BEKİR SAMİ PAŞA NAKŞBENDÎ HALİDÎ ZAVİYESİNİN KONYA ISLAH-I MEDÂRİS-İ İSLAMİYE MEDRESESİNE DÖNÜŞÜMÜ BAĞLAMINDA NAKŞBENDÎLİĞİN İLMİ HAYATA TESİRİ
Yrd. Doç. Dr. İsmail BİLGİLİ1
ÖZET
Medrese-tekke bütünlüğüne önem veren Tasavvuf ilminin önemli ekollerinden biri de Nakşbendî tarikatıdır. Nakşbendîlik, İslam’ın ahkâmını önceleyerek şeriatın zahir hükümleri öğrenilmeden tarikat eğitimine geçilmesini uygun görmemiştir. Hz. Peygamber (s.a.v)’in Cibril hadisi ile Medine Mescidinde tesis ettiği “Ashab-ı Suffa” eğitim kurumunu kendisine rehber edinen Nakşbendîlik, günümüze kadar ilmi esas alan çizgisini koruyarak gelmiştir. Nakşbendî mürşitlerinin aynı zamanda İslamî ilimlerde temayüz etmiş âlimlerden olmaları ve medreselerde müderris vasfıyla eğitim hizmetlerine katkı sağlamaları da bu kanaati desteklemektedir.
1846 yılında Konya valisi Bekir Sami Paşa tarafından Konya’da inşa edilen ve Bekir Sami Paşa Hankâh’ı olarak da bilinen Nakşbendî Halidî Zaviyesi, tekke olarak tesis edilen bir kurumun kütüphanesi ve ilmi tedrisatıyla daha sonraları “Konya Islah-ı Medaris-i İslamiye Medresesi” ismiyle modern bir eğitim ve öğretim kurumuna dönüşmesi, Nakşbendî ekolünün tasavvuf eğitiminde Kitap ve Sünnet merkezli ilmi esaslara dayandığını yakın tarih itibariyle gösteren en net örneklerden biridir.
Dostları ilə paylaş: |