BaşÖRTÜSÜ raporu 2007 Sakarya Başörtüsü Platformu


Kasım 2007 - Heidi kitabındaki başörtü Akşam'a 'pes' dedirtti



Yüklə 2,1 Mb.
səhifə84/102
tarix30.10.2017
ölçüsü2,1 Mb.
#22656
1   ...   80   81   82   83   84   85   86   87   ...   102

13 Kasım 2007 - Heidi kitabındaki başörtü Akşam'a 'pes' dedirtti


Milli Eğitim Bakanlığı tarafından okullara tavsiye edilen ancak denetlenmeyen “100 temel eser” aileler için kabusa döndü. Aralarında Heidi, Alice Harikalar Diyarı’nda gibi ünlü çocuk klasiklerinin bulunduğu kitaplardaki özensizlikler pes dedirtti. Karanfil Yayınları’ndan çıkan Heidi kitabında, Klara’nın büyükannesi Bayan Seseman’a türban takılırken; Martı Yayınları’ndan çıkan Alice Harikalar Diyarı’ndaki yazım hataları isyan ettirecek kadar vahim. (Akşam)

15 Kasım 2007 - 'Türban için saldırı terör değil’ iddiası


“Danıştay 2. Daire üyeleri ve Cumhuriyet gazetesine yönelik saldırılarla ilgili davada, sanık avukatı ilginç bir tezi işledi: "Diyanet'e türbanın ibadet olup olmadığını soralım. İbadet ise, türban gerekçesiyle yapılan saldın terör sayılmaz." Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki davanın duruşmasına tutuklu sanıklar Alparslan Arslan, Osman Yıldırım, İsmail Sağır, Tekin İrsi, Aykut Metin Şükre ve Süleyman Esen avukatları katıldı. Duruşma ileri bir tarihe ertelendi, Sanık Arslan'ın yeni avukatı Abdurrahman Sarıoğlu, soruşturmanın genişletilmesiyle ilgili olarak mahkemeye önceki gün sunduğu dilekçede, "olay din ve vicdan özgürlüğünü ilgilendirdiğinden. Diyanet İşleri Başkanlığından, başörtüsünün hanımlar için farz bir ibadet olup olmadığı konusunda bilirkişi raporu alınması" gerektiğini savundu. Dilekçede şu ifadeler yer aldı: "Çünkü, gerek Cumhuriyet gazetesine bomba atılması olayında ve gerekse Danıştay olayında bu rapor aydınlatıcı olacaktır. Eğer başörtüsü ibadet ise Danıştay'a vaki saldırı terör sayılmayacaktır. Çünkü, terörde belirleyici olan amaçtır. İbadet amacı terör sayılamaz. Başörtüsü yasağı Müslümanları silahlı militan saflarına itmektedir." (Radikal)

16 Kasım 2007 - “Yaşasın, ibadet amacıyla siyaset yapmak!”

Cumhuriyet yazarı Deniz Som, “İbadet” başlıklı köşe yazısında, Danıştay davasında sanık avukatlarının savunması hakkında şunları dile getirdi: “Sanık, bir erkek. Nasıl ki karıları türbanlı olan Cumhurbaşkanı ve Başbakan türban takmıyorsa, o adam da türban takmıyor; erkeklerin "ibadet"i türbansız. Ama Cumhurbaşkanı ve Başbakan karıları “ibadet”lerini özgürce yaparken, o kadınlar gibi "ibadet" edemeyen kadınlar adına silaha sarılıyor ve bu sarılmanın terör sayılmaması gerekiyor. Güzel mantık. Daha da güzeli... Özel hayatlarında dinlerini özgürce yaşamak isteyen insanların kafasında, din ve vicdan özgürlüklerini yasaklayan devletin şeklini değiştirme fikrinin doğması. Devletin şeklini değiştirmenin yollarından biri bu işi silahla halletmek. Bir başka yol ise, "demokratik" bir şekilde anayasayı değiştirmek.”


17 Kasım 2007 - Başörtüsü Platformları Eylemleri


Sakarya Başörtüsü Platformu, 114’üncü eyleminde “İşgalcilere baskıcılara yasakçılara katillere gösterilecek en güzel tavır da yine onlara taviz vermek onlara şirin görünmek onların menfaatlerine çalışmak değil ne pahasına olursa olsun tavizsiz ilkeli bir direnişi istikrarlı bir şekilde yaygınlaştırabilmenin yollarını aramaktır. Mescidi Aksa’yı işgal etmek ile başörtüsünü yasaklamanın mantığı arasındaki fark sadece coğrafi bir farktır.” değerlendirilmesi yapıldı. Kocaeli’deki 135’inci eylemde “Kızlarımızın eğitim oranının yükselmesi için kampanya düzenleyenler, başörtülülerin eğitim haklarının gaspını görmezden geliyorlar” denildi. Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu’nun 93’üncü eyleminde “Özgürlükler ve insan hakları iddiasının pratiğe yansıması zulme rıza gösterenlerle hayata geçirilemez” ifadeleri kullanıldı. Van’da 64’üncü eylem yapılırken, Akyazı Başörtüsüne Özgürlük Platformu ise 41’inci eyleminde, yaşanan kötü gelişmelerin ilacının inancın önündeki engellerin kaldırılması olduğuna dikkat çekti. Konya’da da başörtüsüne özgürlük çağrısı 10’uncu kez meydanlara taşındı.

18 Kasım 2007 - “Türbancılar” Müslüman değil, topu cehennemliktir


İlhan Selçuk, “Türbancılar” dediği insanları “Bunlar Müslüman değil, kutsal Müslümanlığı kullananlardır. Topu cehennemliktir” diye nitelediği köşesinde şunları yazdı: “İyi bir Müslümanın rehberi doğrudan Kuranıkerim'dir. Aymaz kişilere, çokbilmişlere, kendisinde bir hikmet görüp ulema geçinenlere boşverin. Müslümanlıkta papazlık yoktur. Kendi aklınıza güvenin. Allah'ın kitabı Kuranıkerim'i bilmeyen, Müslüman değil, Müslüman mukallidi olur... Nur suresinde bu konuda şu kural konuyor: "Ey Muhammet , Mümin kadınlara söyle. Başörtülerini yakalarının üzerine salsınlar..." Kuranıkerim'de türban ya da sıkmabaş yoktur; boyun sarıp sarmalanmayacak, başörtüsü göreneksel usul üzerine yakaların üzerine salınacaktır. Türbanı bir flamaya dönüştürüp siyaset sahteciliğinin en büyüğünü yaparak Müslümanlık taslayanlar ikiyüzlü yalancılardır. Bunlar Müslüman değil, kutsal Müslümanlığı kullananlardır. Topu cehennemliktir; çünkü Anadolu insanına en büyük kötülüğü yapıyorlar.”

19 Kasım 2007 - Kur'an'da örtü var ama "devletin kurallarına uymak" da var

Vatan’dan Ruhat Mengi, “Zafer Üskül'ün şikayeti” başlıklı yazısında şu iddiayı ortaya attı: Radikal İslâm'ın yayılma metodunda kadının örtünmesinin, mümkün olduğunca hızlı yayılmasının önceliğinden söz ediyorum. Bugün, daha önce "ılımlı" olan Malezya'nın, Endonezya'nın nasıl kolayca radikal islâm'a dönüştüğünü, son olarak turizm cenneti Maldlv'lerin şeriatla yönetildiği halde radikal İslâm'a kaydığı için sokakta peçeyi, TV’de başörtüsünü yasaklamak zorunda kaldığını, iran'da son açıklanan "ahlaksızlık listesinde" Batı tarzı veya dar kıyafet giymenin olduğunu iyice düşünmek gerekiyor... Zafer Üskül "Üniversitede baskı gören olursa Komisyona gelsin, biz olayın üstüne gidelim" diyor ama bu baskıyı yaşayanlar okullarını olaysız, kazasız belasız bitirebilmek için susmak zorunda kalacakları gibi, üç beş kişi de olmayacaklardır... Bir bakarsınız çarşafıyla, sarığıyla, fesiyle Osmanlı manzarası geri dönmüş. Örneğin Üskül "çarşaf kesinlikle olmaz" diyor. Neden? İnanç veya kişisel tercihten söz ediliyorsa o da olabilir. Sonuçta Kur'an'da (indirüiş nedeni ve o günler için oluşu düşünülmüyorsa) örtü var. Ama "Devletin kurallarına uymak" da var. Anayasa'yı hazırlayanların geleceği çok iyi okumaları gerekiyor.”


20 Kasım 2007- Allameliği o kertede ki; türbanlıların cehenneme gitmesi hükmedebiliyor


Özlem Albayrak, Yeni Şafak’taki “Böyle buyurdu cehennem gişecisi” başlıklı yazısında İlhan Selçuk’u eleştirdi: “Son dönem modası bu; 'dini literatür'le dindar vurmak. Kural ise şu; dindarı almak, o dindarın riayetle memur kılındığı emir-nehiyleri tespit edip dindar kişinin günlük hayat pratiğiyle çeliştiği noktaları yakalamak. Çelişki gibi görünen bu yorum ve usulleri samimiyetsizlik olarak tefsir etmek ve ballandıra ballandıra kitlelere maletmek... Örnekler onlarcadır, yüzlercedir… Ama Cumhuriyet yazarı İlhan Selçuk'un 'Türbanlılar cehennemliktir' şeklindeki formüllere sığmaz taşar son bombasının yeri, kalbimizde başka türlü makes bulmuştur ve dahi yeri doldurulamaz incilerdendir. Bu yaşından sonra üşenmiyor, 'İslami literatür'ü okuyor, benim diyen müçtehidlere parmak ısırtacak deliller-kıstaslar çıkarıyor, faizmiş falan doğruyu-yanlışı önümüze koyuyor. Allameliği o kertede ki; başörtülü ve türbanlı olarak tasnif ettiği örtülü kadınların ikinci kısmının cehenneme gitmesi hükmüne varıveriyor Nur Suresi ispatıyla. Tevekkeli değil, laikliğin bir din olarak tecessüm edişini idrak etmemiz. Adamlar zaten 'Büyük Atatürk' gibi bir peygambere, 'Cumhuriyet değerleri' gibi müntesiplerini aynı arenaya toplayan işaret fişeklerine sahip bir dine mensupturlar, şu 'din' işinden iyi anlamalarına da şaşmamalı yani...”

21 Kasım 2007 - “Dini baskı yüzünden okulumuzu değiştirdik” iddiası

Amasya'da öğrenim gördükleri ve pansiyonunda kaldıkları Anadolu Kız Meslek Lisesi'nde dini baskı gördüklerini iddia eden 4 öğrenci, bu okulu bırakıp Aydınca beldesindeki düz liseye kayıt yaptırdı. Öğrenciler Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenleri Ahmet A. ve kaldıkları pansiyonun müdür vekili Özlem Y. tarafından, namaz kılmaları ve kapanmaları yönünde baskı gördüklerini ileri sürdü. Bu konuda İ1 Milli Eğitim Müdürlüğü'ne şikâyette bulunduklarını söyleyen öğrencilerden Ş.Ç.'nin annesi Zekiye Ç., kızının okulda baskı gördüğü için kaydını düz liseye aldırdıklarını söyledi.



22 Kasım 2007 - İlköğretim öğrencilerine türban telkininde bulunuluyor

Amasya Anadolu Kız Meslek Lisesi 'nden 4 kız öğrencinin “baskı” nedeniyle okuldan ayrıldıklarını iddia etmeleriyle ilgili olarak Eğitim-İş İstanbul Anadolu Yakası Temsilciliği Başkanı Abidin Baysal “Kimi okullarda beslenme saatlerine dua ile başlanıyor. Birçok okulda mescit açılıyor, bazılarında ise namaz saatlerinde kütüphaneler mescit olarak kullanılıyor. İlköğretim öğrencilerine derslerde türban telkininde bulunuluyor. Bu tür olaylar genellikle sosyoekonomik düzeyi düşük, veli duyarlılığının az olduğu okullarda gerçekleştiriliyor" dedi. Eğitim-Sen Genel Başkanı Alaaddin Dinçer de “eğitimdeki dini baskıcı tutumun tırmanma eğitiminde olmasının” kendilerini kaygılandığını belirtti.



22 Kasım 2007 - Sigara, başörtülü kızın özgürlük sembolü değil mi?!

Abdurrahman Dilipak, Vakit Gazetesi’ndeki “Yazık, çok yazık!” başlıklı köşe yazısında muhafazakar kesimin tesettür ve ahlak anlayışındaki yozlaşmaları eleştirdi: “Tesettür modası ve tesettür defilelerine alıştık.. Şimdi pirsingli tesettür moda. Marka takılacaksın, moda müzikleri dinleyeceksin.. Sigara, başörtülü kızın özgürlük sembolü değil mi?! Maça gidip slogan atacaksın, konserlerde çılgınca dans edeceksin. Bizim BBG ne zaman? Hani o eksiğimiz de kalmasın.. Geçen gün bizim muhafazakar marketlerden biri buz dansı salonu açmış, onun reklam afişini gördüm, mini etekli, aynen. Hani tesettürlüsü de ten rengi tayt giyer! Geçen Ramazan yine tesettürlü (?!) sosyetenin gittiği otellerden birinde bayan starlardan birinin konseri vardı. Ramazan’da sizi hocaefendilerin sohbetine değil, tatilde popüler sanatçının konserleri ile efkar dağıtmaya çağırıyordu.. O eskidendi, artık bizimkiler parayla tanıştı. Şimdi dünyadan kam alma zamanıdır.. Ömür kısa.. Hani biraz da biz varalım dünyanın tadına değil mi efem.. Eee. Az zamanda çok yol kat etmişler demek ki! İlhan Selçuk, ya da Soros umutlanmakta haklı..”



Yüklə 2,1 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   80   81   82   83   84   85   86   87   ...   102




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin