problemleri tespit etmede kılavuzluk eder. Ayrıca, entelektüel sermayenin ölçülmesiyle firmaların stratejisi ile faaliyetleri ve halihazırdaki performansı ile gelecekteki performansı arasında etkili bir ilişki kurulmuş olur. Üstelik entelektüel sermayenin ölçümü, firmalar için örgütsel stratejik planlama perspektifinden de önemlidir.196 Yatırımcılar ve sermaye piyasaları, firmaların entelektüel
-
Booth, s. 28.
-
Edwards, S, “The Brain Gain”, CA Magazine, Cilt: 130, Sayı: 3, Nisan 1997, s. 20-25.
-
Probst, G, Raub, S. ve Romhardt, K, “Managing Knowledge: Building Blocks for Success” John Wiley & Sons, 1999, s. 246.
varlıklarını kapsayan daha net bilgi elde etmiş olurlar. Firmaların entelektüel sermayesi ve bunun ileride sağlayacağı gelir potansiyeli tespit edildiğinde, işletmelerin hisse senedi fiyatları bundan pozitif bir şekilde etkilenir. Bunun yanında, entelektüel sermayenin ölçümü ile firma yöneticileri işletme içerisinde değer yaratan faktörleri daha kolay ve açık bir şekilde anlama imkanına sahip olur. Entelektüel sermayenin ölçümüyle, firmalardaki süreçlerin çıktılarla olan ilişkisi daha net bir şekilde gözlemlenebilir ve bunu etkinleştirebilmek amacıyla gerekli yönetim araçlarını geliştirme imkanı doğar.197 Entelektüel sermayenin ölçümü firma yöneticilerinin işletme kaynak yapılarını da çok daha iyi bir şekilde kavramalarına yardımcı olur.198 Entelektüel sermayenin ölçümüyle, finansal kaynak temin etme sürecinde firmaların ödeme güçlerinin tespit edilmesinde yararlanılabilen güvenilir bir ölçüt elde edilmiş olur.199
2.2 Entelektüel Sermaye Ölçüm Yöntemleri
Entelektüel sermayenin ölçümü ve beraberinde getirdiği avantajlara duyulan ilgi, entelektüel sermaye ölçüm yöntemlerinin geliştirilmesine ve bu yöntemlerin yıllar itibariyle artmasına neden olmuştur. Ancak, entelektüel sermayenin ölçümü konusu henüz çok yeni olduğundan, bu alanda evrensel olarak geçerli yalnızca bir yöntem bulunmamaktadır. Günümüzde, çeşitli firmalar farklı yöntemler uygulamakta ve kullanmaktadır. Bu noktada en doğru olanı, her işletmenin kendini ve operasyonlarını iyi bir şekilde analiz ettikten sonra bünyesine ve yapısına en uygun entelektüel sermaye ölçüm yöntemini seçmesidir.
-
Burkowitz, W. ve Acosta, S, “Benchmarking Intellectual Capital Measurement Practices”, Measuring and Valuing Intellectual Capital Conference”, Londra, 16-17 Haziran 1998, s. 4.
-
Barsky, N. ve Marchant, G, “The Most Valuable Resource: Measuring and Managing Intellectual Capital”, Strategic Finance, Şubat 2000, s. 60.
-
Brooking, A, “Intellectual Capital: Core Asset for the Third Millenium Enterprise”, International Thomson Business Press, 1996, s. 177.
2.2.1 Piyasa Değeri ve Defter Değeri Arasındaki Farkın Hesaplanması Yöntemi
Belirli bir işletmenin piyasa değeri ile defter değeri arasındaki farkın hesaplanması, entelektüel sermaye ölçüm literatüründeki en basit ve yalın yöntem olarak bilinmektedir. Zira, daha önce de değinildiği gibi, bazı bilimadamı ve akademisyenler, entelektüel sermayeyi bir firmanın piyasa değeri ile defter değeri arasındaki fark olarak tanımlamaktadırlar. Bu fark, firmaların maddi olmayan varlıklarının işletmelere kattığı değerden kaynaklanmaktadır.200 Thomas Stewart da “Bir şeyin değeri, başkalarının onun için ödemeye hazır oldukları bedel kadardır” demiştir.201 Bahse konu olan söz, piyasa değeri ile defter değeri arasındaki farkın hesaplanmasının neden entelektüel sermaye ölçüm yöntemlerinden biri olarak kabul edildiğine farklı bir yanıt sunmaktadır.
Piyasa değeri ve defter değeri arasındaki farkın hesaplanması yönteminde, piyasa değeri bir işletmenin borsa değerini ifade etmektedir. Bu da aynı zamanda bir bütün olarak firmanın değeridir. İşletmenin piyasa değeri ile defter değeri arasındaki farkın tutar olarak hesaplanması aşağıdaki gibidir:
Piyasa Değeri (Borsa Değeri) = Hisse Senedi Fiyatı X Hisse Senedi Sayısı
Entelektüel Sermaye = Piyasa Değeri (Borsa Değeri) – Defter Değeri
Piyasa değeri ile defter değeri arasındaki farkın oran olarak hesaplanması da literatürde yer almaktadır ve şu şekilde formüle edilmektedir:202
Entelektüel Sermaye = Piyasa Değeri / Defter Değeri
Oranın yüksek olması durumda, firmanın entelektüel sermaye seviyesinin yüksek olduğu anlaşılabilir.203
-
OECD, “Measuring and Reporting Intellectual Capital: Experience, Issues and Prospects”, Intellectual Capital Measuring and Reporting Symposium, 9-11 Haziran 1999, s. 12.
-
Stewart, “Entelektüel Sermaye: Kuruluşların Yeni Zenginliği”, s. 250.
-
Çıkrıkçı ve Daştan, s. 24.
Bu yönteme göre, piyasa değerinden sabit varlıklar çıkartıldığında geriye yalnızca işletmelerin maddi olmayan varlıkları kalmaktadır. İşletmenin hazır değerler, alacaklar ve stoklar gibi dönen varlıkları gözardı edilmektedir. Ayrıca, entelektüel sermayenin yalnızca piyasa değeri ile defter değeri arasındaki fark olarak tanımlanmasından ötürü, belirtilen yöntem bir takım eksiklikler ve sorunlar içermektedir.204
Herşeyden önce, hisse senedi piyasaları değişkendir ve firma yönetiminin kontrolü dışında birçok faktör, hisse senedi piyasalarını etkileyebilir. Örnek vermek gerekirse, faiz oranlarının artması, beklenmeyen savaşlar, krizler ve hükümet bunalımları, hisse senedi fiyatlarını negatif yönde etkileyebilmektedir. Bahse konu olan koşullar gerçekleştiğinde, borsada gözlemlenen düşüşlerle beraber firmaların piyasa değerleri de farklılaşacaktır. Bu, piyasa değeri ve defter değeri arasındaki farkın hesaplanması yönteminin birinci belirgin zayflığıdır.
Blok halinde satın alma (block sales) yada birleşme (mergers) işlemleri esnasında piyasa değerlerinin aniden yükseldiği gözlemlenebilir. Bu durumda, piyasa değeri ile defter değeri arasındaki farklar da artar. 1981-1993 yılları arasında Amerika Birleşik Devletleri’nde gerçekleşen birleşme ve satın alma işlemleri bu noktada hatırlanmalıdır. Zira, bahse konu olan yıllarda firmaların defter değerlerinin 2 ile 9 kat misli fiyat arasında değerlendirildiği belirtilmektedir.205
Ayrıca, piyasa değeri ve defter değeri arasındaki farkın hesaplanması yöntemi, yalnızca hisse senetleri borsada işlem gören firmalar üzerinde uygulanabilmektedir. Diğer firmalar üzerinde bahse konu olan yöntemin uygulanabilmesi imkansızdır.
Bunun yanında, varlıkların defter değeri de firmaların benimsediği ve uyguladığı muhasebe değerleme yöntemlerinden etkilenmektedir. Örnek vermek gerekirse,
-
Sanchez, P, Chaminade, C. ve Olea, M, “Management of Intangibles, An Attempt to Build a Theory”, Journal of Intellectual Capital, Cilt: 1, Sayı: 4, 2000, s. 316.
-
Stewart, “Entelektüel Sermaye: Kuruluşların Yeni Zenginliği”, s. 251-252.
-
Edvinsson, “Developing Intellectual Capital at Skandia”, s. 367.
amortisman yöntemlerinin karlılığı pozitif yada negatif bir biçimde etkilediğini, bunun da defter değerine tesir ettiğini belirtebiliriz.206
Firmaların piyasa değeri ile defter değeri arasındaki fark yalnızca rakamsal anlamda ifade edildiğinde yetersiz kalmakta, tatmin edici olmaktan uzaklaşmaktadır. Herhangi bir işletme yönetici veya yatırımcının salt rakamsal bilgiden faydalanması ve çıkar sağlaması mümkün değildir.
Finansal tablolar enflasyon veya yenileme maliyetlerinin tesirleri kapsamında yeniden düzenlenmediği takdirde de yöntem sağlıklı sonuçlar sağlayamamaktadır.207
Şüphesiz, piyasa değeri ve defter değeri arasındaki farkın hesaplanması yönteminin zayıflıkları ve doğurduğu problemler bulunsa da, güçlü yönlere de sahiptir. Örneğin, piyasa değeri ile defter değeri arasındaki fark, bir firmayı benzer bir firmayla veya ait olduğu sektör ortalaması ile karşılaştırmada yararlar sağlayabilmektedir. Bu durum gerçekleştiğinde, daha anlamlı neticelere ulaşıp doğru yorumlarda bulunmak, fayda sağlamak ve gelişmek mümkün olmaktadır. Son olarak, piyasa değeri ve defter değeri arasındaki farkın hesaplanması yöntemi, hesaplamalar için şart bilgileri bulma ve karşılaştırmalar yapabilme bakımından diğer yöntemlere göre çok daha basit olması nedeniyle avantajlar sunmaktadır.208
2.2.2 Tobin’in Q Rasyosu (Tobin’s Q Ratio)
Tobin’in Q Rasyosu da entelektüel sermayenin ölçümünde kullanılan yöntemlerden biridir ve Nobel ödüllü iktisatçı James Tobin tarafından geliştirilmiştir. Bir firmanın piyasa değerinin, işletme varlıklarının yenileme maliyetine oranlanmasına
-
Çelik ve Perçin, s. 115.
-
Rodov, I. ve Leliaert, P, “FIMIAM: Financial Method of Intangible Assets Measurement”, Journal of Intellectual Capital, Cilt: 3, Sayı: 3, 2002, s. 329.
-
Çelikkol, H. ve Yıldız, F, “Piyasa Değerinin Oluşumunda Entelektüel Sermaye’nin Sektörel Açıdan Karşılaştırılması ve İMKB Uygulaması”, II. Ulusal Bilgi, Ekonomi ve Yönetim Kongresi, Kocaeli Üniversitesi İ.İ.B.F., İzmit, 17-18 Mayıs 2003, s. 619.
Tobin’in Q Rasyosu adı verilmiştir.209 Bahse konu olan oran hesaplanırken işletmenin piyasa değeri, işletme varlıklarının yenileme maliyetine bölünür.210
Q = İşletmenin Piyasa Değeri / İşletme Varlıklarının Yenileme Maliyeti
Aslında, Tobin’in Q Rasyosu ilk geliştirildiğinde firmaların büyüme fırsatlarından yararlanmasını sağlama hedefine hizmet etmekteydi. Ayrıca, uzun vadede işletme değeri yaratma ve yönetimin firma stratejilerini uygulayabilme becerilerini ortaya koyan bir oran olarak bilinmekteydi.211 Bu yöntemin yatırım kararlarını makro ekonomik faktöre bağlı olmadan değerlendirebilmek amacıyla geliştirildiği belirtilmekteydi.212 Fakat zaman içerisinde, entelektüel sermayenin ölçümü konusunda kullanılan yöntemlerden biri olarak da kabul görmeye başlamıştır.
Formüldeki piyasa değeri, belirli bir tarihte yatırımcıların işletmenin hisse senetlerine ödemeye hazır bulunduğu tutarı ifade eder. Bahse konu olan tutar hesaplanırken de, hisse senedinin birim fiyatı ile dolaşımdaki hisse senedi sayısı çarpılır. Böylece formülün payındaki rakam elde edilmiş olur. Formülün paydasındaki işletme varlıklarının yenileme maliyeti ise şu şekilde tanımlanmaktadır: “Bilançonun düzenlendiği tarihte sahip olunan varlığın yenileme maliyeti; aynı yaştaki, aynı verimdeki benzer varlıkların veya benzer üretim ve hizmet sunabilen yada benzer kar edebilme yeteneğine sahip olan varlıkların edinilmesi için katlanılacak maliyete eşit bir değerdir”.213
Tobin’in Q rasyosu 1’den büyük ise, işletme entelektüel sermaye bakımından zengindir ve firma entelektüel sermayesinden yüksek gelirler elde etmektedir. Ayrıca, Q rasyosunun 1’den büyük olması firmanın azalan getiri yasasından da şiddetli bir
-
Brealey, R, “İşletme Finansının Temelleri”, Çev. Ünal Bozkurt, Literatür Yayınları, İstanbul, 2001, s. 479.
-
Bradley, K, “Intellectual Capital and the New Wealth of Nations”, Royal Society of Arts, Stockholm, 21 Ekim 1996, s. 10.
-
Ercan, Öztürk ve Demirgüneş, “Değere Dayalı Yönetim ve Entelektüel Sermaye”, s. 131.
-
Stewart, “Entelektüel Sermaye: Kuruluşların Yeni Zenginliği”, s. 252.
-
Ayıkoğlu, F, “Yüksek Enflasyon Dönemlerinde Finansal Raporlama Konulu 2 Nolu Türkiye Muhasebe Standardının Getirdikleri”, Mevzuat Dergisi, Yıl: 1, Sayı: 3, Mart 1998, s. 3.
biçimde etkilenmediğini gösterir.214 Oran 1’den büyükse, piyasa firmanın bir birimlik varlığına bir birimden daha yüksek değer biçiyordur ve firma yatırım yapmak için elverişlidir.215 Tam tersi durumda, diğer bir ifadeyle Q rasyosunun 1’den küçük olması halinde ise, işletme entelektüel sermaye bakımından fakirdir.216 Genellikle yüksek Q rasyosuna sahip işletmeler, bilgi teknolojileri, yazılım ve bilgisayar endüstrisine ait firmalar olup, uzun dönemde değer yaratma becerisine sahiptirler.217 İnsan sermayesine önem veren, entelektüel sermayenin önemini kavramış ve bu alanda yoğun yatırımlarda bulunan işletmeler de belirtilen gruba girer. 1’e yakın Q rasyosuna sahip işletmelerin ise daha çok sermaye yoğun endüstrilerde yer alan ve büyük fiziksel varlıklara sahip firmalar olduğu söylenebilir.218 Yapılan araştırmalar ışığında, Q rasyosunun yazılım işletmelerinde 7 ile 10 civarında seyrettiği söylenebilir.
-
Arıkboğa, s. 120.
-
Karagülle, H, “An Empirical Study on Tobin’s Q Ratio”, Boğaziçi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Yükseklisans Tezi”, 1994, s. 4.
-
Çıkrıkçı ve Daştan, s. 25.
-
Evans, J. ve Gentry, J, “Using Tobin’s Q Ratio to Assess the Strategy of Repurchasing Shares”, Finance India, 2003, s. 6-7.
-
Bontis, N, “There’s a Price on Your Head: Managing Intellectual Capital Strategically”, Business Quarterly, 1996, s. 2.
Aşağıdaki şekilde, yazılım işletmeleri de dahil olmak üzere Dünya’nın önde gelen şirketlerinden bazılarının Q rasyonları ile ilgili örnekler yer almaktadır:219
Dostları ilə paylaş: |