Kurumlara özel kuruluşlar veya bireyler tarafından maddi veya ayni destek verilmesi
Kurumlara özel kuruluşlardan (özel sektör kuruluşları, hükümetler arası örgütler, uluslararası yardım kuruluşları) veya bireylerden maddi veya ayni destek alıp almadıkları sorulmuştur. Bir önceki sorudaki eğilimin aksine, bu soruyu yanıtlayan 70 kurumdan 35’i olumlu yanıt vermiştir. Yukarıda da belirtildiği üzere Türkiye’de kurumlar genellikle üyelerinden aldıkları kayıt ücreti ve aidatlarla devamlılıklarını sağlamaktadır. Kurumlar ayrıca AB’nin veya diğer kuruluşların sunduğu özel fon kaynaklarına başvurabilmekte ve bu fon kaynaklarından faydalanabilmektedir. Öte yandan, Türkiye’deki özel sektör kuruluşları çoğunlukla sosyal yardım projelerine veya eğitim alanına yönelik çalışmalara maddi destek sunmaktadır. Özel sektör kuruluşları, insan hakları projeleri ve özel olarak ayrımcılık yasağı ile ilgilenme konusunda isteksiz gözükmektedir. Bu konuda verilebilecek tek olumlu örnek HIV/AIDS konusunda çok uluslu bazı şirketlerin Pozitif Yaşam Derneği’ne sunduğu maddi yardımdır. Söz konusu Dernek, yerli şirketlerin bu anlamda daha az ve seyrek olarak maddi destek sunduklarını belirtmiştir. LGBTT alanında çalışan kurumlar ise Türkiye kaynaklı özel kuruluşlardan maddi destek alamadıklarını aktarmıştır.
Özel kuruluşlardan destek alabildiğini belirten kurumların büyük bir kısmı proje bazında ve genellikle Birleşmiş Milletler (BM), AB ve diğer uluslararası örgütlerden maddi destek aldıklarını ifade etmişlerdir. Ancak alınan desteklerin sadece projeyle sınırlı olması, kurumların kapasitelerinin güçlendirilmesi açısından eksik ve kurumsal giderlerin karşılanması için yetersiz kalmaktadır. Maddi ve ayni yardımlar açısından özel kuruluşlar veya bireyler tarafından sunulan destekler arasında tam zamanlı veya yarı zamanlı çalışan personelin ücretlerinin karşılanması, etkinlikler için bazı mekânların ücretsiz olarak tahsis edilmesi, düzenlenen bazı etkinliklerin maliyetinin karşılanması gibi örnekler sıralanmıştır.
Türkiye’de derneklerin vergiden muaf tutulabilmeleri için kamu yararına kurulmuş dernek statüsüne sahip olmaları gerekmektedir ancak bu statü sadece Bakanlar Kurulu kararı ile gerçekleşebilmektedir. Bugüne kadar genellikle Yardım Sevenler Derneği, Verem Savaş Derneği gibi sosyal hizmet ve sosyal yardım alanlarında çalışan sınırlı sayıda derneğe bu statü tanınmış durumdadır. Anketi yanıtlayan kurumlar arasından Türkiye Sakatlar Derneği ve Türkiye Görme Engelliler Derneği kamu yararına çalışan dernek statüsüne sahiptir.
Yanıtlarda belirtilen bir diğer nokta ise, sadece üyelik aidatı veya bağışlara dayalı olarak faaliyet sürdüren kurumların, üye sayılarında düşüş veya yardım toplama faaliyetlerinde yolsuzluğa karıştığı ortaya çıkan benzer nitelikte kurumların bu fiillerinin kamuoyunda olumsuz bir önyargı yaratması gibi nedenlerle aidat ve bağış miktarlarında azalma yaşaması durumunda, etkinliklerinin de sekteye uğraması riskiyle karşı karşıya kalmalarıdır.
Sendikalar açısından bir önceki soruda bahsedilen 2821 Sayılı Sendikalar Kanunu’nun 40. maddesi gereğince; sendikaların işverenlerden, işveren kuruluşlarından, esnaf ve küçük sanatkârlar kuruluşlarından, derneklerden, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarından ve vakıflardan yardım ve bağış alması yasaktır. Bu yasak, sendikalar tarafından bu çalışmada sıklıkla vurgulanmıştır. Sendikalar için mevcut olanaklardan biri, üyesi bulundukları uluslararası kuruluşlarla yürüttükleri ortak projelerin fonlarından sağlanan ve üyelere yönelik eğitim faaliyetlerinde kullanılan maddi kaynaklardır.
Dostları ilə paylaş: |