BaşÖRTÜSÜ raporu 2007 Sakarya Başörtüsü Platformu


Ağustos 2007 - Başörtülüler niçin “tekinsiz kimlik” kapsamı içine giriyor?



Yüklə 2,1 Mb.
səhifə52/102
tarix30.10.2017
ölçüsü2,1 Mb.
#22656
1   ...   48   49   50   51   52   53   54   55   ...   102

31 Ağustos 2007 - Başörtülüler niçin “tekinsiz kimlik” kapsamı içine giriyor?


Fatma K. Barbarosoğlu Yeni Şafak’taki köşesinde Hayrünnisa Gül’ün başörtüsü üzerinden yapılan haberleri eleştirdi:Neden bazıları için Hayrunisa Gül'ün saçlarının konumu çok önemli oluyor? Neden Hayrunisa Gül ya da başka başörtülüler için mevcud baş örtme biçimi “tekinsiz kimlik” kapsamı içine giriyor da,falan feşmekan modacının emirlerine amade bir şekilde “saçlar konumlandırıldığında” tekinsiz kimlik, modern hale geliyor! Modacı elinde tasarlanan model ile, baş örtme kendiliğinden/iradi bir şey olmaktan çıkarak, modacının emrine amade bir “tercih”e dönüşüyor. Yani bugün böyle olurken yarın başka bir şey olabilir. Modanın değişebilirliği ve değişimin köken olarak seküler bir kurumdan beslenmesi, antitürbanistleri umutlandırıyor. Tasarlanan yeni modeller ile, başörtüsü başkalarının beğenisine açık hale gelmiş oluyor. Yaratıcı ile kurulmaya çalışılan bağ olmaktan çıkıyor böylece tesettür. Başını tesettüre uygun olarak Allah'ın rızasını kazanmak için örten bir kadın, bu örtme biçiminin denetimini herkesin elinden alıyor. Tasarlanan başlıklara/şapkalara razı olan kadın ise, önce denetim, sonra da estetik terörün şiddeti altında tesettürünü kaybediyor.”

BAŞÖRTÜSÜ GÜNDEMİ . EYLÜL 2007

1 Eylül 2007 - Başörtüsü Platformları Eylemleri


Sakarya Başörtüsü Platformu’nun 103’üncü basın açıklamasında “Müslümanları yedeklerine alıp başkalarının üzerine saldırtmak oyununa figüran arayanların oyununu görüyoruz ve müslüman halkın bu oyuna alet olmamasını tavsiye ediyoruz.” mesajı verildi. Kocaeli İnanç Özgürlüğü Platformu 124’üncü basın açıklamasında “Bizler inancımıza değerlerimize küfreden, tahkir eden iç ve dış mihraklara karşı her şeyimizle mücadele etmeye devam edeceğiz. Çünkü bizler biliyoruz ki küfür tek millettir. Küfre karşı mücadelede inancımızın buyruğudur.” dedi. Ankara’da 82’nci “Bundan böyle, meclisin tüm baskı unsurlarından arındırılması zaruridir. Bu nedenle kendini milletin üstünde gören bu statüko zihniyetine sahip kimseler kendisini ya“sahip”likten kurtarmalı veya derhal istifa ederek milletin önünün açmalıdırlar.” çağrısı yapıldı. Başörtüsü eylemleri Ankara’da 82’nci, Van’daki 53’üncü, Akyazı’da ise 30’uncu açıklamayla devam etti.

1 Eylül 2007 – Eşsiz davetiye eleştirisi

İsmet Berkan, Radikal’deki “İki Türkiye mi, iki devlet mi?” başlıklı yazısında eşsiz davetiye uygulamasını eleştirerek “Yanlış anlamayın, Cumhurbaşkanı ve eşi birlikte davet edilmiş de Hayrünnisa Gül bu davete icabet etmemiş değil. Cumhurbaşkanı, tek başına çağırılmış bu davete. Bu durumda bütün davetin eşsiz yapılması, yani kimsenin oraya karısı veya kocasının refakatinde gelmemiş olması gerekirdi. Bu olsa, en azından sembolik bir şekil şartı yerine getirilmiş olurdu.” dedikten sonra Çankaya ve başörtüsü konusunda şunları yazdı: “Başı türbanlı birisinin cumhurbaşkanı eşi olmasını kişiler içlerine sindiremeyebilirler, bunu protesto etmek isteyebilirler, protesto için çeşitli (yasalara uymak şartıyla) eylemler yapabilirler. Bütün bunlar kişilerin kişisel haklarıdır, bir demokratik hukuk devletinde böyle şeyler olması doğal karşılanmalıdır. Ama aynı şeyi kurumlar ve o kurumları temsil eden kişiler yapamazlar.”



1 Eylül 2007 – İslami başörtüsü siyasi krizin merkezinde

The Economist dergisinin “Yeni anayasa orduyla sürtüşme nedeni” başlıklı başyazısında şu görüşlere yer verildi: “Başörtüsü bütün devlet kurumlarında ve okullarda yasak; bu haftaya gelinceye dek vaktiyle cumhuriyetin kurucusu olan Atatürk'ün yaşadığı Cumhurbaşkanlığı Köşkü'nde de yasaktı... Ancak 56 yaşında eski bir iktisatçı olan Gül, Türkiye'nin kendine has laiklik anlayışını daha yumuşak bir biçimde yorumlayacağının da işaretini verdi. Bugüne dek bu yorum Atatürk'ün izinden gidilerek, İslami simgelerin terk edilmesi ve dinsel hayatın tüm veçheleri üzerinde katı devlet kontrolü uygulanması şeklinde yapıldı. Gül'se laikliğin 'toplumsal barışın' önşartı olduğunu, fakat aynı zamanda 'farklı hayat tarzları için' bir model sunduğunu söyledi. Bazıları bu sözlerden, Gül'ün başörtüsü ve dini eğitim üzerindeki kısıtlamaların gevşetilmesine destek vereceğinin kanıtını çıkardı.”



1 Eylül 2007 – First lady'e ilk davet

30 Ağustos resepsiyonuna, 'First Lady' Hayrünnisa Gül'ün başörtüsü nedeniyle eşsiz davet edilen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e 6 Eylül'deki adli yıl açılış kokteyli için ilk eşli davetiyeyi, geleneklere uygun bir şekilde Yargıtay Başkanı Osman Arslan bizzat götürecek. Yargıtay'ın tümünü eşli bastırdığı ve bekârlara da gönderdiği davetiye şöyle: "Yargıtay Birinci Başkanı Osman Arslan ve Bayan Arslan adli yıl açılış töreni ve Yargıtay onur günü nedeniyle verecekleri kokteyle sayın eşinizle birlikte katılmanızı dilerler" Gül'ün 6 Eylül akşamı yapılacak adli yıl açılış kokteyline başörtülü eşi Hayrünisa Gül'ü getirip getirmeyeceği merak konusu oldu.



1 Eylül 2007 – Köşk'e ilk davet eşsiz

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, devletin tüm üst düzey yetkililerini, milletvekillerini, bakanları, yargı organlarının temsilcilerini, büyükelçileri ve parti temsilcilerini 5 Eylül Çarşamba günü Çankaya Köşkü'ne davet edecek. Ev sahipliğini tek başına yapacak olan Gül, konuklarını da eşsiz çağıracak.



1 Eylül 2007 – Türban büyük rövanşa hazırlanıyor

Güneş gazetesi, Çankaya'daki 29 Ekim Resepsiyonu için eşli davetiye gönderileceği bilgisini ““Türban büyük rövanşa hazırlanıyor” başlığı ile verirken, haberin anonsunda “Köşk yıllardır bugünü bekleyen türbanlılar tarafından adeta işgal edilecek” ifadelerini kullandı. Haberin metni ise şöyle: “Ankara kulisleri 2 ay sonra Türkiye'yi sarsacak olan kıyamet senaryoları ile çalkalanıyor. Sızan bilgilere göre Cumhuriyet Bayramı Resepsiyonu, milat olacak ve o güne kadar kriz çıkmasın diye başvurulan "Eşsiz davet" uygulamasına son verilecek. Türkiye'nin ilk türbanlı first lady'si de değerli misafirlerini büyük bir keyifle kabul edecek. Askerler, böyle bir daveti kabul etse, bugüne kadar duruşlarına ters düşecek. Davete uymayıp da Köşk'e gelmezlerse bu defa son günlerde dilleri iyice uzayan dinci gazeteler koro halinde "Ne hakla kriz çıkartıyorsunuz" diye iyice şirretleşecek.”



Yüklə 2,1 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   48   49   50   51   52   53   54   55   ...   102




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin