Bedelden payına düşen kısma karşılık teşkil eder ve imkânsızlığın bu kısma etkisi olmaz



Yüklə 1,34 Mb.
səhifə15/40
tarix27.12.2018
ölçüsü1,34 Mb.
#86923
1   ...   11   12   13   14   15   16   17   18   ...   40

İNŞÂN SÛRESİ İNSAN SÛRESİ

Kur'ân-ı Kerîm'in yetmiş altıncı sûresi.

Adını, insanın yaratılmadan önceki hiç­liğini ifade eden 1. âyetteki "inşân" keli­mesinden alır. Ayrıca Dehr, Emşâc. Eb-râr ve Hel etâ adlarıyla da anılmaktadır. Otuz bir âyetten oluşan sûrenin fasılası elif harfidir. Mücâhid b. Cebr ve Katâde b. Diâme'nin de içinde bulunduğu âlim­lerin çoğunluğuna göre sûre Medine'de nazil olmuştur 148 Buna gö­re Rahman sûresinden sonra, Talâk sûre­sinden önce doksanıncı sûre olarak indi­ğine dair rivayetler doğru kabul edilebilir. Bir rivayete göre İkrime de 24. âyetin dı­şında sûrenin Medine'de nazil olduğunu belirtmiştir. Tamamının Mekke dönemin­de 30 veya 31. sûre olarak indiğini kabul edenlerin yanında 149 1 - 24. âyetlerin Medenî, diğerlerinin Mek-kî olduğunu ileri sürenlerde vardır.150 Bu­nunla birlikte üslûbu, âyetlerinin nisbe-ten kısa oluşu, en geniş yer verilen konu­nun âhiret nimetleri olması gibi özellikleri sûrenin Mekkî olduğu kanaatini güçlen­dirmektedir.

Genel olarak insanın yaratılışının ve ni­metlere mazhar olmasının hikmetini kav­ramaya. Allah'ı tanıyıp O'nun verdikleri­ne şükretmeye, azabından sakınmaya ve âhiretteki değerli nimetleri elde et­menin şartlarını gerçekleştirmeye bir çağrı niteliğindeki sûre, muhtevası ba­kımından yeniden dirilmenin kesinliğini vurgulayan ve âhiret hallerini özetleyen bir önceki Kıyâme sûresinin tamamlayı­cısı gibidir.

Sûrenin giriş mahiyetindeki ilk bölü­münün 151 konusu insandır. Bura­da insanın anılmaya değer bir şey olma­dığı, çok uzun bir zaman sürecinin ardın­dan katışık bir sperm damlasından yara­tıldığı, yaratılış amacının ise imtihan ol­duğu bildirilmektedir. İmtihan bilgi ve özgürlüğü gerektirdiği için insan işitme, görme gibi bilgi vasıtalarıyla donatılmış­tır. İşitme ve görme sıfatları insana nis-bet edilirken bununla genellikle insanın duyu vasıtaları yanında aklî ve zihnî do­nanımları da kastedilmiştir.152 3. âyette gerek zihnî ve psikolojik kabiliyetler sayesinde gerekse vahyin ay­dın latmasıyla insanın doğru yolu bulma imkânına kavuşturulduğu bildirilerek artıkşükredici veya nankör olmasının ken­disine kaldığı belirtilmiş, bu suretle hem insanın sorumluluğu hem de bunun için gerekli olan irade özgürlüğü açıklığa ka­vuşturulmuştur.

İkinci bölümde 153 iradesini kö­tülük yönünde kullanan inkarcıların âhi-rette karşılaşacakları ceza şekillerinden bir kesit verildikten sonra iradelerini iyi­lik yönünde kullanan ve bu sebeple "eb-râr" diye nitelenen müminler için hazır­lanan âhiret nimetleri sıralanmaktadır. Burada iyilerin üzerinde durulan nitelik­leri şunlardır: Sözünde durmak, uhrevî sorumluluk şuuru, muhtaçları doyurmak ve onlardan maddî ve manevî bir karşılık beklemeden yaptıklarını sırf Allah rızâsı için yapmak.154 Bu âyetler, İs­lâm'da ahlâkî emirlerin şartsız olduğunu göstermesi bakımından önemlidir. Bu­nunla birlikte sûrede Allah'ın erdemli insanları âhiretin şerrinden koruyacağı, mutlu ve sevinçli bir akıbetle karşılaştı­racağı belirtilmekte ve uhrevî nimetler­den Örnekler verilmekte, bu bölümün son âyetinde, "İşte bu nimetler sizin ödülle-rinizdir ve artık yaptığınız işler karşılığını bulmuştur" denilmektedir. 9. âyet, ahlâk felsefesindeki deyimiyle kategorik buy­ruğa 22. âyet ise erdemli insanın mutla­ka âhirette hak ettiği mutluluğa erişe­ceğine işaret etmektedir.

Hz. Peygamber'e hitap eden 23-24. âyetler onun metanetini güçlendirmeyi, peygamber olarak dinî duyarlılığını geliştirmeyi amaçlamaktadır. 27. âyet. akı­betlerini düşünmeden kendilerini aşırı dünya tutkularına kaptıranları eleştir­mekte, sûre bütün bu açıklamaların bir uyarı olduğunu, isteyenin Allah'a giden yolu bulabileceğini, Allah'ın dilediğine rahmetiyle muamele edeceğini, zâlimler için de şiddetli bir azap hazırladığını bil­diren açıklamalarla sona ermektedir. Bir hadiste Hz. Peygamber'in, zaman zaman cuma günleri sabah namazlarında Secde ve İnşân sûrelerini 155 diğer bir hadis­te de bir rek'atta Kıyâme ve İnşân sûre­lerini 156 okudu­ğu rivayet edilmektedir. Bazı tefsirlerde, "Kim Hel etâ sûresini okursa Allah onu cennet ve ipek elbiselerle ödüllendirir 157 şeklinde rivayet edi­len hadisin sahih olmadığı anlaşılmakta­dır. 158

Bibliyografya :

Râgıb el-İsfahânî. et-Müfredât, "dhr" md.; Buhârî, "Cum'a", 10; Müslim, "Cumqa", 64, 65; Ebû Dâvûd, "Ramazân", 9; Ahmed b. Hüseyin el-Beyhaki, es-Sünenü'l-kübrâ, Haydarâbâd 1344, IV, 185; Vahidî. Esbâbü'n-nûzûl, Kahire 1378/1959, s. 251-252; Zemahşerî. et-Keşşâf (Beyrut), IV, 166-172; İbnü'l-Cevzî. eL-MeozCfât (nşr. Abdurrahman M. Osman), Medine 1386/ 1966,1,390-392;a.mlf.,Zâdü7-mes;r, VIII, 427; Fahreddin er-Râzî. Mefâtîfru'l-ğayb, XXX, 235-263; Takıyyüddin İbn Teymiyye, Mİnhacü's-sün-ne(nşr. M. Reşâd Salim), Riyad 1406/1986, VII, 174-187; İbn Kesîr. 7e/sfrü7-Kiirsân(nşr. Sâmî b. Muhammed es-Selâme), Rİyad 1418/1997, VIII, 285-295; Muhammed et-TrabIusî. Keşfü'l-ilâhî can şedidi'z-zacfve'l-mevzû' ve'l-vâhî (nşr, Mahmûd Ahmed Bekkâr), Mekke 1408, I, 1030; Şevkânî, Fethu'l-kadîr, Beyrut 1412/1991, V, 397; Sırri Cirîdî. Sırr-t İnşân Tefslr-i Sûre-i İnsan, İstanbul 1312; İbn Âşûr, et-Tat\rir oe't-tenuîr, Tunus 1984, XXIX, 369-371; Elmalılı. HakDini, VIII, 5497-5499; M. İzzet Derveze. et-Tefsîrü'l-hadts: Nüzul Sırasına Göre Kur'ân Tefsiri (trc. Vahdettin İnce-Mustafa Altınkaya), İstanbul 1997, V, 19-29; Zuhur Ahmed Azhar, "ed-Dehf, UDMİ, IX, 631-632.



el-İNSÂNÜ'1-KÂMİL

Abdülkerîm el-Cîlî'nin (ö. 832/1428) eseri.

Tam adı el-İnsânü'I-kömiI iı mcfrife-ti'1-evâhirve'l-evtfü olan eser, tasavvuf­ta varlık hakikatlerinin tamamının karşı­lığı olarak kullanılan "insân-ı kâmil" konu­sunu ele almıştır. Müellif ilk defa kitabı kaleme almaya başladığında konunun ta-savvufi anlamda tahkik ehli olmayı gerektirdiğini düşünmüş, kendini buna yetkili görmediğinden yazdıklarını imha etmiş, bir süre geçip bazı halleri yaşadıktan son­ra konuya tekrar dönmüştür. Eseri "keşf-i sahîh"ine dayanarak kaleme aldığını söy­leyen müellif, yazdıklarını Kur'ân-ı Kerîm ve hadislerle teyit ettiğini ve açıkladığı sırların hiçbir kitapta bulunmadığını be­lirtir. Cîlî, okuyucunun eserde anlayama­dığı bazı yerlerin bulunabileceğini, bun­ların onun anlama seviyesinden kaynak­landığını, bu konuların hakikatini idrak etmek için kendisinde "fetih" hâsıl olun­caya veya anlamadığı hususların delilini Kur'an ve hadiste buluncaya kadar anla­dığı mâna ile amel etmemesini, ancak in­kârda da bulunmamasını tavsiye eder ve, "Bizim ilmimizden bir şeyi inkâr eden kim­se inkârı devam ettikçe ilmimizi kavra­maktan mahrum olur" der. Bu uyarıdan sonra Kur'an ve hadise dayanmayan bil­ginin sapıklık olduğunu özellikle vurgu­lar.

Eserin, sâliki Allah'a götüren bir rehber olmasını arzu ettiğini belirten müellif bazı konulan yer yer manzum olarak açıkla­mıştır. Anlattığı şeyler, Muhyiddin İbnü'l-Arabfnin bu husustaki görüşleriyle önemli ölçüde benzerlik arzeder. Bazı konuların ancak sembolik ifadelerle anlatılabilece­ğini söyleyen müellif, okuyucuya ayrıca Kutbu 'l-'acâ'ib ve felekü '1-ğarâ 3ib ile el-Kehi ve 'r-rakim fî şerhi bismülâhir-rah -mânirrahîm adlı eserlerini tavsiye eder.

Ahmed b. Muhammed el-Medenî ise 50-54. bölümleri açıklamıştır.159 Ahmed Ensârî'nin Muvazzahâtü'l-hâl fî bcfzı mesmu'âti'd-deccâl isimli şerhinin adından kısmî bir şerh olduğu anlaşılmaktadır.

el-İnsânü'l-k&miî Türkçe'ye ilk olarak La'lîzâde Abdülbâki tarafından çevrilmiş­tir.160 Bu çeviride metindeki manzum kısımlar ay­nen bırakılmış, bazı muğlak yerler de ter­cüme edilmemiştir. Selânikli Ali Örfî Efen­di ile161 Muham­med Said Efendi'nin 162 tercümeleri özet niteliğindedir. "Tecellî-i Ef âl" adlı bölü­mün (12. bölüm) kimin tarafından yapıl­dığı belli olmayan çevirisinin bir nüshası Süleymaniye Kütüphanesi'ndedir.163 Abdülaziz Mecdi Tolun'un. eserin ondan fazla nüshasını karşılaştırıp önemli tashihlerden sonra yaptığı tercü­me 164 yayımlanmış­tı.165 Eserin diğer bazı Türkçe tercüme­leri de vardır.166

Eseri Fadal Mîrân Urduca'ya 167 Titus Burckhardt özetleyip bir inceleme yazısı eklemek su­retiyle Fransızca'ya 168 Angela Culme-Seymour de bu Fransızca tercümeden İngilizce'ye çevirmiştir.169 Eser hakkında Reynold Alleyne Nicholson'un bir inceleme yazısı bulun­maktadır.170

Bibliyografya :

Abdülkerîm el-Cîlî, el-lnsânü'l-kâmil. Kahire 1316; a.e. (trc. Abdülaziz Mecdi Tblun), DİA Ktp., nr. 4015, s. 3; Keşfa'z-zunün, I, 181, 389; He-diyyetü'i-'âriftn, I, 161, 610, 768; Osman Nuri Ergin, Balıkesirli Abdülaziz Mecdi Tolıın Ha­yatı ve Şahsiyeti, İstanbul 1942, s. 88-92; Brockelmann. GAL, II, 264; SuppL, II, 283; R. A. Nichoison, Studies in Islamic Mysticism, Cambridge 1980, s. 77-142; A History ofMus-lim Phitosophy (ed. M. M. Sharif), Karachi 1983, II, 844-870; Yûsuf Zeydân, el-Fikrü 'ş-şûfı 'inde 'Abdilkerim el-Gtİ, Beyrut 1988, s.57-58; Gold-ziher, Abdülkerim'\ İA, I, 90; H. Ritter. "cAbd al-Kanmal-Djili", EP(İng.). I, 71; M. Nazif Şa-hinoğlu, Abdülkerîm el-Cîlî", DİA, I, 250.




Yüklə 1,34 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   11   12   13   14   15   16   17   18   ...   40




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin