Ben Dünyanın En Akıllı İnsanıyım Erdal demirkiran



Yüklə 0,65 Mb.
səhifə13/13
tarix17.03.2018
ölçüsü0,65 Mb.
#45778
1   ...   5   6   7   8   9   10   11   12   13

por vardı. Bilgisayarını açtı, raporu hazırladı. Çok

güzel bir rapor olmuştu, tam üç saat uğraşmıştı.

Tam kaydedecekken bir anda elektrikler kesildi.

• Akşam yorgun argın eve geldi. Banyoya girdi, sa-

bunlandı, tekrar suyu açmak istedi ama olmadı, çünkü sular bir saniye önce kesilmişti.

• Sabahleyin bir çekin tahsili için bankaya gitti. Ban-

ka çok kalabalıktı ve sırada yaklaşık otuz beş kişi vardı. Öğlene kadar sıranın kendisine gelmesini bekledi. Tam sıra kendine geldiğinde sistem arızalandı.

• Randevuyu koparıncaya kadar tam altı ay uğraş

tı. Ama sonunda oldu, aldı randevuyu. Buluşmak

için adamın ofisine gittiğinde beyefendinin acil bir

iş için şehir dışına çıktığını öğrendi.

• Pahalı bir cep telefonu aldı, ertesi gün telefonun

fiyatının yarı yarıya ucuzladığını öğrendi.

• Biraz doları vardı, bozdurdu ve bir daire aldı, erte-

si gün devalüasyon oldu.

• Muhallebi yerken dişi kırıldı... " •.;'••

281
insanıylrrı

Ben Dünyanın En Akıllı

Yukarıdaki adamın yaşadıklarını ya da benzerlerini sen de yaşamışsındır. Birçok kere ne kadar şanssız olduğunu düşünmüşsündür. Halbuki olumlu görebilsen, hiçbir zaman şanssız olduğunu düşünmez, hiçbir zaman küfret-mezdin.

Her insan, her gün bir dolu şanssızlık yaşıyor., Hayatında ilk-defa çatalla meyve yemeye kalkan ve çatalı tam ağzına götürürken, ensesine vay Mehmet diye tokat yiyen, boğazına çatal kaçan ve ölen adamı duydun mu sen? Üstelik adı da Mehmet değil Abdullah'tı. Bakışını değiştirmelisin. Ben çok şanssızım, diye diye ortalarda yürürsen, her olana kötü bakarsan, her şey daha kötü olur buna emin ol ve yine emin ol ki bir gün su içerken boğulup gidersin. Bakışını değiştir. Biraz daha, biraz daha dikkatli bak, ne kadar şanslı olduğunu göreceksin.

Çok şanslı adam...

• Biraz önceki şanssız adamı düşün! Belki otobüsü

kaçırdı ama milyonlarca insanın aksine onun geç

de olsa gidebileceği bir işi vardı.

• Raporu hazırlarken elektriğin kesilmesi ona, rapo

runu tekrar gözden geçirme ve hatasız bir rapor

yazma fırsatı verdi.

• Banyoda suyu kesilse de akşam evine döneme

yen milyonlarca insanın aksine o, evine dönmeyi

başardı ve hatta evi olmayan binlerce insan var

ken, o en fazla suyu kesilecek bir evde yaşama

nın keyfini sürdü.


Tüm Keramet Senin Bakışında Gizli...

• Bankada sistem arızalansa da, dönen binlerce çe

kin arasından öğleden sonra da olsa onun çeki

ödendi.


• Fiyatı yarı yarıya ucuzlasa da pahalı bir cep tele

fonu alabilecek güce sahipti.

• Devalüasyon olsa da, evine ekmek götüremeyen

binlerce insanın aksine ilk değerini kaybetmiş olsa

bile, kendine ait bir dairesi vardı.

• Muhallebi yerken dişi kırılsa da yediğinin muhalle

bi olduğunu idrak edecek sağlıklı bir beyne sahip

ti.


• Nefes alamayan binlerce insanın aksine o nefes

alabiliyordu.

Gerçekten de sahip olduklarımızın kıymetini hiç bilmiyoruz.

Elini vicdanına koy ve hesap et. Önüne bir kağıt al, bir tarafa sahip olduklarını, bir tarafa sahip olamadıklarını yaz. İnanamayacaksın, çok şanslısın çoook!

Başkalarının bildiği gibi yaşamak...

Çevren seni adeta bir heykeltıraş gibi işliyor. Eğer onların verdiği şekli kabul edersen, buruşuk bir heykelcikten başka bir şey olmazsın. Güçlü olmalısın seni kimse bu-ruşturamamalı. Hiçbir davranıştan etkilenmemelisin. İnsanlar ne yaparlarsa yapsınlar, gülüp geçebilmelisin. Öğretilen ne varsa unut, her şeye yeniden başla, yeniden bak...


282
283
Ben Dünyanın En Akıllı insanıylm

Bu da kısa bir balina hikayesi...

Balina daha yeni doğmuştu. Binlerce salyangoz sanki söz birliği etmişçesine anında bir akvaryum yaptılar balinanın etrafına. Akvaryum tamamlandıktan sonra gözlerini açtı balina. Salyangozlardan öğrendi hayatı. Salyangozlardan öğrendi akvaryumdan ibaret küçük dünyasını... ve salyangozlardan öğrendi kendisinin de büyük bir salyangoz olduğunu. Akvaryumun kurallarına göre yaşadı hayatını. Bir tek defa bile yüzemedi neredeyse sınırsız olan okyanusta. Ne acı...

Herkes başka yaşar aslında.

. 17 Ağustosta bir deprem oldu Marmara'da. Binlerce

^ S9n enkaz altında kaldı. Cep telefonu olanlar enkaz altın-

^ eğer sağ iseler 112 acili aradılar. İlk telefon geldiğinde,

^ntraldeki memur, kim bilir nasıl etkilenmiştir. Kim bilir o

^ Vanındaki arkadaşına nasıl bir duygusallıkla anlatmıştır...

fonci telefon geldiğinde de çok duygusaldır. Ancak tele-

^.nl9r çoğaldıkça duygusallık azalarak bitmiştir. Hatta bel-

fo santraldeki memur, arayan bininci adamın yüzüne tele-

. n kapatmıştır. O an, santraldeki kızla enkaz altındaki

l^anim dünyaya bakışı arasındaki farkı hiçbir matematikçi

~ Se*p edemez. O halde nasıl oluyor da hayatı başkalarının

"Atıklarıyla yaşıyorsun?!


Tüm Keramet Senin Bakışında Gizli...

Herkesi ciddiye al ama...

Herkesi dinle, herkesten öğren, herkesten topla... sonunda mutlaka kendi bildiğini yaşa. Baş ağrısından daha büyük bir acı yaşamayan adamla, bir anda tüm servetini, sağlığını ve sülalesini kaybeden adam aynı heyecanla anlatıyorsa yaşadığını, oturup biraz düşünmelisin bence.

Su değilsin sen! İnsansın...

İstisnasız her şeyin bir kaynama noktası var. Su normal şartlar altında 100 derecede kaynar mesela. Biliriz ki bu suyun genel özelliğidir. Nerede H20 bileşimi varsa, kaynama noktası 100 derecedir. Aklı yoktur ve direnci sabittir. Ama sen bir insansın, senin aklın var. Aklın olduğu için yaşadıklarına göre değişen bir direncin var. Kimini baş ağrısı perişan ederken, kimine kalp krizi vız gelir. Acının üst sınırı insandan insana değişir. Bacağı kopan bir adama iğne batırsan duymaz ama sağlıklı bir adam feryat eder. Herkesin direnci yaşadıklarına göre belirlenir. Herkes değişik şeyler yaşadığına göre tepkilerin farklı olması da çok normaldir. Ama su 100 derecede kaynar ve yüz dereceden sonra sadece buhar olur. İstersen 100.000 derece ısı ver, buhardan başka hiçbir şeye dönüşmez su.

Benim yanımda bir arkadaşım ölse belki ben kahrolurum ama onlarca arkadaşı, yanında şehit olan bir gazinin kılı bile kıpırdamaz. Bağırsakları dışarı dökülmüş adamın, bir doktora yansımasıyla, bana yansıması ateş böceğiyle şimşek kadar farklıdır. O halde hayatı kendi bildiğin gibi yaşa.


284
285
Ben Dünyanın En Akıllı Insanıy

'im


Kim ne derse desin, unutma ki anlattıkları kendi yaşadıklarıdır. Seninkiler değil.

Hiç kimse hayatı bir başkasının bildiği gibi bilmez.

Benzer yaşamlar sergilemeleri inandıkları için değil,

etkilendikleri içindir...

Ben Ay'dayken...

Yaşlı bir adamdan bir anısını anlatmasını istiyorlar. Adam cümleye şöyle başlıyor: "Hiç unutamam, aya ilk çıktığımızda gemiden ilk olarak Ne-il indi. Sonra ben indim. Ben aya ayak basan ikinci adam olmuştum. Neil yüzünü bana döndü aynı anda ben de ona döndüm. Korkunç bir andı o. Beş saniye kadar öylece kalakaldık. Orası muhteşem bir yer. Oradan dünyayı parmağınızın ucuyla gösteriyorsunuz. Olağanüstü bir duygu bu. O günü hayatımın sonuna kadar unutamam ve Neil'le her karşılaştığımızda o an gelir aklımıza. Kimse bilmez. Biz tebessüm ederiz."

Sözünü ettiğim yaşlı adam Buzz Aldrin'dir. Neil Armstrong'un ortağı, aya ilk çıkan adam. Böylesine manyak anısı olan insanlar da var. Olağanüstü değil mi?

Aynı anda, yani TV'de Buzz Aldrin bu hikayeyi anlatırken, yanımdaki adam da bir arkadaşına kendi anısını anlatıyordu. Hem de Buzz Aldrin'den daha büyük bir heyecanla: "Bir gün okey oynuyoruz, tam sekiz tane taş


Tüm Keramet Senin Bakışında Gizli...

çaldım, kimsenin ruhu duymadı. Abi ben bu işi biliyorum ya..." dedi.

...İkisi de adam. İkisinin de sadece birer beyni var. İkisi de sadece birer anı anlattılar.

Daima en iyi ol!

Anıların bile ürkütsün insanları. Geldiğin gibi gitme. Geçip giderken tozu dumana kat. Birilerinin dudağı uçuklasın. İnsanlar ne oldu diye paniklesinler, bir şeyleri değiştir. Hayatını anlatılanlarla değil, bildiklerinle yaşa. Bir şeyi yaparken en iyisini yap! Cehennemde yanarken bile en iyi sen yan. En büyük anın tavlada attığın düşeşse, biraz düşünmelisin!

Bir kartal hikayesi

Bir rivayete göre; dört tavuk, bir kartal yuvasına gidip, bir yumurta çaldılar. Yumurtayı kümese getirdiklerinde, kümeste bulunan diğer tavuklar gördükleri bu yumurtanın çok büyük bir tavuğa ait olduğunu düşündüler. Zaman geçti, yumurtayı getirenler de unuttu, onlar,da bu yumurtanın büyük bir tavuğa ait olduğuna inandılar.

...Bir anne bulundu yetim yumurtaya, kuluçka başladı. Kısa bir zaman sonra yumurta kırıldı. İçinden simsiyah kanatlı, ilginç gagalı tuhaf bir tavuk çıktı...Herkes çok mutluydu, böylesini ilk defa görmüşlerdi. Anne tavuk, dersler vermeye başladı yavrusuna: "Bak yavrum, yerden bulduğun böceği şöyle ye! Arpayı, buğdayı böyle ye!". An-


286
287
Ben Dünyanın En Akıllı insanıyım
Tüm Keramet Senin Bakışında Gizli...

ne tavuk her gün yeni şeyler öğretiyordu yavrusuna. Büyük tavuk annesinin her söylediğini yapıyordu. Tehlikelere karşı nasıl davranacağını da öğretti annesi: "Bak yavrum eğer kedi buradan gelirse aksi istikamete doğru kaç, şuradan gelirse buraya kaç..."

Büyük tavuk büyüdükçe güzelleşiyordu. Oldukça uzun kanatları vardı. Ara sıra diğerleri onun kanatlarına bakmak için geliyorlardı...

Bir gün anne tavuk yavrusuna havadan gelen tehlikelere karşı kendisini nasıl savunacağını anlatırken büyük tavuğun gözü, gökyüzünden süzülerek korkunç bir ihtişamla geçiş yapan bir başka canlıya ilişti.

- Anne bu ne? dedi büyük tavuk.

- Ha o mu? O kartal yavrum, kuşların padişahı.

Ne de güzel uçuyor!

- Evet yavrum! Ama sen sakın ona özenme.

Asla onun gibi olamazsın! Sen bir tavuksun.

Senden önce baban, deden, amcan hepsi ona

özendi ama hiçbiri onun gibi uçamadı...

Sen bir tavuksun ve bir tavuk gibi yaşamalısın.

Annesi gittikten sonra siyah kanatlı büyük tavuk, kümesin arka bahçesinde yalnız kaldı. Kartalın yeniden geçmesini bekliyordu. Biraz sonra korkunç ihtişamıyla süzülerek geçti kartal. Bir an etrafına baktı siyah kanatlı büyük tavuk ve haddini aşarak, kanadını şöyle bir açtı. Kendi kanadı ile kartalın kanadı arasında inanılmaz bir benzerlik vardı. Heyecanlandı. O heyecanla kümese daldı. Kümeste siyah kanatlı birkaç büyük tavuk daha vardı. Hepsi mışıl mışıl uyuyordu.

"Arkadaşlar, uyanın ve beni dinleyin, ben bir şey fark ettim. Bizim kanatlarımız o uçan şeyin kanatlarına çok benziyor. Bence uçmayı denemeliyiz." Arkadaşları sanki sözbirliği yapmışçasma "Hadi canım sen de, dalga mı geçiyorsun? Unuttun mu biz tavuğuz ve asla uçamayız. Annemiz öyle söylemişti." dediler.

Siyah kanatlı büyük tavuk, diğer siyah kanatlılar tarafından reddedilmişti. O da adeta "Ne haliniz varsa görün!" diyerek, tekrar kümesin arka bahçesine geçti. Saatlerce kendi kanadını inceledi. Gökyüzünden süzülen kartalın kanatlarına benzetti kanatlarını. Kendi kendine "Bunu denemeliyim." dedi. Herkesin tam olarak uyumasını bekledi. Kimse görmemeliydi onun uçmaya çalıştığını. Delilikle suçlanmaktan korktu. Biraz sonra herkes uyudu. Yalnız o ayaktaydı.

Kanatlarını çırpmaya başladı. Korkunç bir şey oldu, yükseliyordu. Her kanat çırpışında biraz daha, biraz daha yükseliyordu. Yükseldi, yükseldi, yükseldi... Havadan aşağıya bakmak meğer ne muhteşem bir şeymiş, dedi. Bir ses duydu sonra; "Sen tavuk değilsin. Sen bir kartalsın! Yakala avını, parçala ve ye!" Hemen bir kuş yakaladı ve onu yedi. Hayatındaki en büyük tecrübeydi bu. Kalp atışı hızlanmıştı. Ölecek gibi olmuştu. Apar topar kümese indi. Her şeyden habersiz uyuyan arkadaşlarını yeniden uyandırdı. "Arkadaşlar uyanın; ben uçtum, siz de yapabilirsiniz, ne olur benimle gelin, sizlere de göstereyim." dedi. Kimse inanmadı onun uçtuğuna. 'Sen uçmuşsun' dediler, alay ettiler. "Siz bilirsiniz, ben gidiyorum." dedi ve oradan uzaklaştı. Kimin ne dediği umurunda değildi artık, tekrar kanat çırpmaya korkuyordu; ya bu bir rüyaysa, diye mı-


288
289
Ben Dünyanın En Akıllı insanı
yırn
Tüm Keramet Senin Bakışında Gizli...

rıldandı. Tüm cesaretini topladı ve yeniden o muhteşem kanatlarını çırpmaya başladı, yine yükseldi. Yükseldiğini bazı siyah kanatlılar da gördü. Görmelerine rağmen inanmadılar onun uçtuğuna... O yükseldi; yükseldikçe yeni dostlar, yeni kartallar, şahinler, atmacalar, doğanlar tanıdı.

...Artık o da bir kartaldı. Yıllar sonra bir gün bir kartal dostuna, "Yıllar önce yaşadığım bir kümes vardı, oraya gitmek istiyorum, benimle gelir misin?" dedi. Arkadaşı sert çıktı. Kartallar yalnız uçar, yalnız gitmelisin, dedi. Bırak bu saçma sapan kaideleri, kır artık bu zincirleri, neden yalnız, diye sordu. Eski kartal cevap veremedi. İkna oldu ve evet gerçekten de çok anlamsız, hadi gidelim, dedi.

Bizim kartal kendini öyle bir aşmıştı ki, kartalların geleneklerini bile değiştirmeye başladı. Ona göre tavuklar alemindeki saçmalıklar, her alemde benzer şekillerde vardı... Neyse, uçtular. Kümesin üstünden tıpkı yıllarca önce geçen ihtişamlı kartal gibi geçtiler. Bizim kartal bu geçiş esnasında aşağıya doğru baktığında eski arkadaşlarının, siyah kanatlı büyük tavukların yıllar önce kendisinin de yaptığı gibi gıpta ile kendilerine baktığını gördü. Gözünden iki damla yaş düştü bizim kartalın. Arkadaşı sordu, "Neden ağlıyorsun dostum?" Bizim kartal sessizce ve çok derinden ve çok içten sadece şu kadarını söyleyebildi: Hiiiç! Hiç...


Egzersiz Zamanı '-.

Mükemmele ulaşma egzersizi.

Uzun bir aradan sonra bu sene ilk defa kar yağdı İstanbul'a. Herkes, "Mevsimler ne kadar da değişti. Baksana ciddi ciddi kar yağıyor." dedi.

Doğru aslında, yağmur başka şey, kar başka şey

ve ikisinin arasındaki fark, kibrit ateşiyle güneş kadar! Ama

herhangi birinin yerine, bir diğerinin oluşabilmesi için ihti

yaç duyulan enerji sadece 0,00000000 00000001

derece. (Aradaki noktalı yere istediğin kadar 'O' ekleyebilirsin.)

Şöyle ki: Su sıfır derecede donduğuna göre (kar),

onun tekrar eriyip suya (yağmura) dönüşebilmesi için ge

reken ısı sadece 0,00000000 00000001 derece

dir. Yani sıfırın üzerine bu kadarlık bir ısı eklersen kar yağ

mura dönüşmüş olur.

Bazen bizlere olağanüstü farklıymış gibi gösterilen bir dolu şey, aslında birbirine yağmurla kar kadar yakın.

...ve mükemmellikle sıradanlık arasındaki fark da en

fazla bu kadar. Sadece 0,00000000 00000001

puan kadar. Sadece kanat çırpmak kadar...

290
291


Ben Dünyanın En Akıllı insanıyım

Kanatlarını Kontrol Et!

Bugün kendinle biraz oyna! Muhteşem bir dizayna sahip olan kanatlarını incele... Belki bir bakışta bulamayacaksın onları. Belki kanat çırpacak fakat hemen uçamayacaksın... Bu kanatlarının olmadığı anlamına gelmez. Kesinlikle oralarda bir yerde onlar, sadece üzerinde biraz toz var, sadece bir parça küf var onların üzerinde... Ulaş onlara! Ulaştığın anda da hiç vakit-'kaybetmeden hemen çırpmaya başla... Uçmakla uçmamak arasında sadece basit bir kanat çırpma hareketinin olduğunu görünce soranlara, "hi-iiiç" deyip ağlayacaksın! Ben öyle yaptım.

Burnunun dikine git! Kendi bildiğini oku! Asla taviz verme! Asla vazgeçme! Ve anneni, babanı çok sev! Unutma onlar bir daha asla olmayacak! Ve tüm sahip olduklarını çok sev! Çünkü onlar senin... Ve kendini çok sev, kendini en sev, kendini öte sev... Asla Unutma! Sen varsan her şey anlamlı, sen varsan her şey önemli. Sen yoksan hiçbir şeyin, hiçbir anlamı yok! Güneşin bile...

"Dün için pişman olma! Yarın için asla kaygılanma!...

Bugünü yaşa! Sadece bugünü yaşa! Bugünü sanki en

son gününmüş gibi yaşa! Unutma ki yarın bugüne dün

diyeceksin, tıpkı dün bugün için yarın dediğin gibi..."

"Zirveye Bekleriz!"

Erdal DEMİRK1RAN

"Dünyanın En Akıllı İnsanı"

istanbul - 2029

292
Erdal Demirkıran _ Ben Dünyanın En Akıllı İnsanıyım

www.kitapsevenler.com

Merhabalar

Buraya Yüklediğimiz Görme engellilerin okuyabileceği formatlarda hazırladığımız

E-Kitaplar ve daha pek çok konudaki Kitapları bilhassa görme engelli

arkadaşların istifadesine sunuyoruz.

Ben de bir görme engelli olarak kitap okumayı seviyorum.

Ekran okuyucu program konuşan Braille Not Speak cihazı kabartma ekran ve benzeri yardımcı araçlar

sayesinde bu kitapları okuyabiliyoruz. Bilginin paylaşıldıkça pekişeceğine inanıyorum.

Siteye yüklenen e-kitaplar aşağıda adı geçen kanuna istinaden tüm

kitap sever arkadaşlar için hazırlanmıştır.

Amacımız yayın evlerine zarar vermek ya da eserlerden menfaat temin etmek değildir elbette.

Bu e-kitaplar normal kitapların yerini tutmayacağından kitapları beğenipte engelli olmayan okurlar,

kitap hakkında fikir sahibi olduklarında indirdikleri kitapta adı geçen

yayınevi, sahaflar, kütüphane ve kitapçılardan ilgili kitabı temin edebilirler.

Bu site tamamen ücretsizdir ve sitenin içeriğinde sunulmuş olan kitaplar

hiçbir maddi çıkar gözetilmeksizin tüm kitap dostlarının istifadesine sunulmuştur.

Bu e-kitaplar kanunen hiç bir şekilde ticari amaçla kullanılamaz ve kullandırılamaz.

Bilgi Paylaşmakla Çoğalır.

Yaşar MUTLU

İlgili Kanun: 5846 Sayılı Kanunun "altıncı Bölüm-Çeşitli Hükümler " bölümünde yeralan "EK MADDE 11. - Ders kitapları dahil, alenileşmiş veya yayımlanmış yazılı ilim

ve edebiyat eserlerinin engelliler için üretilmiş bir nüshası yoksa hiçbir ticarî amaç güdülmeksizin bir engellinin kullanımı için kendisi veya üçüncü

bir kişi tek nüsha olarak ya da engellilere yönelik hizmet veren eğitim kurumu, vakıf veya dernek gibi kuruluşlar tarafından ihtiyaç kadar kaset, CD, braill

alfabesi ve benzeri formatlarda çoğaltılması veya ödünç verilmesi bu Kanunda öngörülen izinler alınmadan gerçekleştirilebilir."Bu nüshalar hiçbir şekilde

satılamaz, ticarete konu edilemez ve amacı dışında kullanılamaz ve kullandırılamaz. Ayrıca bu nüshalar üzerinde hak sahipleri ile ilgili bilgilerin bulundurulması

ve çoğaltım amacının belirtilmesi zorunludur." maddesine istinaden web sitesinde deneme yayınına geçilmiştir.


T.C.Kültür ve Turizm Bakanlığı Bilgi İşlem ve Otomasyon Dairesi Başkanlığı

ANKARA


bu kitap Görme engelliler için düzenlenmiştir.

Tarayan bilinmiyor



kimler taradıysa çok teşekkürler.

Erdal Demirkıran _ Ben Dünyanın En Akıllı İnsanıyım
Yüklə 0,65 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   5   6   7   8   9   10   11   12   13




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin