Başbakan diyor ki


GAZETECİLERİN SORULARINA VERİLEN YANITLAR, MUĞLA



Yüklə 0,75 Mb.
səhifə4/16
tarix16.05.2018
ölçüsü0,75 Mb.
#50628
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   16

10.02.2018

GAZETECİLERİN SORULARINA VERİLEN YANITLAR, MUĞLA

Müdahaleyle düştüğü konusunda kesin bir elimizde delil yok, belge yok. El’an bunun araştırması, çalışması yapılıyor. Şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyoruz.

SORU: Bölgeye ilişkin…

BAŞBAKAN BİNALİ YILDIRIM: Herhangi bir sorun yok tabii, bölgede bizim askerlerimiz duruma hâkim, sıkıntı yok.

SORU: Turizm sezonu yaklaşıyor, turizmcilerin bir beklentisi var.

BAŞBAKAN BİNALİ YILDIRIM: Ne bekliyorlar?

SORU: Yeni bir teşvik paketi var mı, yakıt anlamında…

BAŞBAKAN BİNALİ YILDIRIM: Zaten var turizm teşviki, biliyorsunuz uçaklara getirdikleri yolcuya göre verdiğimiz teşvikler var. Geçen sene başlamıştık, bu sene de devam edeceğiz. Şu anda rezervasyonlar gayet iyi.



10.02.2018

HALKA HİTAP, MANİSA

Sehzadeler şehri Manisa’nın güzel insanları, hanımefendiler, beyefendiler, sevgili gençler hepinizi sevgiyle, saygıyla, muhabbetle selamlıyorum. Gününüz bereketli, geleceğiniz aydınlık olsun. Bugün bu yağmura rağmen bu coşku, bu sevgiyle bizi bağrınıza bastınız, Allah sizden razı olsun. Sağ olun, hoş bulduk. Ne diyecektik? Yolların kralı olmaz, yolların kuralı olur, yolların da mimarı da olur.

Sevgili hemşehrilerim, hemşehrilerim diyorum, çünkü şu aramızda bir Sabuncubeli var. Sabuncubeli’ni aştık mı oradan İzmir’e iniyoruz değil mi? Bu Temmuz ayında da inşallah Sabuncubeli’ni delip geçiyoruz, İzmir’le Manisa’yı da birleştiriyoruz hayırlı, uğurlu olsun.

15 dakika, Manisa-İzmir 15 dakika. Sabah kahvaltıda İzmir’deyiz, öğlen yemeğinde Manisa’dayız. -Binali sen bizim her şeyimizsin- Efendim, sizler bizim başımızın tacısınız, gönlümüzün ilacısınız, Allah sizden razı olsun.

Şimdi içeride sabırsızlıkla bekliyorlar, 1 saat gecikmemiz var. Muğla’dan geliyoruz, Muğlalıların da size selamı var. Şimdi hep beraber içeriye dalıyoruz, hemen kongreye başlıyoruz tamam mı? Kapılar açılsın, hemşehriler salonun içine alınsın kardeşim. Önce hanımlardan başlıyoruz, önce hanımlar. Hadi Allah’a emanet olun, sağ olun, var olun. Gününüz mübarek olsun, geleceğiniz aydınlık olsun. Sağ olun.

10.02.2018

AK PARTİ MANİSA 6. OLAĞAN İL KONGRESİ, MANİSA

Değerli dava arkadaşlarım, kıymetli AK kadrolar, hanımefendiler, AK kadınlar, AK gençler, sevgili Manisalılar; hepinizi saygı ve muhabbetle selamlıyorum. Şifa şehri, gönül zengini Manisa’yı selamlıyorum.

Ahmetli, Akhisar, Alaşehir, Demirci, Gölmarmara’yı selamlıyorum. Gördes, Kırkağaç, Köprübaşı, Kula, Salihli, Sarıgöl’ü selamlıyorum. Saruhanlı, Selendi, Şehzadeler, Turgutlu, Yunusemre’yi selamlıyorum. Manisa şehzadeler şehri şehzadeler yetiştiren, sultanlar yetiştiren şehir. 17 şehzade Manisa’da yetişmiş, bunlardan 7 tanesi de Osmanlı tahtına geçmiş ve Osmanlı İmparatorluğu’nun kaderinde, yönetiminde söz sahibi olmuş. Fatih Sultan Mehmet, Kanuni Sultan Süleyman’ı bağrından çıkaran topraklar bu topraklardır; Manisa’dır. Manisa tarihimize damga vuran şehirdir.

Kurtuluş mücadelesinde sapasağlam duran Manisa , Cumhuriyet'in kuruluşunda nasıl mührünü vurduysa, 15 Temmuz alçak FETÖ darbe girişiminde de aynı şekilde dimdik durmuş, ay yıldızlı bayrağı indirtmemiş, ezanları dindirtmemiştir, darbecilere darbeyi vurmuştur. Gençler, bu ülkenin birliğine, beraberliğine, huzuruna, kardeşliğine zarar vermek isteyen kim olursa olsun, ne kadar büyük olursa olsun, ne kadar uzakta olursa olsun bu millet gereken cevabı verir.

Hatırlayalım, 15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra ekonomimizi çökertmek için kimi odaklar saldırıya geçtiler. Ekonomimiz öyle sağlam temellere oturuyor ki bu ve buna benzer girişimler emellerine ulaşamadı.

“Suriye’de yürüttüğümüz operasyon ekonomiyi olumsuz etkileyecek.” dediler. Türkiye ekonomisi böylesi operasyonlarla etkilenmez. Türkiye 35 yıldan beri buna benzer operasyonları yapıyor. Irak’ta, Fırat Kalkanı’nda ve şimdi de Afrin’de teröre karşı teröristlerin yok edilmesine karşı bu operasyonlarımızı sürdürmeye kararlıyız. Elde ettiğimiz büyük başarı büyümedeki istikrarlı artış, ihracattaki artış, Türkiye’yi bütün yatırımcılar için stratejik bir ülke haline getirdi. Türkiye 2018 yılında bütün sektörleriyle büyümeye, gelişmeye devam edecek gençler. “İki günü birbirine eşit olan ziyandadır” ilkesinden hareketle vatandaşlarımıza daha güzel hizmet vermenin yollarını arıyoruz. Türkiye’ye kafa tutanlar bu sese kulak versin, 81 milyon bu ay yıldızlı bayrak için, bağımsızlık için, bu ülke için her biri bir Mehmetçik'tir, her biri Nene Hatun'dur.

Evet şehitler ölmez vatan bölünmez. Şehitlerimiz olacak, acı yaşayacağız belki, bağımsızlığı sürdürmenin, bayrağa sahip çıkmanın, vatan toprak bütünlüğünü muhafaza etmenin, 81 milyonun kardeşliğini ve can güvenliğini sağlamanın bedeli var. Bu bedeli ödeyeceğiz ama ülkemizin bölünmesine, ülkemizi emperyal emellerin istila etmesine asla müsaade etmeyeceğiz.

İstiklal Savaşı’nda nasıl şehitler verdikse, İstiklal mücadelesinde nasıl vatanı kurtardıksa, düşman işgalinden nasıl Türkiye’yi çıkardıksa, 15 Temmuz’da alçak darbecilere nasıl Türkiye’yi dar ettikse şimdi de içeride ve dışarıda PKK, YPG, PYD, DEAŞ bilumum terör örgütlerine gereken dersi bu millet verecek, bunun için gereken her şey yapılacak.

Değerli kardeşlerim, Kılıçdaroğlu ne diyor? Millî ve yerli olmamız gerektiğini bize söylüyor. Kim söylüyor? Ana Muhalefet Partisi Başkanı söylüyor. Yerlilik ve millîlik nasıl olur? “PYD, YPG terör örgütü değil” diyen Milletvekilin varsa onlara gereken dersi vermekle olur. Millîlik ve yerlilik PKK’lılarla, FETÖ’cülerle, PKK terör sevicilerle kol kola girmekle olmaz. Millîlik ve yerlilik bu ülkenin dirliğine, beraberliğine 81 milyonun kardeşliğine saygı duymakla olur. Onun için Sayın Kılıçdaroğlu millilik, yerlilik lafını bugünlerde çok söylüyorsun güzel bir şey. Tabii ki millî olmak lazım, yerli olmak lazım. O halde buyur gel millî mutabakata sen de katıl, sen de bu saflara katıl kurtuluş buradadır.

Değerli kardeşlerim, Suriye’de terör örgütlerine karşı amansız bir mücadele veriyoruz. Meğersem bu terör örgütlerinin ne kadar da sevenleri varmış, aman bir girdik her taraftan ses geliyor. Ama biz orada sadece terör örgütleriyle mücadele etmiyoruz, orada terör örgütlerinin arkasına saklanan emperyal güçlere karşı da mücadele ediyoruz. Tıpkı Kurtuluş Savaşı’nda yaptığımız gibi. Zeytin Dalı Harekâtı PKK, KCK, PYD ve DEAŞ örgütlerine karşı yürütülen bir harekâttır. YPG’yi ayrı, PYD’yi ayrı, DEAŞ’ı ayrı tutanlar artık bu yanlıştan vazgeçsinler. Daha evvelsi gün bir grup DEAŞ’lı PYD’lilere, YPG’lilere yardım etmek için Afrin’de gitti onlara katıldı. Ey Amerika, bir terör örgütüyle iş yaparak terörü yok edemeyeceğini ne zaman anlayacaksın? Suriye’de 7 yıldır devam eden iç savaşta bu terör örgütü bölge insanına ne büyük zulümler yaptı. Bölgedeki gençleri, çocukları zorla kaçırıp ellerine silah verip ön saflarda ölüme gönderen bu terör örgütleri değil mi? Sivilleri canlı kalkan yapan bu alçaklar değil mi? Bu terör örgütlerinden en fazla zararı gören Türkiye’dir, bu millettir; binlerce şehit verdik. Gerekirse yine şehitlerimiz olacak ama bunların ülkemiz üzerindeki kirli planlarını mutlaka bozacağız. O yuvalarını, siperlerini başlarına geçireceğiz, bölge insanına zulüm etmelerinin önüne gececiğiz.

Değerli kardeşlerim, evet bakın terör bitmediği için 3,5 milyon Suriyeli kardeşimiz bizim misafirimiz. İşte Afrin operasyonuyla orada terörü yok ettikten sonra aynen Cerablus’ta olduğu gibi, El-Bab’da olduğu gibi, Rai’de olduğu gibi Suriyeliler kardeşlerimiz o topraklara geçecek, huzur içerisinde yaşamaya devam edecektir. Bizim kimsenin toprağında gözümüz yok. Bizim amacımız topraklarımıza yönelen silahlı terör faaliyetlerini sona erdirmek. Kilis’e, Reyhanlı’ya, Hassa’ya, Kırıkhan’a atılan o roketleri, füzeleri tamamen ortadan kaldırmak. Uluslararası hukuktan doğan hakkımızı kullanarak bu mücadeleyi yapıyoruz. Ülkemizin ve milletimizin güvenliği için her türlü tedbiri aldık, almaya devam ediyoruz.

Şimdi Manisa, gençler, yeni bir destan yazmaya hazır mısınız? -Evet-2019’da yeni bir zafere var mısınız? –Evet- Aydınlık Türkiye’nin kapılarını Manisa’ya yakışır bir şekilde açacak mıyız? –Evet- Maşallah. Bu salonun coşkusunu 2019’da sandıklara taşıyacak mıyız? –Evet- Ana kademe, kadın kolları, gençlik kollarımız hazır mıyız? –Evet- Muhteşemsin Manisa, muhteşem. Ne diyoruz o halde? Durmak yok -Yola devam- Durmak yok -Yola devam-Durmak yok -Yola devam- Allah sizden razı olsun.

Bu salonda bu coşku, bu heyecanı görüyorum, Manisalı her kardeşimizin gözünde bu ışıltıyı, bu sevinci okuyorum. Türkiye’nin her şehrinde en dinamik, en diri teşkilatı olan partinin adı -AK Parti- Partinin adı -AK Parti- Bunu işte bu salon, bu tablo gösteriyor. Büyük salonumuz bitmek üzereymiş. O halde bir dahaki toplantımızı 10 bin kişilik salonda yapacak mıyız? –Evet- Maşallah maşallah. Manisa’ya da o yakışır, size de en güzeli yakışır sevgili gençler.

Sevgili gençler, değerli kardeşlerim 6. Olağan Kongremiz Manisamız için, ülkemiz için hayırlı, uğurlu olsun. Bu zamana kadar Manisa’da bu yolda AK Parti davasında bu kutlu yürüyüşte hizmeti geçen bütün önceki dönem il başkanlarımıza, Milletvekillerimize, partimizin her kademesinde görev almış bütün arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum, şükranlarımı sunuyorum. Yeni yönetimin İl Başkanımız Berk Mersinli liderliğinde AK Parti’yi yeni rekorlara, yeni zaferlere taşıyacağına yürekten inanıyorum ve bu kongreden sonra başarılarının artarak devamını Mevla’mdan niyaz ediyorum.

Değerli kardeşlerim, çok değil 15 yıl önce Türkiye deyince akla kriz geliyordu, kaos geliyordu. Şimdi ise Türkiye denince akla istikrar geliyor, güven geliyor, güçlü ekonomi geliyor. Siyasi ve ekonomik istikrarı yakalayarak 15 yılda büyük başarılara imza attık. Türkiye’nin elde ettiği bu istikrar sadece bugünler için değil, gelecek günlerimiz için de aynı şekilde önemlidir. Bu istikrara, bu güvene sahip çıkmak hepimizin en öncelikli görevidir.

Bugün AK kadroların bu bilinçte olduğuna zerre kadar şüphe duymuyorum. Gençler, biz iktidara gelirken “Hiçbir sorun Türkiye’nin kaderi değildir” dedik. Türkiye’nin çözülmeyecek hiçbir sorunu yoktur, dedik. 2002’den bu yana da sorunları çözmek için canla, başla çalışıyoruz. Dağ gibi sorunlarımızı dağ gibi hizmetlere dönüştürdük. Sorunları torunlara havale etmedik. Üstüne üstüne gittik elhamdülillah bugünlere geldik. Bugün Türkiye üç kat büyüdüyse işte sorunların üzerine giden ve sorunları torunlara bırakmayan bir iktidar olduğu içindir ve memleket sevdalısı, millet sevdalısı Recep Tayyip Erdoğan olduğu içindir.

15 yıl içerisinde devletle milletin arasındaki mesafeyi kapattık, devletle milleti barıştırdık. Bizim için Türkiye Cumhuriyeti kimliği taşıyan her vatandaşımızın başımızın üzerinde yeri vardır, birinci sınıf vatandaşımızdır. Sünni demedik, Alevi demedik, Türk demedik, Kürt demedik, Türkmen demedik, hangi mezhepten, hangi etnik gruptan olursa olsun birinci sınıf vatandaşımız gördük ve şunu özellikle herkese söyledik: Ay yıldızlı bayrağımızın altında 81 milyon vatan evladının hepsine yer vardır. Ayrılıklarımızı kaşımak, ayrılıklarımızı sorun alanı yapmak, asla ve asla bizim rıza göstereceğimiz bir şey değildir. Ayrılıklarımızı hep zenginlik olarak gördük.

Değerli kardeşlerim, her türlü ayrımcılığı reddediyoruz. 80 milyonun birlik ve beraberliğini savunuyoruz. Bu inançla 15 yıl içerisinde bir yandan memleketin gecikmiş hizmetlerini görürken, diğer yandan da demokrasiye karşı kumpaslarla, vesayetlerle, darbe girişimleriyle mücadele ede ede bugünlere geldik.

Demokrasimizin kalitesini yükselttik, ekonomiyi ve refahı genişleterek tabana yaydık. Doğusuyla, batısıyla, kuzeyiyle, güneyiyle bütün illerimizin kalkınmasını aynı şekilde temin ettik. Yollar, limanlar, havaalanları yaptık. Şehir hastaneleri yaptık Türkiye’yi hızlı trenlerle tanıştırdık. Organize sanayi bölgeleri inşa ettik, barajlar, göletler ve sulama tesisleriyle bu ülkenin bereketli topraklarına bereket kattık. Çiftçimize, köylümüze destek vererek daha çok üretmeleri için daha fazla refahı artırmaları için gayret ettik. Tarımsal üretimde tarım üretiminde AK Parti iktidarından önce Türkiye dördüncü sıradaydı. Şimdi ne oldu? 15 yıl sonra tarımsal üretimde Türkiye Avrupa’nın bir numarası oldu. Türkiye’ye de birinci olmak yakışır. Tarım sigortası uygulamasını başlattık, gübrede, yemde KDV’yi kaldırdık. Tarım ve gıda ürünleri ihracatımızı dört kat artırdık. Esnafa, tüccara destek vererek, kredi vererek güçlendirdik, ekonomiye daha fazla katkı sağladık. 2002’de Türkiye’de 12 tane ilimiz ihracat yapabiliyordu, şimdi Türkiye’nin bütün illeri ihracat yapar hale geldi. İşte 15 yılın sonu Türkiye’nin ihracatta, ekonomide önemli bir aşama kaydettiği bir zamandır. Dün lüks olan hava yoluyla seyahati, halkın yolu haline getirdik. Memura, emekliye, işçiye daima enflasyon üzerinde haklar verdik.

Değerli kardeşlerim, Türkiye, AK Parti iktidarıyla birlikte küresel ekonomide söz sahibi olan ülkeler arasına girdi. Bugün dünyanın en gelişmiş 20 ülkesi arasında yer alan Türkiye, dünyanın 10 büyük ekonomisi arasında yer almak için emin adımlarla 2023’e doğru, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün işaret ettiği muasır medeniyetler seviyesine doğru emin adımlarla ilerliyor. Yatırım, üretim, istihdam artıyor. Türkiye geçen 10 yıllık dönemde 39 üyeli OECD ülkeleri içerisinde enerji talep artışında en fazla yükselen ülke oldu. Enerji sektöründeki büyümede ise Çin’den sonra dünyada ikinciyiz. Enerjide dışa bağımlılığı azaltmak, yenilenebilir enerji kaynaklarını artırmak için çalışıyoruz. Bugün itibarıyla yenilenebilir enerji kaynağımız yüzde 35 seviyesine çıktı. Doğal gaz boru projelerimiz, sıvılaştırılmış gaz depolarına yönelik yatırımlarımız ve nihayet nükleer enerji santralimiz ile de bölgenin enerji güvenliğini sağlamak yolunda emin adımlarla ilerliyoruz. İnşallah Türkiye yakın bir gelecekte enerji ticaretinin merkezi haline gelecek. İhracatımız da planlandığı şekilde artmaya devam ediyor. Daha geçen gün açıklandı; ekonomi güven endeksi 2018 Ocak ayında Aralık ayına göre 10 puan artarak 95’ten 105’e yükseldi. İşte bu da Türkiye’nin ekonomisine olan güveni gösteriyor.

Değerli kardeşlerim, evet turizm gelirlerimiz 2017 yılının son çeyreğinde bir önceki yıla göre yüzde 28 artarak 6 milyar 110 seviyesine ulaştı. Gördüğünüz gibi AK Parti’yle birlikte gelen siyasi istikrar, ekonomik istikrarı ve ekonomideki büyümeyi de beraberinde getirdi.

Değerli kardeşlerim, şimdi Alaşehir hızlı tren durağı istiyor gördüm. Hızlı trenin Afyon, Uşak istikametinden Manisa istikametine süratle yapımı devam ediyor. Manisa’dan da İzmir’e devam edecek Akhisar’da bağlanacak, Turgutlu’da bağlanacak.

Değerli kardeşlerim, Türkiye’nin yönü muasır medeniyetler yönüdür. Türkiye hem Asya’ya hem Avrupa’ya iki kıta arasında oturmuştur. Avrupa’nın geleceği Türkiye’ye bağlıdır. Avrupa’nın güvenliği Türkiye’den geçer. Avrupa Birliği’ne üyelik meselesi, bizden çok Avrupa Birliği’ni ilgilendirmektedir.

Değerli kardeşlerim, evet biraz da şimdi Manisa’dan konuşalım, Manisa’nın projelerini konuşalım, Manisa’nın geleceğini konuşalım. Değerli kardeşlerim, evet AK Parti iktidarı olarak geçtiğimiz 15 yıl içerisinde Manisa’ya tam 18 milyar lira yatırım yaptık, 18 katrilyon. Helalühoş olsun, Manisa daha fazlasına layık çünkü Manisa üreten şehir; Manisa vatandaşımıza, gençlerimize aş, iş sağlayan şehir. 2002 yılında Manisa sadece 310 milyon ihracat yapıyordu, 310 milyon ihracat. Bugün 2 milyar ihracat yapıyor. 310 milyondan 2 milyara çıkmış, işte AK Parti bu, işte AK Parti farkı bu değerli kardeşlerim.

Eğitimde Manisa’ya dört binden fazla derslik yaptık. Üniversitemizin öğrenci sayısı üç kattan fazla arttı. Okul üzümü devam edecek. Merak etmeyin Tarım Bakanı’na gerekli talimatı verdim, okul üzümü ikinci yarıda devam edecek. Manisa’ya 15 yılda 53 tane sağlık tesisi açtık. Bakın geçen hafta bir istatistik yayınlandı. Dünyada bütün ülkelerin vatandaşlarına soruyorlar sağlık sistemiyle ilgili endişeniz var mı diye? Polonya, Amerika, Almanya, İngiltere bütün ülkelerde yüzde 50’nin üzerinde “evet var” diyorlar. Türklere soruyorlar, bizim vatandaşımıza soruyorlar sağlıkla ilgili endişeniz nedir diyor? Sadece yüzde 3 çıkıyor. Bu ne demektir biliyor musunuz? Sağlıkta Türkiye dünya birincisi. Vatandaşını, milletinin sağlığını düşünen, en başta gelen ülke Türkiye’dir. Sağlık olsun demekle sağlık olmuyor, gereğini yapmak lazım, hastaneler inşa etmek lazım, şehir hastaneleri yapmak lazım. 2002’de 6 tane Manisa’da acil istasyonu vardı, bugün tam 51 tane acil istasyonu var. Koca Manisa büyük şehir, sadece 6 tane ambulans vardı. Bugün Manisa’da kaç ambulans var biliyor musunuz? 74 ambulans var.

558 yataklı şehir hastanesinin Kula Devlet Hastanesi'nin ve üç sağlık tesisinin de yapımı hızla devam ediyor, kısa sürede bitirilecek. İçerisinde Salihli Devlet Hastanesi’nin de yer aldığı 6 sağlık tesisine de yakın zamanda başlıyoruz hayırlı, uğurlu olsun.

2003 yılına kadar Manisa’da ne kadar bölünmüş yol yapılmış biliyor musunuz? 80 yılda koca Manisa’da yapılan bölünmüş yol 81 kilometre. Her yıl 1 kilometre yol yapmışlar. AK Parti iktidarında 15 yılda tam 450 kilometre bölünmüş yol yaptık. Ne demektir bu hesabı siz yapın. 30 kilometre her yıl bölünmüş yol yaptık. Buna İstanbul, Bursa, İzmir, Manisa Otoyolu dâhil değil. Manisa’yı İzmir’e, Uşak’a ve Balıkesir’e bölünmüş yollarla bağladık. Tam 14 yeni projede de çalışmamız devam ediyor.

57 köprü, 232 kilometre yol yenileme çalışması bitti. Hızlı tren az önce söyledim süratle yapılıyor. Ankara-İzmir seyahat süresi hızlı tren bitince 3,5 saate inecek. 14 saatten 3,5 saate... Manisa’nın merkezine de en güzel yüksek hızlı tren garını yapacağız hayırlı uğurlu olsun. İzmir Aliağa, Bergama’dan sonra Soma’yı da hızlı trene bağlıyoruz hayırlı, uğurlu olsun.

Az önce dışarıda söyledim Evliya Çelebi’nin rüyalarına giren Sabuncubeli Tüneli’ni de bu yaz Temmuz ayında açıyoruz. Böylece 600 yıllık rüya da gerçeğe dönüyor. Hatırlarsanız geçtiğimiz aylarda bir gece yarısı geldik, ışık görme merasimini sizlerle beraber yaptık. İzmir Milletvekillerimiz, Manisa Milletvekillerimiz ve hemşherilerimizle beraber. Çiftçimize bugüne kadar 2 milyar 300 milyon nakit destek verdik. 24 baraj, 10 göleti yapıp hizmete aldık. 68 taşkın koruma tesisini tamamladık. 22 baraj, 6 gölet daha yapıp Manisa’nın hizmetine sunacağız hayırlı, uğurlu olsun. Kelebek Barajı’nı yapıyoruz. 32 sulama, 8 taşkın koruma tesis çalışmaları sürüyor.

Değerli kardeşlerim, zeytin ve üzüm yetiştiricilerimizi de unutmadık, onlara da desteklerimizi artırarak devam ettireceğiz. Yaptıkları üretimle üzüm ve zeytin imalatçılarımız bizim yüzümüzü güldürdü, biz de onların yüzünü güldürmeye devam edeceğiz. Dünya zeytin üretiminde Türkiye 6’ncı, sofralık zeytinde ikinci ve zeytinyağı üretiminde de dördüncü sıraya yükseldi. Geçtiğimiz yıl 2016, 2017 üretim sezonun da zeytin üretimimiz 1 milyon 700 bin ton. Zeytinyağı üretimimiz 195 bin ton olarak gerçekleşti. 2017-2018’de ülkemiz toplam zeytin üretiminde dünya ikincisi oldu, zeytinde dünya ikincisiyiz. Türkiye bağ alanı bakımından da beşinci, üzüm üretiminde de 6’ncı sırada, üzümün başkenti de Manisa. Kuru üzüm de, evet say say bitmiyor burada bırakalım. Daha bir ton var önümüze bakalım, geleceğe bakalım.

Değerli kardeşlerim, Türkiye tarihinin en önemli seçimlerine gidiyor. Aslında Manisa kongresi 2019 seçimleri için bir hazırlık. Gençler, 2019’a hazır mıyız? –Evet- AK Parti belediyeciliğiyle, Manisa’yı tekrar buluşturuyor muyuz? –Evet- Yeni bir destan yazmaya var mısınız? –Varız- Biz sizlerle gurur duyuyoruz, biz sizlerle gurur duyuyoruz. Evet, görüyorum gözlerinizde o pırıltıyı görüyorum, gözlerinizde geleceğin zaferini görüyorum gençler.

Evet, bu duygularla kongremizin hayırlı, uğurlu olmasını diliyor, görev alacak başta İl Başkanımız olmak üzere bütün çalışma arkadaşlarına başarılar diliyorum.

Sağ olun, var olun, Allah’a emanet olun değerli kardeşlerim.

12.02.2018

MAKEDONYA BAŞBAKANI ZORAN ZAEV İLE ORTAK BASIN TOPLANTISI, ANKARA

Değerli basın mensupları, öncelikle saygıdeğer mevkidaşım Makedonya Cumhuriyeti Başbakanı Sayın Zoran Zaev’i ülkemizde ağırlamaktan büyük memnuniyet duyuyorum.

Sayın Başbakan’ın ziyareti, Türkiye’yle Makedonya arasında kökleri geçmişe uzanan kuvvetli bağların ve kardeşlik duygularının önemli bir göstergesidir. Türkiye’yle Makedonya arasındaki güçlü kardeşlik ve dostluk bağının en temel unsurlarından biri de Makedonya’da yaşayan soydaşlarımızdır.

Değerli mevkidaşım ve heyetiyle, ilişkilerimizi bütün yönleriyle ele aldık ve gelecekte yeni potansiyellerin harekete geçirilmesi, ilişkilerin her alanda daha da güçlendirilmesi konusunda tam bir mutabakata vardık. Özellikle ekonomik ve ticari ilişkilerin daha da güçlenmesi bakımından bugünkü ticaret hacmimizin Makedonya ve Türkiye’nin potansiyellerini yansıtmamakta olduğunun altını bir kez daha çizdik ve kısa süre içerisinde Türkiye-Makedonya arasındaki ticaret hacmini 1 milyar avronun üzerine çıkarma konusunda mutabık kaldık. Bunu yaparken tabii ticaret dengesini de sağlamayı önemsiyoruz.

Özellikle Türk yatırımcıların Makedonya’da yatırımları 1 milyar 300 milyon seviyesine ulaştı, bundan memnuniyet duyuyoruz, ancak Makedonya’ya Türk yatırımcıların ilgisi artarak da devam ediyor. Sayın Başbakan yatırımcılarımızın önünü açacak çalışmalar konusunda bize kapsamlı bilgi verdi.

Ayrıca, dost ve kardeş Makedonya’yla terörle mücadele konusunu, Balkanlar’da iş birliğinin bütün Balkan ülkelerinin katılımıyla daha da geliştirilmesi konusunu da kapsamlı bir şekilde ele aldık. 15 Temmuz darbe girişiminde Makedonya’nın ülkemize verdiği destekten dolayı kendilerine teşekkür ettik ve özellikle bu darbenin sorumlusu FETÖ terör örgütünün faaliyetlerinin Makedonya’da sonlandırılması konusundaki talebimizi de bir kez daha yineledik.

Sayın Başbakan, kısa süre önce 21 Aralık’ta Sayın Başbakan Yardımcımız Hakan Çavuşoğlu’nun da katıldığı geniş katılımlı bir toplantıda, “Türkiye’nin düşmanı bizim de düşmanımız” demek suretiyle aslında FETÖ terör örgütüne karşı net tavrını ortaya koymuştur. Bu kapsamda yapılan çalışmaları da takdir ediyoruz. Bu FETÖ terör örgütü sadece Türkiye’de darbe girişimine katılmış bir örgüt değil, küresel güçlerin kontrolünde var olduğu ülkelerin bugün değilse yarın, yarın değilse orta vadede başına dert olacak, bela olacak bir örgüttür. Bu konuda da Sayın Başbakan’la bildiklerimizi paylaştık.

Eğitim alanında, kültür alanında ve birçok konuda güzel iş birliklerimiz var. TİKA’nın bölgede önemli faaliyetleri var, Yunus Emre Enstitüsü ve Makedonya Kültür Enstitüsü’nün faaliyetleri var. Bütün bunlar Makedonya- Türkiye arasındaki ilişkilerin gelişmesi için önemli katkı sağlıyor.

Değerli basın mensupları, Sayın Başbakan’a değerli dostum Zaev’e bölgesel konularda da kapsamlı bilgi aktarma fırsatı buldum. Özellikle Suriye, Irak alanında yaşanan ve Türkiye’nin bir süredir teröre karşı başlattığı Zeytin Dalı Operasyonu konusunda da kapsamlı bilgi verme fırsatım oldu. Esasen Türkiye’nin bölgede yaptığı sadece kendi vatandaşlarının can ve mal emniyetini sağlamak değil, aynı zamanda bütün Avrupa Birliği’nin, Balkanlar’ın güvenliğini de sağlamaktan ibarettir. Eğer Türkiye buralara sahip olmasa hem mülteci kriziyle, hem de terör dalgasıyla bütün Avrupa bu işten büyük bir bedel öder. Bunun ne yazık ki Avrupa Birliği tarafından yeterince görülmediğini, takdir edilmediğini de yaşamaktayız, bu da ayrı bir tespit.

Makedonya’nın Avrupa-Atlantik kurumlarıyla bütünleşmesine çok önem veriyoruz. Makedonya’yı ilk tanıyan ülkeyiz, anayasal ismiyle tanıyan ülkeyiz ve ilk büyükelçi ataması yapan ülkeyiz. Dolayısıyla NATO’yla entegrasyonu konusunda da desteğimiz bundan böyle devam edecektir. Aynı zamanda Avrupa Birliği üyeliğini de destekliyoruz. Her ne kadar biz de Avrupa Birliği üyesi değilsek de, ümit ederim Makedonya’yı bizim kadar bekletmezler, kısa sürede Makedonya da Avrupa Birliği’ne üye olur. Bizim Avrupa Birliği üyeliğimiz sizinki kadar karışık değil, uzun yıllara yayılı, inişli çıkışlı bir süreci var. Ümit ederim ki, Avrupa Birliği gelecek vizyonunu en iyi şekilde belirler, Türkiye’yle devam edecek mi etmeyecek mi, bu konuda sağlıklı bir karar verir ve bu şekilde de ilişkilerimiz daha iyi bir düzeye gelmiş olur.

Ben bir kez daha Sayın Başbakan’a, değerli heyetine hoş geldiniz diyorum ve burası sizin eviniz, öyle görmenizi istiyorum. Ümit ederim ki, dün ve bugün gerçekleşen faaliyetler Türkiye’yle Makedonya arasındaki ilişkilerin daha da ileri taşınması için önemli bir başlangıç olacaktır.

Teşekkür ederim.

Sorular varsa soruları da alalım.

SORU: Sayın Başbakan, siz Makedonya’nın ismi konusunda çok büyük çaba sarf ettiniz, ancak Üsküp’ten isim konusunda istenen şey çok adil olmayan bir konudur. Bu konuyla ilgili sizin Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’nın konuyla ilgili açıklaması hakkında yorumunuzu rica edeceğim.

BAŞBAKAN BİNALİ YILDIRIM: Evet, teşekkür ederim.

Tabii Makedonya’yı anayasal ismiyle ilk tanıyan ülkeyiz. Bir ülkenin isminin ne olacağına o ülke karar verir, başka ülkelerin o ülkeye isim tayin etmesi çok büyük bir yanlışlık olur. Ama bütün bunlara rağmen bu konuyla ilgili Yunanistan’la yaşanan sorunların konuşarak, görüşerek tatlılığa, bir suhuletle çözüme kavuşturulması en büyük arzumuzdur, çünkü komşu ülkelerin aralarında sorunları kardeşlikle, konuşarak, görüşerek halletmeleri esas olmalıdır. Benzer şekilde bizim de komşumuz Yunanistan’la aynı fikirde olmadığımız konular var, ama bunların çözümünde her zaman diyaloğu önemsiyoruz ve diyalog yolunu tercih ediyoruz.

Teşekkür ederim.

SORU: Didem Özer Tümer, Milliyet Gazetesi.

Efendim, bu hafta Amerikalı yetkililer Türkiye’ye yoğun bir temas trafiği gerçekleştiriyorlar. Bu ziyaretlerle ilgili olarak özellikle YPG konusunun Amerika Birleşik Devletleri tarafından bir pazarlık unsuru olarak kullanılabileceğine dair yorumlar var. Bu çerçevede örneğin Amerika’dan, Türkiye’nin Afrin’e girmemesi karşılığında Mümbiç’teki YPG varlığını engellemesi ya da izin vermemesi, çekmesi gibi birtakım unsurları masaya getirebileceği belirtiliyor. Böyle bir öneri gelirse Türkiye’nin tavrı ne olur?

BAŞBAKAN BİNALİ YILDIRIM: Türkiye’nin tutumu ve tavrı çok açıktır, terör örgütlerinin al birini vur ötekisine, ister PKK, ister YPG, hangisi olursa olsun bizim hudutlarımızı tehdit ediyorsa, vatandaşlarımızın mal ve can güvenliğine tehlike teşkil ediyorsa, sınırlarımız ötesinde ülkemizi tehdit edecek birtakım oluşumlar içinde oluyorlarsa, bunların hepsinin üzerine amansız bir şekilde gideceğiz. Bu sadece Türkiye’nin, Türk vatandaşlarının huzuru için değil, bölgede yaşayan günahsız insanların geleceği için de bizim bir sorumluluğumuz. 3,5 milyon Suriyeli niye bizim ülkemizde; yerlerinde su mu çıktı? Canlarını kurtarmak için, oradaki terör tehdidinden, rejim baskısından kurtulmak için geldiler. Dolayısıyla bizim amacımız, nasıl Fırat Kalkanı’yla Mümbiç-Azez arasını temizledikse, Cerablus-Azez arasını, Afrin bölgesini de terör oluşumlarından temizleyeceğiz ve oradaki o bölgenin insanlarının tekrar topraklarına, yerlerine, yurtlarına dönmesini sağlayacağız. Bir kirli pazarlık içinde olmayız, terör bizim için en büyük tehdittir, en büyük baş belası iştir. NATO’da müttefikimiz, uzun yıllar stratejik ortak diye düşündüğümüz Amerika’nın artık aklını başına toplayıp doğru dürüst bir karar vermesi lazım. Vereceği karar da, terör örgütlerini yanına alıp terörle mücadele etmenin devlet ciddiyetiyle bağdaşmadığını artık Amerika’nın görmesi gerekiyor. Görürse güzel, görmezse biz yapmamız gereken neyse onu yapmaya devam ederiz, hem Afrin’de yaparız, hem de diğer bölgelerde terör tehdidini sona erdirmek için atılması gereken adımları kararlılıkla atarız. Bunun için de herhangi birinin icazetine ihtiyacımız yok, uluslararası hukukun bize tanıdığı bütün imkânları sonuna kadar kullanırız.

Teşekkür ederim. Buyurun.

SORU: Ahmet Topal, Sabah Gazetesi.

Efendim, HDP’nin dün gerçekleşen bir kongresi vardı, terörist başı Öcalan’a selamlar gönderildi, afişleri salona asıldı. Bir de Zeytin Dalı Harekâtı’na ilişkin kara propaganda yapıldı. Bugün savcılık soruşturma başlattı ama, sizin de bir değerlendirmeniz olur mu efendim? Teşekkürler.

BAŞBAKAN BİNALİ YILDIRIM: Savcılık yapılması gerekeni yapmış. Yani Türkiye’de siyasi faaliyet gösteren siyasi parti her şeyden önce terörle bağını açık bir şekilde kestiğini milletimize ilan etmesi lazım, biz bunu bekliyoruz. Yani biz terörü sonlandırmak için büyük mücadele veriyoruz, şehitlerimiz var, gazilerimiz var, sivil vatandaşlarımız terör saldırılarıyla hayatını kaybediyor. Hâl böyleyken, siyasi parti kimliğinde bir oluşum terör örgütüyle iç içe, terör örgütünün etkisinden, baskısından kendini kurtaramamışsa o zaman meşruiyetini kaybetmiş demektir. Dolayısıyla hiç kimsenin suç işleme lüksü yoktur, o bakımdan Türkiye bir hukuk devleti, hukuk devleti içerisinde işlenen her türlü suçun, yapılan her türlü kanunsuz eylemin karşılığı vardır ve hukuk, yargı gereğini yapacaktır.

Teşekkür ederim.


Yüklə 0,75 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   16




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin